Usta Yiğido
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 2.165
Thanks: 0
12 Mesajına 16 Kez Teşekkür Edildi.
|
Rezillik diz boyu !!
Ersun Yanal döneminin sona erip Fatih Terim döneminin yeniden başlaması ile 2006 Dünya Kupası’na katılma ümitlerini artıran A Milli takımımız, İsviçre karşısında turu yakalayacak bir skor elde edemedi, resmen psikolojik bir saldırı ile karşı karşıya kaldı..
Daha maç başlamadan aleyhte tezahüratlara başlayan İsviçreli taraftarlar, maç öncesi İstiklal Marşı’mızın okunması esnasında da çirkeflik yaparak, sportmenliğe yakışmayacak tavırlara büründüler. 31 bin taraftarın 27 binine yakını İsviçre halkı idi. Medeniyetin beşiği denen(!) İsviçre’de bir ülkenin milli marşına bu denli saygısızlık yapılması hazmedilir bir durum değil.. 4 bine yakın Türk taraftarı ise İsviçre milli marşı okunurken ne de saygılı, kendine yakışır bir tavır içinde idi..
Böylesine kötü başlayan maç ta, kötü devam etti.. Atağa çıkmakta zorlanan, aldığı topu rakibe kaptırmakta üzerine olmayan milli futbolcularımız, özellikle sol kanadında büyük boşluklar verdi.. Emre Belezoğlu gibi bir ismi çok aradık orta alanda.. Bir de defansın 90 dakika boyunca çizgi halinde durup gereksiz yere ofsayt taktiği yapıp, (bir de başarabilselerdi) rakibe pozisyon vermesi 2-0’lık yenilginin hazırlayıcısı oldu.
Çok kaliteli olmasa bile, kolektif futbolun gereğini yapan, nerede ne zaman nasıl duracaklarını iyi bilen İsviçre milli takımı, belki de tarihi farkı kaçırdı.. Burada gerek şans gerekse kaleci Volkan’ın payı vardı.. Zaten atağa zar zor kalkan millilerimiz, yakaladığı birkaç pozisyonu da (sağolsun!) Hakan Şükür efendi, her zaman yaptığını yaptı ve pozisyonları ezdi!!
Terslikler üst üste geliyordu..Bunların üzerine bir de UEFA’ya şirin görünme çabası içerisine giren hakem Lubos Michel kıyımı vardı!.. Bariz penaltı pozisyonunu sadece izlemekte yetinen hakem, ince ince milli takımımızı kıyım makinesine attı. Avantajları vermedi, sanki cebinde akrep varmışçasına kartlarına başvurmadı.. Ta ki maç koptu, o zaman eli cebine gitti.. Saha içerisindeki İsviçreli futbolcular, yan hakemin gözü önünde gerek futbolcularımıza gerekse Fatih Terim hocaya İngilizce olarak küfür ediyor, ama hakem görmezlikten geliyor.. Yazık.. Böylesine önemli bir maça böylesine basiretsiz bir hakem verilmemeliydi..
Bu nasıl bir ülkedir ki, bu nasıl bir taraftarlıktır ki, bu nasıl futbolculuktur ki, maç bitiyor, konuk takıma ağza alınmayacak küfürler ediliyor.. İtiş kakış yapılıyor.. Sanki yangından mal kurtarırcasına.. Hem maçı kazan.. hem pislik yap… Böylesine terbiyesizlik olamaz.. Adeta terör havası estirmeye çalıştılar.. Rövanş maçı için ortamı gerip, sinirleri bozup, psikolojik savaşı galip kapatmak istiyorlar..
Ama zannetmiyorum , bu kadar kolay olmayacak.. Kadıköy cehennemi, İsviçre’ye dar gelecek.. Nasıl mı?. Türk insanı sağduyulu olacak, centilmen olacak, alnımızın akıyla rövanştan çıkacağız.. 80 milyon bir ağızdan “istiklal marşımızı”… “10.yıl marşımızı” söyleyeceğiz…
Gelin, Kadıköy’de oynanacak 2-0’ın rövanşında Türkiye olarak Türk insanı olarak, İsviçre halkına, milli takımına, hatta dünya futboluna; futbolumuzla, taraftarımızla, gollerimizle ders verelim..Onların istediğini yapmayalım.. İsviçre’nin oyununa gelmeyelim.. İsviçre’ye İstanbul’u dar edelim.. Ama takımımızı destekleyerek, boğucu tezahüratlar ile, takımımıza sevgi seli göstererek..
Yıllar önce Galatasaray, Xamax’a 3-0 yenilirken, ne denli zor şartlar altında İsviçre’de maça çıkmıştı.. Ama, inanmışlığın zaferini yine Türk halkı yaşamıştı.. İstanbul’da onları 5-0 ile göndermedik mi.. 2-0 bizim için büyük dezavantaj olmamalı.. Yeter ki inanalım, yeter ki güvenelim.. yeter ki yüreğimizden destekleyelim.. 7’sinden 70’ine tek yürek, tek yumruk olalım..
Tahriklere kapılmadan, provokatörlere prim vermeden.. Ben inanıyorum, sizler de inanın.. A milli takımımız, Almanya’ya
|