AyhanBayrak
11.09.2007, 02:03
Bir şiirde mi, diyordu ne? ' ..Yazamam bir aşk şiiri daha..' . Bloglarım arasında, futbol yazıları da var. Yazdığım futbol yazıları, çok okunuyor. Ancak, çok okunsun diye, Ahmet Çakar'ın deyimiyle ' Eyyamcılık' yapmıyorum. Allahaşkına, yazdığım bütün futbol yazılarına bakın. Dört büyükler ve Sakaryaspor üzerine yazdım. Bütün yazılarımda, centilmenliği ön plana çıkardım. Futbol terörü ve taraftar baskısına karşı yazdım. Hiç bir takıma karşı, ön yargı beslemedim. Bütün takımlarımızın, başarılı olmasını istedim. Çünkü, böylece, Avrupa'da takımlarımız başarılı olur, Milli Takımımız Dünyada başarıdan başarıya koşar.
' Trabzonspor ve Haluk Ulusoy Gerçeği' diye bir yazı yazdım. Bu blogdan sonra, yanlış anlaşılmaların, önüne geçmek için ' Tribün terörü ve taraftar baskısı' diye bir blog daha yazdım. Hatta, yazdığım en son blog olan ' Sakaryaspor'a Süper Lig yakışır' adlı blogta, Sakaryaspor'a, Altay ile oynadıkları hazırlık maçında, çıkan olaylar nedeniyle verilen 3 maçlık seyircisiz oynama cezasını, haklı bulduğumu söyledim. Az bile vermişler dedim. Kendi, öz takımım Sakaryaspor için bunları, cesaretle yazabilen ben, neden ama neden Trabzonspor'un kötülüğünü isteyeyim?
İki gün önce, ' Tarbzonspor ve Haluk Ulusoy Gerçeği' adlı bloguma bir yorum geldi. Yorumu, herkes görsün diye yayına aldım. Lütfen ama lütfen bakın. Şimdi, Sevgili Milliyet Blog Editörleri, ' İyi de, bu yoruma yanıt yazsaydınız, ayrı bir blogta bu yorumdan söz açmasaydınız' diye düşünebilirler. Ancak, bu yorumun, bir tümcesi çok ilginç. Diyor ki sayın arkadaşım, ' ..Sonra Sivas Siporlu oyuncular bir değil 10 kere tokatlanmayı hak etti bu iki...'.
Alıntıda, imla yanlışları yorumu yapan arkadaşa ait. Maç oynamaya gelen bir futbolcunun, sahaya inen seyirci tarafından tokatlanmasını mazur gören, hatta ve hatta bir değil, 10 kez tokatlanmayı hak ettiğini düşünen, bu arkadaşın, yorumuna orada yanıt verseydim, hem yerim dar olacaktı, hem de kimseler farkına varmayacaktı?
Eyy futbol kamuoyu, ey futbolseverler!... Bir futbolcuyu bırakın, bir insanın tokatlanmayı 10 kez hak ettiğini düşünen bu düşünce sizce haklı mıdır? Peki, ligin ikinci yarısında Trabzonspor, Sivasspor deplasmanına gelecek. Sivaslılar aynı şeyi yaparlarsa, olayı kan davasına dönüştürse, olayın sorumlusu kim olacak?
Bizler sahalara maç izlemeye geliyoruz. Kavga etmeye, futbolcu tokatlamaya değil. Adımız ' Seyirci' yani ' Müdahil' değil. Maçtan sonra, bizat kendi taraftarları, kaldırım taşlarını söküp Trabzonspor otobüsüne, saldırdılar. Peki, bu olayın gerekçesi varmı? Örneğin, Trabzonspor, Romanya'nın Galati takımına elendi. Seyirciler, yine rakip sahaya inip, rakip takım futbolculara tokat atsaydı, bu arkadaş, UEFA'ya ' Galati'li futbolcular bir değil, 10 kez tokatlanmayı hak etti ' diyebilecek miydi? Peki, öz be öz Türk takımı Sivasspor'lu futbolcuların günahı ne?
İşte, anlatmak istediğim bu. Trabzonspor'lu yönetciler, bu taşkınlık yapan seyircileri ayırt edecek, gerekirse sahaya sokmayacak. Avrupa'da Holigan'lar, sahaya girmeme cezası alıyor. Ama, Trabzonspor'lu yöneticikler, Galati'ye elenmeyi, Sivasspor maçından sonra verdikleri demeçlerle unutturdular. İsterse, Trabzonspor bütün maçları kazanıp şampiyon olsun. her maçta, böyle olaylar çıktıktan sonra neye yarar? Sivasspor da bizim, Trabzonspor da, Ankaragücü de, Sakaryaspor da, Fenerbahçe de, Galatasaray da, Beşiktaş da. Buradan ilan ediyorum. Fenerbahçe ve Sakaryaspor'u tutuyorum. Eğer, Fenerbahçe ve Sakaryaspor, böyle kavgalarla şampiyon olacaklarsa, hiç şampiyon olmasınlar. Hatta, küme düşsünler, ama centilmenlikten asla ödün vermesinler. Sevgili Atatürk'ün dediği gibi ' Zeki, çevik ve ahlaklı' olsunlar.
Bizler kardeşiz. Rakip olmadan kazanmanın anlamı olmaz. Bizler, maç seyretmeye gidiyoruz, kavga görmeye, tokat atmaya değil. Olay çıkaran, babamın oğlu dahi olsa, cezalandırılsın. Böyle olacaksa, gerekirse bütün maçlar seyircisiz oynansın. Ta ki, maç seyretmeyi öğrenene değin!...Herkesi, bir kez daha centilmenliğe, yani fair playa çağırıyorum!..
Kaynak :http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=60291
Yazar : İbrahim Ormancı
' Trabzonspor ve Haluk Ulusoy Gerçeği' diye bir yazı yazdım. Bu blogdan sonra, yanlış anlaşılmaların, önüne geçmek için ' Tribün terörü ve taraftar baskısı' diye bir blog daha yazdım. Hatta, yazdığım en son blog olan ' Sakaryaspor'a Süper Lig yakışır' adlı blogta, Sakaryaspor'a, Altay ile oynadıkları hazırlık maçında, çıkan olaylar nedeniyle verilen 3 maçlık seyircisiz oynama cezasını, haklı bulduğumu söyledim. Az bile vermişler dedim. Kendi, öz takımım Sakaryaspor için bunları, cesaretle yazabilen ben, neden ama neden Trabzonspor'un kötülüğünü isteyeyim?
İki gün önce, ' Tarbzonspor ve Haluk Ulusoy Gerçeği' adlı bloguma bir yorum geldi. Yorumu, herkes görsün diye yayına aldım. Lütfen ama lütfen bakın. Şimdi, Sevgili Milliyet Blog Editörleri, ' İyi de, bu yoruma yanıt yazsaydınız, ayrı bir blogta bu yorumdan söz açmasaydınız' diye düşünebilirler. Ancak, bu yorumun, bir tümcesi çok ilginç. Diyor ki sayın arkadaşım, ' ..Sonra Sivas Siporlu oyuncular bir değil 10 kere tokatlanmayı hak etti bu iki...'.
Alıntıda, imla yanlışları yorumu yapan arkadaşa ait. Maç oynamaya gelen bir futbolcunun, sahaya inen seyirci tarafından tokatlanmasını mazur gören, hatta ve hatta bir değil, 10 kez tokatlanmayı hak ettiğini düşünen, bu arkadaşın, yorumuna orada yanıt verseydim, hem yerim dar olacaktı, hem de kimseler farkına varmayacaktı?
Eyy futbol kamuoyu, ey futbolseverler!... Bir futbolcuyu bırakın, bir insanın tokatlanmayı 10 kez hak ettiğini düşünen bu düşünce sizce haklı mıdır? Peki, ligin ikinci yarısında Trabzonspor, Sivasspor deplasmanına gelecek. Sivaslılar aynı şeyi yaparlarsa, olayı kan davasına dönüştürse, olayın sorumlusu kim olacak?
Bizler sahalara maç izlemeye geliyoruz. Kavga etmeye, futbolcu tokatlamaya değil. Adımız ' Seyirci' yani ' Müdahil' değil. Maçtan sonra, bizat kendi taraftarları, kaldırım taşlarını söküp Trabzonspor otobüsüne, saldırdılar. Peki, bu olayın gerekçesi varmı? Örneğin, Trabzonspor, Romanya'nın Galati takımına elendi. Seyirciler, yine rakip sahaya inip, rakip takım futbolculara tokat atsaydı, bu arkadaş, UEFA'ya ' Galati'li futbolcular bir değil, 10 kez tokatlanmayı hak etti ' diyebilecek miydi? Peki, öz be öz Türk takımı Sivasspor'lu futbolcuların günahı ne?
İşte, anlatmak istediğim bu. Trabzonspor'lu yönetciler, bu taşkınlık yapan seyircileri ayırt edecek, gerekirse sahaya sokmayacak. Avrupa'da Holigan'lar, sahaya girmeme cezası alıyor. Ama, Trabzonspor'lu yöneticikler, Galati'ye elenmeyi, Sivasspor maçından sonra verdikleri demeçlerle unutturdular. İsterse, Trabzonspor bütün maçları kazanıp şampiyon olsun. her maçta, böyle olaylar çıktıktan sonra neye yarar? Sivasspor da bizim, Trabzonspor da, Ankaragücü de, Sakaryaspor da, Fenerbahçe de, Galatasaray da, Beşiktaş da. Buradan ilan ediyorum. Fenerbahçe ve Sakaryaspor'u tutuyorum. Eğer, Fenerbahçe ve Sakaryaspor, böyle kavgalarla şampiyon olacaklarsa, hiç şampiyon olmasınlar. Hatta, küme düşsünler, ama centilmenlikten asla ödün vermesinler. Sevgili Atatürk'ün dediği gibi ' Zeki, çevik ve ahlaklı' olsunlar.
Bizler kardeşiz. Rakip olmadan kazanmanın anlamı olmaz. Bizler, maç seyretmeye gidiyoruz, kavga görmeye, tokat atmaya değil. Olay çıkaran, babamın oğlu dahi olsa, cezalandırılsın. Böyle olacaksa, gerekirse bütün maçlar seyircisiz oynansın. Ta ki, maç seyretmeyi öğrenene değin!...Herkesi, bir kez daha centilmenliğe, yani fair playa çağırıyorum!..
Kaynak :http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=60291
Yazar : İbrahim Ormancı