ErdalGüler
01.09.2007, 09:22
http://medya.zaman.com.tr/zamantryeni/pics/yazarlar-detay/fatihuraz.jpg
Hadi canım siz de!
G.Saray ve Trabzonspor'a verdiği saha kapatma cezalarıyla pek de parlak olmayan geçmişine yeni bir sayfa açtığı düşünülen Türkiye Futbol Federasyonu, aslına çok çabuk rücu etti! Sözü uzatmaya hiç gerek yok: Ama Trabzon korkusundan ama Trabzon sevgisinden verilen ve Sivasspor'u mağdur eden 'maç tekrarı kararı', Ulusoy federasyonunun sonunu hazırlamıştır.
Ulusoy federasyonunun verdiği son kararın altından kalkması artık çok zor gözüküyor. Mevcut federasyonun Türk futboluna olumlu yönden vereceği birşey kalmadığını düşünenler er ya da geç mutlaka harekete geçecektir. Buradaki en önemli konu özerklikten geri adım atılmamasıdır. Bu ikazı yapmak zorundayız çünkü insanların hatasından doğan aksaklıkların kurumlara-sistemlere-yasalara mâl edilerek kazanılmış haklardan feragat edildiği bir ülkedir, Türkiye! İlk teklemenin ardından 'Bu uygulama bir numara büyük geldi, cumhurbaşkanı-başbakan duruma el koymalı, bize otoriter adam lazım!' denilerek kendi kendini inkar etmekten zevk alan insanların yaşadığı bir ülkedir, Türkiye!
Bu toprakların, dolayısıyla da sporumuzun gerçek manada iki büyük sorunu var; çarpık adalet anlayışı ve dürüst insanlardaki cesaret eksikliği. Oldum olası bizim diyarlarda menfaatleri-çıkarları uğruna hak-hukuk-kanun tanımayanlar dürüst insanlara nazaran daha cesur olmuştur. Ama destek bulamadığından ama adam sendecilikten ötürü dürüstlerin sesi hep cılız çıkmıştır.
Son olayda başta başkan Albayrak olmak üzere Trabzon camiasından federasyona verilen 'Tehdit mesajları!', hassas oy dengesiyle birleşince Türk spor tarihine kolay kolay unutulmayacak bir karar daha eklenmiştir. Burada yeni spor bakanına önemli görevler düşüyor; Türk futbolunun 220 küsur kişinin ve onların seçtiği insanların elinde oyuncak olmasının önü kesilmelidir. Bunun yolu da delege sayısının artmasından geçmektedir. Ne kadar fazla kişi oy kullanacak olursa, seçimlerde manipülasyon yapmak da o derece zorlaşacaktır.
İkinci adım olarak ise FİFA ve UEFA'ya olup-bitenler spor bürokrasisi tarafından etraflıca anlatılmalıdır. Yapılması düşünülen değişiklikler aynen anayasa gibi önce tartışma konusu yapılmalı ve dünya futbolunun patronu kurumlarla koordinasyon sağlanmalıdır.
Seyirciler tarafından tartaklanan Sivaslı oyuncuları 'Onlar da tribünleri tahrik etti ama!' diyerek suçlayan insanların spor camiası içinde yer aldığını görmek üzücü. Seyircilerinin misafir takım oyuncularını dövmesinin ardından, '3 puanımızı verin, sonra ne ceza verecekseniz kabulümüz' diyen kulüp yöneticilerini görmekse, daha da üzüntü verici. Nedense bizim memleketin insanı da çabuk tahrik oluyor! Trafik, ev, okul, iş, saha, salon derken her an her şey onları zıvanadan çıkarabiliyor.
Yalnız bir konuda federasyonun hakkını yemeyelim: Verdikleri her kararın ardından tüm tarafların birden hoşnutsuzluğunu kazanmayı başarıyorlar! Normalinde şaşırtıcı olması gereken bu durum bu federasyon için son derece normal zira kimse onların adaletle hükmedeceğine inanmıyor, inanamıyor.
Maçın tekrarını hakem hatasına bağlayanlara ise İsmet İnönü'nün ağzından cevap verelim: 'Hadi; canım siz de!'
kaynak:http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/yazar.do?yazino=582769
Zaman gazetesi yazarı sayın Fatih Uraz bugünkü yazısında federasyonun kararını değerlendirdi.
Hadi canım siz de!
G.Saray ve Trabzonspor'a verdiği saha kapatma cezalarıyla pek de parlak olmayan geçmişine yeni bir sayfa açtığı düşünülen Türkiye Futbol Federasyonu, aslına çok çabuk rücu etti! Sözü uzatmaya hiç gerek yok: Ama Trabzon korkusundan ama Trabzon sevgisinden verilen ve Sivasspor'u mağdur eden 'maç tekrarı kararı', Ulusoy federasyonunun sonunu hazırlamıştır.
Ulusoy federasyonunun verdiği son kararın altından kalkması artık çok zor gözüküyor. Mevcut federasyonun Türk futboluna olumlu yönden vereceği birşey kalmadığını düşünenler er ya da geç mutlaka harekete geçecektir. Buradaki en önemli konu özerklikten geri adım atılmamasıdır. Bu ikazı yapmak zorundayız çünkü insanların hatasından doğan aksaklıkların kurumlara-sistemlere-yasalara mâl edilerek kazanılmış haklardan feragat edildiği bir ülkedir, Türkiye! İlk teklemenin ardından 'Bu uygulama bir numara büyük geldi, cumhurbaşkanı-başbakan duruma el koymalı, bize otoriter adam lazım!' denilerek kendi kendini inkar etmekten zevk alan insanların yaşadığı bir ülkedir, Türkiye!
Bu toprakların, dolayısıyla da sporumuzun gerçek manada iki büyük sorunu var; çarpık adalet anlayışı ve dürüst insanlardaki cesaret eksikliği. Oldum olası bizim diyarlarda menfaatleri-çıkarları uğruna hak-hukuk-kanun tanımayanlar dürüst insanlara nazaran daha cesur olmuştur. Ama destek bulamadığından ama adam sendecilikten ötürü dürüstlerin sesi hep cılız çıkmıştır.
Son olayda başta başkan Albayrak olmak üzere Trabzon camiasından federasyona verilen 'Tehdit mesajları!', hassas oy dengesiyle birleşince Türk spor tarihine kolay kolay unutulmayacak bir karar daha eklenmiştir. Burada yeni spor bakanına önemli görevler düşüyor; Türk futbolunun 220 küsur kişinin ve onların seçtiği insanların elinde oyuncak olmasının önü kesilmelidir. Bunun yolu da delege sayısının artmasından geçmektedir. Ne kadar fazla kişi oy kullanacak olursa, seçimlerde manipülasyon yapmak da o derece zorlaşacaktır.
İkinci adım olarak ise FİFA ve UEFA'ya olup-bitenler spor bürokrasisi tarafından etraflıca anlatılmalıdır. Yapılması düşünülen değişiklikler aynen anayasa gibi önce tartışma konusu yapılmalı ve dünya futbolunun patronu kurumlarla koordinasyon sağlanmalıdır.
Seyirciler tarafından tartaklanan Sivaslı oyuncuları 'Onlar da tribünleri tahrik etti ama!' diyerek suçlayan insanların spor camiası içinde yer aldığını görmek üzücü. Seyircilerinin misafir takım oyuncularını dövmesinin ardından, '3 puanımızı verin, sonra ne ceza verecekseniz kabulümüz' diyen kulüp yöneticilerini görmekse, daha da üzüntü verici. Nedense bizim memleketin insanı da çabuk tahrik oluyor! Trafik, ev, okul, iş, saha, salon derken her an her şey onları zıvanadan çıkarabiliyor.
Yalnız bir konuda federasyonun hakkını yemeyelim: Verdikleri her kararın ardından tüm tarafların birden hoşnutsuzluğunu kazanmayı başarıyorlar! Normalinde şaşırtıcı olması gereken bu durum bu federasyon için son derece normal zira kimse onların adaletle hükmedeceğine inanmıyor, inanamıyor.
Maçın tekrarını hakem hatasına bağlayanlara ise İsmet İnönü'nün ağzından cevap verelim: 'Hadi; canım siz de!'
kaynak:http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/yazar.do?yazino=582769
Zaman gazetesi yazarı sayın Fatih Uraz bugünkü yazısında federasyonun kararını değerlendirdi.