SüperLig'de tamamlanan ilk yarının topla oynama verileri ülke futbolunun karakteristiğini ortaya koyuyor. Sezonun ilk on yedi haftasının istatistiksel analizi, geçmiş sezonlarda olduğu gibi yine skora göre biçimlenen, orta alan ağırlıklı ve hücum organizasyonu ile verimliliğinde sorunları olan bir oyun tarzına işaret etmekte.
SüperLig'in ilk yarısında yaklaşık 180 bin kez topla oynandı. Tüm bu hareketler incelendiğinde, takımlar için topla oyun merkezinin defansif orta alan oyuncularınca kontrol edilen saha parçası olduğu görülüyor. Takımlar topla oynamalarının % 55'ini kendi yarı alanlarında, % 45'ini ise rakip alanda gerçekleştirdiler. Topla yapılan hareketlerin % 30'u savunma bölgesinde, % 47'si ise orta alanda olurken, hücum bölgesi kullanım oranı % 23'te kaldı.
Ligin ilk yarısında topla en çok oynayan beş takım Beşiktaş (11,243), Eskişehirspor (11,197), Fenerbahçe (10,981), Galatasaray (10,979) ve Sivasspor (10,831) olurken, topla en az buluşan takımlar da Karabükspor (8,800), Kasımpaşa (8,896) ve Erciyesspor (9,047) olarak ortaya çıktı. Sivasspor'lu Cicinho (1,340), Galatasaray'lı Selçuk İnan (1,243), yine Sivasspor'lu Chahechouhe (1,223), Beşiktaş'lı Fernandes (1,180) ve Eskişehirspor'lu Diego (1,173) ilk yarının topla en çok oynayan beş oyuncusu oldular.
Bütün topla oynamaların % 86'sı topa sahip olan takımdan, % 14'lük bir bölümü ise rakip atağına yapılan defansif müdahalelerden geldi. Ancak veriler, SüperLig'de atak oynama motivasyonunun o anki skordan fazlasıyla etkilendiğini gösteriyor. Berabere geçen süreler düşüldüğünde, yenik durumda oynayan takımların topa sahip olma oranı % 53 olurken, hücum bölgesinde topla oynamaların % 57'si de yine yenik oynayan takımlardan gelmekte. Maç içinde o anki skora göre sıkça değişen oyun tarzları, SüperLig takımlarının yerleşik bir oyun anlayışı ve taktik istikrar sergilemelerini de engelleyen bir unsur olarak öne çıkıyor. Bu sezonun verilerine göre, takımların savunma bölgelerinde oynama oranları yenik durumdan galip duruma geçince % 44'lük bir oranla artıyor.
Ligde ilk yarı topla yapılan bütün hareketlerin % 60'ında top takım arkadaşına pas olarak aktarılmaya çalışıldı, pasların % 86'sında başarı sağlandı. Bu veriler ışığında gerek pas yaparak oynama oranı, gerekse pas isabet yüzdesi önemli Avrupa liglerinin altında görünüyor.
Geçmiş yılların istatistikleri pasa dayalı oyunun başarı için yeterli olmadığını da göstermekte. Geçen sezon pasla oynama oranı en yüksek takım Galatasaray şampiyon olmuş, ancak bu istatistiğin üst sıralarındaki Mersin İ.Yurdu küme düşmüştü. Uluslararası liglerin verileri, pas yaparak oynamada başarı getiren kriterin öncelikle pasa dayalı organize oyunun hücum bölgesinde gerçekleştirilmesi olduğunu gösteriyor. SüperLig'de ise pas yaparak oynama oranı rakip kaleye yaklaşıldıkça önemli ölçüde düşüyor. Orta alanda pasla oynama oranı % 73 olan SüperLig'de hücum bölgesinde pas yaparak oynama oranı % 51'e gerilemekte. Her ne kadar rakip savunmaya karşı bu oranın bir parça düşmesi normal olsa da, veriler SüperLig takımlarının gole organize paslar yerine bireysel girişimler ya da rastlantısal toplarla gitmeye çalıştığını ortaya koyuyor.