Cevap: Garip Bir Yazı Amacı Ne ?
İnönüdeki maçtan sonra şerefsizce yorum yapıp bizi eleştiren satılık kalem dünki maçtaki açık penaltımızın verilmemesine değinmemiş bile ;
Atilla Gökçe/ Milliyet
-
Sivas’ta Beşiktaşlı futbolsever sayısı azımsanmayacak biçimde ötekilerden fazla... İstanbul’da da en az 2,5 milyon Sivaslı olduğunu biliyoruz. O nedenle Beşiktaş - Sivasspor maçlarında iç saha- deplasman hiç fark etmiyor. Tablo yıllardır değişmeden devam ediyor. Sivasspor İstanbul’da çok rahat yeniyor Beşiktaş’ı... Beşiktaş da Sivas’ta kazanmayı biliyor. İstatistiklere bakın, şaşırmayacaksınız!.
Beşiktaş dünkü maçı hiç hesapta olmayan, beklenmeyen kahramanların sahneye çıkışıyla kazandı. Bugüne kadar çok eleştirdik. Şimdi ona hak ettiği itibarını iade edelim.
İlk kahramanın adı, Allan James McGregor.
Beşiktaş’ın İskoç kalecisi. Haftalardır “yenilecek her golü” yiyen, bu arada “yenmeyecek golleri” de olmadık hatalarla kabul eden McGregor, dün Eneramo, Raynoch ve Aatif Chahechoue’nun (58,59,66) yüzde yüz gollük vuruşlarını öylesine inanılmaz reflekslerle kurtardı ki, alkışlamayan ayıp eder!
McGregor’un kurtarışları, istatistiklere meydan okumaktı. Sportif onurunu, ve kariyerini hatırlatmaktı. Sessiz ve hayranlık uyandıran bir duruşla talihsiz Türkiye macerasında yeni bir perdeyi açmaktı. McGregor’u içtenlikle kutluyoruz...
Hatırlayalım, Samet Aybaba, doktorlar yeşil ışık yaksaydı, belki de kulübede tutacaktı Mc Gregor’u... Tarih, küçük tesadüflerle büyük zaferlerin ya da hezimetlerin yaşandığını yazar sık sık. Galiba bu da Beşiktaş tarihinde onlardan biri.
Çokça eleştirilen sakatlıklarla ilgili her kafadan bir ses çıkarken, Hilbert’i düşünürdüm ben... Bazıları üst üste sakatlanıyor, bir türlü iyileşemiyordu ama Hilbert hiç sakatlanmıyordu. Dahası, tipik bir Alman gibi standart bir form grafiği vardı. Zirvelere çıkmasa da dibe vurduğunu da görmüyorduk. İşte günün ikinci kahramanı... Attığı golle İnönü’deki Fenerbahçe derbisine anlam kazandırdı. Takımının zirveye yeniden ortak olabileceğini gösterdi. Oyunla ilgili her türlü eleştirinin üzerine limon sıktı. Sadece maçı değil, arkadaşlarını da kurtardı. Hilbert’in golünde Olcay’ın katkısını da unutmayalım, onu da alkışlayalım.
Maça baktığımızda iki takımın da dağınık, kontrolsuz ve savruk oyun anlayışından sıkıldığımızı söylemeliyiz.. Eneramo’nun gayretlerine saygı duyduk, Niang’ın henüz form kazanamadığını, Fernandes’in de ağırlaştığına tanık olduk. Holosko da yalan koşularla can sıktı. Derbide bu tablo değişir mi? Evet, kesinlikle!
__________________
Gökhan BOZKAYA
|