![]() |
-->: BİR DEMET ŞİİR...
ANLATAMIYORUM
(MORO ROMANTICO) Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum. ORHAN VELİ |
-->: BİR DEMET ŞİİR...
HAN-I YAĞMA
Bu sofracık, efendiler – ki iltikaama muntazır Huzurunuzda titriyor – bu milletin hayatıdır; Bir milletin ki muzdarip, bu milletin ki muhtazır! Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır... Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı pür neva sizin. Doyunca, tıskırınca, çatlayıncaya kadar yiyin. Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir? Bu nadi-i nidam, bakın kudumunuzda müftehir! Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir... Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı pür neva sizin. Doyunca, tıskırınca, çatlayıncaya kadar yiyin. Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say. Hasep, nesep, şeref, şataf, oyun, düğün, konak, saray. Bütün sizin efendiler, konak, saray, gelin, alay. Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay. Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı pür neva sizin. Doyunca, tıskırınca, çatlayıncaya kadar yiyin. Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar Gurur-ı ihtiıamı var, sürur-ı intikaamı var. Bu sofra iltifatınızdan işte bu ab u tab umar. Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün bu kanlı lokmalar... Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı pür neva sizin. Doyunca, tıskırınca, çatlayıncaya kadar yiyin. Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini Bütün ferağ-ı halini, olanca şev-i balini. Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini... Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı pür neva sizin. Doyunca, tıskırınca, çatlayıncaya kadar yiyin. Bu harmanın sonu gelir, kapıştırın giderayak. Yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak Bugünkü mideler kavi, bugünkü mideler sıcak. Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak. Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı pür neva sizin. Doyunca, tıskırınca, çatlayıncaya kadar yiyin |
SİVASLI GARDAŞ
[B]Buram, buram hasret kokar her taşı
Unutur mu yiğit kavım gardaşı Madımak çorbası tarhana aşı Burnunda tütmezimi Sivaslı gardaş Çiçek açar yaz bahar'da yaylası Bir efsane gibi taş ve kayası Gönlümün sevdası kalbim aynası Gel desem gelmez mi Sivaslı gardaş Örnek almış cümle âlem huyunu Dağında meleşir kuzu koyunu İçmeye doymazsın Tecer suyunu Bu hasret yetmezimi Sivaslı gardaş Görmen mi yol olsa bir de vesile Gök medrese çifte minaresiyle Bir seher vaktinde ezan sesiyle Gel artık yetmez mi Sivaslı gardaş Selçukludan almış Atam soyumuz Ergenekon Tuna nehri boyumuz Öksüz garip kalmış yetim köyümüz Bu dert hiç gitmez mi Sivaslı gardaş Sen tedbir al verir takdirin Hak’tan Su içtiğin o yer kızıl ırmaktan Bıkmadın mı Gard aş uzak olmaktan Dost sitem etmez mi Sivaslı gardaş Ecdadın yâd etmiş Sivas adını Bırakmam ben elden itikadımı Genç ihtiyar yaşlı kız ve kadını Söyle dert bitmez mi Sivaslı gardaş Bu yurt senin sevki sen sevilensin Temiz bir iz bırak dönüp gelesin Atan var Deden var bur da bilesin Gurbet hiç bitmez mi Sivaslı gardaş Yol bizde der; Âlim Türkoğlu Türk'te Cumhuriyet bizle biz Atatürk'le Destan yazar yiğit bak süper ligde Durduğun yetmez mi Sivaslı gardaş Bekir ALİM NOT : Bu Şiir BERGÜZAR İsimli Şiir Kitabımdan Alınmıştır..[/B] |
-->: SİVASLI GARDAŞ
[B]BİR BAŞKADIR SİVAS'IM
Derme çatma yapılmış kerpiçten yıkık evler Yaz baharı bir başka bir başkadır Sivas'ın Yılları imrendiren köklü asıl zadeler Canlı bir kalkan gibi taş toprağı Sivas'ın Boz bulanık ırmağı çağlayıp coşkun akar Bir ok gibi fırlayıp dağ taş bendini yıkar Hoş sohbet insanları ne yürek ne can yakar Canlı bir kalkan gibi taş toprağı Sivas'ın Göklerden lapa, lapa yağarken kar tanesi Bu ses Cumhuriyet'in bu özgürlüğün sesi Her köşe bucağında dönerken merdanesi Canlı bir kalkan gibi taş toprağı Sivas'ın Bir dal gibi boy salmış her taraftan budağın Suşehri Altınyayla Ulaş, ta yeşil bağın Yükselir boydan boya yılanlı Tecer dağım Canlı bir kalkan gibi taş toprağı Sivas'ın Ufkunda açmış Güneş sönmeyecek ışığın Yeşerip filizlendi kalplerinde aşığın Süren sürsün saltanat kutsaldır boş kaşığın Canlı bir kalkan gibi taş toprağı Sivas'ın Sitemkâr Âlim’im der; sahip çık sen her şeye Nam saldı Atam buradan her bucak her köşeye Dalgalandı bayrağım, neşe kattın neşeye Canlı bir kalkan gibi taş toprağı Sivas'ın[/B] |
--->: SİVASLI GARDAŞ
Gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum
Gidiyorum bütün acılarımı vurup sırtıma umutları bırakıp başucuna ıtırları, menekşeleri, kırgüllerini bırakıp şiirlerimi sarıp bohçama yüreğimin yangınına gidiyorum hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal gidiyorum gözyaşlarımı papatya diye saçlarına takıp yüreğimdeki yağmurlarla bir ırmağa akmaya gidiyorum içimde yeşerttiğim tüm çimenler sana kalsın sana kalsın baharçiğdemleri, kırgelincikleri, kırkkanatlılar gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum gidiyorum başımda gam gözlerimde nem bütün hatıraları bırakıp geride usulca çekip kapıyı ardımdan alıp başımı gidiyorum buralardan şafak sökmeden kimseler görmeden yağmurun yağmadığı çöllere gidiyorum sevgi dolu yüreğimi bir ıssızda yakmak için hoşça kal suyundan çimdiğim dere kana kana içtiğim pınar sayki yaşamadım bu yerlerde nazlı çiçeklerini okşamadım baharın bozguna uğramış bir bostanın hüznüyle bir yaprağın ürpertisine yazıp ömrümü çekip gidiyorum buralardan gidiyorum bir bilinmeze doğru hem yol, hem yolcu olmaya acılarımla başbaşa kalmaya gidiyorum bütün yıldızları takıp kanatlarıma bir kelebek gibi özgür olmaya gidiyorum Yüreğimin sızılarında damıttığım her şiiri bin kez öperek ve sökerek sevgiden yana ne varsa göğsümde gecelerin zifiri saçlarında kaybolmaya bir ceylanın gözlerinde ağlamaya gidiyorum bütün borçlarımı ödedim alacaklarımı erteledim artık ne diyecek bir sözüm kaldı sevdiklerime ne okuyacak bir şiirim gözlerimin içindeki iki damla gözyaşı gibi bakmadan ardımdaki uçurumlara alıp götürüyorum yüreğimdekileri de hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal Nuri Can buda güzel biiir şiir |
--->: SİVASLI GARDAŞ
[COLOR="Sienna"][B]ABİLERİM YOLLADIĞINIZ ŞİİRLER ÇOK GÜZEL, BU PAYLAŞIMLARI BİZİMLE PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN SİZLERE TEŞEKKÜR EDERİM, BU TÜR ŞİİRLERİN DAHA DA ÇOĞALMASINI DİLİYORUM...[/B][/COLOR]
|
Bir Demet Şiir
[B][I][FONT="Comic Sans MS"][COLOR="Navy"][CENTER]Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden Bebekler hayta hayta yürümeden Geleceğim diyorum, geleceğim sana Ne olur kesin bir takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Beklesen de olur, beklemesen de Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde Hangi ses yürekten çağırır beni sana Geleceğim diyorum, takvim sorma bana -Ihlamur çiçek açtığı zaman. Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi? Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden Gemileri yaksalar da geleceğim sana On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana -Ihlamur çiçek açtığı zaman. Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız Ey benim alfabemdeki kadîm Elif Ne güzellik, ne de tat var baharsız Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Ihlamurlar çiçek açtığı zaman Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan Kimseye uğramam ben sana uğramadan Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana Takvim sorup hudut çizdirme bana Ben sana çiçeklerle geleceğim -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. [/CENTER][/COLOR][/FONT][/I][/B] |
--->: BİR DEMET ŞİİR....
bedirhan gokce yorumladı galıba ustekı şiiri cok gusel saol gardas
|
--->: BİR DEMET ŞİİR....
[FONT="Arial Black"][COLOR="Purple"]ACI ÇEKMENİN BEDELİNİ ÖDEDİ BEDEDİM
BEDENİMDİ HAYAT YOLUNDA YORGUN DÜŞEN SEVMEKTEN VAZGECEN İSYANLARIYLA GÜLEN KENDİNİ ESİR EDEN DUMANIN ESARETİNE KENDİMİ BULAMADIM KİMİ ZAMAN ARADIGIM BOS SAYFALARDA KİMİ ZAMAN BULDUM KENDİMİ AMA KENDİMİ TANIYAMADIM KENDİNDEN GEÇMİŞ BEDENİM ÇOKTAN BERİ YOK OLAN RUHUM SADECE SANA OLAN SEVGİMLE AŞKIMLA İSYANIMLA NEFRETİMLE GELDİM SANA AMA SEN SENDE DEGİLDİN BENİM KENDİMDEN EÇTİGİM GİBİ SENDE KİMLİGİNİ KAYBETMİŞTİN BENİM HAYATIM KAYMIŞTI SENİN Kİ KAYMAK ÜZEREYDİ BENİM ADIM İSYANKARDI SENİNKİSİ İSYANIN TA KENDİSİYDİ [/COLOR][/FONT] |
--->: BİR DEMET ŞİİR....
[FONT="Arial Black"][COLOR="Purple"][FONT="Arial Black"]İSYANKAR BEDENİMİN
KARAMSAR SATIRLARIYDI DİLİMDEN DÖKÜLENLER KARA YAZIMIN SON HATIRASIYDI DÖKTÜGÜM GÖZ YAŞLARIM İSYANIMIN BEDELİNİ ÖDÜYORDUM SANKİ KARANLIKTA YAŞADIGIM GÜNLERLE SEVGİNİN BEDELİYDİ SANKİ YAŞLI GÖZLERİM [/FONT][/COLOR][/FONT] |
| WEZ Format +2. Şuan Saat: 08:34. |
Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © 2005