Acemi Yiğido
Üyelik Tarihi: 27.09.2005
Yaş: 52
Mesajlar: 146
Thanks: 0
2 Mesajına 2 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 0 
|
TÜRK SAVAS SANATI SAYOKAN (LÜTFEN OKUYUN)
Kızım yağmur dokuz yasında ve bu spor dalına basladı
bir süredir yapıyor sizleride bilgilendirmek istedim
SAYOKAN
SAYOKAN ( Goshinkaikan) uzak doğu sporlarından biri değildir. Sayokan stratejik, taktik ve geleneksel savunduklarının kat kat üzerinde , yakalayamayacakları seviyede bir Türk Savaş Sanatıdır. Dokuz yıllık ciddi araştırma ve çalışma neticesinde oluşturulmuştur.
Türk Savaş Sanatı Sayokan da uzak doğu sporlarının hiç birinin bulamadığı,çözüm getiremediği,mücadelede stratejik bulgular vardır. Tüm mücadele sanatları sporsal alana taşındıktan sonra gerçek çıkış amaçlarını yitirmiştir. Mücadele sistemlerinin çıkış amacı sanatsaldır. Sportif alana taşındıktan sonra yarışma maksatlı program takip edilir ve müsabaka alanında uygulanır hale getirilir. Goshin Kaikan sisteminin ise hem yarışma alanına ( Yere serme ) hem de kendini korumaya yönelik programları vardır. Kendini koruma programı diğer sistemlerin içinde ayrı bir program olarak yoktur. Diğer sistemlerin içinde bulunan bire bir mücadele olduğu gibi ,birden çok kişiye karşı stratejik veriler, stratejik öğretiler, stratejik bir perspektifi vardır. Dünyada hiçbir mücadele sanatında bu yoktur. Sayokan rakibin birim tekniğini değil bütününü egale etmeyi amaçlar. Tekniğin süslü ve gösterişli oluşu değil kullanım persfektifi ve doğaçlama yeteneği içinde uygulana bilir oluşu önemlidir. Teknikler motorsal kavramda tabi reaksiyon olabilecek kolaylıkta olmalı,çok sipesifik özellikler taşımamalıdır.Sayokanın bu farklılıkları dünya Savaş Sanatları literatürüne girmesine neden olmuştur.
Goshin Kaikan (Kendini Korumanın Birliği) (SAYOKAN Savaş Sanatının Yolu ve Kanı) Savaş Sanatları Ustaları Dünya Federasyonu ( MARTIAL ARTS MASTERS WORLD FEDERATİON ) ve Uluslar arası Savaş Sanatları Ustaları Federasyonu ( INTERNATIONAL MARTIAL ARTS MASTERS FEDERATION ) tarafından analiz edilerek resmi bir branş olarak dünyaya tanıtılmaya başlanmış 50 ülkedeki savaş sanatları ustalarının taktirini kazanmıştır. Uluslar arası federasyonlarca Goshinkaikan( Sayokan ) 120 ülkeye Türk Savaş Sanatı olarak deklare edilmiştir.
Öncelikle, Türk Savaş Sanatı Sayokan-Goshinkaikan’ın Türk kişiliğine bürünmesine katkı sağlayan Türk spor tarihçisi Prof.Dr. Özbay GÜVEN hocamıza, bilgilerinden istifade etmemizi sağladığı ve bizi doğru yönlendirdiği, Prof.Dr. Esen BEDER hocamızın manevi destekleri Doç.Dr.Yavuz TAŞKIRAN, Doç.Dor. Gıyasettin DEMİRHAN ve Murat ÇİLLİ hocalarımızın spor bilimleri konusunda ki destekleri için, Sayokan-Goshinkaikan camiası olarak saygılarımızı ve minnetimizi ifade etmeden geçemeyeceğim.
TÜRK SAVAŞ SANATI SAYOKAN-GOSHINKAIKAN
ETKİLENDİĞİ TÜRK KÜLTÜREL MOTİFLERİ
Türk savaş sanatı tanımlamasından anlaşıldığı gibi, Türk kültür, gelenek ve destanlarından etkilenen Sayokan-Goshinkaikan, yeni Türk neslinin de tarihimizde ki kahramanlıkları, yiğitlikleri hatırlamaları, ruhsal boyutunu yaşamaları, akıl ve beden gücünün ortak kullanımının kazandırdığı zevki tatmaları ilke edinilmiştir. Sayokan-Goshinkaikan bir spor branşıdır. Ve spor kavramı Türk spor tarihinde asırlarca yerini en canlı biçimde korumuştur. Prof.Dr.Özbay Güven’in “Türklerde Spor Kültürü” adlı kitabının, sunuş bölümünde Prof.Dr.Sadık Tural (Atatürk Kültür Merkezi Başkanı) sporu şöyle tarif ediyor. “ İnsanların vücutlarına ait gücü veya çevikliği yarıştırma, zihin güçlerini birbiriyle kurallara uygun biçimde sınama niyeti taşıyan karşılaşma ve karşılaştırmaların adına spor denilmektedir. Spor, insanların kendi becerilerini, zihin ve beden güçlerini başarıya dönüştürme arzusunun sonucu olan yarışma ve yarıştırmaların adıdır.” Diyor. Ve sn. Sadık Tural hocamız bu tanımlamanın ahlaki ve manevi boyutlarının önemini de şöyle ifade ediyor. “İçinde kumar niyeti, haset veya vahşet bulaşığı olmayan beden ve zihin yarıştırmalarının her biri bir kültür alanı içindeki spor faaliyetleridir.Geçmişten günümüze doğru akıp gelen bu kurallı yarışma ve yarıştırmaların günümüzde hem milli benlik boyutuna yükselten bir yanı ve yönü bulunduğu gibi, savaşa hazırlanma gibi örtülü bir yanı da bulunmaktadır. Türk savaş Sanatı Sayokan’ın da tarihindeki mentaliteyi taşıdığını ve yaşatmak isteğini, sayın hocamızın tanımlamaları ve bilgileri desteklemektedir. Türk savaş sanatı Sayokan’da, ülkemizde uzakdoğu sporları (martial arts-dünya literatüründe) olarak tanımlanan savaş sanatlarının, en başta ülkemizde ve dünya da oluşturduğu kültür ve ekonomik emperyalizme karşı durabilme ve uzakdoğu veya başka ülkelerin savaş sanatları ile dünya arenasında rekabet etmek amaçlı, ihtiyaç ve eksiklik neticesinde düşünülmüş ve oluşturulmuştur. Prof.dr.sn.Özbay Güven hocamız “Türklerde Spor Kültürü” adlı kitabının bir bölümünde şöyle diyor.” Sporun tarihi, insanın doğa koşulları ile tanışarak, ona uyması ve doğada egemen olmaya başlaması ve kendisini korumak için tek araç olan vücudunu ve adalelerini geliştirmesiyle başlar. Başlangıçta sporun insanların fazla enerjilerini boşaltmak, sağlıklarını ve güzelliklerini geliştirip korumak, boş zamanlarını değerlendirmek, barışa katkıda bulunmak ve ticari yararlar sağlamak gibi amaçlar için yapılmadığı kesindir. İnsanlık tarihi ile insanın korunma ve güvenliğini sağlama mücadelesi de birlikte başlamıştır. İlk çağlardan kalma bazı resimler, spor dallarının da belirmeye başladığını gösterir. Ancak, spor tarihinin başlangıcı diye adlandırdığımız resimlerin çoğu savaş ile yakından ilgilidir. Savaşların beden gücüne dayandığı çağlarda spor, savaşa hazırlık dönemi oluşturmakta idi. Türkler de bu dönemlerde savaşa yönelik işlevleri olan sporları yapmışlar ve desteklemişlerdir.” Peki günümüz yüz yılında neler değişti. Teknolojik alanda gelişmiş sanayi toplumları veya günümüz insanları, korumak, korunmak, güvenlik kavramlarını oluşturan duygularından hiçbir şey kaybetmedi, sadece tarz, yöntem ve öğretiler değişti. Ne kadar savaşa hazırlık olmaktan çıkmış gibi görünse de güçlü, akıllı bireylerin yetişmesi için spor adı altında eğitimlere gereksinme yarınlarda da devam edecektir. Çünkü milli kültür ve mirasların devamiyetinde, sağlıklı nesillerin oluşmasında, vatan ve bayrak gibi milli değerlerin korunmasında akli olduğu kadar bedensel güce de gereksinme vardır.
Yüce Atatürk’ün deyişi ile; “ Açık ve kat’i olarak söyleyeyim ki, sporda muvaffak olabilmek için her türlü yardımdan ziyade, bütün milletçe sporun mahiyetinin ve değerinin anlaşılmış olması gerekmekte, onu kalpte muhabbet ve vatani bir vazife olarak telakki eylemek lazımdır.” “Fikri gelişmeye olduğu gibi, bedeni gelişmeye de önem vermek ve özellikle milli karakteri, derin tarihimizin ilham ettiği yüksek derecelere çıkarmak lazımdır.” Hele herkesin malumu bir deyişi var ki, sporun kazandırması gereken yeteneklerden birinin yüce Atatürk’e göre ; “Benden spor nedir, diye sorarlarsa vereceğim cevap şudur; spor, vatan ve milletin yüksek menfaatlerine tecavüz edenleri gırtlağından yakalayıp memleket ve millet hadimlerinin huzuruna getirebilmek kabiliyet-i maddiyesi ve maneviyesidir.” İşte bu strüktüre (yapıya) sahip olabilmemiz için, güçlü bir bedene ve iyi akla gereksinme vardır.
Güçlü, akıllı bir millet, teknolojik gelişimini gündemde tutarak, çağdaş, tarih ve kültürünü yaşayarak millet ve devletinin yüksek menfaatlerine tecavüze yelteneceklere cesaret vermez, yüreklendirmez ve tabiatı ile memleket ve millet hadimlerinin huzuruna gırtlağından tutup getirecek düşmanları da olmaz.
Türk Savaş Sanatı Sayokan, akıllı, çalışkan, erdemli, barış yanlısı, güçlü, kuvvetli, kahraman ve yiğitlerle dolu tarihimizi görselleştirmek, yaşatmak için oluşturulmuştur. Savaşçı ruha ve fiziksel yapıya sahip yeni nesillerin oluşmasını sağlamak amacı ile vardır. Her zaman şunu savunurum. Barışın muhafızları ancak savaşçılar olabilir. Savaşı ve savaşmayı bilen, barışın gerekliliğini ve korunmasını gayet iyi bilir. Bunun örneği yine biz Türkleriz. Sayokan adını açarsak ruhsal ve manevi boyutunu çözmüş oluruz. Şunu açıklamadan yapamayacağım, savaş sözcüğünden bahsederken kan dökmekten bahsetmiyorum. Savaş sözcüğünün bir karşılığı ise mücadele etmektir. Bu anlamda ele alırsak yaşadığımız bu günkü dünyada savaşmadığımız bir alan var mı? İstikbalimizi çizmek ve yönlendirmek adına harcadığımız tüm gayretlerde, sosyal hayatımızda psikolojik, ruhsal ve bedensel tüm eforlarımızı kullanmıyor muyuz ?
SAYOKAN ; SAvaş sanatının YOlu ve KAN’ı cümlesindeki sözcüklerin baş heceleridir. Türk Savaş Sanatı, nasıl savaşçı olunacağının yolunu, öğretisini, yani akıl ve beden gücünü kullanabilme yeteneğini, erdemliliği, barışı, çalışkanlığı, sevgiyi, saygıyı ; Kan ise, tarihimizdeki tüm yiğit ve kahramanların kanını sembolik görselleştirmeyi amaçlar. Sayın hocamız, Prof.Dr.Özbay Güven’in kitabında ki şu ifadesi “ Türk deyince akla gelen askerlik, cengaverlik ve fatihliktir. Bunlar ise bizzat beden gücüne dayanmaktadır. Vücudu antrenmanlarda eğitilmemiş, bileği ağır kılıçları yıllarca çevirmemiş, at sırtını bir oda sediri haline getirmemiş bir insan, nasıl zorluklara katlanamaz, kılıcı ile ülkeler fethedemez, at sırtında uzun seferlere tahammül eyleyemezse, dünyanın en belli başlı fatihlerinden olan Türkler de uzun ve zor melekelerle spor yapmamış olsalardı, fatih ünvanı alamazlardı.” Sayokan bu vasıfların belli kurallar, seromoniler içinde görselleştirildiği bir branşdır.
|