Cevap: Maçı Değerlendirelim
Oldukça serin ve yağmurlu bir hava var Sivas’ta. Oturduğumuz Cafe’nin hemen karşısındaki durakta bembeyaz keten elbisesi, hasır şapkasıyla sırılsıklam olmuş bir beyefendi. Garson arkadaşa, ‘Kim o karşıdaki sucuğa dönmüş kişi?’ dedim. Cevap verdi; ‘bizim şehrin meteoroloji müdürü!’ Ama dün tahminlerinde yanılan, önlem almayan sadece meteoroloji müdürü değildi ki! Roberto Carlos da, beyaz tiril tiril gömleğiyle çıkmıştı, hele hele savunması; sanki Copa Copadocya kumsalındaki turist İrlandalı! Önden, yandan, arkadan geçene sadece bakıyor ve Sivaslı futbolseverleri, ‘Arkadaş bunlar içimizdeki İrlandalı’lar mı acaba?’ diye sormak zorunda bırakıyor. Mesela Korcan’a geri pas verdin mi korkcan! Ayaklarıyla öyle işler üretiyor ki sanki Messi’nin tersi! Scarione dakika 19’da Babel’in ‘Mabel drajesi’ nefasetindeki pasını golle tatlandırdı: 0-1. Sonra Viudez’in Sivassporlular’ı peşine takarak attığı bir 2. gol var ki, savunma tedbirleri adına tamamen evlere şenlik: 0-2. Carlos’un imdadına da son anda, Da Costa yetişti ve duran toptan sağladığı ümitle devre 1-2 Kasımpaşa önde.
Carlos etkisi!
İkinci yarıya Roberto Carlos’un üzerine bir eşorfman alarak çıktığını gördüm. Bu tedbir takımının biraz daha hareketlenmesini sağlamış, Sivassporlu futbolcular sadece forma-şortla oldukları için ilk yarıya nazaran daha fazla koşmak zorunda kalmışlardı! Copa Copadocya kumsalında ‘Sambalamak’ veya uçan balonlara binmek varken, Roberto Cavalli ne arıyor Sivas’ta, çözemedim! Kendi akıl edemese bile, bari mebus şakirt yardım etse ve TMSF televizyonlarında oturduğu yerden keşke yorum üretse: 1-2 bitti.
Oğuz Dizer
__________________
Aynı hatalari tekrar yapıp farklı sonuç beklemek deliliktir.
|