dede58
16.06.2009, 05:21
16 yaşında Kolombiya 1. Ligi’nde oynamış bir oyuncu Pino... Medellin’de dikkat çekip Kolombiya 20 yaş altı takımıyla kıta şampiyonluğunu da kazanınca artık Güney Amerika’dan uçma zamanı gelmiş. Kendisiyle en ciddi ilgilenen kulüp olarak gözüken Udinese ile görüşmelerde aksilikler çıkınca, 2007 Ocak’ında Fransa Ligue 1 takımı Monaco’nun yolunu tutmuş. Pino, ilk sezonunda yalnızca 1 maçta ilk 11 şansı bulabilmiş ama Porto’yla oynanan hazırlık karşılaşmasında attığı golle, hocası Ricardo’nun gözüne girmeyi başarmış.
Avrupa’nın üst düzey takımlarında çalışan çok az Brezilyalı hocadan biri olan Ricardo, fiziksel özellikleri zayıf olmasına rağmen Pino’nun yeteneklerini görmezden gelmedi. Ama genç oyuncu sırasını beklemek zorundaydı. 2007-08’i Fransa’ya adaptasyon problemleriyle geçiren Pino, yeterli forma şansı bulamadığı için kendi isteğiyle Belçika’nın Charleroi kulübüne kiralık gitti. Orada da üst üste yaşadığı iki sakatlık nedeniyle oynayamadı, geçtiğimiz sezon başında Monaco’ya geri döndü.
2008-09 sezonu içinde Licata ve Alonso’nun yaşadığı sakatlıklar ona yaradı, üst üste ilk 11 şansı buldu ve hocaları Ricardo ve Lacombe’un beklentilerini boşa çıkarmadı. Mevsim sonuna kadar 6 gol ve 2 asistle takımının küme düşme korkusunu çok fazla yaşamadan rahat bir sezon geçirmesine katkı yaptı.
Pino henüz 22 yaşında ve en dikkat çekici özelliği inanılmaz sürati. Çizgiye paralel hızlandığında vitesi nereye kadar yükseltebileceğine, nerede durup topu çıkartacağına akıl erdiremiyorsunuz. Zaman zaman iyi gol vuruşları da yapıyor ki tüm bu özellikleriyle Ribery’nin onun yaşındaki halini hatırlatıyor. Bu sezon Fransa’da da kalsa, başka bir ülkeye de gitse yeni bir Ribery etkisi yapma potansiyeli var.
2 buçuk-3 milyon euroluk bir bonservis bedeli olacağı tahmin edilen Pino ayrılmayı şu yüzden düşünebilir: Yeni teknik direktör Lacombe, onun henüz 90 dakikalık tempoya sahip olduğunu düşünmüyor, ikinci yarılarda sık sık oyundan çıkarıyor. Üstelik Monaco’nun yeni sezonda da Fransa’da şampiyonluk yarışı yapması zor. Kolombiya Milli Takımı’nda da yavaş yavaş yerini sağlamlaştırdı ve ona hedefi olan, Avrupa Ligi/Şampiyonlar Ligi oynayacak bir kulüp cazip gelebilir.
Avrupa’nın üst düzey takımlarında çalışan çok az Brezilyalı hocadan biri olan Ricardo, fiziksel özellikleri zayıf olmasına rağmen Pino’nun yeteneklerini görmezden gelmedi. Ama genç oyuncu sırasını beklemek zorundaydı. 2007-08’i Fransa’ya adaptasyon problemleriyle geçiren Pino, yeterli forma şansı bulamadığı için kendi isteğiyle Belçika’nın Charleroi kulübüne kiralık gitti. Orada da üst üste yaşadığı iki sakatlık nedeniyle oynayamadı, geçtiğimiz sezon başında Monaco’ya geri döndü.
2008-09 sezonu içinde Licata ve Alonso’nun yaşadığı sakatlıklar ona yaradı, üst üste ilk 11 şansı buldu ve hocaları Ricardo ve Lacombe’un beklentilerini boşa çıkarmadı. Mevsim sonuna kadar 6 gol ve 2 asistle takımının küme düşme korkusunu çok fazla yaşamadan rahat bir sezon geçirmesine katkı yaptı.
Pino henüz 22 yaşında ve en dikkat çekici özelliği inanılmaz sürati. Çizgiye paralel hızlandığında vitesi nereye kadar yükseltebileceğine, nerede durup topu çıkartacağına akıl erdiremiyorsunuz. Zaman zaman iyi gol vuruşları da yapıyor ki tüm bu özellikleriyle Ribery’nin onun yaşındaki halini hatırlatıyor. Bu sezon Fransa’da da kalsa, başka bir ülkeye de gitse yeni bir Ribery etkisi yapma potansiyeli var.
2 buçuk-3 milyon euroluk bir bonservis bedeli olacağı tahmin edilen Pino ayrılmayı şu yüzden düşünebilir: Yeni teknik direktör Lacombe, onun henüz 90 dakikalık tempoya sahip olduğunu düşünmüyor, ikinci yarılarda sık sık oyundan çıkarıyor. Üstelik Monaco’nun yeni sezonda da Fransa’da şampiyonluk yarışı yapması zor. Kolombiya Milli Takımı’nda da yavaş yavaş yerini sağlamlaştırdı ve ona hedefi olan, Avrupa Ligi/Şampiyonlar Ligi oynayacak bir kulüp cazip gelebilir.