
Tribünler F.Bahçe’den futbolcu istemeyiz diyor. Sahada Rüştü var, sonradan Mehmet Yozgatlı giriyor. Dönüyorlar; "Sivaslı ayılar İstanbul’da ne arar" diyorlar. Benim bildiğim İbrahim Toraman Sivaslı.
ERMAN TOROĞLU: PARAMPARÇA (HÜRRİYET) DÜN AKŞAM İNÖNÜ STADI'NDAKİ TRİBÜN GÖRÜNTÜLERİNDEN SONRA YILDIRIM DEMİRÖREN VE EKİBİ KESİNLİKLE GÖREVİ BIRAKMASI GEREKİR...
DÜN akşam İnönü Stadı’ndaki tribün görüntülerinden sonra Yıldırım Demirören ve ekibinin kesinlikle görevi bırakması gerekir... Seyirci, "Demirören, Sinan’ı da al git" diye bağırdı, Ertuğrul’u ise kenara koydu.
Böyle bir atmosferde oyunculardan çok iyi futbol beklemek zor. Fakat anlamadığım bir nokta var. Türkiye’de Haluk Ulusoy’a aleyhte tezahürat yapmayacak iki tane seyirci var. Biri Trabzon, diğeri Beşiktaş. Eğer bunlar Ulusoy aleyhine bağırırlarsa, Allah onları çarpar. Ama bu iş böyledir. Sırtında taşırsın, bir gün bırak, en kötü sen olursun... Yani anlayacağınız şu andaki Beşiktaş, Müslüm Gürses’in parçası gibi: ’Paramparça’.
Sivas oyuna iyi başlamadı. Her şeye rağmen Beşiktaş daha düzgün işler yapıyordu. Beşiktaş için dün gece bir şanssızlık vardı. Hakem ne seyirciden, ne de büyük takımdan etkileniyordu. Bildiği kadarıyla gördüğünü ortadan çalıyordu. Tribünler F.Bahçe’den futbolcu istemeyiz diyor. Sahada Rüştü var, sonradan Mehmet Yozgatlı giriyor. Dönüyorlar; "Sivaslı ayılar İstanbul’da ne arar" diyorlar. Benim bildiğim İbrahim Toraman Sivaslı.
Başkan sözünü yemez
Takımlar onar kişi kalınca Sivas oyunun kontrolünü ele aldı. Belki Beşiktaş hücum eder gözüktü ama Sivaslılar kaptıkları her topla iyice dağılan Beşiktaş’ın arkasına mızrak gibi saplandılar. Biraz dikkat etseler fark açılırdı. Sivasspor ne kadar daha liderlik mücadelesi yapar onu bilemem. Ama şunu dün net gördüm. Yere sağlam basıyorlar, yardımlaşıyorlar. Her arkadaşı diğerinin hatasını kapatıyor. Birbirlerine ukalalık yapmıyorlar ve maçı bırakmıyorlar. Böyle bir takımın Türkiye’deki şu futbol kalitesinde ligi ilk 5’te bitirmesi gerekir. Bu da Sivas için büyük başarıdır. Çünkü futbol takımlarındaki başarıya ben, ’Ne kadar verdin, ne kadar aldın’ diye bakarım.
Seyirci, "Beşiktaş’ın Başkanı sözünü yemez" diye bağırdı. Siyah beyazlıların bu başkan ve bu yönetimle bugünlere geleceğini çok öncelerden konuşup yazdığımızda tepki almıştık. Ama şimdi onlar için daha da büyük bir tehlike var. Çünkü Beşiktaş’ın 3-4 senelik geliri ipotek edilmiş durumda. Gelecek adama Allah kuvvet versin. Hep şunu söyledim, "Yıldırım Demirören kulübü idare ettiği gibi babasının şirketini idare etseydi ne olurdu, kaçıncı günde kovulurdu!".
ŞANSAL BÜYÜKAĞ: BEŞİKTAŞ SEYİRCİSİ MAÇ BOYUNCA BAĞIRDI: "TARAFTAR BURADA PAF TAKIMI NEREDE?" SEYİRCİ HAKLI..
Beşiktaş seyircisi maç boyunca bağırdı:
“Taraftar burada, PAF takımı nerede?”
Seyirci haklı...
Başkan dediğin sözüne inanılacak...
Başkan dediğin söyledi mi yapacak?
Öfkeyle kalkıp “PAF takımı” balonunu uçurursan, seyirci de sorar:
“Biz buradayız, PAF takımı nerede?”
Ama Beşiktaş yönetiminde anlaşılmaz bir laf kalabalığı var...
Neymiş efendim...
“Sivas’ı yenecekler, ayıbı silecekler...”
Ama seyirci yemedi bunu...
Seyirci, faturanın tek başına oyunculara kesilmesine tepki gösterdi...
Gerçi bireysel olarak ciddi tepki gören oyuncular vardı ama, daha sert tepkinin adresi, Başkan’a, yönetime ve menajere döndü...
Beşiktaş yönetimi kendini kandırmasın...
Sivasspor’u yenseler de fazla bir şey değişmezdi...
Sivasspor’a yenildiler, gene fazla bir şey değişmez...
Seyirci ve camia çok iyi anladı ki, bu takımın saha içi sorunlarından önce, yönetimden kaynaklanan sorunları var...
Bir çift lafım da Ertuğrul Sağlam Hoca’ya...
Seyirci “Adam gibi adam, Ertuğrul Sağlam” diye bağırıyor...
Yani O’nu da bir kenara ayırıyor...
Ama Ertuğrul Hoca’ya yakıştıramadığım şeyler var...
Başkan gece yarısı evinin kapısında, öfke seline kapılmış, mantıktan uzak açıklamalar yapıyor, sağ yanında Ertuğrul Hoca var...
PAF balonu iki günde patlıyor, bu balonu uçuranlar ortadan kayboluyor, “U dönüşünü” yapmak gene Ertuğrul Hoca’ya kalıyor...
Sana ne Hoca bu işlerden, sana ne?
Kulübün başına bu işleri kim dert ediyorsa, bırak çözümü de onlar bulsun...
Seni saf bulmuşlar, seni temiz bulmuşlar, sıkıştıkça cepheye sürüyorlar...
Aslında seyirci oyunla ve sonuçla çok ilgili değildi...
Beşiktaş öne geçmesine rağmen, seyirci “yönetim istifa” diye bağırıyorsa, beklentilerin bir galibiyetle karşılanamayacağı açıkça ortada...
Üstelik Beşiktaş maça hızlı bir başlangıç yaptı...
Üstelik Sivasspor, özellikle ilk yarıda bu sezonun en etkisiz maçlarından birini ortaya koydu...
Buna rağmen kazanamadı Beşiktaş...
Buna rağmen kaybetti Beşiktaş...
Higuen’i bir kenara alıp koyuyorum...
Gerçekten iyi oynadı... Daha önemlisi yürekten oynadı...
Ne var ki bir Higuain koca bir Beşiktaş’a yetmedi...
Ama ikinci yarıda biraz kımıldamak Sivasspor’a kazanmak için yetti de arttı bile...
Atılana kadar Balili, ikinci golün pasını verene kadar Mehmet Yıldız ortada pek görünmedi ...
Buna rağmen kazandı Sivas...
Muhammed Ali’nin frikik golüne de şapka çıkartalım...
Alex, Tello, Lincoln, frikikçi olarak kimi sayarsanız sayın... Bu vuruşta onlardan fazlası vardı, eksiği yoktu...
Hiç kuşkusuz iki kırmızı kart konuşulacak...
Bana göre hakem haklı...
Diğer hakemlerin bu pozisyonlara gücü yetmiyorsa, Bünyamin Gezer’in günahı ne?
Penaltı pozisyonu...
Bobo vururken, Sedat’ın sırttan bir yüklenmesi var...
Verilir mi, verilmez mi?
Verilse fazla bir şey diyemezsiniz... Ancak verilmemesi futbol kuralları adına daha doğru bir karar...
Beşiktaş, bu pozisyonları konuşup, bu pozisyonlarla uğraşacağına maçın kasetini alsın, ikinci gol de dahil, yaptığı akıl almaz yanlışlara baksın...
Sözü ve yazıyı Başkan Yıldırım Demirören ile bağlayalım...
“Seyirci maça gelmesin” dedi, seyirci geldi...
“PAF Takımı çıkacak” dedi, A Takımı çıktı...
Sonra seyirci Başkan’a bağırdı...
“Taraftar burada, PAF Takımı nerede? Yeter artık Demirören, yeter artık...”
Sevgili Başkan görüyorsun ki, öfkeyle kalkıp zararla oturuyorsun... Bir atasözünü sana bir kez daha hatırlatayım...
“Söz var iş bitirir. Söz var baş yitirir...”
KAZIM KANAT: TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALAMAK (SABAH)
Ertuğrul Sağlam şu yolu deneyebilirdi: Liverpool rezaletinin ilk 11'ini sahaya sürerdi. Bu bir anlamda iadei itibar anlamına gelebilirdi. Ama gerçek şuydu: Sivas maçı kaybedilirken, Liverpool maçının da ilk 11'i bu sezon kaybedilmek anlamına gelirdi. Sağlam, duygularını değil, mantığını dinledi. Sivas ile oynadığını kabul ederek, kazanmak ve Liverpool izlerini silmek için hatada ısrar etmedi.
Hakem Bünyamin Gezer, faul yorumlarında Arzumanlaştı! Balili'nin arkadan Cisse'ye yaptığı pozisyon kırmızı kartlıktı. Faul vermedi. 2. yarıda Balili aynı hareketi Toraman'a yaptı. Bu kez kırmızı çıktı. Gezer'in yorumları Beşiktaş'ı mağlup etti. (Toraman'a çıkan kırmızı yanlıştı. Bu yorum golü getirdi. Bobo'nun düşürülüşü penaltıydı. Verilmedi ve o top Beşiktaş'a gol oldu!)
Beşiktaş zoru kolaya çevirdiği kritik maçta elinde tuttuğu 3 puanı bırakıp tam bir bunalımın içine girdi. Beşiktaş maça hırslı ama yabancı oyuncular hariç çok sinirli başladı. Bu sinirlilik pahalıya mal olacak cinstendi. Bir türlü oyuna konsantre olamıyorlardı.
Kaçan 23 fırsat sonrası kontraatak golü yiyerek hem önemli bir 3 puan kaybettiler hem de yönetim ve teknik heyet olarak kritik günlerin beklentisine girdiler. Dün gece Higuain'i çok beğendim. Çünkü ilk kez 90 dakika seyretme fırsatı buldum. Devamlı oynarsa mutlaka takıma ciddi katkılar sağlar. Sivasspor, Balili atıldıktan sonra uykudan uyandı. Gerçek kimliğine kavuştu.
İLKER ATEŞ: BAĞLAN HAYATA (FOTOMAÇ)
Beşiktaş, sezon başından bu yana en büyük futbolunu dün gece oynadı. Bu 8 tonluk hezimetin ardından, bence çok masum bir yenilgi olarak kabul edilmeli. Peki, yenilen takıma bu övgü neden diyeceksiniz. Beşiktaş dün gece çok güzel oynadı. Ancak karşısındaki Sivasspor da bir okadar güzel oynadı. Beşiktaş her maçı böyle oynasa şimdi almış başını gitmişti.
Son söz: Beşiktaşlı Liverpool faciasının acısını içine atsın ve unutsun. Yukarıdan dün bir mesaj geldi. O mesaj şöyle diyor: Olur böyle şeyler... Bağlan hayata.
TURGAY DEMİR: ALAYINA İSYAN (FOTOMAÇ)
Dün gece İnönü'de yaşananlar yarın başkan Yıldırım Demirören'in yapacağı basın toplantısında neyi açıklayacağını da ortaya koyuyordu bir bakıma. Muhtemelen yarın istifa gelecek. Gelirse ne olur, gelmezse ne olur orasını kestirmek güç, beklemek gerek Federasyonu ve hakemleri de unutmadı taraftar. Sanki maç sonunda başlarına geleceği biliyormuş gibi ilk dakikadan itibaren protesto ettiler hakemleri.
Hakem Gezer haklı olarak çıkardığı iki kırmızı kartın ardından Bobo'nun düşürülüşündeki net penaltıyı vermeyerek Beşiktaş'ın ipini çekti. Bu maç sezon başından beri hakemler tarafından ince kıyım doğranan Beşiktaş'ın federasyona isyanının haklı olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Bir takıma karşı ancak bu kadar önyargı olur. Beşiktaş lehine karar vermek hakemler için gerçekten zor olsa gerek. Ankara, Sami Yen, Aker, Saracoğlu derken, İnönü'de de yakmaya başladılar Beşiktaş'ı. Bakalım bu iş nereye varacak?
KORKUT GÖZE: BOŞUNA BEKLEME! (HÜRRİYET)
Ve dün Sivasspor maçında Beşiktaş'ı izlerken aklıma o günler geldi. Acaba, o günlerde bana kızanlar dün yazdıklarımı hatırladı mı... Her neyse, yine de sahadaki Beşiktaş'ı birkaç satırla anlatayım.
Higuain'le oynadığı dakikalarda Beşiktaş atakları çabukluk kazandı. Bu, bir bakıma Arjantinli'nin oyun karakterinden kaynaklanıyor. Süratle yön değiştirerek, rakibin gözünden ve markajından kaçıyor. Ama ceza sahasına girdiği pozisyonlarda gözü kimseyi görmüyor. Ve tek başına oynuyor.
Belki akıllara gelebilir... Sivasspor yenilgisini Liverpool faciasının etkileri mi hazırladı... Asla böyle düşünmüyorum.
Daha açık konuşayım... Ocak ayını bekleyenler de fazla umutlanmasın. Dilim varmıyor söylemeye...
Beşiktaş bir sezonu daha harcadı!
ATİLLA GÖKÇE: VAH, KURBAN! (MİLLİYET)
İnönü'deki maça PAF takımıyla çıkacaklarını, "kesin olarak" açıklamış, taraftarların stada gelmemesini istemişlerdi. Cuma günü SPK'ya gönderdiği yazıda ise A takım ile oynayacaklarını beyan etmişlerdi. Aynı saatlerde teknik direktör de basın toplantısı düzenliyor, futbolcularının Liverpool maçından sonra Sivasspor maçını kazanmak azmiyle oynayacaklarını beyan ediyordu.
Her kafadan her çeşit sesin çıktığı Beşiktaş'ta dün İnönü'deki başrol taraftarındı...
Sivasspor da bu yıl kazandığı "zirve takımı" kimliğini göstermeden başladı maça... Sanki cenaze evinde sessiz ve saygılı davranan konuk gibiydiler
Uyuyan Sivasspor, o hareketin yarattığı frikikle beraberliği yakaladı.
Maçın en dramatik anına gelelim... Beşiktaş Bobo ile galibiyet golünün en net fırsatını yakalıyor. Bobo ıslak bez gibi halsiz, mecalsiz... Topa vuramıyor. O top dönüp Gurbanov'un golü olarak Beşiktaş ağlarına takılıyor.
Vah Beşiktaş vah!
Kayıptasın, eriyorsun..
Hem içerden, hem dışardan nelere kurban oluyorsun