drummer Nickli Üyeden Alıntı
Sivasspor'da parola bellidir:Centilmenlik
1967-68 sezonunda 2. Lig Beyaz Grup'ta mücadele eden Sivasspor'un Başkanı Ahmet Durakoğlu ilk demecini veriyor: "Önce centilmenlikte şampiyon olalım.
Sivasspor 1967 - 68 sezonunda yer aldığı Türkiye 2. Lig Beyaz Grup'ta sıkı bir mücadeleye girişiyor. Amaç, güçlü rakipleriyle mücadelesini centilmenlik sınırları içinde sürdürmek ve lig maratonunu iyi bir yerde tamamlamak. Ama Sivasspor'un olmazsa olmazı önce iyi görür, iyi düşünür bir ekip yaratmaktır.
İlk tartışmalarının üzerinden çok az geçmesine rağmen yeniden gündeme gelen kulüp rengi tartışmaları da yönetici Hüseyin Yıldırım tarafından yine Sivaslılar'a özgü bir nüktedanlıkla sona erdiriliyor; "Kırmızı kanımız, beyaz karımız!". Sivasspor Osman Paşa Cadesi No - 1'de kulüp olarak arz - ı endam edecek, bu büyük atılımın mimarları şiarlarıyla yola çıkacaklardır; "Her şeyimiz Sivasspor için."
Yeni yönetim 'Her şeyimiz Sivasspor için!) derken aynı zamanda kentin bütününün Sivaspor için hareketlenmesini, manevi açıdan olduğu kadar ekonomik açıdan da takıma sahip çıkılmasını öngörmekte ve çalışmaların bu yönde yoğunlaştırılmasını istemektedir.
Başkan Ahmet Durakoğlu tarafından basına verilen ilk demeçler Sivasspor'un Türkiye 2. Ligi'ndeki yerini tanımlamaya yönelik olacaktır; "...önce centilmenlikte şampiyon olmak, bir yıl sonra da takımı tarihi Sivas şehrine yakışır bir seviyeye çıkarmak"... O dönemin yönetim kurulunu ve takım kadrosunu bir kez daha yad edelim. Önce Nusret Akça ve Hüseyin Yıldırım harekete geçiyor. Ardından Hüseyin Pala ve Nurrettin Tarıkahya katılıyor onlara. Özellikle Nusret Akça'nın özel çabaları var bu süreçte anılmaya değer.- Kendisi aynı zamanda basketbolcu Hüseyin Alp'i sporumuza kazandırmış bir spor adamıdır da - TCDD Yol Bakım Atölyesi yöneticileri, Cer Servisi Amiri, Tahakkuk Memurları, Bayındırlık Müdürlüğü, Çimento Fabrikası Müdürlüğü gibi sair kurumlardan Sivasspor Yönetim Kurulu'na girer insanlar. Bir tek amaç vardır; Sivasspor'u layık olduğu yere yükseltmek.
İyi isimler
Zamanın iyi isimlerinden oluşturulmuş bir kadroyla işe başlar Sivasspor yönetimi. Kadroya iyi isimler dahil edilip antrenör olarak Vefa'nın Kiremit'çisi seçilir. Sivaslılar'ın gönüllerinde taht kuran o meşhur kadroyu bir kez daha hatırlayalım; Erol, İsmet, Varol, Tevfik, Ayhan, Orhan, Ercan, Aydın, Mahmut, Murat, Selahattin, Saim, Nurettin, Üner, Yılmaz, Goral, Nail, Naci, Yusuf Ziya, Hasan, Roni ve Metin... Kırmızı - Beyazlı Yiğidolar maçlara girer, maçlardan çıkarlar. Yenilgiler de alınır, göz yaşartan galibiyetler de. İlk sezon İzmirspor, Samsunspor, Trabzonspor, Konyaspor, Güneşspor, Giresunspor, Kayserispor v.b. dişli takımların olduğu bir grupta mücadele ediyor Yiğidolar. Ama ilk yıl biraz hüsranla kapanıyor. İzmirspor'un 56 puanla şampiyon olduğu grubu 30 puanla tamamlıyor Kırmızı-Beyazlı ekip.
Azim timsali
Maçlara gidiliyor, maçlardan dönülüyor. Galibiyetler de yaşanıyor, mağlubiyetler de... 1967-68 sezonu. Çiçeği burnunda Sivasspor'un. Yüreği ağzında desek abartmış olmayız. 20 takımlı 2. Lig Beyaz Grup'ta 16. tamamlıyor Kırmızı - Beyazlı ekip sezonu. Sivasspor Başkanı Ahmet Durakoğlu ilk günkü kararlılığını göstermek için konuşuyor sezon sonunda;
Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin,
Dönersek kahpeyiz, spor yolunda bir azimetten...
Gazete başlıkları bu cevval takım için ilginç başlıklar atıyorlar 70'li yıllarda; "Yiğidolar toprağı deler, taşı eritir!"
Kimler gelip geçmemiş ki çalıştırıcı isimleri arasında; Naci Özkaya'lar, Lefter Küçükandonyadis'ler Bülent Eken'ler, Serpil Hamdi Tüzün'ler, İsmail Kurt'lar, Nazım Koka'lar, Köksal Mesci'ler, Yılmaz Şen'ler, Metin Kurt'lar... 1970-71 sezonunda Fenerbahçeli Ogün Altıparmak kabul etse Üç Yıldız'ı iliştirecekler Sivaslılar golcünün göğsüne. Futbolcular arasında da ismi azımsanmayacaklar var. Galatasaraylı Ahmet Tuna'yı alıyorlar sonra. 1971-72 sezonunda 42 puanla şampiyon olan Şekerspor'un arkasında 38 puanla ikinci, 1972-73 sezonunda 43 puanla ligi bitiren Adana Demirspor'un arkasından yine ikinci bitiriyor ligi Yiğidolar. Kahır elbette ki...
1977-78 sezonu maçları sonunda ligden düşüyor Yiğidolar; ama Futbol Federasyonu'nun, Sivasspor'un şikayetiyle verdiği şike tespit kararı Kırmızı - Beyazlı ekibin ligde kalmasını sağlıyor. 2. Lig macerası 1983-84 sezonunda düştüğü amatör kümeyle son bulan Sivasspor, 1984-85'te yeniden 2. Lig'e döner. 1986-87 sezonu yeni kurulan 3. Lig'e misafir olur Kırmızı-Beyazlılar, taa ki 2000-2001 sezonuna kadar.
'Biz öyle değiliz'
En kötüsü Kayseri Stadyumu'nda yaşananlardır. Unutmak ister yöre halkı bu hazin olayı. Ne zaman bu olaylardan söz açmak istesek boğazı düğümleniyor Sivaslılar'ın. Tıpkı Madımak Oteli'nde çıkan yangında alazlanan gelecekleri gibi. Bir türlü silinmeyen ve silinmeyecekmiş gibi duran o olaylardan sonra unutmak istiyor Sivaslılar her şeyi; "Biz öyle değiliz"i anlatmaya çalışıyorlar her seferinde...
Çıkan olaylarda kırk vatandaşımızın öldüğü olaylar için kimisi "Henüz hazır değildik 2. Lig'e" diyecektir, kimisi takdir -i ilahi. İki takım bir yıl sonra yeniden karşılaşıyor. Kardeşlik galip geliyor bu kez. Yaralar sarılıyor, yeniden düşülüyor yola. Uzun İnce Bir Yol hikayesidir o yüzden Sivasspor'un hikayesi; Kıldan ince, kılıçtan keskin bir yolun hikayesi...
Yönetim Kurulu (1967)
İkinci Başkan Güngör Dabak, Genel Sekreter Nurettin Tarikahya, Genel Kaptan Dr. Fikret Akbaş, Kulüp Müdürü Hüseyin Yıldırım, Bölge Temsilcisi Hikmet Kavukçu, Muhasip Üye Şükrü Günhan, Veznedar İsmail Memişoğlu, üyeler Hüseyin Pala, Ethem Uslu, Kemal Şeker, Yalçın Özden ve Muammer Ekinci...
Amigo Ehsan
Takım Sivas'ın sevgilisi. Tribünler Kırmızı-Beyaz çekiyor; ama önlerinde, yanlarındaki kardeşleri rahmetli Amigo Ehsan'ın gayretleri unutulur cinsten değil.
Es - Eslerin Amigo Orhan'ı var, Sivaslıların Ehsan'ı. Bir şenlik yerine çeviriyor Amigo Ehsan maç saatlerinde stadyumu; "Kırmızı - Beyaz - Üç Yıldız - Sivas - Hey hey hey". Kırmızı - Beyaz giysilerini maç günlerinde geçiriyor sırtına Ehsan ve önce sokakları dolaşıyor, ardından yarattığı memnunluk verici havanın etkisini stadyuma, tribünlere taşıyor...
Rivayet o ki taraftarın soğuktan - ya da isteksizlikten - durduğu, sus pus olduğu bir maçta tribünden bir yiğit seslenmiş bas bariton; "Ehsan la, bizi eccük bağırdırdsene la!" Ve başlıyordu Amigo Ehsan: Kırmızı - Beyaz / Üç Yıldız Sivas / Hey Hey Hey...
Ve elbette ki sevgili hocaları Hilmi Kiremitçi'ye yaptıkları ve hiç tükenmeyen tezahürat: "Heelmi Heelmi Heelmi!". Antrenör Hilmi Kiremitçi onlar için takımın çalıştırıcısı olmaktan çok, uzak diyara lütfedip gelmiş öğretmen ya da doktor gibi
|