Cevap: 2008-2009 sezonu Basketbol haberleri
 

Batı'nın kralı Lakers
NBA'de Pazar gecesinin en önemli maçı Los Angeles'ta oynandı. Batı Konferansı lideri Los Angeles Lakers, konuk ettiği konferans ikincisi San Antonio Spurs'ü 99-85 yenerek konferans liderliği yolunda rakipsiz olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.
Lakers'ta sakat sakat forma giyen Kobe Bryant, son çeyrek öncesi kenara gelene kadar 22 sayı kaydederek maçın en skorer ismi oldu. Kenardan gelen Trevor Ariza 17 sayı, Pau Gasol 16 sayı, 5 ribaunt, 4 asist, Andrew Bynum 15 sayı, 11 ribaunt, 4 blok ve dizinden geçirdiği ameliyat sonrası 18 maç aradan sonra potalara dönen Jordan Farmar 14 sayı ile ev sahibi ekipte yıldızlaşan diğer isimler oldular.

Spurs'te ise 19 sayı, 6 asistle oynayan Tony Parker ve 15 sayı, 8 asistlik performans sergileyen Tim Duncan dışında etkili oyuncu yoktu.

Gecenin toplu sonuçları;

Dallas 100
Boston 124

San Antonio 85
LA Lakers 99

Sacramento 97
Toronto 113

Phoenix 104
Atlanta 99

Houston 108
Detroit 105

Chicago 108
Minnesota 109 (UZ)

Charlotte 93
Indiana 98

Utah 97
Denver 117

LA Clippers 92
Golden State 107

Cevap: 2008-2009 sezonu Basketbol haberleri
 

G.Saray C.C.ye İtalyan rakip
Galatasaray Cafe Crown, FIBA Erkekler ''Eurochallenge'' Basketbol Kupası 2. Tur (J) Grubu'ndaki ilk maçını yarın İstanbul'da İtalya'nın Virtus Bologna takımı ile yapacak.
Karşılaşma, Ayhan Şahenk Spor Salonu'nda saat 18.00'de başlayacak.

Bu arada maçın biletleri, Biletix gişelerinden 5 TL karşılığı satışa sunuldu.

Cevap: 2008-2009 sezonu Basketbol haberleri
 

Boston 'Tİ'ye aldı: 124-100
NBA'de normal sezon heyecanı pazar günü oynanan maçlarla devam etti. Boston Celtics, sahasında Dallas Mavericks'i 124-100 mağlup etti. TD Banknorth Garden'da oynanan maçta rahat bir oyun sergileyen Celtics, zorlu rakibini adeta sahadan sildi.

Celtics'te Ray Allen, 23 sayı 5 ribaund 7 asistlik performansıyla maça damgasını vuran isim olurken, Kevin Garnett ve E.House'da 23'er sayıyla geceyi noktaladı.

Dallas'ta ise Jason Terry 27 sayıyla sahanın en skorer ismi olmasına rağmen, takımının mağlubiyetini önleyemedi.

Ev sahibi takım 3. periyodun sonlarına doğru as oyuncuları Kevin Garnett, Ray Allen ve Paul Pierce'ı kenara aldı ve bir daha oyuna sokmadı. Boston son dakikalarda yedek kadrosuyla mücadele etti.

Cevap: 2008-2009 sezonu Basketbol haberleri
 

Bir darbe de Nuggets'tan!
NBA'de playoff'a kalma mücadeles veren Utah Jazz, Pazar gecesi Pepsi Center'da Denver Nuggets'ın konuğuydu. İki Kuzeybatı Grubu ekibinin de buluşması açısından ayrı bir öneme sahip maçı Nuggets 117-97 kazanmasını bildi ve grup liderliğini korudu. Jazz ise arka arkaya üçüncü yenilgisini alırken oynadığı son beş maçta dördüncü kez sahadan boynu bükük ayrıldı.
Özellikle ilk çeyrekteki 35-24'lük performansıyla üstünlüğünü kabul ettiren Colorado ekibinde Nene Hilario 28 sayı, 9 ribaunt, 4 top çalma ile maçın yıldızı oldu. Brezilyalı yıldız, 12/12 saha içi yüzdesiyle hiç şut kaçırmazken 4/7 serbest atış isabeti tutturdu.

Sakatlığı süren Carmelo Anthony'nin oynamadığı maçta J.R. Smith ve Chauncey Billups 22'şer sayıyla oynarken kenardan gelen Litvanyalı forvet Linas Kleiza 18 sayı, 9 ribaunt ile yıldızlaşan bir diğer Denver'lı oldu.

Jazz'da ise Ronnie Brewer 16 sayıyla takımının en skorer ismi olurken Deron Williams 15 sayı, 10 asist, Mehmet Okur ve Paul Millsap 12'şer sayı, 10'ar ribaunt ile maçta double double yapan üç oyuncu oldular. Mehmet ayrıca 3 asist, 3 blokla başarılı bir görüntü çizdi.

Cevap: 2008-2009 sezonu Basketbol haberleri
 

Wade varsa sorun yok
NBA'de normal sezon heyecanı, Pazartesi gecesi oynanan maçlarla devam etti. Playoff potasında yer alan ve yükselme hesapları içindeki iki Güneydoğu Grubu takımının buluşmasında Miami Heat evinde Atlanta Hawks'ı 95-79 yendi. Florida ekibinin süper yıldızı Dwyane Wade geceye damgasını vuran isim oldu.
Wade, Hawks potasına tam 35 sayı bırakırken 5 ribaunt, 4 asist, 2 top çalma, 2 blok ile maçın yıldızı oldu. Daequan Cook 16 sayı ve çaylak guard Mario Chalmers 12 sayı, 6 asist ile galibiyette pay sahibi olan diğer isimler oldular.

Atlanta'da ise Joe Johnson 19 sayı, 4 ribaunt, 4 asist, Marvin Williams 17 sayı, 8 ribaunt, Josh Smith 14 sayı, 10 ribaunt ve Ronald Murray 14 sayıyla maçı tamamladı.

Gecenin toplu sonuçları;

Phoenix 103
Washington 87

Atlanta 79
Miami 95

Houston 98
New York 104

New Jersey 85
Oklahoma City 94

Philadelphia 86
New Orleans 101

Minnesota 90
Milwaukee 83

Portland 113
LA Clippers 88

Cevap: 2008-2009 sezonu Basketbol haberleri
 

Ocak'ta av başkadır!
Kevin Garnett döneminde playoff potasından çıkmayan ancak Garnett'in Boston Celtics'e takası sonrası yeniden yapılanan, bu süreçte de sportif başarıdan uzaklaşan Minnesota Timberwolves ciddi anlamda bir toparlanma sürecine girmiş durumda.
Yeni head coach Kevin McHale ile birlikte galibiyet yüzdesi ciddi anlamda yükselen, kaybedilen maçlarda bile rakiplerine kök söktüren Timberwolves, Pazartesi gecesi konuk olduğu Milwaukee Bucks'ı 90-83 yendi ve Ocak ayı içinde oynadığı 11. maçta 9. galibiyetini elde etti.

Timberwolves'u galibiyete taşıyan isimler 23 sayı, 10 ribaunt, 3 top çalma ile Al Jefferson, 22 sayı, 8 ribaunt ile Ryan Gomes, 12 sayı, 7 ribaunt ile çaylak Kevin Love ve 12 sayı, 7 asist ile Randy Foye oldu.

Bucks'ta Ramon Sessions 18 sayı, Charlie Villanueva 15 sayı, 5 ribaunt, 3 blok, Richard Jefferson 10 sayı, 9 ribauntla oynadı.

Bu arada Milwaukee'de dizinden sakatlanan Michael Redd'in sezonu kapattığı açıklandı.

Cevap: 2008-2009 sezonu Basketbol haberleri
 

Kerem Tunçeri Efes Pilsen'de
Efes Pilsen, kadrosuna katmak için bir süredir görüştüğü Kerem Tunçeri ile 2,5 yıllık sözleşme imzaladı.
Sezon başında Rusya'nın Triumph Lyubertsy takımına transfer olan ve bu kulüpte umduğunu bulamayan Kerem Tunçeri, Efes Pilsen ile sözleşme imzalayarak 2,5 yıllık Avrupa macerasının ardından Türkiye'ye döndü.

Efes Pilsen Genel Menajeri Engin Özerhun, önemli bir oyuncuyu kadrolarına kattıklarını belirterek, ''Kerem'in kulübüyle olan anlaşmasını sonlandırma noktasına gelmesi ile ilgili en son gelişmeleri tekrar değerlendirdik ve kendisiyle anlaşmaya vardık. Yuvası olan Efes Pilsen'e önemli katkılarda bulunacağına inanıyorum'' dedi.

Özerhun, Kerem Tunçeri'nin herhangi bir oyuncunun yerine transfer edilmediğini, kadro zenginliğini artırmak için kendisini aldıklarını ifade etti.

Profesyonel kariyerine Galatasaray'da başlayan Kerem Tunçeri, 1999 yılında Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda gösterdiği başarılı performansın ardından bir sezon sonra Efes Pilsen'e transfer oldu. 2004 yılına kadar lacivert-beyazlı takımın formasını giyen tecrübeli oyuncu, 3 kez lig şampiyonluğu sevinci yaşadı. 2005 yılında Ülkerspor'a, bir sezon sonra Beşiktaş'a transfer olan milli oyuncu, özellikle siyah-beyazlı takımda oynadığı başarılı basketbolla Avrupa kulüplerinin dikkatini çekti ve 2006-2008 yıllarında olmak üzere 2 sezon İspanya'nın Real Madrid takımına geçti. 2007 yılında Real Madrid ile ULEB Kupası'nı kaldıran Kerem, bu sezon başında Rusya'nın Triumph Lyuberstsy takımına transfer oldu. 30 yaşında ve 1.90 metre boyundaki tecrübeli basketbolcu, Rus ekibinde oynadığı 6 karşılaşmada 7.3 sayı, 2.1 asist ve 1.1 ribaunt ortalamalarıyla oynadı.

Cevap: 2008-2009 sezonu Basketbol haberleri
 

Utah Jazz kayıplarda
NBA'de son günlerin formsuz ekibi Utah Jazz, Mehmet Okur, 22 sayı, 17 ribauntluk performansına rağmen sahasında San Antonio Spurs'e 106-100 yenilmekten kurtulamadı.
Energy Solutions Arena'daki maçın 42 dakikasını sahada geçiren Okur, 22 sayı, 14'ü savunma olmak üzere 17 ribaunt ve 3 asistle etkili bir oyun sergiledi ancak takımının yenilmesine engel olamadı. Karşılaşmaya Andrei Kirilenko ve Carlos Boozer'dan yoksun çıkan Jazz'da, Ronnie Brewer'in 23, Deron Williams'ın da 19 sayı ve 13 asisti yetmedi.

Spurs'ü galibiyete taşıyan isimler ise 24'er sayıyla Tim Duncan ve Tony Parker oldu. 6/7 üç sayı isabetiyle oynayan Matt Bonner da 20 sayı, 5 ribaunt kaydetti.

Ligde alınan diğer sonuçlar şöyle:

Cleveland Cavaliers - Sacramento Kings: 117-110

Memphis Grizzlies - Denver Nuggets: 85-100

Los Angeles Lakers - Charlotte Bobcats: 110-117 (Uzatmada)

Cevap: 2008-2009 sezonu Basketbol haberleri
 

[B]"Tanjevic beni istemiyor"[/B]
Mehmet Okur, NBA'deki gözbebeğimiz! 2002'den bu yana yer aldığı NBA sahnesinde, başarıdan başarıya koşuyor. Türk Basketbol Tarihi'nde yaşanmamış 'İlk'lere imza atıyor. Okur'u, Oyak Renaultlu yıllarından beri iyi tanır ve çok dikkatle izlerim. En sevdiğim yanı, asla bugünü ile yetinen bir oyuncu olmaması... Hep daha ileriye gitmek için, kendini zorlar. Bu özelliği de, onu başarılara doğru tetikler. Sevgili Memo ile yaptığım 'Tele röportajda' harika cevaplar aldım.
İşte Akşam Gazetesi'nden Avni Başoğlu'nun Mehmet Okur ile yaptığı röportajın ayrıntıları...

[B]Geçen yıl milli takımda oynamadın. Bu yıl Avrupa Şampiyonası var. Polonya'daki Avrupa Şampiyonası'nda oynama gibi bir planın var mı?[/B]

Açıkçası okuyucularım, bu soruyu sormam için beni sıkıştırıyor...
Şu anda bir şey söylemek için, erken... NBA sezonu bittiğinde, bakacağız. Ancak ben, milli takım yetkilileri tarafından çok fazla istendiğimi, ya da; bana ihtiyaç duyulduğunu, son yıllarda hiç hissedemedim. Koç Tanjevic beni takımda istemiyor diye düşünüyorum. Burada beni ne arayan var, ne soran var. Babamın rahatsızlığı sırasında, milli takımın sorumlularından, Barbaros Akkaş ve Harun Erdenay ağabey ilgilenmişler. Hastaneye gitmişler, doktorlarla konuşmuşlar. Onlara çok teşekkür ediyorum.

[B]Milli Takım Koçu Tanjeviç ile aran nasıl? Görüşüyor musun? Ya da, seni arıyor mu?[/B]

Tanjeviç ile herhangi bir problemim yok. Onun kafasındaki basketbolda, benim pek bir yerim yok gibi geliyor bana. Zaten, beni pek aramıyor. Dediğim gibi; kimsenin de pek aradığı yok. NBA'de muhtelif başarılara ulaştım. Bazıları, daha önce hiç bir Türk oyuncunun elde edemediği düzeydeydi. Tabii ki, sakatlıklarım, sıkıntılarım da oldu. O anlarda, ne tebrik edenim vardı, ne de geçmiş olsun dileklerini iletiyorlardı. 'Nasılsın, bir şeye ihtiyacın var mı' diyen bile yoktu. Yanımda bir dost, ya da moral desteğinden bile, yoksun kaldım. Sadece, sevenlerim arıyordu.

[B]NBA kariyerin, A Milli Takımı kariyerinden çok daha iyi. Bu konuda düşüncelerin nedir?[/B]

2001, 2002 ve 2003 de, Türk Milli takımında son derece başarılıydım. Hatta Indianapolis'deki Dünya Şampiyonası'nda, en iyi 10 oyuncu arasında yer aldım. Ben Milli Takımda, her zaman en iyisini yapmaya çalıştım. NBA'de çok şanslıydım ve genelde, bana uygun sistem takımlarında yer aldım. Koç Jerry Sloan, benim için 20 yıllık kariyerinde, hiç yapmadığı kadar değişiklik yaptı. Oyun anlayışını değiştirdi. Üçlük atan bir pivottan, bu şekilde faydalanabileceği, benden önce, Jazz camiasında hiç kimsenin aklının ucundan bile geçmezmiş. Burada, uzun süre bunlar konuşuldu ve yazıldı. Ben de, her zaman, Sloan'ın bana olan o güvenini ve elini taşın altına benim için koymasının karşılığını vermeye çalıştım. Onu gerçekten çok seviyor ve ona büyük saygı duyuyorum.

[B]Neden, A Milli Takım'da aynı performansı sergileyemiyorsun?[/B]

Dediğim gibi, sistem değişikliği herhalde. Aydın Örs zamanında, Milli Takımda çok iyiydim. Yanlış anlaşılmasın. Bogdan Tanjeviç'i de eleştirmiyorum. Onun oynatmak istediği basketbolda, benim özelliklerime ihtiyaç olmayabilir. Ancak bunu, beni takımda istemiyor diye net olarak yorumluyorum. Bir de beni esas üzen; - Mehmet, milli takımda oynamak istemiyor- havasının yaratılması. Sakatlıklarıma bile inanmakta, nedense zorlandılar. - Benim Mehmet'e ihtiyacım yok, Mehmet'i kadroda düşünmüyorum- diyebilse, o zaman ona büyük saygı duyardım. Ben hiç bir zaman, milli formadan kaçmadım. Milli formayı da her zaman, büyük gururla ve sevgiyle giydim ve giyerim. Niye Milli takımda 2003'e kadar sergilediğim oyunu, sergilemek istemeyeyim? Bunun mantıklı bir yönü var mı? Bir de nedense, ben NBA'de ne zaman başarılı olsam, bazı arkadaşlar bundan, sanki rahatsız olmuş oluyor... - Apoletlerini çıkartsın... Bu takımda, yıldız yok! Hepimiz neferiz - gibi demeçler, daha henüz kamp başlamak üzereyken, basında geniş yer buluyor. Ben All-Star olabilecek seviyeye gelebilmek için, çok çalıştım. Büyük özverilerde bulundum. Geldiğim noktayla gurur duyuyorum. Bu noktaya, başka hangi Türk oyuncu da gelse, onunla aynı şekilde gurur duyarım. Niçin Hido ile bu kadar iyi dostuz? Bu kadar, iyi anlaşıyoruz? Birbirimizin başarılarıyla gurur duyuyoruz da ondan. Bunları, NBA'de elde etmenin, ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Birbirimize büyük saygımız var

[B]Önümüzde Türkiye'de yapılacak Dünya Basketbol Şampiyonası var. Hedefin nedir? Türk Milli Takımı ne derece alabilir?[/B]

Dünya Şampiyonasında en büyük dileğim Türk Milli takımının kendi evinde ve seyircisi önünde, bir madalya almasıdır. ABD'yi finalde yenip, altın madalyaya ulaşmak ise müthiş olur. Bunlara ulaşmak, harika olur.

[B]Aşklarımdan biri de basketbol[/B]

[B]NBA'in yoğun maç trafiğinde, bir ayda, eşini ve çocuğunu, ne kadar süre görebiliyorsun?[/B]

Los Angeles, Oklahoma City, Dallas, Memphis, Houston, Denver ve Portland hatırladıklarım... Geçen ay şanslıydık. Doğu turu olmadı. Doğu turuna çıktığımızda, en az 7-8 gün evden uzağız. Bu bazen 10-12 günü de bulabiliyor. Bu ay içinde, sanıyorum ki 4 gün, evden en uzak kaldığım süreydi. Tabii ki, böyle sürelerde eşim Yeliz ve Melisa'yı çok özlüyorum. Salt Lake City'de olduğumuz zamanlar bile, dediğiniz gibi, her gün antrenman var. Onlarla, çok az birlikte olabiliyorum. Zaten ortalama, iki günde bir maç yapıyoruz. Utah olarak, herkesten uzak olduğumuz için, en çok ve en uzun uçan takımlardan biriiyiz. Bu da bizi, sevdiklerimden günlerce ayırıyor. Onlara olan özlemlerim, tavana vuruyor! Ancak, benim aşklarımdan biri de basketbol. O günlerde, onunla idare ediyorum(Kahkahayı patlatıyor)

[B]Küçük Melisa, maşallah çok şeker. Birlikte olduğunuzda, en çok ne oynuyorsunuz?[/B]

Onunla maalesef, yeterince beraber olamıyoruz. Hasretle kavuştuğumuzda ise, zamanımızın, her anını değerlendirmeye çalışıyoruz. Birlikte, oynuyoruz, yürüyoruz... Parka gidiyoruz... Köpeğimizi gezdiriyoruz. Bazen, ona kitap okuyorum. Masallara bayılıyor. Çizgi filmler seyrediyoruz. Salt Lake City'de oynadığımız maçları kaçırmamaya çalışıyor. Bizim maskot The Bear'i(Ayı) çok seviyor. Hemen ona koşuyor. Kucağına atlıyor.

[B]Efsane olmak istiyorum[/B]

[B]Kariyerine, neredeyse her yıl başka rekorlar katıyorsun. Hedeflerine tek tek ulaşıyorsun. Şu ana kadar ulaştığın hedefler neler? Ulaşmak istediğin başka hedef kaldı mı?[/B]

2001 Avrupa Şampiyonasında gümüş madalya... 2004 NBA şampiyonluğu... 2007 NBA All-Star oyuncusu... Bunlar benim için, özel olan başarılar. Ancak tek hedefim, her gün çalışarak, olabileceğim en iyi oyuncu olmak... Ve devamlı, daha yukarı çıkabilmek... Bunun için çalıştığın ve çabaladığın zaman da, diğer başarılar beraberinde geliyor. NBA'de 'salary cap' gibi kurallardan dolayı, ne olacağını kestirmek kolay değil ama Utah Jazz formam, salonumuzun tepesinde, - Karl Malone, John Stockton, Jeff Hornacek, Pistol Pete Maravich, Mark Eaton - gibi efsanelerin, yanında asılmasını çok istiyorum.

[B]Basketbolu bıraktıktan sonra, hedefin ne? Ne iş yapmayı planlıyorsun?[/B]

Şu ana kadar böyle bir şeyi oturup net olarak düşünmedim. Daha 29 yaşındayım ve uzun bir süre basketbol oynayacağımı ümit ediyorum. Ancak, herhalde sporun ve özellikle de basketbolun içinde olan bir şey olacaktır, diye düşünüyorum.

[B]Kaç yıl daha basketbol oynamayı planlıyorsun?[/B]

Ben en azından 5-6 sezon daha oynayabileceğimi düşünüyorum. Oyun tarzım ve özelliklerim, yaş ilerledikçe erozyana uğrayabilecek özellikler değil. Hatta, daha yukarıya çıkarabileceğim özellikler.
NBA'de basketbol kariyerine noktayı koyduktan sonra, Avrupa'da, ya da Türkiye'de basketbol oynamayı düşünüyor musun?

Şimdilik böyle bir düşüncem yok. Basketbol kariyerimi, NBA'de noktalamayı düşünüyorum.

[B]Tatil yapmak, senin için ne ifade ediyor. Bu işe yeterli zamanı ayırabiliyor musun?[/B]

Tatil yapmak; ailemle birlikte güzel bir yere gidebilmek anlamına geliyor. Tatile bile özel trainerımla(antrenörümle) gidiyorum. Benim, formumu yılın 365 günü korumam gerekiyor. Ara verdiğimde, veya çok yüklenildiğinde sırtımda problemler başlıyor. Bu yüzden, özel antrenörüm her an yanımda olur. Hiç unutmuyorum. Yaşamımın en özel anında bile, aşkım Yeliz'le evlendikten sonra çıktığım 'Balayı'nda bile, özel antrenmanımı sürdürdüm.

[B]Paranın ne önemi var![/B]

[B]NBA'de çok iyi para kazandığın biliniyor. En çok kazanan Avrupalı oyuncular içinde, hangi sırada olabilirsin. Bu seni tatmin ediyor mu?[/B]

*Para benim için hiç bir zaman birinci planda olmadı. Detroit Pistons'dan ayrılırken de para için ayrılmadım, Utah Jazz'ı seçerken de para için seçmedim. Salt Lake City'nin hayat düzeninin ailemiz için çok uygun olduğunu, Jerry Sloan gibi bir efsane koç için oynamak istediğimi ve onun sisteminde mutlu ve başarılı olacağımı düşündüğüm için Jazz'ı seçtim. Andrei, Nowitzki, Biedrins, Peja, Parker sanırım benden daha çok kazanıyorlar. Başkaları da vardır. NBA kariyerimin sonuna kadar kazanmayı hedeflediğim şey, inşallah bir iki tane daha şampiyonluk yüzüğü kazanmak ve Utah Jazz tarihinin en önemli oyuncularından birisi olarak, akıllarda kalabilecek bir noktaya gelmek.

[B]Evdeki ezeli rekabet[/B]

[B]Bu yılki Fenerbahçe'yi, futbolda nasıl buluyorsun. İzleme imkanı bulabiliyor musun?.. Yeliz Galatasaraylı biliyorum? Hala derbilerde, aranızdaki rekabet devam ediyor mu?[/B]

Çok da fazla izleme imkanı bulamıyorum. Fenerbahçe de sezon başında bizim Jazz gibi, sakatlarla çok uğraştı. Şimdi onlar sağlıklarına kavuştular. Umarım, bizde kavuşacağız. Yeliz Galatasaraylı mı?.. İlk, senden duyuyorum. Ciddi misin?.. (Kahkahalarla gülerek)

Cevap: 2008-2009 sezonu Basketbol haberleri
 

Bobcats Lakers’ı yine tırmaladı
Salı akşamının son maçında Los Angeles Lakers Charlotte Bobcats’i Staples Center’da konuk etti. Bu salonda son iki sezondur Lakers’a ters gelen Bobcats 2 uzatma sonunda 117-110 üstünlükle yine gülen taraf oldu, böylece Lakers’a karşı son 6 maçta 5. galibiyetini elde etti.
Son günlerin formda oyuncusu Bynum maça yine oldukça etkili başladı ve takımının ilk 16 sayısının 10’una imza attı. İlk çeyreğin bitimine 4 dakika kala 17-16 geride olan Bobcats son 4 dakikada özellikle Gerald Wallace’ın etkili olduğu 8-0’lik seriyle ilk çeyreği 23-16 önde kapattı. Bu çeyrekte Bynum ve Wallace 10’ar sayıyla oynadılar.