Orijinalini görmek için tıklayınız : Türk Antrenörlerin Psikolojik, Taktik Yanılgısı


İbrahim58070
13.09.2011, 21:42
Arkadaşlar, yazıyı dikkatli okuyun lütfen...Sizin için araştırdım.

Katenaçyo'nun mucidi Triestina antrenörü Nereo Rocco, bir röportajında "Tek katenaçyo oynayan bizdik. Diğerleri sadece defansif oynadı" demişti. Haklıydı da. Diğerleri kendi sistemini revize etmişlerdi. Helenio Herrera'nın katenaçyo yorumu daha sertti meselâ. Inter'le 60'lı yıllarda büyük başarılar kazanmıştı. Fakat ondan sonra katenaçyo adı altından oynanan alakasız sistematik kargaşalar izledik.

Neden bilmiyorum, bana çok da garip geliyor ama tarih her zaman savunmaları yazıyor. Bir düşünün, Osmanlılar falan yeri fethetti diye geçiştiriyoruz ve bu hücumun teknik yanlarını incelemiyoruz. Hücumu sadece kaba kuvvet ve sayıya indirgiyoruz. Ama bir daha düşünün; şanşlı Plevne Savunması, karşı tarafın Viyana savunması falan, şanlı direnişler hep aklımızda. İnciğini cinciğini yazıyoruz. Onlara hep övgüler diziyoruz. Çünkü az imkânla başarmak daha şanslı geliyor gözümüze. Futbol anlayışımız da pek farklı değil. Küçüklerden büyük olmasını istemiyoruz ama "kendi takımımız haricindeki" büyüklere kafa tutmalarını istiyoruz.

Bu da garip taktikleri ortaya koyuyor. Katenaçyo yapacak kadar yetkin taktik bilgisine ve imkana sahip olmayan hocalarımız şanslı, sıkı savunmalarla daha çok takdir toplayacaklarını ve piyasalarının bu şekilde daha çok artacağını düşünüyorlar. Bu tutumları, basında ve taraftar arasında taktiksel bir başarı olarak övülünce (misal falanca takım Beşiktaş'ı yenmiş olsun çok sıkı defansla, diğer iki büyüğün taraftarları rakip antrenörü övüyor), sonuç odaklı günümüzde bunu yapmaya devam etmeleri gerektiğini düşünüyorlar. Orta saha ile defans arası sıkı ve az mesafeli olsun, altıpasın hemen önünden başlayan bir defansif kurgu yaratayım anlayışı. Tabi buna rakibe tatlı-sert, çoğu zaman da sert basmak ve yıldırmak da ekleniyor. Bunun bir sistem ve taktik olduğunu söylemek zor. Ben Ali Sami Alkış'ın çözdüğü taktiğe taktik demem! Maç sonu yazılarında şöyle özet geçiyoruz zaten; "Falanca hoca Alex'e, Elano'ya, Guti'ye birebir verip iyi durdurdu ve savaşan, mücadele eden bir kadro ile maçtan puan çıkardı." Bunda taktik bir zekâ yok, onu söyleyeyim. Mücadele etmek taktiksel değildir. Sadece mücadele ve iç güdüsel oyunla ancak tek sıkımlık maçlar kazanılıyor. Kendi takımlarına denk takımlarla oynadıklarında ise bir taktik ortaya koyamıyorlar. Oyunun eksi hanesindeler, artı yapmak zorunda kaldıklarında, sınıfta da kalıyorlar. Sonra ne oluyor? Yıllarca alt sılarada debelen, belki bir sezonu orta sıralarda bitir, sonra kümeye. Olumlu ne iz bıraktın taraftarda? Kocaman bir hiç! (bkz. Denizli) (bkz. Diyarbakır) Peki niye Bülent Korkmaz'ın Kayseri Erciyes'ini hatırlıyorum? Ve niye sadece kümede kalmak isteyen Anadolu kulüplerini dolaşıyorsunuz siz ey antrenörler? İlk sezon kümede kaldıktan sonra da sizi göndermiyorlar mı? Son olarak da, sezon özetlerinde şöyle anıyoruz sizi; "X yönetimindeki Xspor, büyüklerin korkulu rüyası olmasına rağmen küme düştü" ya da "Xspor büyük maçlardaki mücadelesine rağmen zar zor kümede kaldı..." Yıkmak kolay, yapmak zor. Bazen zor olanı yapmak icap eder...

tavatir
13.09.2011, 21:54
Bence hayatın geneli için geçerli olan bir kural var. Farklı olan kazanır. Farklı olmak lazım.

Mesela Abdullah Avcı yerli antrenörler içinde bana en farklı görünen isim.

HALIL
13.09.2011, 21:57
zatenn abdullah avci bana gore turkiye ligindeki en iyi teknisyen

tessekurler ibrahim kardesim cok iyi arastirmissin

İbrahim58070
13.09.2011, 22:58
Mücadele etmek, sahada sistematik bir şekilde dizlmek taktiksel oynamak anlamına gelmez.Türkiye'de tektiksel oyunu İ.B.Belediyespor, Kayserispor, Gaziantepspor oynuyor.Rıza Hoca'nın en büyük dezavantajı taktiksel mentalitede oyun oynatmıyor.Sadece mücadeleye dayalı oyun oynatıyor.O sebepten dolayı bir maç iyi isek bir maç kötü oynuyoruz.Avrupa ülkelerinde taktiksel oyun öyle gelişmiş ki, adamlar kötü oynasa bile kazanmasını biliyorlar.En büyük örnek, İngiltere Premier League.Neden İspanya modelini örnek almayalım? Adamlarda hem mücadele var hem sistematik bir mental var.Bizde ise sadece mücadele ve fizik gücü var, bunların yanısıra birde taktiksel sistemi oturtsak avrupanın önde gelen liglerinden bir tanesi oluruz.

HALIL
13.09.2011, 23:00
Mücadele etmek, sahada sistematik bir şekilde dizlmek taktiksel oynamak anlamına gelmez.Türkiye'de tektiksel oyunu İ.B.Belediyespor, Kayserispor, Gaziantepspor oynuyor.Rıza Hoca'nın en büyük dezavantajı taktiksel mentalitede oyun oynatmıyor.Sadece mücadeleye dayalı oyun oynatıyor.O sebepten dolayı bir maç iyi isek bir maç kötü oynuyoruz.Avrupa ülkelerinde taktiksel oyun öyle gelişmiş ki, adamlar kötü oynasa bile kazanmasını biliyorlar.En büyük örnek, İngiltere Premier League.Neden İspanya modelini örnek almayalım? Adamlarda hem mücadele var hem sistematik bir mental var.Bizde ise sadece mücadele ve fizik gücü var, bunların yanısıra birde taktiksel sistemi oturtsak avrupanın önde gelen liglerinden bir tanesi oluruz.

tessekurler kardes baya gozumu actin iyi seyler ogrendim sayende;)

ibrahim kardes bir de taktiksel sistem nedir tam onuda anlatabilirmisin ve turk futbolunda buyuk bir eksiklik degil mi bu yani neden harekete gecilmiyo ?

Besyo_cu
13.09.2011, 23:51
Taktik yok sözünü kabul etmiyorum...

Dar bütçeli takımlar eldeki oyuncuya göre taktik belirler. Örneğin Sivasspor ;

Elde ki malzeme oyunu rakip sahaya yıkacak rakibi ablukaya alacak oyunculardan kurulu değil. O zaman geriye var olmak için tek şey kalıyor Orta sahada hızlı kontra atağa çıkan oyuncuları ileride topu saklayacak yanına gelen oyuncuya topu indirecek, rakip savunmayı üstüne çekerek aralara koşu yapan oyuncularımızı gol pozisyonuna sokmak.

Rıza hoca bu taktiği en iyi Denizli'de Mustafa ÖZKAN ,Servet ÇETİN ve Ersen MARTİN ile becerdi. Bu yüzden de Denizliyi bir daha göremeyeceği Avrupa arenasında başarıya taşıdı.

Şimdi Sivasspor'da aynı taktiği yansıtmaya çalışıyor Defans'ta Servet'in yerine aynı fizikte Navratil ilerde ise Enaramo ve yeni transfer Rasmussen.

Hal böyle iken ve ortada bir anlayış varken bu duruma taktiksel oynamamak denemez. Elinde ki malzeme neyse ona göre ürün çıkar. Patates kızarmasından karnı yarık yapamazsın. Karpuz'u kessen içerisinden elma çıkmaz. Ha arada illa ki bazı şeyler olur koza'dan kelebek çıkması gibi oda ömrü çok az olur (24 Saat). Koza'dan çıkan kelebekte bazı maçlarda parlayan ancak daha sonra ki koca bir sezon yatan oyuncularda olabilir (Şekil 1a Cihan YILMAZ)

Aslına bakarsan bizim gibi takımların hocaları daha taktiksel olur veya olmak mecburiyetinde. Maç yapmadan önce emin ol sayısız kere rakip ile kafasında oynar durur. Mustafa Denizli'nin çalıştırdığı takımları avrupada oynatırken veya Milli Takım'da iken en çok kullandığı söz bu maçı kafamda defalarca oynadım olmuştur.

Avrupa'da ki teknik adamların fazla taktiksel olduğunu düşünüyorsanız bence yanılıyorsunuz. Yıldız oyunculara taktik veremezsiniz sadece kondisyon çalıştırması yaparsınız ve saha gönderirsiniz o gereğini zaten yapar. Taktik vasat oyuncular için geçerlidir kaldı ki bu tip oyuncularda biz dahil bütün Anadolu külüplerinde olduğu için daha taktisyen hocalara sahiptir.

Defans yapmak kapanmak nasıl olur taktiksel bir anlayışa sığmaz. Denk güçlerin mücadelesi değilse mutlaka bir takım defans yapmak zorundadır. Hayatın her alanında böyle olduğu gibi örneğin sizden güçlü birisi ile kavga ediyorsanız mutlaka gardınızı alıp korunursunuz. Arada bulacağınız boşlukları değerlendirirsiniz tabi kazanmak istiyorsanız, bu durumda sizi her zaman dikkatli bir taktik anlayışına itekler.

Aslında karmaşık ama basit bir konu umarım anlatabilmişimdir.

İbrahim58070
04.03.2012, 18:28
Taktik yok sözünü kabul etmiyorum...

Dar bütçeli takımlar eldeki oyuncuya göre taktik belirler. Örneğin Sivasspor ;

Elde ki malzeme oyunu rakip sahaya yıkacak rakibi ablukaya alacak oyunculardan kurulu değil. O zaman geriye var olmak için tek şey kalıyor Orta sahada hızlı kontra atağa çıkan oyuncuları ileride topu saklayacak yanına gelen oyuncuya topu indirecek, rakip savunmayı üstüne çekerek aralara koşu yapan oyuncularımızı gol pozisyonuna sokmak.

Rıza hoca bu taktiği en iyi Denizli'de Mustafa ÖZKAN ,Servet ÇETİN ve Ersen MARTİN ile becerdi. Bu yüzden de Denizliyi bir daha göremeyeceği Avrupa arenasında başarıya taşıdı.

Şimdi Sivasspor'da aynı taktiği yansıtmaya çalışıyor Defans'ta Servet'in yerine aynı fizikte Navratil ilerde ise Enaramo ve yeni transfer Rasmussen.

Hal böyle iken ve ortada bir anlayış varken bu duruma taktiksel oynamamak denemez. Elinde ki malzeme neyse ona göre ürün çıkar. Patates kızarmasından karnı yarık yapamazsın. Karpuz'u kessen içerisinden elma çıkmaz. Ha arada illa ki bazı şeyler olur koza'dan kelebek çıkması gibi oda ömrü çok az olur (24 Saat). Koza'dan çıkan kelebekte bazı maçlarda parlayan ancak daha sonra ki koca bir sezon yatan oyuncularda olabilir (Şekil 1a Cihan YILMAZ)

Aslına bakarsan bizim gibi takımların hocaları daha taktiksel olur veya olmak mecburiyetinde. Maç yapmadan önce emin ol sayısız kere rakip ile kafasında oynar durur. Mustafa Denizli'nin çalıştırdığı takımları avrupada oynatırken veya Milli Takım'da iken en çok kullandığı söz bu maçı kafamda defalarca oynadım olmuştur.

Avrupa'da ki teknik adamların fazla taktiksel olduğunu düşünüyorsanız bence yanılıyorsunuz. Yıldız oyunculara taktik veremezsiniz sadece kondisyon çalıştırması yaparsınız ve saha gönderirsiniz o gereğini zaten yapar. Taktik vasat oyuncular için geçerlidir kaldı ki bu tip oyuncularda biz dahil bütün Anadolu külüplerinde olduğu için daha taktisyen hocalara sahiptir.

Defans yapmak kapanmak nasıl olur taktiksel bir anlayışa sığmaz. Denk güçlerin mücadelesi değilse mutlaka bir takım defans yapmak zorundadır. Hayatın her alanında böyle olduğu gibi örneğin sizden güçlü birisi ile kavga ediyorsanız mutlaka gardınızı alıp korunursunuz. Arada bulacağınız boşlukları değerlendirirsiniz tabi kazanmak istiyorsanız, bu durumda sizi her zaman dikkatli bir taktik anlayışına itekler.

Aslında karmaşık ama basit bir konu umarım anlatabilmişimdir.

TAMAMINI OKUMADAN ÜTOPYA DEME ! :)

Tam olarak ne demek istediği mi anlayamamışsınız.Sizin demenize göre eldeki oyuncuya göre taktik olur.Bence yanlış düşünce, örneklerle pekiştireceğim.

1-) Barcelona takımı örneğine bakarsak, her maçta aynı sistem ile oynuyorlar.

Nedir Bu Sistem ?

Saha dizilişi, oyuncu değişiklikleri, baştan sona değişik kadro vs. Yani takım olarak herşeylerini değiştirmiş olsalar bile (Buna teknik direktör de dahil) birileri zamanında takımı bir formata sokmuş.Hangi maç olursa olsun her maçta aynı düzen ile oynuyorlar.

2-) Bu işi günümüzde Türkiye'de yapan tek takım Kayserispor'dur. A.Avcı İBB' den ayrılıncaya kadar kendi düzenini sürdürdü.Ancak takıma kendi felsefesini yerleştiremedi.Şuan sırada Şota var.O da teknik direktörlüğü süresince kendi felsefesiyle oynayacak ama ayrılınca farklı bir teknik heyet ve farklı bir felsefe takıma yerleşecek.

En Basitinden Sivasspor Örneği...

KIRILMA ANI: Bu felsefeye göre, ÖRNEĞİN; Bülent Uygun zamanında Sivassporumuz iki sezon şampiyonluğa oynadu.Bülent'in felsefesi takıma oturmuştu ki, şampiyonlar ligi maçlarında itibaren takıma oturtmuş olduğu defansif sistemi bozarak ve bu sisteme uygun oluşturduğu takım iskeletini bozarak yeni bir sistem yaratmaya çalışmıştır.Defansif futboldan ofansif futbola geçmeye çalışan Uygun, takıma kattğı yeni oyunculardan ofansta verim alınamaması birden bire var olan sistemi bozarak yeni sisteme geçmesi takım üzerinde iki yıl olumsuz etkileri sürmüştür.

NOT: Bülent'in mentali hem fizik gücü hemde taktik gücünden ibaretti.Ancak bunu takıma aşılayamadı.Aşıladı derken sistemi bozup gitti.Rıza hoca ise Bülent'in ofansa geçmeye çalıştığı dönemde takımı alıp şuanda ligin en iyi ofansif kadrosuna sahip ve en iyi hücum futbolu oynayan takımı haline getirmiştir.Ne yazık ki, dikkat ederseniz takımda fizik gücü ağır basmaktadır.Buna paralel olarak fizik gücü ve mücadelenin az olduğunda ise yenilgiler ortaya çıkıyor ve istikrarsızlık ortaya çıkıyor.Avrupa'da bir takım kötü oynasa bile, mücadelesi yetersiz olsa bile iyi bir taktiksel mental ile puan alabiliyor.Bu sadece Rıza hoca ile alakalı değil, kimse hocayı kötülüyor gibisinden yanlış anlamasın.Bu Türk futbolunun gerçeği...

Benim dikkat çekmek istediğim nokta burası...