![]() |
EN GÜZEL SİVAS ŞİİR'LERİ
Sivas Sabahı
eylülün bulanık bir çay gibi ekime aktığı gündü yine yaslı değirmenler yine mazılar çığlık çığlık yine bir akşamdı sivas çarşısında yine akşam taşıyorlardı ıslak sivas çarşısına kağnılar sanki gülerken vurulmuştuk sanki akşamdık sanki bir savaşertesiydi durup yaşlandığımız ay altında kerpiç ve kül ve ağıt namlular yılan sırtı meneviş tren düdükleri yakın uzak yabanıl ben bu gözleri bir ali galip'te gördüm kurtuluşun bir sayfasında sinsi hain şımarık ve daha içimde sivas sabahlarının o delikanlı gerinişi sırsıklamdık ben bu gergin havaları her zaman sevdim bu bir kurultay havasıdır bir abdurrahman halayına duruştur bu sığamadım gecelere sığamadım türkülere sığamadım kadın sesinde anadolu akşamlarına onlar o kaşları yıkık çakmaktaşı gibi kuvayi milliyeciler mustafa kemal şafağının kıyısında öylece duruyorlar yüreklerinde katıksız güvenleri yalın yüzlerinde haklı öfkeleriyle öylece duruyorlar dimdik ve apaydınlık sığamadım toprağımda kar aklığına sığamadım delikanlı içkilere yaylamda sığamadım nakışlarla boğulan gözyaşlarına ben bu gergin havaları her zaman sevdim bak yine barut gibiyim sanki kurultaydayım sanki kulaklarımda sömürge sinekleri oysa sivas çarşısındayım gözlerime yağmur yağıyor namlular yılan sırtı meneviş. sen bir hüzzam makamından akşama bakıyorsun menekşe gözlerinde uzak bir acının ince buğusu kül rengi bir tango seni uykulara çekiyor ya bir roman kahramanısın ya da bir paris yolcusu bu akşamlar hep böyledir karakuş gibi iner yukarlardan fabrikada sokakta perdeler arkasında vurur insanı bu akşamlar hep böyledir, ben işte hep böyle götürülürüm beni heryerde görürsün adres kullanmıyorum bayrakları severim, tutsaklığa yumruk gibi savrulan bayrakları insanları severim, haksızlığa yumruk gibi sıkılan insanları kötüler ali galip'seler ben kuvayi milliyeciyim yüreğimde doludizgin bir kardeşlik özlemi o şafağın kıyısında yine dimdik beklemekteyim bir sivas sabahı var ki onu sonra göstereceğim. Şair : Hasan Hüseyin Korkmazgil den ALINTI. BAKALIM KİM NE KADAR SİVAS ŞİİRİBİLİYOR. |
-->: BİR DEMET ŞİİR
[FONT="Arial Black"][COLOR="Purple"]NEREDE BAŞLADI SEVGİ KELİMESİ
NE ZAMAN BAŞLADI SANA OLAN AŞK BU KOCA ŞEHİRDE NE ZAMAN SON BULACAK BU AŞK BEDENİMİN SANCISI NE ZAMAN SON BULACAK YANIP TUTUŞAN BU BEDENİM NE ZAMAN TOPRAKLA BULUŞACAK [/COLOR][/FONT] [FONT="Arial Black"][COLOR="Black"] MADE İN RAP_BOY[/COLOR][/FONT] |
-->: BİR DEMET ŞİİR
[QUOTE=RaP_BoY][FONT="Arial Black"][COLOR="Purple"]NEREDE BAŞLADI SEVGİ KELİMESİ
NE ZAMAN BAŞLADI SANA OLAN AŞK BU KOCA ŞEHİRDE NE ZAMAN SON BULACAK BU AŞK BEDENİMİN SANCISI NE ZAMAN SON BULACAK YANIP TUTUŞAN BU BEDENİM NE ZAMAN TOPRAKLA BULUŞACAK [/COLOR][/FONT] [FONT="Arial Black"][COLOR="Black"] MADE İN RAP_BOY[/COLOR][/FONT][/QUOTE] [COLOR="DarkGreen"]CIHATIM GENE DÖKTÜRMÜŞÜN:D BU İLHAM NERDEN GELİYO:D [/COLOR] |
-->: BİR DEMET ŞİİR
[QUOTE=aslansivasli][COLOR="DarkGreen"]CIHATIM GENE DÖKTÜRMÜŞÜN:D BU İLHAM NERDEN GELİYO:D [/COLOR][/QUOTE]
[FONT="Arial Black"][COLOR="Purple"]YOK CANIM YA BAŞLADIK YENİDEN YAZMAYA BAKALIM :D[/COLOR][/FONT] |
-->: BİR DEMET ŞİİR
*******Feryatlar Firardaydı....! (Biricik Babam İçin) *******
Yasinler yarım kaldı ruhunun tesliminde, Ellerin benimleydi az önce ellerimde, Tez geldi acı haber dönüşlerim güç oldu, O kısacık varışlar git gide uzuyordu, Kapına geldiğimde bir telaş adımlarda Sonra seni gördüm tüm fani bakışlarda, Göz yaşlarım dizgini boşaltmıştı bir kere, Feryatlar firardaydı sarılırken Anne' me, Sonra yanına geldim, uzanmış yatıyordun, Yüzünde gelincikler, Cennete koşuyordun, Hiç bir şey konuşmadan alnından öptüm önce, Hemen mi gidiyorsun böyle alel acele, Kefenini getirdik; cebi yok cepkeni yok Anladım bir kez daha ölümden ötesi yok, Yıkayıp ellerimle, sürdüm misler amberler, Kardeşim geliyordu, o da benden bin beter, İkimizde sarılıp, seni son kez öperken, Gelinin yola çıkmış, ama geç ama erken, Omuzumda taşıdım hiç aklıma gelmezken, Kimler yoktu ki baba, musallaya giderken, Namazını top yekun, kıldık huzur içinde, ALLAHIM hep çağırır kulu böyle sevince, Mezarlıklar içinde seninde yerin hazır, Son durakta bir telaş, topraklar sana nazır, Ellerimle indirdim; yatırdım sere serpe, Kardeşimle ben hariç duruyorlar el pençe, İlk küreği kim kaptı toprağı atmak için, Dostlarında bir telaş, senin rahatın için, Buymuş demek ki dedim toprağa gelip gitmek, Elden bir şey gelmiyor sadece sabır etmek, Topraklara hasretin bitmedi kürek kürek Masallarda sanırdım bir varmış yokmuş demek, Dünürüne koş yetiş, bekliyor biliyorum, Senin menzilin tamam, ben hala yürüyorum, Günler sular misali, bilsen nasıl geçiyor, Annem helva yaptırdı, yedin diye veriyor, İşte böyle babacığım, mekanın Cennet olsun, Yattığın topraklara nurdan ışıklar dolsun, Kefenini getirdik cebi yok cepkeni yok, Anladım bir kez daha ölümden ötesi yok.......! alinti |
-->: BİR DEMET ŞİİR
[COLOR="Red"][FONT="Arial Black"]Merhamet hür Dünyaya bu kadar mı IRAK ' tı? [/FONT][/COLOR]
[COLOR="Black"][FONT="Arial Black"][COLOR="Blue"]Ben Basralı Ömer, Belki haberin yoktur diye yazıyorum Mr. Franks. Önce demokrasi yağdı göklerimizden, Sonra özgürlük geçti üstümüzden Palet palet. Ve insan hakları Namlularından Saniyede bilmem kaç adet. Demokrasi bizim eve de isabet etti Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın. Tam onsekiz adet insan hakları saymışlar, Vücudunda babamın. Annem yoktu zaten Ben doğarken ilaç yokluğundan ölmüş Ambargo falan dediler ya anlamadım Çocuk aklı işte Oluşmadan sökülmüş. Sizde de barış böyle midir Mr. Franks? İnsan hakları çocukları yetim Ve ayaksız bırakır mı orda da? Düşer mi ayın kan gölüne aksi Güpegündüz düşer mi pazar yerine demokrasi? Zenginlik,insanları korkudan uykusuz bırakır Kuşlar gökyüzünü terk eder mi orda da? Babamla mırıldandığım son dua dilimde, Ayaklarım hastanede, Ve giymeye kıyamadığım pabuçlar kaldı elimde. Çocukların var mı Mr. Franks? Al, oğluna götür onları bari işe yarasın Kim bilir belki baktıkça Bazen beni hatırlarsın. Bu nasıl demokrasi Mr. Franks? Düştüğü yeri yaktı Merhamet hür Dünyaya, Bu kadar mı IRAK ' tı?[/COLOR][/FONT][/COLOR] |
-->: BİR DEMET ŞİİR
[QUOTE=cahar][COLOR="Red"][FONT="Arial Black"]Merhamet hür Dünyaya bu kadar mı IRAK ' tı? [/FONT][/COLOR]
[COLOR="Black"][FONT="Arial Black"][COLOR="Blue"]Ben Basralı Ömer, Belki haberin yoktur diye yazıyorum Mr. Franks. Önce demokrasi yağdı göklerimizden, Sonra özgürlük geçti üstümüzden Palet palet. Ve insan hakları Namlularından Saniyede bilmem kaç adet. Demokrasi bizim eve de isabet etti Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın. Tam onsekiz adet insan hakları saymışlar, Vücudunda babamın. Annem yoktu zaten Ben doğarken ilaç yokluğundan ölmüş Ambargo falan dediler ya anlamadım Çocuk aklı işte Oluşmadan sökülmüş. Sizde de barış böyle midir Mr. Franks? İnsan hakları çocukları yetim Ve ayaksız bırakır mı orda da? Düşer mi ayın kan gölüne aksi Güpegündüz düşer mi pazar yerine demokrasi? Zenginlik,insanları korkudan uykusuz bırakır Kuşlar gökyüzünü terk eder mi orda da? Babamla mırıldandığım son dua dilimde, Ayaklarım hastanede, Ve giymeye kıyamadığım pabuçlar kaldı elimde. Çocukların var mı Mr. Franks? Al, oğluna götür onları bari işe yarasın Kim bilir belki baktıkça Bazen beni hatırlarsın. Bu nasıl demokrasi Mr. Franks? Düştüğü yeri yaktı Merhamet hür Dünyaya, Bu kadar mı IRAK ' tı?[/COLOR][/FONT][/COLOR][/QUOTE] [B][I][FONT="Tahoma"][COLOR="Navy"]helal olsun gardas çok güzel bir şiir ancak böyle güzel anlatılabilirdi orada olanlar[/COLOR][/FONT][/I][/B] |
-->: BİR DEMET ŞİİR
[B][I][FONT="Tahoma"][COLOR="Navy"]Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su Zevk-ı tîğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk Kim mürûr ilen bırağur rahneler dîvâra su Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su Ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânum n'ola Zayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su Gam güni itme dil-i bîmârdan tîgun dirîğ Hayrdur virmek karanu gicede bîmâra su İste peykânın gönül hecrinde şevkum sâkin it Susuzam bir kez bu sahrâda menüm-çün ara su Men lebün müştâkıyam zühhâd kevser tâlibi Nitekim meste mey içmek hoş gelür hûş-yâra su Ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzâr Âşık olmış galibâ ol serv-i hoş-reftâra su Su yolın ol kûydan toprağ olup dutsam gerek Çün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su Dest-bûsı ârzûsıyla ger ölsem dostlar Kûze eylen toprağum sunun anunla yâra su Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile Gül budağınun mizâcına gire kurtara su Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme İktidâ kılmış târîk-i Ahmed-i Muhtâr'a su Seyyid-i nev-i beşer deryâ-ı dürr-i ıstıfâ Kim sepüpdür mucizâtı âteş-i eşrâra su Kılmağ içün tâze gül-zârı nübüvvet revnakın Mu'cizinden eylemiş izhâr seng-i hâra su Mu'cizi bir bahr-ı bî-pâyân imiş âlemde kim Yetmiş andan min min âteş-hâne-i küffara su Hayret ilen barmağın dişler kim itse istimâ Barmağından virdügin şiddet günü Ensâr'a su Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su Eylemiş her katreden min bahr-ı rahmet mevc-hîz El sunup urgaç vuzû içün gül-i ruhsâra su Hâk-i pâyine yetem dir ömrlerdür muttasıl Başını daşdan daşa urup gezer âvâre su Zerre zerre hâk-i dergâhına ister sala nûr Dönmez ol dergâhdan ger olsa pâre pâre su Zikr-i na'tün virdini dermân bilür ehl-i hatâ Eyle kim def-i humâr içün içer mey-hâra su Yâ Habîballah yâ Hayre'l beşer müştakunam Eyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâra su Sensen ol bahr-ı kerâmet kim şeb-i Mi'râc'da Şebnem-i feyzün yetürmiş sâbit ü seyyâra su Çeşme-i hurşîdden her dem zülâl-i feyz iner Hâcet olsa merkadün tecdîd iden mimâra su Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzânuma Var ümîdüm ebr-i ihsânun sepe ol nâra su Yümn-i na'tünden güher olmış Fuzûlî sözleri Ebr-i nîsândan dönen tek lü'lü şeh-vâra su Hâb-ı gafletden olan bîdâr olanda rûz-ı haşr Eşk-i hasretden tökende dîde-i bîdâra su Umduğum oldur ki rûz-ı haşr mahrûm olmayam Çeşm-i vaslun vire men teşne-i dîdâra su[/COLOR][/FONT][/I][/B] |
-->: BİR DEMET ŞİİR
[B][I][FONT="Tahoma"][COLOR="Navy"]Mende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var
Âşık-i sâdık menem Mecnûn'un ancak adı var N'ola kan tökmekde mâhir ola çeşmüm merdümü Nutfe-i kâbildürür gamzen kimi üstâdı var Kıl tefâhur kim senün her var men tek âşıkun Leylî'nin Mecnûn'u Şîrîn'ün eger Ferhâd'ı var Ehl-i temkînem meni benzetme ey gül bülbüle Derde yoh sabrı anun her lâhza min feryâdı var Öyle bed-hâlem ki ahvâlüm görende şâd olur Her kimün kim devr cevrinden dil-i nâ-şâdı var Gezme ey gönlüm kuşu gâfil fezâ-yı ışkda Kim bu sahrânun güzer-gehlerde çok sayyâdı var Ey Fuzûlî ışk men'in kılma nâsihden kabûl Akl tedbîridür ol sanma ki bir bünyâdı var[/COLOR][/FONT][/I][/B] |
-->: BİR DEMET ŞİİR
[B][I][FONT="Tahoma"][COLOR="Navy"][QUOTE=musab58][B][I][FONT="Tahoma"][COLOR="Navy"]Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su Zevk-ı tîğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk Kim mürûr ilen bırağur rahneler dîvâra su Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su Ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânum n'ola Zayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su Gam güni itme dil-i bîmârdan tîgun dirîğ Hayrdur virmek karanu gicede bîmâra su İste peykânın gönül hecrinde şevkum sâkin it Susuzam bir kez bu sahrâda menüm-çün ara su Men lebün müştâkıyam zühhâd kevser tâlibi Nitekim meste mey içmek hoş gelür hûş-yâra su Ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzâr Âşık olmış galibâ ol serv-i hoş-reftâra su Su yolın ol kûydan toprağ olup dutsam gerek Çün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su Dest-bûsı ârzûsıyla ger ölsem dostlar Kûze eylen toprağum sunun anunla yâra su Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile Gül budağınun mizâcına gire kurtara su Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme İktidâ kılmış târîk-i Ahmed-i Muhtâr'a su Seyyid-i nev-i beşer deryâ-ı dürr-i ıstıfâ Kim sepüpdür mucizâtı âteş-i eşrâra su Kılmağ içün tâze gül-zârı nübüvvet revnakın Mu'cizinden eylemiş izhâr seng-i hâra su Mu'cizi bir bahr-ı bî-pâyân imiş âlemde kim Yetmiş andan min min âteş-hâne-i küffara su Hayret ilen barmağın dişler kim itse istimâ Barmağından virdügin şiddet günü Ensâr'a su Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su Eylemiş her katreden min bahr-ı rahmet mevc-hîz El sunup urgaç vuzû içün gül-i ruhsâra su Hâk-i pâyine yetem dir ömrlerdür muttasıl Başını daşdan daşa urup gezer âvâre su Zerre zerre hâk-i dergâhına ister sala nûr Dönmez ol dergâhdan ger olsa pâre pâre su Zikr-i na'tün virdini dermân bilür ehl-i hatâ Eyle kim def-i humâr içün içer mey-hâra su Yâ Habîballah yâ Hayre'l beşer müştakunam Eyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâra su Sensen ol bahr-ı kerâmet kim şeb-i Mi'râc'da Şebnem-i feyzün yetürmiş sâbit ü seyyâra su Çeşme-i hurşîdden her dem zülâl-i feyz iner Hâcet olsa merkadün tecdîd iden mimâra su Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzânuma Var ümîdüm ebr-i ihsânun sepe ol nâra su Yümn-i na'tünden güher olmış Fuzûlî sözleri Ebr-i nîsândan dönen tek lü'lü şeh-vâra su Hâb-ı gafletden olan bîdâr olanda rûz-ı haşr Eşk-i hasretden tökende dîde-i bîdâra su Umduğum oldur ki rûz-ı haşr mahrûm olmayam Çeşm-i vaslun vire men teşne-i dîdâra su[/COLOR][/FONT][/I][/B][/QUOTE] AÇIKLAMASIDIR Ey göz! Gönlümdeki (içimdeki) ateşlere göz yaşımdan su saçma ki, bu kadar (çok) tutuşan ateşlere su fayda vermez. Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa gözümden akan sular, göz yaşları mı şu dönen gök kubbeyi kaplamıştır, bilemem Senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden benim gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz. Nitekim akarsu da zamanla duvarda, yarlarda yarıklar meydana getirir Yarası olanın suyu ihtiyatla içmesi gibi, benim yaralı gönlüm de senin ok temrenine, ok ucuna benzeyen kirpiklerinin sözünü korka korka söyler Bahçıvan gül bahçesini sele versin (su ile mahvetsin), boşuna yorulmasın; çünkü bin gül bahçesine su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz Hattatın beyaz kâğıda bakmaktan, kalem gibi, gözlerine kara su inse (kör olsa, kör oluncaya kadar uğraşsa yine de) gubârî (yazı)sını, senin yüzündeki tüylere benzetemez. Senin yanağının anılması sebebiyle kirpiklerim ıslansa ne olur, buna şaşılır mı? Zira gül elde etmek dileği ile dikene verilen su boşa gitmez Gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin olan bakışını esirgeme; zira karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir Gönül! Onun ok temrenine benzeyen kirpiklerini iste ve onun ayrılığında duyduğum hararetimi yatıştır, söndür. Susuzum bu defa da benim için su ara Nasıl sarhoşa şarap içmek, aklı başında olana da su içmek hoş geliyorsa, ben senin dudağını özlüyorum, sofular da kevser istiyorlar Su, her zaman senin Cennet misâli mahallenin bahçesine doğru akar. Galiba o hoş yürüyüşlü, hoş salınışlı; serviyi andıran sevgiliye aşık olmuş Topraktan bir set olup su yolunu o mahalleden kesmeliyim, çünkü su benim rakibimdir, onu o yere bırakamam Dostlarım! Şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem, öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla sevgiliye su sunun Servi kumrunun yalvarmasından dolayı dikbaşlılık ediyor. Onu ancak suyun eteğini tutup ayağına düşmesi (yalvarıp aracı olması bu dikbaşlılığından) kurtarabilir Gül fidanı bir hile ile (meşhur gül ve bülbül efsanesindeki gibi yine) bülbülün kanını içmek istiyor; bunu engelleyebilmek için suyun gül dallarının damarlarına girerek gül ağacının mizacını değiştirmesi gerekir Su Hz. Muhammed'in (s.a.v) yoluna uymuş (ve bu hâli ile) dünya halkına temiz yaratılışını açıkça göstermiştir İnsanların efendisi, seçme inci denizi (olan Hz. Muhammed'in s.a.v) mucizeleri kötülerin ateşine su serpmiştir Katı taş, Peygamberlik gül bahçesinin parlaklığını tazelemek için (ve onun) mucizesinden dolayı su meydana çıkarmıştır Hz. Peygamberimiz'in mûcizeleri dünyada uçsuz bucaksız bir deniz gibi imiş ki, ondan (o mucizelerden), ateşe tapan kâfirlerin binlerce mâbedine su ulaşmış ve onları söndürmüştür Mihnet günü Ensâr'a parmağından su verdiğini (bir mucize olarak parmağından su akıttığını) kim işitse hayret ile (şaşa kalarak) parmağını ısırır Dostu yılan zehri içse (bu zehir onun dostu için) âb- ı hayat olur. Aksine düşmanı da su içse (o su, düşmanına) elbette yılan zehrine döner Abdest (almak) için el uzatıp gül (gibi olan) yanaklarına su vurunca (sıçrayan) her bir su damlasından binlerce rahmet denizi dalgalanmıştır Su ayağının toprağına ulaşayım diye başını taştan taşa vurarak ömürler boyu, durmaksızın başıboş gezer Su, onun eşiğinin toprağına zerrecikler halinde ışık salmak (orayı aydınlatmak) ister. Eğer parça parça da olsa o eşikten dönmez Sarhoşlar içkiden sonra gelen bat adrysını gidermek için nasıl su içerlerse, günahkârlar da senin na'tının zikrini dillerinde tekrarlamayı (dertlerine) derman bilirler Ey Allah'ın sevgilisi! Ey insanların en hayırlısı! Susamışların (susuzluktan dudağı kurumuşların) yanıp dâimâ su diledikleri gibi (ben de) seni özlüyorum Sen o kerâmet denizisin ki mi'râc gecesinde feyzinin çiyleri sabit yıldızlara ve gezegenlere su ulaştırmış Kabrini yenileyen (tamir eden) mimara su lazım olsa, güneş çeşmesinden her an bol bol saf, tatlı ve güzel su iner Cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmış, (ama) o ateşe, senin ihsan bulutunun su serpeceğinden ümitliyim Seni övmenin bereketinden dolayı Fuzûlî'nin (alelâde) sözleri, nisan bulutundan düşüp iri inciye dönen su (damlası) gibi birer inci olmuştur Kıyamet günü olduğu zaman, gaflet uykusundan uyanan düşkün (yahut aşık) göz, (sana duyduğu) hasretten su (gözyaşı) döktüğü zaman O mahşer günü, güzel yüzüne susamış olan bana vuslat çeşmenin su vereceğini, beni mahrum bırakmayacağını ummaktayım[/COLOR][/FONT][/I][/B] |
| WEZ Format +2. Şuan Saat: 02:39. |
Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © 2005