Lige fırtına gibi giren ve ilk yarıyı lider kapatan Sivas haftalar ilerledikçe zirveden kopmayacağını gösterdi. Bülent Uygun, yakaladıkları ivmeyi şöyle değerlendirdi.
Uygun; “Pazarlama kitapları okuyorum”
Turkcell Süper Lig’de uzun zamandır şahit olmadığımız ve endüstriyelleşen futbolun ezberini bozan gelişmelerin yaşandığını izliyoruz. İstanbul Oligarşisi’ne karşı bayrak açan ve halen “şampiyonluk” hayalinden vazgeçmeyen Sivasspor, uzun yıllar boyunca spor okullarında ders olarak okutulacak bir başarıya imza atıyor. Peki ama bu başarının arkasında nasıl bir ekonomik açılım ve nasıl bir marketing projesi var?
Sadece Türk futbolunda değil Avrupa’da bile ses getiren, belki de futbolda yeni bir çağın kapısını açacak gelişmelerle karşı karşıyayız. Milyar dolarlık bütçelere, yüz yıllık tarihlere, milyonlarca taraftara sahip olan üç büyüklere kafa tutan Sivasspor aldığı başarılarla sonuçlarla herkesi şaşırtmaya devam ediyor. Sportif başarının yanı sıra ekonomik açıdan yaşadığı zorluklara rağmen mücadeleye devam eden Bülent Uygun’un öğrencileri, “tarihi düzünden okumaya ayaklanan” çocukları kıskandırıyorlar. Peki ama bu şanlı direniş ve meydan okumanın temeli nereye dayanıyor? Sivasspor’un ekonomik analizini nasıl yapmak gerek? Sivasspor’un komutanı Bülent Uygun’la başarının perde arkasını ve genellikle es geçilen pazarlama ve sponsorluk yapılanmalarını Sports Marketing’e anlattı.
Türkiye’deki spor markalarının futbola verdiği değeri destek hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Anadolu takımlarına verilen destek yeterli mi?
Biz yola çıkarken, destek alırız mantığıyla hareket etmedik. Türkiye’de sistemsizlik sistem olduğu için, bir sistem dahilinde hareket ettiğimiz takdirde başarıya ulaşacağımıza inandık.
Öncelikle kurduğumuz hayalleri sıraladık ve önceliklerimizi belirledik. Turkcell Süper Lig’de kalıcı olmayı ve Avrupa klasmanında bir takım yaratmayı amaçladık. Bu plan ve projenin doğrultusunda da öncelikle doğru bir transfer politikasını hayata geçirdik. Takımımızın şablonunu masaya yatırdık. Eksiklerimizi belirledik ve bu analiz çerçevesinde hareket ettik.
Yöneticilerinde sponsor olduğunu düşündüğümüz bir ortamda, gelir ve giderleri dengeleyerek bir bütçe oluşturduk. Birlik, beraberlik, kardeşlik ve kalbimizdeki sevgiyle birlikte fair play ruhunu işin içine katarak felsefemizi oluşturduk. İlk yılımızda yanlış hatırlamıyorsam Uzanlar bize sponsordu. Daha sonra Cola Turka ile anlaşma imzaladık. Havuzdan gelen, İddaa’dan aldığımız ve forma satışlarımızla desteklediğimizde yıllık bütçemizi 13 milyon liraya ulaştırdık.
İlk yarının sonunda ekonomik açıdan sıkıntılı günler geçirdiniz ve bir SMS kampanyası düzenleyerek takıma katkıda bulunmayı amaçladınız. Kampanyayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yakaladığımız başarıyla orantılı olarak gerçekten istediğimiz desteği alıp almadığımızı soruyorsanız buna kesinlikle hayır yanıtını veririm. Ama bu başarının etkisiyle gelecek sezonda çok daha başarılı sponsorluklara imza atacağımızı düşünüyorum. Maalesef SMS kampanyasında başarılı olamadık. Biz bu performansı Kocaeli, Sakarya, Bursa, Eskişehir, Ankaragücü, Kayseri ve Konya gibi şehirlerde yapmış olsaydık, kampanya bir günde çığ gibi büyürdü. Mesela benim Bursaspor’u kıskanıyorum dememin sebebi de odur aslında.
Sivas’ta kampanyanın başarılı olamamasının altında hangi nedenler yatıyor?
Cumhuriyetin temelinin atıldığı kutsal bir kent Sivas. İnsanları yiğit, misafirperver, hoş görülü. Fakat kent büyük oranda göç veriyor ve batıya doğru bir kayış var. Biz beş sen önce Sivas’a geldiğimizde kentin organize sanayisi bile oluşmamıştı ve ekonomisi çok alt seviyelerde gezen bir il durumundaydı. Sivasspor, Sivas’a kendilerini anlatma imkanı tanıdı ve şehrin tanınmasını sağladı. Fakat SMS kampanyası 25 binde takıldı oysa bizim hayalimiz 1 milyondu. Biz artık 100 bine bile razı hale geldik. Büyük bir hayal kırıklığına uğradık.
İtalyan Diadora 5 yıldan bu yana malzeme sponsorumuz. Turkcell, Acıbadem Hastaneleri
sponsorlarımız arasında yer alıyor. Suena Tatil Köyü devre arası ve sezon ortası kamplarımızı gerçekleştirmemize olanak sağlıyor. Bir de saha reklamlarımızı var unutmadan söyleyeyim. Bizim gelirlerimiz bu kadar aslında. Pazarlama açısından forma satışlarımızdan istediğimiz sonucu alamadığımızı söyleyebilirim. Şu ana kadar 60 bin forma sattık. Hedefimiz 400 bine ulaşmaktı. Bu işte de maalesef başarılı olamadık. Sportif başarımıza bakınca pazarlama alanında sönük kaldık ve istediğimizi elde edemedik.
Takımınızın başarısının altında hangi nedenler yatıyor? Bu başarının tesadüf olduğunu düşünenler de yok değil!
Bizim başarımızı bir tez konusu aslında ve incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu başarı kesinlikle bir tesadüf değil. Eğer Sivasspor’u UEFA, FİFA ve yabancı basının ilgi odağı oluyorsa, dört büyüklere korku salıyor ve şampiyonluğa ortak oluyorsa burada bir tesadüften öte bir başarı hikayesi aranmalıdır bence. Hiçbir şey tesadüf değildir ve bu gelişmenin tesadüf olamadığı gibi Türkiye’de çok olumsuz bir tavır var. Başarılı olan herkesin üzerine oynayarak prim yapmaya çalışan kişi ve kurumlarla karşılaşıyoruz. Bu insanlar başarılı insanlar çamur atarak şöhret olmaya çalışıyorlar. Mesela Hakan Şükür. Onu eleştiren bazı kişiler on kere top sektiremez, hayatında hiç öğrencisi olmamış, her bilgisi kulaktan dolma olan ve hayatı boyunca ülkeye hiç katkısı olmayan kişilerdir.
Şampiyonluğa halen inanıyor musunuz? Türkiye’de örnek aldığınız antrenörler kimler?
Şampiyonluk için gerçekleri görmek lazım. Şampiyon olamadığımız takdirde bize hani şampiyon olacaktınız demek için bekleyenler var. Elimdeki kadroya baktığımda 4 milli futbolcumun sakat olduğu ve devre arasında istediğim transferleri yapamadığım ortada. Böyle bir durumda şampiyonluğa ne kadar daha ortak olabiliriz, karşımızdaki rakipleri düşünürsek. Hep beraber göreceğiz. Biz Anadolu’da bir futbol devrimi yaptık. İstediklerimizin büyük bir çoğunluğunu başardık. Avrupa’da Arsenal Teknik Direktörü Arsen Wenger’i beğeniyorum. Ülkemizde ise imparator Fatih Terim benim için çok önemli bir isim. O da Türk futbolunda bir devrim yaptı ve Türkiye’nin en başarılı hocası. Ben de onu örnek aldım ve almaya devam ediyorum. Bizim jenerasyonumuza kucak açtı Fatih Hoca. Kendimi her yönden geliştirmeye çalışıyorum. Kriz yönetimi hakkında okuyorum. Felsefeye merak saldım, ekonomi hakkında bilgi edinmeye çalışıyorum. Hatta pazarlama kitapları okuyorum ve kendimi marketing alanında da geliştirmeye çalışıyorum.Oğuz Çetin, Ertuğrul Sağlam, Tolunay Kafkas, Bülent Korkmaz ve Ünal Kahraman’ı beğeniyorum ve gelecekte çok daha başarılı olacaklarına inanıyorum.
Cem Kerpiçciler - Sports Marketing
.gif){kind=avatar}
ANADOLU DEVRİMİ YAPTIK
.gif){kind=avatar}
.gif){kind=avatar}
.gif){kind=avatar}
Normal
