|  | 
| 
 -->: BİR DEMET ŞİİR EL DIYARINDA  Gurbet eli övdüler, bana bal diye Hor gördüler bizi, burada el diye Vatan hasreti cağırıyor gel diye Duramam el diyarinda, gelirim vatanıma. Ne bal,ne şeker, zehir imis burasi Cıban oldu, bende gurbet yarası Olmaz olsun bu ellerin parasi Duramam el diyarinda,gelirim vatanıma. Usanmışiz bu ellerden,kimse bilmiyor Halin ne dir,hic kimse sormuyor Burada derdimizden Alman anlamıyor Duramam el diyarinda gelirim vatanıma. Kocamisiz gecmiş bizim yaşımız Sac ağarıyor,döküldü dişimiz Artik burada ne dir isimiz Duramam el diyarinda gelirim vatanıma. Halleri baska bu ellerin,dilleri başka Bizim elin gülüne benzemez,gülleri başka Nerde bizim köyler,köyleri başka Duramam el diyarinda,gelirim vatanıma. Yabancıyız diye vermiyorlar, bizlere önem Allahim izin verde,silama dönem Ölürsem Ana yurdum, orada ölem Duramam el diyarinda gelirim vatanıma. Almanyayı verseler,yoktur gözümde Yalan yoktur ,dostlar sözümde Ömrümüz gecmistir,gurbet ellerinde Duramam el diyarinda,gelirim vatanıma. Dertli etem murat hem söyledi, hem ağladi Kör olsun gecimin gözü,bizi burada baagladi Yakar oldu sila hasreti,yüregimi dagladi Duramam el diyarinda,gelirim vatanıma | 
| 
 -->: BİR DEMET ŞİİR Dertli etem murat hem söyledi, hem ağladi  Kör olsun gecimin gözü,bizi burada baagladi Yakar oldu sila hasreti,yüregimi dagladi Duramam el diyarinda,gelirim vatanıma | 
| 
 -->: BİR DEMET ŞİİR Gurbet eli övdüler, bana bal diye  Hor gördüler bizi, burada el diye Vatan hasreti cağırıyor gel diye Duramam el diyarinda, gelirim vatanıma. Ne bal,ne şeker, zehir imis burasi Cıban oldu, bende gurbet yarası Olmaz olsun bu ellerin parasi Duramam el diyarinda,gelirim vatanıma | 
| 
 -->: BİR DEMET ŞİİR [B][/B]Usanmışiz bu ellerden,kimse bilmiyor  Halin ne dir,hic kimse sormuyor Burada derdimizden Alman anlamıyor Duramam el diyarinda gelirim vatanıma. Kocamisiz gecmiş bizim yaşımız Sac ağarıyor,döküldü dişimiz Artik burada ne dir isimiz Duramam el diyarinda gelirim vatanıma. Halleri baska bu ellerin,dilleri başka Bizim elin gülüne benzemez,gülleri başka Nerde bizim köyler,köyleri başka Duramam el diyarinda,gelirim vatanıma | 
| 
 -->: BİR DEMET ŞİİR Erkek Çocuk İsimleri  ABAY: Sezgi, anlayış, dikkat ABBAS: Sert, çatık kaşlı veya Aslan ABDULLAH: Allah'ın adamı- Allah'a ait olan, onun yolundan giden kişi ABİDİN: Dua eden / Duacı ACUN: Dünya,varlık ADEM: Allah'ın yarattığı ilk insan / Adam ADİL: Adaletli / Hakça davranan ADNAN: Eski Türk isimlerinden / İki gökyüzü, iki cennet anlamında AFFAN: Kendini kötülüklerden uzak tutan AGAH: Bilgili / Bilen / Haberli / Uyanık AHMET: Övülmeye değer/ Beğenilmiş / Allah'a şükreden / AKAD: Soyluluk, Onurlu bir kişiliğe sahip olmak AKAY: Beyaz ay,dolunay AKEL: Dürüst,güvenilir AKGÜN: Mutlu,sevinçli gün AKIN: Hızlı bir biçimde düşmana yapılan saldırı AKİF: Dünya işlerinden uzaklaşıp, ibadet için Allah'a yönelen AKİL: Akıllı , Rüştünü kanıtlama konumuna gelmiş , yaptıklarının farkında olan AKTAÇ: Beyaz taç,gelin tacı AKTAN: Aydınlık gece ALAADDİN: Din uğruna çalışan ALDEMİR: Ateşte kıpkırmızı hale getirilen demir Al-Demir ALİ: Yüce, yüksek, şanlı, onurlu kimse ALİCAN: Cana yakın, içtenlikli, candan, sıcakkanlı, girişken ALİM: Bilim adamı, bilgin ilim bilen, ilimle uğraşan kimse ALİŞAN: Şanı şerefi en yüksek olan ALKAN: Kızıl kan ALKIN: Sevdalı,aşık ALP: Kahraman,cesur,savaşçı ALPAR: Yiğit,cesur ALPASLAN: Aslan gibi cesur,savaşçı beyi ALPAY: Cesur,yiğit ALPER: Alp + Er Cesur erkek Soylu erkek anlamında ALPHAN: Yiğit,hükümdar ALPTEKİN: Alp+ Tekin Soylu prens, güvenilir ve soylu ALTAN: Al + Tan Kırmızı + şafak, güneşin şafaktaki kırmızı rengi ALTAY: Yüksek orman anlamında. Orta Asya'da bir sıradağ ALTUĞ: Al+Tuğ Kırmızı + Tuğ değerli taşlarla süslü tuğ ANDAÇ: Armağan,hediye ANIL: Ölçülü davranan, hoşa giden kimse ARAL: Takımada,sıradağlar. ARAS: Sahip çıkılan buluntu, Doğu anadoluda bir ırmağın adı ARCAN: Saf,temiz ARDA: Halef, ardından gelen AREL: Temiz,dürüst ARGÜN: Temiz gün, günlük güneşlik, yaşama sevinci veren gün ARIKAN: Temiz soy ARIN: Temiz,saf - Alın ARİF: Anlayışlı,tanınmış,meşhur,bilgi sahibi ARKAN: Temiz kandan gelen - Üstün,galip ARMAĞAN: Hediye,ödül ARMAN: Hasret,özlem - Sıkıntı ARSLAN: Yırtıcı,güçlü,yiğit ARTAÇ: Ar+ Taç Utanma duygusunu baş tacı eden ASIM: Temiz, namuslu, sağlam karakterli ASİL: Soylu, soylu bir aileden gelen,seçkin insan ASLAN: Türklerin, güçlü insan tanımlarında genellikle seçtikleri ormanlar kralı ASRIN: Bu asıra ait, bu devire uygun ASUTAY: Hırçın tay AŞKIN: Benzerlerinden daha üstün - Coşkun ATA: Baba, ced, Ecdat, Büyükbaba, Bilge ATABEK: Şehzade eğitmeni - Devlet yetkilisi ATABEY: Selçuklularda şehzadeleri eğitmekle görevli kişilere verilen ünvan ATACAN: Hoşgörülü,babacan ATAHAN: Han soyundan gelen, soylu yiğit ATAK: Canlı,girişken-Cömert-Nişancı ATAKAN: Atasının kanını taşıyan, atasının kanından gelen gücü barındıran ATALAY: Ünlü,şöhretli ATAMAN: Ata kişi,önder ATANUR: Atasından aldığı nuru taşıyan ATASOY: Ataların soyundan gelen ATAY: Herkesçe bilinen, tanınmış, ünlü ATEŞ: Yanıcı maddelerin yanmasıyla ısı ve ışığın ortaya çıkması ATIF: Eğilimli, birine şefkatle eğilen, sevgi duyan / Bir şeye yönlendirilen ATIL: İleri hamle yap, anlamında Atıl, atılmak ATILAY / ATALAY: Kolaylıkla ileri atılabilen, cesur kimse ATILGAN: Engelleri aşan - Korkusu olmayan ATINÇ: Atılgan / Atak ATİLLA / ATTİLA: Hunların "Tanrının Kırbacı" denilen büyük hükümdarı ATLIHAN: At + Han kelimelerinden, İyi ata binen yiğit Han AVNİ: Yardım etmek, yardımda bulunmak, yardımla ilgili AYBAR: Gösterişli,heybetli AYBARS: Ay ve Pars kelimelerinden, Ay gibi güzel, pars gibi yırtıcı AYBERK: Sağlam kişilik- Ayın parlaklığı AYDEMİR: Ay gibi ışıklı,temiz,demir gibi güçlü AYDIN: Beyni çağdaş düşüncelerle aydıınlanmış, bilgili kişi AYGÜN: Ay gibi parlak ve ışıklı güzel gün AYHAN: Ay gibi güzel yüzlü hakan Ay +Han AYKAN: Kanı ay gibi parlak ve temiz Ay Kanlı AYKUT: Kutlu ay, armağan, ödül AYTAÇ: Başında ay gibi ışıklı taç bulunan Ay + Taç AYTEK: Ay gibi AYTEKİN: Tek ay, uğur getiren ay AYTUNÇ: Ay gibi güzel,tunç kadar sağlam AYYÜCE: Ay gibi aydınlık nurlu ve yüce olan er AZER: Azerbaycan kelimesinin kökü olan Azer'den.. AZİM: Bir şeyler yapmak için kararlı kişi, Azmeden, Azimli AZİZ: Onur sahibi yüce, Saygıdeğer, Manevi gücü çok üstün AZMİ: Kemikli, kemikle ilgili / Azim sahibi ---------- BABÜR: Hindistan'da yaşayan bir tür kaplan/Babür imparatorluğunun kurucusu Babürşah'tan BAHA: Değer fiyat, kıymatinin karşılığı, Ederi BAHADIR: Yiğit , kahraman, atak, gözünü daldan budaktan esirgemeyen BAHATTİN: Dinin değerlisi,güzelliği BAHİR: Deniz-Belli, açık-Işıklı,parlak BAHRİ: Denizle ilgili, denizci, denizingücü, sonsuzluğu BAHTİYAR: Mutlu, talihli, Hayatından memnunolan BAKİ: Süreklilik sahibi, sonsuza kadar kalan, sonsuz, sonu olmayan BALA: Küçük çocuk, Yavru, Korunması gereken BALABAN: Bir tür yırtıcı kuş. İri cins birtür Doğan (kuş) BALER: Tatlı dilli, cana yakın BARAN: Yağmur mevsimi BARANSEL: Güce, kuvvete ait. Güçsel. BARBAROS: "Barba Rosse" Kırmızı sakal. Asıl adı Hızır olan büyük Türk amiraline Avrupalıların taktığı ad. BARIN: Bütün,tüm - Güç kuvvet BARIŞ: Uzlaşma. BARKAN: Çölde oluşan küçük kum kitlesi BARKIN: Gezgin, Seyyah, Sürekli gezipdolaşan BARLAS: Kahraman BARS: Kaplan benzeri yırtıcı hayvan BASRİ: Gören, görme ile ilgili, görebilmek BAŞAR: Başarılı ol anlamında BAŞER: Başta gelen BATI: Güneşin battığı yön BATIHAN: Batı'nın hükümdarı, hanı BATIKAN: Batı+ Khan Batının Hanı ya da Batının Kanı anlamında BATIRAY: Ay gibi yiğit BATTAL: Kahraman. Oldukça iri yapılı, Alışılmışın dışında büyük BATU: Güçlü Kuvvetli BATUHAN: Güçlü Kuvvetli Han. Altınordu devletinin kurucusu Batuhan. BATUR: Korkusuz, yiğit. BATURALP: Yiğitler yiğidi BAYAR: Büyük, ulu yüce. BAYBARS: Eski Türklerin beslediği kaplan BAYBORA: Fırtına BAYCAN: Zengin BAYEZİT/BEYAZIT: Birçok Osmanlı şehzadesinin ortakadı. BAYHAN: Zengin ve güçlü BAYKAL: Yaban kısrağı. Moğolistandaki büyükgöl BAYRAKTAR: Bayrak taşıyan. BAYRAM: Ulusca kutlanılan, Kutsal ve önemli günler. BAYSAL: Dirlik düzenlik içinde, sakin,gürültüsüz. BAYÜLKEN: Göğün 16.katında oturan barış tanrısı BEDİR: Ayın ondördü. Dolunay. Ay. BEDİRHAN: Ay+ Han gibi Bedir + Han BEDRETTİN: Ayın ondördü gibi ışık saçan, temiz ve yüce BEDRİ: Ay gibi, aya benzeyen, Aya ait BEHÇET: Sevinç, güzellik, güler yüzlülük. BEHİÇ: Şen. Güleryüzlü, Neşeli. BEHLÜL: Hayır sahibi - Daima gülen BEHRAM: Merih Yıldızı. BEHZAT: Doğuştan iyi, soylu kişi BEKİ / BEKRİ: El değmemiş, Bakir, Tertemiz, bozulmamış. BEKİR: Yeni doğmuş, bakir BEKTAŞ: Saygın, aziz, denk, eşit. BERAT: İzinli, müsaadeli olmak / Diploma BERHAN: Han soyundan, Hanla ilgili, han üzerine.. (Han=Hakan) BERK: Sağlam güçlü, dayanıklı BERKAN: Parlama - Kıvırcık kuzu postu BERKANT: Sağlam Yemin . Berk + Ant. BERKAY: Sağlam yapılı ve ayışığı gibi parlak olan. Ay ışığı, Güçlü ay BERKE: Cengiz Han'ın torununun adı. Değnek, sopa, kamçı anlamında da kullanılır BERMAL: Birşeyler yapmakla ilgili, yapan, ortaya çıkaran, becerikli BESİM: Güler yüzlü BİLAL: İlk ezanı okuyan Bilal-i Habeşi'nin adından.. BİLGE: Derin bilgi sahibi BİLGEHAN: Göktürk hakanı BİLGİN: Bilgi sahibi. Alim BİRANT: Tek yemin. Özelliği olan yemin BİRCAN: Tek, eşsiz BİROL: Tek ol, anlamında . Bir + Ol BOĞAÇ: Bir Dedekorkut kahramanı BOĞAÇHAN: İnanılmaz derecede güçlü , insanüstü gücü olan BORA / BORAN: Ardından yağış getiren şiddetlirüzgar. BOZKURT: Türklerin Orta asyadan çıkışında yol gösterdiğine inanılan efsanevi kurt BUĞRA: Erkek deve BUĞRAHAN: Müslüman Türk Hakanlardan Saltuk Buğrahan. BULUT: Bildiğimiz bulut. (Havada bulut sen bunu unut gibi)(!) BUMİN: Baykuş, Puhu kuşu. BURAK: Hz. Muhammed'in Miraç'ta bindiği efsanevi ata verilen isim. BURÇ: Kale, hisar çıkıntısı - Güneş sistemi - sarp yamaç BURÇAK: Baklagillerden bir bitki BURÇİN: Dişi geyik. BURHAN: Delil, kanıt. BURHANETTİN: Dinin kanıtı, dinin delili, isbatı BÜLENT: Yüksek, uzun, erişilmesi zor, yüce BÜNYAMİN: Hz. Yakup'un oğlu ------------------ | 
| 
 -->: BİR DEMET ŞİİR CABBAR: Güç ve kuvvet sahibi kimse  CAFER: Çay dere küçük akarsu CAHİT: Çalışan çaba gösteren / İnatçıayak direyen CAN: İnsan ve hayvanlarda yaşamı sağlayan ve ilk korunan CANALP: Özünde yiğitlik, güç olan CANBERK: Güçlü, sağlam CANDAŞ: Dost, yoldaş CANDEMİR: Özü demir gibi sağlam CANDOĞAN: Cana doğan CANEL: Dostluk eli CANER: İçten, sevimli CANKAT: Yaşamına can ekle, sevinçle dol CANKUT: Mutlu, talihli - Talih, şans CANSIN: Dostsun, sevgilisin CANTEKİN: Tek, eşsiz can CAVİT: Sonsuz, ebedi CELAL: Büyüklük ululuk, hışım CELALETTİN: Büyüklük ululuk, hışım CELAYİR: Moğolların kollarından CELİL: Ulu, yüce, manevi değeri yüksek olan CEM: Bir şeyin toplamı, tamamı CEMAL: Güzellik, özellikle yüz güzelliği CEMALETTİN: Güzellik taşıyan CEMİL: Güzel CEMRE: Ateş,kor-Suda,havada,toprakta oluştuğuna inanılan sıcaklık CENAN: Yürek, gönül kalp CENAP: Manevi büyüklük / Onur CENGİZ: Sert ve haşin tabiatlı, kolay yumşamayan CENGİZHAN: Moğol İmparatorluğunu kuran hükümdar CENK: Savaşmak , Kısa süreli savaş CEVAHİR: Mücevher,değerli süs taşı CEVAT: İyilik, güzellik, olgunluk, kusursuzluk CEVDET: Olgunluk, büyüklük - Kusursuzluk CEYHAN: Güney bölgemizde bir ırmak adı CEYHUN: Eski Türk isimlerinden / yiğitgüçlü kişi CEZMİ: Kesin karar veren CİHAN: Dünya CİHANGİR: Cihanı ele geçiren CİHAT: Din uğruna savaşmak CİVAN: Yeni yetme, körpe, genç COŞAR: Heyecan dolu, kabına sığmayan COŞKU: Heyecan ve hayranlık uyandıran durum COŞKUN: Aşırı heyecanlı, çok duyarlı CUMA: Müslümanlar için haftanın kutsal günü CUMHUR: Halk topluluğu CÜNEYT: Büyük bir mutasavvuf --------------------- ÇAĞAN: Bayram, şenlik, mutlu gün ÇAĞATAY: Küçük tay, çocuk gibi sevimli ÇAĞDAŞ: Aynı çağda yaşayan, çağa uygun ÇAĞIN: Yıldırım, şimşek ÇAĞLAR: Çağıldayarak akan su, şelale ÇAĞMAN: Çağdaş insan ÇAĞRI: Davet ÇAKABEY: 11.yy'da İzmir yöresinde beylik kuran Türk Beyi ÇAKAR: Parlayan, ışık veren ÇAKIN: Şimşek, parıltı ÇAKIR: Mavi renkli, gri benekli gözü olan ÇAVUŞ: Askerde bir rütbe ÇELEBİ: Efendi, görgülü, terbiyeli ÇELEN: Yakışıklı, saçak, akıllı ÇELİK: Su verilerek sertleştirilmiş demir ÇELİKER: Çelik gibi güçlü insan ÇETİN: Güç, zor, engelli ÇEVİK: Atak, hareketli ÇEVRİM: Girdap, sürekli değişim, anafor ÇIĞIR: Çığın açtığı iz, yol - Yenilikçilik ÇINAR: Geniş yapraklı kalın gövdeli uzun ömürlü bir ağaç ---------------------- DALAN: Biçim - İnce, zarif DALAY: Deniz DANİŞ: Bilgi, bilme, danışma DARCAN: Sıkıntılı, aceleci DAVUT: Davut peygamberin adı DEHA: Dahi, zekaca çok üstün olan DEMİR: Bildiğimiz, demir / Ondan korkanlar trene binmez. DEMİRALP: Demir gibi güçlü, yiğit DEMİRCAN: Demir gibi sağlam olan can DEMİREL: Demir gibi güçlü eli olan DEMİRHAN: Demir gibi güçlü hükümdar DEMİRKAN: Güçlü soydan gelen DENİZ: Bu da bildiğimiz masmavi sular DENİZHAN: Denizlerin hükümdarı DENKTAŞ: Akran, aynı yaşta DERİN: Yüzeyi tabanına uzak olan DERVİŞ: Alçak gönüllü, hoşgörü sahibi DERYA: Deniz - Engin bilgili - Çok DEVLET: Bütün Ulus DEVRAN: Felek, kader DEVRİM: Önemli ve temelli değişiklik /inkilap DİLAVER: Yiğit / Yürekli DİLMEN: Güzel konuşan DİNÇ: Güçlü, sağlıklı DİNÇER: Dinç + Er / Yorgunluk bilmeyen güçlü sağlam DOĞA: Tabiat DOĞAN: Yırtıcı bir kuş DOĞU: Güneşin doğduğu yön DOĞUHAN: Doğunun hükümdarı DOĞUKAN: Doğunun hakanı DOĞUŞ: Yaradılış DORUK: Dağ ya da tepenin en yüksek yeri/ Şahika DORUKHAN: Zirvenin hükümdarı DURAN: Varlığını sürdüren-Dağyolu-Dingin,sakin DURMUŞ: Çocukların sık ölümleri karşısında konulan dilek ifadesi DURSUN: Çok yaşa , uzun ömürlü ol DURUKAN: Soylu kan sahibi DURUL: Suyun durulması, aklanması DUYAL: Duygulu duyarlı çabuk duygulanan DÜNDAR: Artçı asker, birliği koruyan asker DÜNYA: Yeryüzü / Orhan abinin şarkısında"batsın" denilen yer -------------------- ECEVİT: Çevik,çalışkan,açık fikirli- Yaramaz,sinirli EDİP: Edepli terbiyeli / Edebiyatla ilgilenenkişi EDİZ: Değerli yüksek EFDAL / EFTAL: En değerli en yüksek. EFE: Ağabey - Yiğit,cesur - Kabadayı EFGAN: Ağlayıp inleme - feryat EFLATUN: Açık mor, leylak rengi ile erguvan arası / Bilgin, bilgili, herşeyi bilerek doğan çocuk EGE: Yüce, büyük ulu / Ülkemizin Batısındaki deniz EGEMEN: Bir yere hakim olan EJDER: Bir masal yaratığı, korkulan, güçlü EKBER: Kebir kelimesinden, En büyük EKİN: Tahılın ekiminden, harman dönemine kadarki hali / Kültür EKREM: Pek cömert, iyiliksever ELDEM: Sevimli, cana yakın ELVAN: Renk renk, çok renkli EMİN: Güvenilen, inanılan kimse EMİR: Reis, aşiret başı, Emreden EMİRHAN: Emir veren hükümdar, hanın emri EMRAH: Saz çalıp oynayan EMRE: Aşık, dost, Beylerbeyi, Büyük erkek kardeş EMRULLAH: Allah'ın emri ENDER: Seçkin, eşi benzeri az bulunan ENER: En yiğit, en kahraman ENGİN: Ucu bucağı olmayan genişlik ENGİNSU: Açık deniz ENİS: Dost, arkadaş ENSAR: Hz. Muhammed'i Medine'ye davet edenlere verilen isim ENVER: En ışıklı, en parlaki ERALP: Yiğit ERAY: Ay gibi parlak erkek ERBATUR: Cesur, yiğit ERBERK: Şimşek gibi yiğit ERCAN: Er canlı, korkusuz yiğit ERCÜMENT: İtibarlı, haysiyetli, değerli ERÇİN: Erken doğan, En erken davranan ERDAL: Erken yeşeren dal / Er + Dal ERDEM: Fazilet, insanın insan yapan değerleri ERDEN: Bekaret / İnsan eli değmemiş /Erkenden ERDİNÇ: Dinç erkek Er + Dinç ERDOĞAN: Doğuştan yiğit / Erken doğan EREM: Ulaşmak, kavuşmak için çaba gösteren EREN: Ermiş kişi Ermekten ERENAY: Ermiş olan Ay gibi nurlu ERGİN: Olgunlaşmış, güngörmüş ERGUN: Oynak, hızlı giden at ERGÜN: Yumuşak huylu, uysal ERHAN: Yiğit hakan ERHUN: Hunlu yiğit ERİM: Sevgi, mutlu haber ERİNÇ: Rahat, dirlik ERKAL: Erkek kal ERKAN: Erkek kanlı ERKİN: Özgür, serbest. Koşulsuz iş gören ERKUT: Kutlu yiğit ERMAN: Erdemli yiğit EROL: Erkek ol sözünde dur anlamında ERSAN: Adıyla ün salmış ERSEN: Kolay, zor olmayan ERSİN: Erkeksin anlamında ERŞAT: Doğru yolu bulan ERTAÇ: Erkekliği taç gibi taşıyan ERTAN: Tan gibi ateş renkli er ERTEM: Erdem / Fazilet ERTEN: Sabah, gündoğumu anı ERTUĞRUL: Temiz yürekli doğru yiğit ERYAMAN: Güçlü, becerikli ESAT: Çok uğurlu ve mutlu ESEN: Sağ, sağlıklı ESER: Nişan, iz - Etki - Yapıt - Soğuk esen rüzgar EŞREF: Şerefli, şeref sahibi / Uğurlu EVGİN: Telaşlı, aceleci EVREN: Kainat, yaratılmışların tümü EVRİM: Aşamalarla kendini gösteren ilerleme,değişim EYÜP: Sabırın simgesi olmuş bir peygamber EZEL: Başlangıcı olmayan ----------------- adı.) | 
| 
 -->: BİR DEMET ŞİİR FADIL: Erdemli, üstün, parlak  FAHİR: Övünülecek, parlak, şanlı, güzel FAHRETTİN: Diniyle övünen FAHRİ: Karşılıksız kabul edilen görev,iş FAİK: Başkalarından daha ileri, üstün FAKİR: Yoksul FALİH: Başarı kazanan, isteğine ulaşan FARUK: Bir işi sonuca ulaştıran FATİH: Ele geçiren, fetheden FAZIL: Erdemli, manevi değerce üstün FEHİM: Anlayışlı, zeki FERDİ: Bireysel, tek başına FERHAN: Sevinçli, mutlu FERHAT: Rahatlık FERİD: Eşsiz, tek, benzeri olmayan FERİDUN: Tek, eşsiz, benzeri olmayan FERİT: Avcı kuş FERKAN: Güçlü, saygın soydan gelen FERRUH: Kutlu, uğurlu, aydınlık yüzlü FETHİ: Fetih ile ilgili FEVZİ: Kurtuluş ve zaferle ilgili, üstünlük başarı FEYYAZ: Bereketli, gür, bol FEYZİ: Verimlilik, bolluk FEYZULLAH: İlhamını Allah'tan alan FEZA: Gökyüzü, uzay FIRAT: Tatlı su - Türkiye'nin en uzun akarsuyu FİKRET: Düşünmek, düşünceye dalmak FİKRİ: Düşünce ile ilgili / fikir sahibi FUAT (D): Yürek, kalp gönül FURKAN: İyi ile kötüyü birbirinden ayıran kanıt / Kuran-ı Kerim ----------------- GAFFAR: Acıyan, bağışlayan GAFUR: Bağışlayıcı, günahları affedici GALİP: Yenen, üstün gelen GANİ: Zengin, cömert, bol çok, elindekiyle yetinen GARİP: Kimsesiz, yalnız, yabancı / Tuhaf GAZANFER: Aslan - Yiğit, yürekli GAZİ: Savaşta yara alan GEDİZ: Su birikintisi, gölcük - Ege'de bir akarsu GENCAL: Genç, taze GENCALP: Genç yiğit, kahraman GENCAY: Ayın bir haftalık hali, hilal GENCER: Genç yiğit GENCO: Genç olmaktan,genç o anlamına GİRAY: Uygun, eskiden Kırım hanlarına verilen ünvan GİRGİN: Kolay yakınlık kuran GÖKALP: Mavi gözlü yiğit - Göklerin yiğidi GÖKAY: Gök ve Ay gibi güzel olan GÖKBERK: Yeşil yaprak GÖKCAN: Yeşermiş, taze can, özlemle dolucan GÖKÇE: Gökrengi, göğce GÖKÇEN: Güzel, hoş GÖKER: Gökyüzü gibi er GÖKHAN: Göklerin hakanı Gök gibi büyükhan GÖKHUN: Eski Türk isimlerinden Gök+Hun GÖKMEN: Gök rengi gözlü GÖKSEL: Gökle ilgili, göğe ait GÖKTAN: Mavi şafak GÖKTUĞ: Gök renkli Tuğ sahibi GÖKTÜRK: Kök Türk / Tarihte bir Türk devleti GÜÇHAN: Çetin, güçlü han GÜÇLÜ: Kuvvetli, gücü yerinde - Önemli, etkili - Şiddetli GÜLHAN: Gül gibi güzel hakan GÜLTEKİN: Kültigin adından.. Güvenilen, herkese hayrı dokunan GÜNALP: Güneş gibi yiğit GÜNAY: Güneş ve ay - Güneşli yer GÜNDOĞDU: Doğudan esen yel - Güneşin doğduğu yön GÜNDÜZ: Gecenin karşıtı GÜNER: Güneşin doğma zamanı GÜNERİ: Günün yiğidi GÜNEŞ: Gezegen sistemimizin enerji kaynağı GÜNEY: Dört yönden biri - Her zaman güneşli yer GÜNGÖR: İyi günler yaşa anlamında GÜNHAN: Oğuz'un altı oğulundan Güneşi simgeleyenin adı GÜNSEL: Gün ışığı, ışık seli GÜNSER: Işık ver, parla GÜNTAN: Güneşin doğuşundan az önceki zaman GÜNTEKİN: Güneş gibi tek GÜRAL: Çok al, bol al GÜRALP: Güçlü yiğit GÜRAY: Bereketli, bolluk içinde olan ay GÜRBÜZ: Gelişmiş, iri yapılı, sağlam GÜRCAN: Herkesi seven, özveride bulunan GÜREL: Sürekli oluşum ve dönüşüm halinde olan GÜRKAN: Gürbüz, kanı bol GÜROL: Hayat boyu herşeyin bol olsun GÜRSEL: Gürlükle ilgili, gür olan GÜRSOY: Güçlü, kalabalık soydan GÜRTAN: Işıklı, geniş tan yeri GÜVEN: İtimat, emniyet GÜVENÇ: Güven - Sevinçli - Dayanak | 
| 
 -->: BİR DEMET ŞİİR HABİB: Sevgili, dost  HACI: Hicaz'a gidip hac törenine katılan HAFIZ: Ezberleyen/ Özellikle Kuran-ı Kerimi ezbere okuyan HAKAN: Büyük Han, Hanlar hanı (Hükümdar anlamına=Han) HAKKI: Doğrulukla, adaletle ilgili HALDUN: Kalp, yürek / Yüreklilik HALİL: İçten, dost çok yakın arkadaş HALİM: Yumuşak huylu, sakin yaradılışlı HALİS: Saf katkısız duru HALİT: Süregelen, sürekli, geç yaşlanan HALUK: Herkesle iyi geçinen iyi ahlaklı HAMDİ: Hamd eden, şükreden / Tanrı ileilgili HAMDULLAH: Allah'ın övgüsü HAMİ: Koruyan, arka çıkan, koruyucu HAMİT: Övgüye değer HAMZA: Aslan HANEFİ: Tanrı'nın birliğine iman eden HARUN: Huysuz at / Postacı / İnatçı HASAN: Güzellik, iyi davranma, iyilik HASİP / HASBİ: Kişisel değeri olan, ünlü bir soydan gelen HASRET: Özlem HAŞİM: Ezen, kıran, parçalayan HAŞMET: İhtişam, büyüklük, görkemlilik HATAY: İl adı Antakya olan kentimizin adı HATEM/ HATEMİ: Sonuncu en son olan / Mühürcü HAYATİ: Yaşamsal, yaşamla ilgili önemli olan HAYDAR: Aslan / Çok cesur HAYRETTİN: Hayır eden, hayır sahibi HAYRİ: Hayırla, iyilikle ilgili HAYRULLAH: Allah'ın hayırlı ettiği HAZAR: Barış / Bir yerde oturma hali HAZIM: Hezimete uğratan HEYBET: Korku ve saygı uyandıran görünüş HIFZI: Saklamak, korumak, hafızaya almak HINCAL: Öc al, intikam al anlamında HIZIR: Darda kalanların yardımına koşan HİCRİ: Göç eden / Hicrete ait, hicretle ilgili HİDAYET: Doğru yolu arama / Yol gösterme HİKMET: Felsefe, gizli, bilinmeyen güç HİLMİ: Yumuşak huylu, sabırl HİMMET: Çalışma, çaba HİRAM: Yürüme, gezinme HİŞAM: Eski bir Endülüs hükümdarının adı HULKİ: İyi ahlaklı iyi huylu HULUSİ: Saflık, doğruluk, içtenlik HURŞİT: Güneş HÜDAVERDİ: Allah verdi, çocuk özlemi çekenaileler ilk çocuklarına genellikle bu adı verirler HÜRAY: Ay gibi özgür HÜRKAN: Özgür soydan gelen HÜSAM: Keskin kılıç HÜSAMETTİN: Dinin keskin kılıcı HÜSEYİN: Ruh ve madde güzelliği HÜSMEN: Hüseyin HÜSNÜ: Güzellikle ilgili, güzelliğe ait HÜSREV: Büyük padişah, hükümdar ---------------- ILDIR: Parıltı, parlayış - Alacakaranlık ILDIZ: Yıldız - Gündönümünden 10 gün öncesi ILGAR: Çabuk, hızlı - Hücüm, akın - Havanın açık olması - Öfke ILGAZ: Atın dört nala koşması - Akın, hücum - Çankırı'nın merkez ilçesi - Bir dağ IŞIK: Cisimleri görmemizi sağlayan fiziksel erke IŞIKHAN: Işıklı han IŞIN: Bir ışık kaynağından çıkan ışık çizgisi IŞITAN: Aydınlatan, ışık veren ITRİ: Korkuya ait ---------- İBRAHİM: İbranice'de hakların babası anlamında İDRİS: Beyaz renkli çiçek açan bir ağaç cinsi İHSAN: Bağışlamak, yardım etmek, iyiliketmek İLBEY: Egemen olan İLCAN: Ülkede en sevilen İLGİ: İlişki - Yakınlık duyma İLHAM: İçe doğma, esin İLHAMİ: İçine doğmakla ilgili İLHAN: Bir ülkenin egemen hanı İLKAN: İran'da devlet kuran Türk hükümdarı İLKAY: Ayın ilk günlerindeki hali İLKCAN: İlk doğan erkek çocuklara verilen ad İLKE: Temel düşünce, prensip - Temel bilgi - Davranış kuralı İLKER: İlkle ilgili, ilk erkek çocuk İLKİN: Öncelikle, ilkle ilgili, ilk olan İLTEKİN: Tek eşsiz ülke İLTER: Yurdunu seven, koruyan İLYAS: Mersin ağacı İMDAT: Yardım dilemek, yardım istemek , yardım beklemek İNAL: Kendisine inanılan İNAN: Dizgin - Yönetme - İman İNANÇ: Bir düşünceye bağlılık - İman - Doğru, emin İNAYET: İyilik, lütuf İRFAN: Bilme, anlama - Sezme, kavrama gücü İSA: Hristiyanlığın kurucusu peygamber İSHAK: Hüzünlü öten bir tür kuş İSKENDER: Tarihte fetihleriyle ünlü bir hükümdar İSLAM: Hz. Muhammed'in kurduğu son din/ Teslimiyet İSMAİL: İbrahim peygamberin Tanrı'ya kurban adadığı oğlunun adı İSMET: Haramdan ve günahtan çekinen İSRAFİL: Dört büyük melekten biri İSTEMİ/HAN: Göktürklerin ünlü hakanı İŞCAN: Çalışkan İZZET / İZZETTİN: Değer, kıymet, ululuk, yücelik | 
| 
 -->: BİR DEMET ŞİİR -------- JERFİ: Derinlik JİYAN: Kızgın, hışımlı ------ KAAN / KAĞAN: Hükümdar, hanların hanı KADEM: Uğur - Ayak adımı - Yarım arşın KADİR: Değer, onur, incelik KADRİ: İtibar, değerle ilgili KAHRAMAN: Savaşta yiğitlik gösteren, cesur KAMBER: Sadık hizmetkar / Hz Ali'nin kölesinin adı KAMER: Ay ışığı KAMİL: Tam, eksiksiz, olgun KAMURAN: Dileğine, kavuşmuş olan KANDEMİR: Güçlü soydan gelen KANER: Güçlü, kanlı yiğit KAPLAN: Yırtıcı hayvan KARABEY: Esmer, rengi karaya çalan Bey KARACAN: Esmer - Küçük ağaçcık KARAHAN: Esmer hükümdar KARAKAN: Bir tür dağ ağacı KARAN: Kahraman, yürekli - Karanlık KARANALP: Esmer, karayağız, yiğit KARATAY: Selçuklu devlet adamı KARTAL: Yırtıcı bir tür kuş KARTAY: Yaşlı, pir KASIM: Bölen, kısımlara ayıran KAYA: Büyük ve sert taş kütlesi KAYAHAN: Kaya gibi sert hakan KAYHAN: Güçlü hükümdar KAZIM: Kızgınlığını, öfkesini belli etmeyen KEMAL: Bilgi ve erdem bakımından olgunluk KEMALETTİN: Bilgi ve erdem sahibi KENAN: Nuh peygamberin oğlu ya da Nemrut'un babası sanılan kişi KERAMETTİN: Bağış, ihsan ağırlama KEREM: Cömertlik, soyluluk büyüklük KEREMŞAH: Asil, soylu şah, hükümdar KERİM: Kerem sahibi, cömert KEYHAN: Dünya KILIÇ: Sivri uçlu,keskin, çelikten silah KILIÇALP: Kılıç gibi keskin, yiğit KILIÇHAN: Kılıç gibi keskin, güçlü yiğit KIRCA: Dolu - Ufak taneli kar - Borayla gelen yağmur KIRDAR: Ölçülü davranış KIRHAN: Kırçıl han KIVANÇ: Sevinç, hoşlanma KIVILCIM: Yanan mddeden sıçrayan küçük ateş parçası - Harekete geçiren KOLÇAK: Yiğit, mert, koçak KONUR: Bozla sarı arası bir renk - Yanık kırmızı - Gururlu, kibirli - Kahraman, KORAL: Sınır muhafızı KORALP: Yiğit sınır muhafızı KORAY: Kamış, kargı gibi, içi boş şeyler KORCAN: Kanı sıcak, kanı kaynayan KORÇAK: Heykel KOREL: Kor gibi etkili, yakıcı kişi KORHAN: Ateş gibi hakan KORKMAZ: Korkmayan, yılmayan, cesur KORKUT: Büyük dolu tanesi - Hayali yaratık KORTAN: Kor renkli tanyeri - Yalçın kaya - Pelikan KÖKER: Köklü soydan gelen KÖKSAL: Kökünü derinliklere sal anlamında KUBAT: Kaba, şişman KUBİLAY: Cengiz Hanın torununun adı KUDRET: Güç, kuvvet KUNTAY: Ay gibi sağlam, güçlü KUNTER: Sağlam, kuvvetli KURT: Yırtıcı bir memeli - Kurnaz, işbilir KURTBEY: Kurt gibi atılgan, güçlü KURTULUŞ: Kötü, tehlikeli durumdan kurtulma KUTAN: Dua, yalvarma - Saka kuşu KUTAY: Uğurlu ay KUTBAY: Uğurlu kişi KUTER: Kutlu, uğurlu kişi KUTHAN: Kutlu hükümdar KUTLAY: Kutlu, uğurlu ay KUTLU: Kutlanmış, mutlu, uğurlu KUTSAL: Mübarek, kutlulukla ilgili KUTSİ: Kutlanan, kutluluk sahibi KUZEY: Kuzey yönü / Şimal KÜRŞAT (D): Eski bir Türk adı ------- LAÇİN: Bir cins şahin - Sarp, yalçın LAMİ: Sert, çatık kaşlı veya Aslan LATİF: Yumuşak, hoş, nazik LEBİB: Akıllı, zeki LEMA: Herşeye gücü yeten LEMİ: Parlak, parıldayan LEVENT: Eski deniz erlerine verilen ad LOKMAN: Tarihteki en ünlü tabibin adı (Lokman Hekim) LÜTFİ: Cennette ölümsüzlüğe kavuşan LÜTFULLAH: Çok övülmüş,methedilmiş LÜTFÜ: İyi muamele, güzellikle hoşlukla ilgili ---- | 
| 
 -->: BİR DEMET ŞİİR MACİT: Şan, şeref sahibi - İyi ahlaklı  MAHİR: Usta, elinden her iş gelen MAHMUT: Övgüye değer MAHSUN: Güçlendirilmiş, güçlü MAHZUN: Hüzünlü, duygulu, üzgün MAKBUL: Alınan kabul olunan MAKSUT: İstek, niyet, maksat - Varılmak istenen yer MALİK: Sahip, efendi MANÇO: Manda yavrusu MANSUR: Yardım edilmiş - Allah'ın yardımıyla galip gelmiş MAZHAR: Birşeyin göründüğü ortaya çıktığı yer MAZLUM: Zulüm gören, zulmedilen kişi MECİT: Çok ulu, yüce MECNUN: Deli, aklı başında olmayan MEDENİ: Uygar, şehirli - Terbiyeli, nazik MEDET: Yardım eden MEHMET: Aslı Arapçada Muhammed, çok övülmüş anlamında MELİH: Güzel, şirin MELİK: Hükümdar, han MEMDUH: Övülmüş, övülmeye değer MEMNUN: Minnet eden - Hoşnut, sevinçli MENDERES: Ege bölgesinde bir ırmak adı MENGÜ: Ölümsüz, ebedi MENGÜÇ: Güçlü ben / Men + güç MENSUR: Saçılmış, dağılmış - Ölçüsüz, uyaksız söz MERİÇ: Ülkemizin Bulgaristan sınırındaki nehir MERİH: Güneş sistemimizdeki 5. gezegen MERT: Sözünün eri, sözünde duran MESTAN: Savruk. Cüret sahibi MESUT: Mutlu, bahtiyar METE: Büyük Hun imparatoru METİN: Sağlam, dayanıklı MEVLÜT: Yeni doğmuş çocuk - Doğulan zaman MİKAİL: Allaha en yakın olduğuna inanılan dört melekten birinin adı MİRKELAM: Güzel, nazik konuşan MİRZA: Hükümdar soyundan gelen MİTHAT: Övme MUAMMER: Uzun ömürlü, çok yaşayan MUCİP: Gerektiren, gerektirici MUHAMMED: Çok övülmüş, hamdedilmiş MUHARREM: Din tarafından yasaklanan MUHİP: Seven, sevişen MUHİTTİN: Dini güçlendiren MUHLİS: İnanç ve eylemlerinde içtenlikle davranan MUHSİN: Sağlamlaştıran MUHTAR: Dilediği şekilde hareket edebilen MUHTEŞEM: Görkemli, gözkamaştırıcı MUKBİL: Mutlu, bahtiyar MUNİS: Sıcakkanlı sevimli MURAT: Arzu, istek, dilek MURATHAN: Arzulu hükümdar MURTAZA: Mürteza- Seçkin seçilmiş MUSA: Sudan gelmek anlamındadır. Bir peygamber adı MUSTAFA: Temizlenmiş, saf hale getirilmiş MUTİ: İyi kalpli, yumuşak başlı MUTLU: Mesud, bahtiyar MUTLUHAN: Mutluluğa erişmiş hükümdar MUZAFFER: Zafer kazanan, galip gelen MÜCAHİT: Savaşçı, Cihada katılan MÜFİT: Faydalı, yararlı MÜJDAT: İyi, müjdeli haberler MÜKERREM: Yardımsever, ikram sever MÜKREMİN: Konuksever, ikram sever MÜMİN: İnanan, iman eden MÜMTAZ: Seçkin, başkalarından ayrı tutulan MÜNİR: Aydınlatan, ışık veren MÜREN: Akarsu, dere, ırmak MÜRSEL: Yollanmış, gönderilmiş olan MÜRŞİT (D): İrşad eden, doğru yolu gösteren MÜSLÜM: İslam dininden olan / Teslim olan MÜŞFİK: Acıyan, şefkat gösteren MÜŞTAK: Özleyen, göreceği gelen ------ NABİ: Yüksek, yüce, haber veren NACİ: Kurtulmuş, selamete kavuşmuş NADİ: Bağıran, haykıran NADİR: Ender, az bulunur, seyrek NAFİ: Gelip geçen, etkili, sözü dinlenen NAFİZ: İşleyen, içeriye giden, delip geçen işleyen NAHİT (D): Venüs, Zühre yıldızı NAİL: Ele geçiren, muradına eren NAİM: Uyuyan, uykuda olan NAMIK: Yazar, yazan kişi NAMİ: Tanınmış, ünlü şöhretli NASIR: Yardımcı, yardım eden NASRETTİN: Dine yardımı dokunan NASUH: Öğüt veren - Temiz NASUHİ: Bozulmaz biçimde tövbe eden NAŞİT (D): Şiir söyleyen, şiir okuyan NAZIM: Düzenleyen, tanzim eden NAZIR: Bakan, gözeten - Bakan, vekil NAZİF: Temiz, güzel NAZMİ: Vezinli, kafiyeli sözle ilgili/ Düzenli NEBİ: Peygamber, Tanrı'nın buyruklarını kullara ileten NECAT: Kurtuluş, selamet NECATİ: Kurtuluşa ermek NECDET: Güçlü ve korkusuz NECİP: Soyu temiz, cömert NECMETTİN: Din'in Yıldızı NECMİ: Yıldızlarla ilgili , yıldızlara ait NEDİM: Yakın dost, samimi arkadaş NEDRET: Az bulunan, seyrek NEHAR: Gündüz NEJAT: Soy, asıl, hesap NESİM: Hoşa giden hafif rüzgar NEŞAT: Sevinç, neşe NEŞET: Yetişme, meydana gelme NEVZAT (D): Yeni doğmuş çocuk NEYZEN: Ney çalan NEZİH: Temiz, pak, seçkin NEZİHİ: Temizlikle, saflıkla ilgili NİHAT (D): Tabiat, huy NİYAZİ: Yalvarma, yakarma NİZAM: Sıra, dizi, düzen, kural NİZAMETTİN: Düzenli, tertipli NİZAMİ: Kurallara uygun, düzenle ilgili NUH: Eski metinlerde rahat anlamında / Bir peygamber adı NUMAN: Kan / gelincik NURETTİN: Dinin ışığı, aydınlığı NURİ: Işıklı, ışıktan geleni NURKAN: Aydınlık, temiz soydan gelen NURŞAT: Nura boğulmuş NURTAÇ: Nurlu taç taşıyan NUSRET (D): Tanrı yardımı NUSRETTİN: Dinin üstünlüğü NÜVİT: İyi haber, müjde NÜZHET: Zevk, keyif, istek, tad | 
| WEZ Format +2. Şuan Saat: 08:53. | 
	Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
	
	Copyright © 2005