Hepinizin malumu, Galatasaray ile yaptığımız 32. hafta lig maçında deplasmanda 4-2 yenildik. İBB'nin Fenerbahçe'yi yenmesi ile birlikte bizim maçımız sonunda oluşan puan durumuna göre, Sivasspor ligde kalma yolunda kendimizi rahatsız hissedebileceğimiz bir konuma düştü. En kötü senaryoya göre kalan iki haftada alacağımız kötü sonuçlar ve rakiplerimizin alacağı iyi sonuçlara göre ligden düşen takım olma ihtimalimiz halen mevcut.
Resmin bir yüzünde Sivasspor'umuzun aldığı yenilgi ve yukarıda bahsettiğimiz gerçeklik var. Resmin diğer yüzünde ise karaktersizlik, omurgasızlık var, şehrine ihanet var. Şehrimizin takımı bin kilometre ötede acı bir yenilgi alıyor, bu yenilgi sonucunda ligde kalma garantisini kaybediyor, ancak bu şehrin meydanında yenildiğimiz takım için, bin kilometre ötedeki bir takım için şampiyonluk kutlaması yapılıyor.
Elbette Sivas'ta sadece Sivaslıların yaşamadığının farkındayız ve bu insanların farklı takımlara bağlı olmalarını da anlayışla karşılıyoruz. Fakat gelin dürüst bir şekilde cevap verelim: Gs'nin şampiyonluğunu kutlamak için o meydanda toplananların yüzde kaçı Sivas dışından gelmiştir veya Sivaslı değildir? Biz diyelim yüz, siz deyin üç yüz! Bu kadar, en fazla bu kadar! Ancak oraya sevinmeye gelenlerin sayısı eğer bu birkaç yüz kişiyle sınırlı kalmayıp birkaç bin kişiye yükselmişse ve hele hele Sivasspor'umuzun yenildiği maç sonrasında bu kadar insan bizim yenilgimizi kutlamaya oraya gelmişse, aslında sözün bittiği yerdeyiz!
Bu yapılan karaktersizliktir, omurgasızlıktır, solucanlıktır. Ancak bizim için de bir milattır. Aynı şehirde yaşadığımız, aynı havayı soluduğumuz, kütüğünde Sivas yazan ama Sivasspor'un yenilgisini kutlayabilen bu insanlara bakış açımızın değiştiği bir milat! Artık şehrimizin sokaklarında bizim yenilgimizi kutlayan herkesi solucan olarak göreceğiz, onlardan tiksineceğiz!
SivasSpor.Com Editör