'En büyük transfer teknik direktördür'. Yöneticilerin görüyormuş gibi yaptıkları ama görmek istemedikleri bir gerçek bu. Teknik direktörlük eldeki potansiyelden en iyi verim alma sanatıdır. Bu sebeple 'büyük yıldızlar transfer ederek başarıyı yakalarım' kolaycılığını bir kenara koymak lazım.
Önce orkestra şefini doğru seçeceksiniz. Bu anlamda büyük takımlarımızı anlamakta çok zorlanmışımdır. Futbolcu transferlerine harcadıkları devasa paralar yerine, teknik adam konusunda biraz daha itinalı, seçici, hatta bonkör olabilseler başarı ve istikrar çıtalarını çok daha yukarılara taşıyabilirlerdi.
Teknik direktörün tecrübesi, otoritesi ve birikimi kadar kendisini işine adaması da önemlidir. Bazen adanmışlık ve sosyal iletişimdeki başarı her şeyin önüne geçer. Kendisi için futbolcusunu oynatabilme hünerini gösteren teknik direktör, mütevazı şartlarda büyük işler yapabilir.
Bülent Uygun, ilk olarak Kocaelispor formasıyla dikkatimizi çekmişti. Sonra Fenerbahçe'de gol kralı olmayı başaran orta saha oyuncusu ayrıcalığını yaşadı. Asker selamı, onu tribünlerin sevgilisi yaptı. Sakatlıklar yüzünden futboldan erken kopan isimlerdendi. Zaman okurları, kendisini gazetemizdeki yazılarıyla da ayrıca bildiler ve sevdiler. 3,5 yıl önce Sivasspor'da genel menajer olarak göreve getirildi. O sezon Süper Lig'e çıkmayı başaran Sivasspor, sürekli tahminlerin üzerinde bir performans gösterdi. Kuşkusuz, o mütevazı kadronun yaptığı önemli işlerde Bülent'in insani ilişkilerdeki hünerinin rolü büyüktü.
Yiğidolar bu sezon pek keyifli bir görüntü vermiyordu. Kamuoyu, takımın gidici olduğunu düşünmeye başlamıştı. 8. haftada Karol Pecze'nin görevine son verildi. Artık takım Bülent Uygun'a emanetti. Açıkçası hiçbir teknik adamlık tecrübesi olmayan Uygun'a emanetçi gözüyle bakılıyordu. Ancak o umulanın üzerinde sonuçlar alarak bir anda dikkatleri üzerine çekti. Rüzgârın kısa süreceği tahminlerini boşa çıkardı. Sivasspor, Bülent Uygun'la 8 maçta 19 puan topladı. Sadece Galatasaray karşısında mağlubiyet yaşadı.
Peki başarısının sırrı ne genç teknik adamın? Kendisi şöyle açıklıyor: "3,5 yıldan beri futbolcuların ailevi sorunları dahil olmak üzere bütün sıkıntılarıyla ilgilendim. Göreve geldiğimde onlara dedim ki, "Sizin için her şeyimi verdim. Eğer siz de yüreğinizi ortaya koyarsanız birlikte başarırız. Ben adalet bakanı değilim. Yanlış tercihler yapabilirim. Ama gönlümün elvermediği hiçbir şeyi yapmam. Doğru bildiğimi oynatırım. Ben orkestra şefiyim. Bana inanın, göreceksiniz başaracağız."
www.zaman.com.tr den alıntıdır