VATAN SAĞOLSUN (4 NİSAN 1953)
Bundan tam 50 yıl önce Çanakkale boğazının Nara burnu açıklarında bir kaza yüreklerimizi kanattı. Dumlupınar Denizaltısı tatbikattan gelirken İsveç bandıralı Naboland gemisi ile çarpışarak boğazın karanlık sularına gömüldü.
Denizaltıda bulunan 86 denizcimizden 81'i karanlık ve soğuk sularda şehit oldu. 81 Denizcimizi rahmet, kurtulan 5 denizcimizi hürmetle yad ediyoruz. Bugünkü yazımı Dumlupınar Denizaltısında şehit olan bir askerimizin yüreğimi kanatan hikayesini köşeme almak istedim.
Heybeliada'daki Deniz Okulu'ndan mezun olan Ismail Türe, kendi gibi Gelibolulu olan bir genç kiza kaptirir gönlünü. Iki sevgili parmaklarina nisan yüzügü taksalar da, birbirlerini çok seyrek görmektedirler.
Ismail Türe denizaltida muhabere subayi olarak görevlidir çünkü. Üstegmenin aklina harika bir fikir gelir; nisanlisina isikli mors alfabesini ögretecek, Çanakkale'den geçis yapacaklari geceyi planli oldugu için önceden bildirecek ve böylelikle haberleseceklerdir!..
Bogazi yüzeyden geçmekte olan denizaltinin kulesindeki denizciler sigara içmekte, sohbet etmektedirler. Aralarindan birinin heyecanli oldugu her halinden belli olmaktadir. Gelibolu kiyilarina geldiklerinde, karanlik içindeki evlerden birinden bir el fenerinin yanip söndügü görülür: "Seni seviyorum"... Arkadaslari gülümseyerek Ismail Türe'ye bakarlarken, genç asik elindeki fenerle sevgilisine karsilik vermektedir...
Bu olaydan sonra iki sevgilinin aski düsmez olur denizalticilarin dillerinden. Herkes, haberlesmek için kurulan isik yolunu konusur. Arkadaslari "Evlen su kizla da, buralardan her geçisimizde selamlasmayi birak artik" diye takilirlar Ismail Türe'ye.
Denizaltinin üstünün ve altinin bir oldugu yagmurlu günlerde bile, Çanakkale Bogazi'ndan geçilirken, elindeki fenerle ask nöbeti tutan yakisikli denizci gözünü bir an olsun ayirmaz Gelibolu kiyilarindan.
Yine bir gün, yirmiyedi yasindaki Üstegmen, Çanakkale'den geçecekleri gün ve saati, denizaltinin ugradigi bir limandan telefonla haber verir nisanlisina.
Ege Denizi'nden Bogaz'a giris yapacaklarini ve en öndeki denizaltinin kulesinde olacagini bildirir. Genç kizin gözüne her zaman oldugu gibi, o gece de uyku girmez. Büyük bir sabirla pencerenin önünde oturmakta ve gözünü hiç kirpmadan denize bakmaktadir. Fenerine yeni pil almis olsa da, arada bir yanip yanmadigini kontrol eder yine de...
Birden, dev bir kararti belirir suyun üstünde. Güneyden gelen bir denizalti, penceresinin görüs sahasina girmistir ... Genç kiz pencereyi açar ve gecenin karanligina uzattigi elleriyle feneri yakip söndürür.
"Seni Seviyorum..."
Kulede bulunan denizaltinin komutani Bahri Kunt isareti görünce gülümser:
"Hay Allah, bu kiz denizaltilari sasirdi. Nisanlisinin denizaltisi bizim önümüzdeydi..."
Bir anlik tereddütten sonra Birinci Inönü denizaltisinin komutani Bahri Kunt, yanit gönderilmezse genç kizin telaslanacagini düsünerek,karsilik verilmesini emreder.
Yanindakilerin "Ne diyelim komutanim?" diye sormasi üzerine de sunlari söyler: "ebediyete kadar..."
O gece, Üstegmen Ismail Türe'nin görev yaptigi Dumlupinar, Çanakkale Bogazi'na giris yapan ilk denizalti olmustur. Ama, Gelibolu kiyilarina gelmeden, Nara Burnu açiklarinda Isveç bandirali "Naboland" adli gemi tarafindan çignenmekten kaçamamis ve yarali bir balina gibi aci dolu sesler çikararak, Çanakkale'nin karanlik sularinda kaybolmustur.
Her sey bir kaç dakika içinde gerçeklestiginden, arkadan gelmekte olan Birinci Inönü denizaltisi Dumlupinar'a çarpan geminin yanindan habersizce geçerek, Gelibolu'ya ulasan ilk denizalti olur.
Genç kiz, nisanlisindan haber almanin huzuru içinde basini yastiga koydugunda, genç denizci çoktan dalmistir "Ebediyete kadar" sürecek olan uykusuna!..
-
Yil 1953... 4 Nisan pazar günü. Gün henüz agarmamisken, Eceabat ve Nara kiyilari siddetli bir çarpismanin gürültüsüyle sarsildi. Bu sarsinti günesle birlikte tüm Türkiye'yi saracak ve çarpismanin gürültüsünü sessiz hiçkiriklara dönüstürecekti. Naraburnu açiklarinda Isveç silebi Naboland ile çarpisarak Çanakkale Bogazi'nin sularina gömülen Dumlupinar denizaltinda hayatlarini kaybeden 81 denizci ise tarihin sayfalarina ve Türk milletinin kalbine su sözlerle kazinacakti: "Vatan sagolsun..."
Tüm sehitlerimizin ruhlari sad olsun.
|