SivasSpor.Com
24.08.2007, 09:31
http://www.sivasspor.com/images/stories/mustafa_ates.jpg
Yazar Adı: Mustafa ATES (Sivas Postası)
Tartışmalı Trabzonspor -Sivasspor maçıyla ilgili ilgili-ilgisiz,bilgili ,bilgisiz yorum yapmadık.Açıklama yapmadık insan kalmadı.
Ekran başında dahil.
Bakın ben ordaydım.
Yazacaklarım iyi okunsun.
Ders alınmalı diye düşünüyorum.
Sadece gördüklerimi yazacağım.
Yorum yok.
Birincisi,yaşananlar için söylenecek tek şey var ki o da Trabzonspor’a yakışmadı. Bunun aması, fakatı, sebebi yok.
Dikkat çekmek istediğim nokta çok ama çok farklı.
Meşhur “Turunculu” diye tanımlanan kişinin sahaya girmesinin ardından futbol oynamak için kullanılan yeşil saha resmen savaş alanına döndü. Sahanın karışmasının ardından kameralar protokol tribününe çevrildiğinde bende 5 metre mesafeden Trabzonspor ve Sivasspor Kulübü Başkanını yan yana gördüm.
Olaylar tam büyüyordu ki, Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Odyakmaz’ı sahada gördüM.
Önce ortamı sakinleştirmeye, kendi futbolcularını kenara çekmeye çalıştı.
O esnada Trabzonspor taraftarı içinde oturan Sivasspor paf takımını da tribünden indirip güvenli bir bölüme yolladı.Kısa sürede takımını soyunma odasına gönderdi.
Bir nebze olsun olaylar yatıştı.
Peki esas konumuza gelelim.
O esnada Trabzonspor, yani ev sahibi takımın başkanı ne yapıyordu dersiniz. Maçı izlediği yerden sahaya bakıp kafasını sadece sağa sola sallıyordu.
Ne bir direktif, ne bir talimat verdiğine şahit olmadım.
Sanki maçı televizyondan izliyordu.
Çaresizdi.
Beklenmedik olayların geliştiği durumlara “kriz” deriz.
Bana göre kriz durumunda yapılacak ve yapılmayacak şeyleri bilmek, daha doğrusu kriz durumunda
ortamı kontrol altında tutmak “lider” denilen kişilerde olması gereken en büyük özelliklerdendir. Lideri diğer insanlardan ayıran şeydir kriz anındaki duruşu ve tavrıdır.
Bazı insanlar kriz yönetiminde nasıl davranılması gerektiğini ders olarak öğrendiği gibi, bu yetenek bazı liderlerde doğuştan vardır.
Pazar günü yaşananlardan gördüğümüz kadarıyla Trabzonspor başkanında kriz yönetimi yeteneği ne doğuştan var, ne de sonradan kriz yönetimini öğrenmek için bir çalışma yapmış. Koca koca holdingleri idare ettikleri söylenen bu insanların acaba işyerlerinde alışılmışın ve beklentilerin dışında bu tür kriz ortamları olduğunda neler yaptıklarını gerçekten merak ediyorum.
Mesela;” evlisiniz ve çocuklarınız var. Bir akşam evinize başka bir arkadaşınız çocuklarıyla birlikte misafir olarak geliyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde sizin ve misafir arkadaşınızın çocukları evin içinde oynarken kavgaya tutuşuyor. O evin idaresi o an sizde olmasına rağmen kılınızı kıpırdatmıyor, oturduğunuz koltuktan kavgayı seyrediyorsunuz. Misafiriniz araya dalıyor. Kavga eden çocukları ayırmaya, ortamı yatıştırmaya çalışıyor. Belki bire bir aynısı değil ama Trabzon’daki şartlara benzer bir örnek bu.
Trabzon’da oynanan Trabzonspor-Sivasspor maçında ev sahibi olan N.A idi. Ama yaşanan gelişmeler karşısında hiçbir varlık gösterememesi biz misafirleri derinden üzdü.
Bırakın Trabzon’u, Türkiye’nin herhangi bir yerinde bu tür bir olayda eğer Trabzonspor taraf ise, Trabzonspor başkanının olaylara müdahale etmesi, olayları kontrol altına alması ve gerekeni yapmasını beklerdim. Kongrede “masaya yumruğumu vuracağım” diyerek göreve talip olanların bu tür durumlarda seyirci kalmaları ve düştükleri hal o kadar ilginç ve bir o kadar da komik geldi bana.
Başkanlık protokolde 1. mevkii de oturmak, VIP’lerde insanlardan ayrı bölmelerde saklanmak,seyahat etmek sanatı değildir.
Not: Bu arada N.A Başkanın Medya-Basın kuruluşlarına Trabzonspor ‘un ceza almaması için haberler için nasıl baskı yaptığı ve Trabzonsporu haklı gösteren haberler çıkması yönünde sürekli telkinde bulunduğu kulaklarıma geliyor.
Başkan aman dikkatli ol.
Fazla sirke küpüne zarar demişler.
Çünkü, Sivaslının olmadığı yer yok.
Haberin olsun.
Bizden söylemesi.
Yazar Adı: Mustafa ATES (Sivas Postası)
Tartışmalı Trabzonspor -Sivasspor maçıyla ilgili ilgili-ilgisiz,bilgili ,bilgisiz yorum yapmadık.Açıklama yapmadık insan kalmadı.
Ekran başında dahil.
Bakın ben ordaydım.
Yazacaklarım iyi okunsun.
Ders alınmalı diye düşünüyorum.
Sadece gördüklerimi yazacağım.
Yorum yok.
Birincisi,yaşananlar için söylenecek tek şey var ki o da Trabzonspor’a yakışmadı. Bunun aması, fakatı, sebebi yok.
Dikkat çekmek istediğim nokta çok ama çok farklı.
Meşhur “Turunculu” diye tanımlanan kişinin sahaya girmesinin ardından futbol oynamak için kullanılan yeşil saha resmen savaş alanına döndü. Sahanın karışmasının ardından kameralar protokol tribününe çevrildiğinde bende 5 metre mesafeden Trabzonspor ve Sivasspor Kulübü Başkanını yan yana gördüm.
Olaylar tam büyüyordu ki, Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Odyakmaz’ı sahada gördüM.
Önce ortamı sakinleştirmeye, kendi futbolcularını kenara çekmeye çalıştı.
O esnada Trabzonspor taraftarı içinde oturan Sivasspor paf takımını da tribünden indirip güvenli bir bölüme yolladı.Kısa sürede takımını soyunma odasına gönderdi.
Bir nebze olsun olaylar yatıştı.
Peki esas konumuza gelelim.
O esnada Trabzonspor, yani ev sahibi takımın başkanı ne yapıyordu dersiniz. Maçı izlediği yerden sahaya bakıp kafasını sadece sağa sola sallıyordu.
Ne bir direktif, ne bir talimat verdiğine şahit olmadım.
Sanki maçı televizyondan izliyordu.
Çaresizdi.
Beklenmedik olayların geliştiği durumlara “kriz” deriz.
Bana göre kriz durumunda yapılacak ve yapılmayacak şeyleri bilmek, daha doğrusu kriz durumunda
ortamı kontrol altında tutmak “lider” denilen kişilerde olması gereken en büyük özelliklerdendir. Lideri diğer insanlardan ayıran şeydir kriz anındaki duruşu ve tavrıdır.
Bazı insanlar kriz yönetiminde nasıl davranılması gerektiğini ders olarak öğrendiği gibi, bu yetenek bazı liderlerde doğuştan vardır.
Pazar günü yaşananlardan gördüğümüz kadarıyla Trabzonspor başkanında kriz yönetimi yeteneği ne doğuştan var, ne de sonradan kriz yönetimini öğrenmek için bir çalışma yapmış. Koca koca holdingleri idare ettikleri söylenen bu insanların acaba işyerlerinde alışılmışın ve beklentilerin dışında bu tür kriz ortamları olduğunda neler yaptıklarını gerçekten merak ediyorum.
Mesela;” evlisiniz ve çocuklarınız var. Bir akşam evinize başka bir arkadaşınız çocuklarıyla birlikte misafir olarak geliyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde sizin ve misafir arkadaşınızın çocukları evin içinde oynarken kavgaya tutuşuyor. O evin idaresi o an sizde olmasına rağmen kılınızı kıpırdatmıyor, oturduğunuz koltuktan kavgayı seyrediyorsunuz. Misafiriniz araya dalıyor. Kavga eden çocukları ayırmaya, ortamı yatıştırmaya çalışıyor. Belki bire bir aynısı değil ama Trabzon’daki şartlara benzer bir örnek bu.
Trabzon’da oynanan Trabzonspor-Sivasspor maçında ev sahibi olan N.A idi. Ama yaşanan gelişmeler karşısında hiçbir varlık gösterememesi biz misafirleri derinden üzdü.
Bırakın Trabzon’u, Türkiye’nin herhangi bir yerinde bu tür bir olayda eğer Trabzonspor taraf ise, Trabzonspor başkanının olaylara müdahale etmesi, olayları kontrol altına alması ve gerekeni yapmasını beklerdim. Kongrede “masaya yumruğumu vuracağım” diyerek göreve talip olanların bu tür durumlarda seyirci kalmaları ve düştükleri hal o kadar ilginç ve bir o kadar da komik geldi bana.
Başkanlık protokolde 1. mevkii de oturmak, VIP’lerde insanlardan ayrı bölmelerde saklanmak,seyahat etmek sanatı değildir.
Not: Bu arada N.A Başkanın Medya-Basın kuruluşlarına Trabzonspor ‘un ceza almaması için haberler için nasıl baskı yaptığı ve Trabzonsporu haklı gösteren haberler çıkması yönünde sürekli telkinde bulunduğu kulaklarıma geliyor.
Başkan aman dikkatli ol.
Fazla sirke küpüne zarar demişler.
Çünkü, Sivaslının olmadığı yer yok.
Haberin olsun.
Bizden söylemesi.