Aşağıda okuyacağınız yazı Trabzonspor’un Sivasspor-Fenerbahçe maçına ilişkin teşvik verdiğini tüm delilleriyle ortaya koymaktadır. Bu delillerin yüzde doksanı savcılık ve mahkeme tarafından suç işlenerek saklanmış, görmezden gelinmiştir.
DİRENİŞ / Trabzonspor’un Sivasspor-Fenerbahçe maçına ilişkin teşvik primi faaliyetleri
22 Mayıs 2011’de Fenerbahçe’nin Sivasspor ile oynayacağı maç öncesinde Trabzonspor cephesinde yaşananlar utanç verici. Fenerbahçe’nin şampiyonluktaki zoraki rakibinin yarışı nasıl kirli yürüttüğü bu maça ilişkin konuşmalara en açık şekilde yansıyor.
Fenerbahçe’ye karşı senaryolar kurgulayanların, Trabzonspor yönetimini ligin bitimine sadece 29 gün kala dinlemeye başlaması bile adalet adına başlı başına utanç kaynağı olmalıdır. Ligin bitimine dört hafta kala dinlemeye alınan Trabzonspor yönetiminin konuşmalara yansıyan suçları insanlık adına utanç vericidir.
Savcılık ile emniyetin elinde bu deliller varken, Trabzonspor yöneticilerinin 3 Temmuz’da sorguya alınmamaları, sızdırılan deliller üzerinde derslerini çalışmalarının sağlanması, basın tarafından dağıtılan ek klasörlerden, açıkça suç içeren bazı kanıtların çıkarılması, adaletin Türkiye’de geldiği mide bulandırıcı noktayı alenen ortaya koyuyor.
Fenerbahçe’nin Sivas’ta şike yaptığını iddia edenlerin, Trabzonspor tarafının Sivasspor’un hem futbolcularına hem de başkanına nasıl teşvik primi teklifinde bulunduğunu görmezden gelmesi utanç vericidir. Fenerbahçe yöneticilerini, kuvvetli suç şüphesi adı altında esir alanların, Trabzonspor tarafının alenen işlediği suçları görmezden gelmesi, tutuksuz yargılamaya sevk etmesi adaletin çürümüşlüğünün kanıtıdır.
Trabzonspor’un, Sivasspor-Fenerbahçe maçına ilişkin teşvik faaliyeti, Avni Aker Stadyumu’nun güvenliğinden sorumlu şirketin sahibi ve Trabzonspor eski yöneticilerinden Zeki Mazlum isimli şahsın 12 Mayıs 2011’de saat 12:39’da Trabzonspor Başkanı Sadri Şener ile konuşmasıyla başlıyor. Zeki Mazlum bu konuşmada, Sadri Şener’e kulübün para durumunun olup olmadığını sorup, kendisiyle telefonda konuşulmayacak bir konuda görüşmek istediğini söylüyor. İkili bu ‘telefonda yapılamayacak’ görüşmenin Trabzon’da gerçekleşmesine karar veriyor.
Zeki Mazlum: Alo
Sadri Şener: Ha Zeki ne haber, buyur
Zeki Mazlum: Nasılsın başkanım?
Sadri Şener: İyiyim iyiyim sağolasın sen?
Zeki Mazlum: İyiyim teşekkür ederim başkanım. İstanbul’da değilsiniz galiba
Sadri Şener: Yok akşama geleceğim, yarın da Trabzon’a geçeceğim inşallah
Zeki Mazlum: O zaman Trabzon’da görüşürüz başkanım.
Sadri Şener: Söyle, acil mi?
Zeki Mazlum: Para durumunuz var mı başkanım?
Sadri Şener: Var tabi bir sürü para var
Zeki Mazlum: (Gülüyor)
Sadri Şener: Bunu mu söyleyecektin?
Zeki Mazlum: Yok başkanım bir şeyler söyleyecektim de bu arada bunu da sıkıştırayım dedim araya
Sadri Şener: Öbürünü de söyle söyle hemen problem değil.
Zeki Mazlum: Yok telefonla olmaz başkanım yarın ben de maç sabahı Trabzon’dayım bir araya gelir söylerim.
Zeki Mazlum, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’e para durumunu sorup, telefonda konuşulmayacak bir konu için Trabzon’da buluşmak üzere randevulaştıktan birkaç saat sonra 16:27’de Fenerbahçe’nin rakibi Sivasspor’un Başkanı Mecnun Otyakmaz’ı arıyor ve ofisinde buluşmak istediğini söylüyor;
Zeki Mazlum: Alo
Mecnun Otyakmaz: Alo
Zeki Mazlum: Başkanım ne haber
Mecnun Otyakmaz: Dostum iyiyim sağol sen nasılsın?
Zeki Mazlum: İyiyim sağol, ne yapıyorsun?
Mecnun Otyakmaz: Ne yapayım, ofiste oturuyorum misafirler var
Zeki Mazlum: Ofiste misafirlerin var?
Mecnun Otyakmaz: He
Zeki Mazlum: He, gelsek biz de misafir olma şansımız olur mu?
Mecnun Otyakmaz: Olur ne demek ya her türlü
Mecnun Otyakmaz’ın ifadelerinde görüldüğü kadarıyla emniyet ve savcılık bu görüşmelere ilişkin herhangi bir soru sormuyor, ancak basın tarafından sansürlenerek dağıtılan davaya ilişkin ek klasörlerin içindeki, 58.klasörün 694.sayfasında Mecnun Otyakmaz’a sorulan başka bir sorunun içinde geçen, Mecnun Otyakmaz’a ait “TRABZONLULAR DA İYİ VERİYORLAR AMA HA” şeklindeki cümleye ilişkin açıklamayı Mecnun Otyakmaz, “Beni arayarak Fenerbahçe’yi yenmemizi isteyen Trabzonspor’un eskiden yönetiminde bulunan ve bu camiaya yakın olan arkadaşlarım yanıma gelerek bu şekilde temennide bulundular” şeklinde açıklıyor.
Sivasspor-Fenerbahçe maçından 3 gün önce 19 Mayıs 2011’de Zeki Mazlum bir kez daha Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz’ı arıyor ve aralarında, Trabzonspor’dan Sivassporlu futbolculara gelen teşvik primi hakkında konuşmalar geçiyor. Mecnun Otyakmaz konuşmada, Zeki Mazlum adlı şahsa, kendi futbolcularına Trabzonspor tarafından elden teslim edilmek üzere bir milyon dolar getirildiğini, bunu da futbolcularının kendisine aktardığını söylüyor.
Bu konuşmada Mecnun Otyakmaz, Sivasspor’un Fenerbahçe ile bilet konularında anlaştığını, fazla bilet için konuştuklarını da söylüyor. Savcı, Sivasspor ile Fenerbahçe arasındaki bu bilet konuşmalarını şike konuşması olarak iddianameye yansıtıyor, ancak bu konuşmadan bile görüldüğü gibi Sivasspor ile Fenerbahçe arasında biletler konusu dışında bir anlaşma yok.
Ayrıca bu konuşmada Zeki Mazlum isimli şahıs, Mecnun Otyakmaz’a “Ha şimdi var ya ben sana bir şey söyleyeyim Trabzonlu iş adamları 5 milyon dolar verir vallahi, hele AK PARTİ teşkilatı Trabzon şampiyon olsun diye Trabzonlu Ak Parti teşkilatı” şeklinde bir cümle kuruyor.
Zeki Mazlum: Başkanım
Mecnun Otyakmaz: Ne yapıyon ciğerim
Zeki Mazlum: Ne yapayım sen ne yapıyorsun
Mecnun Otyakmaz: Ne yapayım, geldim Sivas’a oturuyorum.
Zeki Mazlum: Ha Sivas’tasın, biletleri sattın mı?
Mecnun Otyakmaz: Sattım ha
Zeki Mazlum: Biletleri kaça sattın?
Mecnun Otyakmaz: 1000 küsur tane kaldı, 250’lilik maraton bileti
Zeki Mazlum: Maraton yarısını göster, onlara almadılar mı?
Mecnun Otyakmaz: Maraton vermedim ki.
Zeki Mazlum: Cepheden de mi vermedin.
Mecnun Otyakmaz: Kale ya ben aslında kale arkanın birini verdim de orada yanlışlık oldu
Zeki Mazlum: Hı
Mecnun Otyakmaz: Biz dedik ki açık tutarız isteyen parayı veren alır dedik, bizimkiler gitmişler üstüne misafir gar yazmışlar bilette, basınca şey yapamadık
Zeki Mazlum: Hı
Mecnun Otyakmaz: Yani misafir aslında biz herkese açtık onu isteyen alsın şeklinde
Zeki Mazlum: Anladım.
Mecnun Otyakmaz: Sonra 1000 tane orası da açılınca 1000 tane daha istedi Fenerbahçe, oradan verdik sağ tarafta
Zeki Mazlum: Sistem olacak mı stadda başkanım
Mecnun Otyakmaz: Ney?
Zeki Mazlum: Sistem yapacaklar mı stadda?
Mecnun Otyakmaz: Burası Saracoğlu mu ya, burası Sivas. Niye sistem olsun?
Zeki Mazlum: Öyle ya canım ben de öyle duyum aldım da, dedim ki başkan müsaade etmez ona ne sistem maçı dedim ya
Mecnun Otyakmaz: Siz var ya yemin, yemin etmiyor sizinkiler bir şeyler üretiyorlar ha bire.
Zeki Mazlum: …….ya televizyon da ya bildiğin şeyde mi ne Kanal Türk’te mi ne, Rıza hocaya bağlandılar, oradan Rıza hocayla konuşuyoruz o da gereken neyse yaparız, yani bu adam gibi çıkacağız mücadelemizi vereceğiz dedi.
Mecnun Otyakmaz: Hı
Zeki Mazlum: Ya ondan sonra da sistemi onu ben dedi bilmiyorum dedi yaparsa yaparız bilmem ben dedi bu işlere karışmam dedi ondan dolayı ben sordum
Mecnun Otyakmaz: Zarf mı atıyorlar ne yapıyorlar oğlum, ne sistemi ya
Zeki Mazlum: Şeyden yani medyadan, medyadan çıktı ya, Trabzon’da böyle bir sorun yok, Trabzon’dan bir şey çıkmadı yani
Mecnun Otyakmaz: Çıkarda neyse medyadan da çıkabilir, normaldir, Trabzonlu medyadır
Zeki Mazlum: Yok abi biz ne arayalım medyayı
Mecnun Otyakmaz: Ya ah be abicim bana diyorsun ki bir şey olsa diyorsun, bir şey olsa diyorsun yapacak biziz, hiç bir numara yok bunlarda diyorsun ta buraya geliyorlar elden he bir liraya geliyorlar, tam canlı.
Zeki Mazlum: Bence yok.
Mecnun Otyakmaz: Ya Allah Allah ya benim topçularım yalan söylüyor.
Zeki Mazlum: Bence yok, ben sana bir şey söyleyeyim mi, onu yapacak adam adam yok Trabzon’da, ben ben sana diyeyim bak.
Mecnun Otyakmaz: Ya ah be abi ya boş verin ya nerde yok, her türlü cinliğin içinde var Trabzo’ da bu işi yapacak adam mı yok, ya olur mu öyle şey?
Zeki Mazlum: Oraya kadar geldiler diyorsun.
Mecnun Otyakmaz: Ya ya ikimiz de safız ha. Valla safız. Sen bakma herkesi kendimiz gibi biliyoruz. BURAYA KADAR GELİYORLAR. Başkan bizi duyarsa s.ker diyorlar. Hadi abicim diyorlar biz zaten çıkacağız oynayacağız, yürü git diyorlar.
Zeki Mazlum: Bak bu işlerden kulübün harbi haberi yoktur. Ben sana diyeyim dışarıdan belki olur.
Mecnun Otyakmaz: Nasıl, nasıl dışarıdan kulübün haberi yoktur ya?
Zeki Mazlum: Vallahi yoktur diyorum sana ya, bana inanmıyor musun?
Mecnun Otyakmaz: Fahri, fahri görevliler var yani, bu fahri görevliler kulübe hiç haber vermeden kulübüm zarara uğramasın, benim çok param var, 1 MİLYON DOLARIM VAR GÖTÜREYİM HA BUNU SİVAS’A VEREYİM DİYE diyorlar?
Zeki Mazlum: Ha şimdi var ya ben sana bir şey söyleyeyim Trabzonlu işadamları 5 milyon dolar verir vallahi, hele AK PARTİ teşkilatı Trabzon şampiyon olsun diye Trabzonlu Ak Parti teşkilatı. Karşı neyse bilmiyorum zannetmiyorum ama sen öyle diyorsan öyledir.
Mecnun Otyakmaz: Öyle diyorum da bana topçularım öyle diyor.
Zeki Mazlum: Yav sen diyorsan sana inanırım ben canım, sen o dediğin doğrudur.
Mecnun Otyakmaz: Ben ben hoş ben şahit olmadım BANA TEKLİF EDİLMEDİ AMA TOPÇULARIMA EDİLMİŞ ya abi isim isim isteme bizden dediler.
Zeki Mazlum: Hı
Mecnun Otyakmaz: Ama böyle bir şey oldu biz de gönderdik dediler.
Bu konuşma hakkında Mecnun Otyakmaz’a sorulması gereken, ancak sorulmayan sorulardan sonra Mecnun Otyakmaz avukatları aracılığı ile savcılığa başvurup, bu konulara ilişkin bildiklerini anlatmak için ek ifade vermek istiyor;
Mecnun Otyakmaz’ın ek ifadesi iddianamenin
384.sayfasına aynen şu cümlelerle yansıyor;
Mecnun Otyakmaz savcılıkça alınan ek beyanında: “Fenerbahçe maçından 3 gün önce muhtemelen bu görüşmenin yapıldığı gün futbolcumuz olan Mehmet Yıldız yanıma geldi. Konuşmak istedi. Tesislerde baş başa konuştuk. “Bana isim sorma başkanım Trabzon’dan birileri gelmiş, bizim arkadaşlara teşvik teklif etmişler kabul ederseniz parayı alıp gelelim demişler, bizim çocuklarda biz çıkacağız topumuzu oynayacağız, böyle bir şeyi kabul edemeyiz, başkan duyarsa çok kötü olur, teşvik pirimi vaadiyle gelen şahısta Sivas’tan ayrılmış, rakam 1 milyonmuş” dedi, Bu konuşmayı ben Zeki Mazlum’a bana okuduğunuz görüşmede ilettim. Kimin geldiğini ve hangi futbolculara bu teklifte bulunulduğunu ben bilmiyorum. Kime teklifte bulunulduğunu Mehmet Yıldız bilir. Konuşacağını düşünüyorum” demiştir.
Mecnun Otyakmaz’ın ek ifadesi üzerine, Mehmet Yıldız’dan da ek ifade alınıyor. Mehmet Yıldız, Trabzonspor yöneticilerinin teşvik primi teklifi ile geldiklerini duyduğunu doğruluyor, ancak bu konuşmaları kimin yaptığını hatırlamadığını söylüyor;
Mehmet Yıldız savcılıkça alınan ek ifadesinde; Mecnun Otyakmaz’ın ifadesinde belirttiği şekilde kendisi ile konuşmadığını ancak maçtan 3 gün önce Mecnun’un yanına gittiğini ve soyunma odasında Trabzonspor’dan teşvik pirimi teklifi geldiğine yönelik konuşmaların olduğunu duyduğunu, bu konuşmaları kimin yaptığını hatırlamadığını, Mecnun Otyakmaz’a olayı bu şekilde aktardığını, konuşması sırasında teklifin miktarı ya da herhangi bir isim geçmediğini, beyan etmiştir.
Profesyonel futbol oynayan ve o dönem bu söylentiler çıktıktan sonra, Eskişehirspor’dan, yönetimi değiştirilen Karabükspor’a transfer olan Mehmet Yıldız “hatırlamıyorum” ibaresi ile isimleri gizliyor.
Avni Aker Stadının güvenliğini sağlayan şirketin sahibi olarak Trabzonspor ile organik bağlantısı olan ve Trabzonspor’un eski yöneticilerinden olan Zeki Mazlum, Mecnun Otyakmaz’a Trabzonlu iş adamlarının Sivasspor’un Fenerbahçe’den puan alması karşılığında 5 milyon dolar verebileceğini söylüyor. Daha vahimi AK PARTİ adını kullanarak Adalet ve Kalkınma Partisi Trabzon il teşkilatının Trabzon şampiyon olsun diye her şeyi yapabileceğini ekliyor.
Zeki Mazlum ile Ali Kıratlı arasındaki bir konuşmadan da, Zeki Mazlum isimli şahsın kulüp içinde etkili bir konumda olduğu, transfer görüşmelerinde bile bulunduğu görülüyor, Ali Kıratlı adındaki şahıs Fenerbahçe’nin futbolcusu olan Semih Şentürk’ü Trabzonspor’a transfer ettirmeye çalışıyor ve Zeki Mazlum da bu konuyu Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’e söylediğini, Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş kabul ederse, transfer hakkında konuşabileceklerini söylüyor;
Ali Kıratlı: Sana bir şey söyledim ne yaptın onu?
Zeki Mazlum: Neyi?
Ali Kıratlı: Semih’i söylemiştim
Zeki Mazlum: He onu ben bugün başkanla görüşeceğim
Ali Kıratlı: He
Zeki Mazlum: Ben onu konuştum başkanla Şenol hocayla bir görüşeyim dedi
Ali Kıratlı: He
Zeki Mazlum: Eğer Şenol Hoca istiyorsa
Ali Kıratlı: … çünkü
Zeki Mazlum: Anladım Şenol Hoca istiyorsa ben şey yaparım he gelirim oturur konuşuruz
Ali Kıratlı: He getiririm yani ben Semih’i istediğin yere
Zeki Mazlum: Tamam tamam Ali’m haydi iyi bak kendine, görüşürüz
Ayrıca Aziz Yıldırım’ı yalancı tanıklarla Ergenekon davası ile ilintilendirmek isteyen savcılığın Zeki Mazlum’un evindeki aramada bulunan ve delil klasörlerine giren, üzerinde “Veli Paşam” ibaresiyle yazılı telefon numarasını görmezden gelmesi de ilginç bir ayrıntı. Bu telefon numarasının kime ait olduğunun araştırılmaması ve bu ilişkinin açığa çıkarılmaması da savcılığın görev ihmalini gösteriyor.
Sormak lazım, Adalet ve Kalkınma Partisi bu teşvik olayının neresindedir? Zeki Mazlum’un bu cümlelerinden haberdar mıdır? Haberdar değilse, Zeki Mazlum isimli adli sicili bir tam sayfa tutan bu şahsın, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adını kullanarak, Fenerbahçe aleyhinde taahhütlerde bulunması hakkında Adalet ve Kalkınma Partisi yetkilileri ne yapmıştır?
Fenerbahçeli yöneticileri kuvvetli suç şüphesi adı altında tutuklayanlar, bu konuşmaları nasıl görmezden gelmiştir?
Çok daha vahimi,
401 sayfalık iddianameyi hazırlayan soruşturma savcısı Mehmet Berk’in, Zeki Malum’un ek klasörlerdeki tapelere yansıyan, “Ha şimdi var ya ben sana bir şey söyleyeyim Trabzonlu işadamları 5 milyon dolar verir vallahi, hele AK PARTİ teşkilatı Trabzon şampiyon olsun diye Trabzonlu Ak Parti teşkilatı”şeklindeki ifadelerini, iddianamenin 383.sayfasında, “Trabzonlu işadamları 5 milyon dolar verir vallahi” şeklinde kısaltarak neyi amaçlamaktadır? Bu sansürü neden yapmıştır?
Soruşturma savcısı kimi, neyi korumaktadır? Savcının görevi gerçeğin peşinde olmak mıdır, yoksa birilerine ayrıcalık yapmak mıdır?
Bir savcı istediği insanları suçlu gösterip, haklarında yalancı tanıklardan aldığı bilgilerle suç oluştururken, elindeki gerçek delilleri görmezden gelip, sansürleyerek görevini yapabilir mi?
Mecnun Otyakmaz’ın Zeki Mazlum ile 19 Mayıs 2011 tarihindeki, Trabzonspor tarafından futbolcularına teşvik gönderildiğini beyan ettiği konuşmasının ardından, bu haber Trabzonspor tarafına gidiyor ve tanıdık bir isim panik telefonları açmaya başlıyor.
Muhtemelen isminin açığa çıktığını düşünen bu isim, daha önce Nevzat Şakar ile konuşmalarında Fenerbahçe’nin rakiplerini sözde dua ile motive etmeye çalışan Mithat Halis ismindeki menajer.
Mithat Halis, Trabzonspor’daki birçok yabancı futbolcunun menajeri olduğu gibi, Sivasspor’da oynayan birçok yerli ve yabancı futbolcunun da menajeri. Özellikle de Sivasspor-Fenerbahçe maçında Sivasspor’un ilk golünü atan Jakub Navratil başta olmak üzere Kamil Grosicki, Tomas Rada gibi futbolcuların da menajeri.
Mecnun Otyakmaz, Trabzonspor’un teşvik faaliyetlerinden haberdar olduğunu, oyuncularının kendisine bunu söylediğini Zeki Mazlum’a ilettikten sonra paniğe kapılan Mithat Halis isimli menajer, bu konuşmadan bir gün sonra 20 Mayıs 2011’de önce Mecnun Otyakmaz’ı arıyor ve hem Mecnun Otyakmaz hem de Sivasspor Başkanvekili Erdal Sarılar’a benim bu işlerle bir alakam olmaz diye başlayıp, kendini savunmaya çalışıyor, ardından da aynı şeyi Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay’ı arayıp yapıyor;
…
Mecnun Otyakmaz: Evet bakalım, maç dedikoduları sürüyor ama hoca
Mithat Halis: Maç dedikodu he hoca beni aradı söyledi şimdi başkanım…
Mecnun Otyakmaz: Seni aradı mı Trabzonlular için
Mithat Halis: Hayır hiç kafamızdan böyle hiç bir kulüp bak yani sizde düşecek olsanız da ya hatır için bile bir şey söyleseniz öyle bir şey olması mümkün değil başkanım o konularda rahat olsun benim o işlerle en son ilişkim olacak adamım ben yani herkes olur…
Mecnun Otyakmaz: Yok Trabzonspor’un öyle bir şeyi oldu, bir dakika Erdal beyin varmış Erdal beye veriyorum.
(MECNUN OTYAKMAZ TELEFONU ERDAL İSİMLİ ŞAHSA VERİYOR)
…
Erdal: Baksana sen konuyu
Mithat Halis: Kampa başlamadan da biz bir kampa gireceğiz.
Erdal: …seni aradılar mı gerçekten?
Mithat Halis: Hayır, hayır sakın ha beni aramaya zaten cesaret edemezler yani…
Erdal: Neysin ki sen?
Mithat Halis: Hı tabi tabi bak sana o konularda
Erdal: Neysin ki sen seni aramayacaklar?
Mithat Halis: Nasıl?
Erdal: Malkoçoğlu musun cesaret edemezler diyorsun ya niye yani?
Mithat Halis: Şundan dolayı çünkü Erdal abi ben o işlere senelerden beri herkes bu piyasada birbirini tanıyor mu?
Erdal: Evet
Mithat Halis: Tanıyor o konuda da benim …nasıl tanıdığımı biliyor herkes biliyor yani
Erdal: Hayır o … var ya onun için dedim o
Mithat Halis: Hayır sade o o onlar istedikleri kadar konuşsunlar sade dedikodu olur. Ben bu işin içerisindeyim senelerce alnımda açık şeyimde benim öyle numaralarla ne milli takımdan ne kulüp takımıyla olur ne futbolularımla olan şeylede olur, o işlerden çok çok uzak bir adammım yani öyle bir oyuncumuz şeyde dahi görsem
Erdal: (Mecnun Otyakmaz Arka Planda Konuşuyor: … … seni biliyoruz ya) Bak başkan diyor ki biz seni biliyoruz diyor ama Trabzonlular bilmez salakça onlar her şeyi teklif eder diyor ettiler mi diyor yani öyle bir şey aradılar mı diyor seni seni biliyoruz zaten.
Mithat Halis: … ok yok yok yok Allah için yok, onlarda yok onlar hiç o konuda bir şey …
Bu konuşmada geçen bazı isimlerin polis tarafından sansür edildiği anlaşılmaktadır. Üç nokta ile geçiştirilen yerlerde belli ki birilerinin isimleri geçmektedir. Bu isimler kimdir? Polis bunları sansürleyerek kimleri korumaktadır?
Mithat Halis isimli menajer beni arayamazlar, cesaret edemezler diyor, benim bu işlerle alakam olmaz diyor, ancak daha önce Nevzat Şakar ile Fenerbahçe-Ankaragücü maçına ilişkin konuşmaları da ortadadır ve Mithat Halis’in yalan söylediği açıktır. Kendisini Trabzonsporlu yöneticiler daha önce de aramıştır, ancak Sivasspor maçına ilişkin o konuşmalar ise ek klasörlerde yoktur. Polis ve savcılık Mithat Halis’in telefon kayıtlarını neden incelememiştir. Soruşturma neden derinleştirilmemiştir? Kimler kimlerin talimatı ile korunmuştur?
Mithat Halis bu görüşmeden birkaç dakika sonra Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay’ı arıyor ve onu da bu işin içinde olmadığına ikna etmeye çalışıyor;
Rıza Çalımbay: Efendim
Mithat Halis: Hocam
Rıza Çalımbay: Hı
Mithat Halis: Ha konuştum başkanla da Erdal abiyle de konuştum hocam öyle bir şey yok zaten yani öyle Allah’tan…
Rıza Çalımbay: Ya ben var demedim kardeşim senin adın geçti … için
Mithat Halis: …yani hı yok hocam yanaşmazlar onlarda zaten beni tanıyorlar
Rıza Çalımbay: Hı hı
Mithat Halis: Benim böyle ters mers olduğumu ben var ya oyunculara da söyledim şeye de söyledim birisi gelirse kim gelirse gelsin alın polise götüreceğim … alın polise götüreceğim yani eğer benim futbolcularıma da yanaşırsa futbolcularıma da söyledim yani benim kontrolümde olan futbolculara da söyledim eğer size teşvik boktur küfürdür şikedir birisi teklif ederse hemen polise başvurun kim gelirse de ki adam böyle böyle bir şey söylüyor sen beni ara … hemen avukat vasıtasıyla polis başka hiçbir şey yapmayacağım hakikaten böyle kim gelirse kulüp yani alacağım polise götüreceğim nedir böyle rezalet ya ben zaten senelerden beri böyle işlerden uzağım Allah’a çok şükür bu ne ya
Rıza Çalımbay: Sana diyoruz işte yurt dışından bir takım bul gidelim buradan çalışamayız ya
Sivassporlu futbolculara Trabzonspor tarafından teşvik teklifi geliyor, 19 Mayıs 2011’de Mecnun Otyakmaz bu durumu, “Trabzonlu iş adamları isterse 5 milyon dolar verir, AK PARTİ teşkilatı her şeyi yapar” diyen Zeki Mazlum’a iletiyor. 20 Mayıs 2011’de, Sivasspor cephesinde teşvik primine aracılık ettiği konuşulan Mithat Halis panik yapıp, önce Mecnun Otyakmaz’ı arıyor ve Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz ile Sivasspor Başkanvekili Erdal Sarılar’ı ikna etmeye çalışıyor, ardından da Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay’ı… Daha önce Fenerbahçe-Ankaragücü maçına ilişkin Trabzonsporlu yöneticiler ile konuşan Mithat Halis, beni kimse arayamaz diyerek de daha önceki konuşmaları ile çelişen bir savunma yapıyor. Bu konuşmada da polisin bazı isimleri ve kelimeleri sansür ettiği görülüyor.
Sivasspor-Fenerbahçe maçı bu görüşmelerden iki gün sonra 22 Mayıs 2011’de oynanıyor. Fenerbahçe maçın altıncı dakikasında Andre Santos’un ayağından kazandığı golle 1-0 öne geçiyor.
Maçta Sivassporlu futbolcular dişe diş mücadele ediyor. Maçın yirminci dakikasında menajerliğini Mithat Halis’in yaptığı Jakub Navratil Sivasspor adına beraberlik golünü atıyor ve maç 1-1 oluyor. Bu arada Sivsspor kalecisi Korcan Çelikay önce Naing ile ardından da Stoch ile karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda yüzde yüz golleri kurtarıyor.
Ve bu esnada 22 Mayıs 2011’de saat 20:33’te Sivasspor-Fenerbahçe maçının 33.dakikasında Trabzonlu bir iş adamı olan Tahsin Pehlivan ismindeki şahıs, Trabzonspor Yöneticisi Recep Denizer’i arıyor. Sivasspor’un beraberlik golünün geldiği, Sivasspor kalecisinin iki yüzde yüzlük gol pozisyonunu çıkardığı, Sivassporlu futbolcuların dişe diş mücadele ettiği esnada Trabzonspor Yöneticisi Recep Denizer’i arayan Trabzonlu iş adamı Tahsin Pehlivan, bir başka Trabzonspor yöneticisi Coşkun Çebi’nin Sivas’tan bağış isteği adı altında istenen balıkların Sivaslılara verilmesini istediğini iletiyor. Recep Denizer de balıkların hazır olduğunu belirtip, verilmesini istiyor.
Recep Denizer: Alo
Tahsin Pehlivan: Recep abi nasılsın, müsait misin?
Recep Denizer: Müsaitim uçağın içerisindeyim şu anda
Tahsin Pehlivan: He Çoşkun ÇEBİ aradı da ee Sivas’tan bağış istemişlerdi bizden ya balıkları versinler diyor.
Recep Denizer: Tamam hiç problem yok
Tahsin Pehlivan: He he yani SİVAS’TAN BALIK İSTEYEN ARKADAŞLARA BALIKLARI VERSİN DİYOR sıkıntı yok diyor.
Recep Denizer: Kim dedi kim dedi?
Tahsin Pehlivan: Çoşkun ÇEBİ, abi.
Recep Denizer: Çoşkun ÇEBİ tamam (Gülüyor) tamam
Tahsin Pehlivan: (Gülüyor) yani balıkları versin diyor.
Recep Denizer: Tamam problem yok.
Tahsin Pehlivan: Tamam abicim.
Recep Denizer: Uçaktayım İstanbul’a geçiyorum yarın Madrid’e gideceğim.
Tahsin Pehlivan: Ya yarın gidecen de Sivas’ta balık isteyenlere balıkları versin diyor.
Recep Denizer: Ver ver, var var hazır hazır balıklar hazır tamam
Tahsin Pehlivan: Hazır mı tamam tamam hadi
Recep Denizer: Hadi gözlerinden öpüyorum sağol
Tahsin Pehlivan: Tamam sağol abi
Recep Denizer: Sağol sağol.
İnşaat, tarla gibi terimleri şike ve teşvik konuşması olarak yansıtanlar, ‘nasılsın, iyiyim’ gibi cümlelerin yanına parantez açıp, burada aslında şike faaliyetinin nasıl gittiğini sordu gibi hayal dünyasından deliller uydurup, Fenerbahçe yöneticilerini aylarca cezaevinde tutanlar, bu konuşmaları yorumlamıyor ve iddianameye koymuyor.
Sivassporlu futbolcular Fenerbahçe’ye karşı dişe diş mücadele ederken Trabzonsporlu yöneticilerin maç esnasındaki Sivas’a balıkları verelim muhabbetini görmezden gelmek, adaleti temsil etmesi gerekenlerin meslek ahlâkının eksik olduğunu düşündürüyor.
Anlaşılan o ki aslında bu konuşma, Sivassporlu futbolcuların, başkanları Mecnun Otyakmaz’a ilettikleri, kendilerine teşvik primi getiren, elden 1 milyon dolar teslim etmek isteyen Trabzonsporlu yöneticilerin de adını açık ediyor.
Mahkeme aşamasında bu konuşmalar gündeme geldiğinde bu ‘bağış’ adı altında verilen balıkların gerçek balık olduğu iddia ediliyor, ancak soruşturmanın derinleştirilmesi istendiğinde ve 15 Nisan’da başlayan av yasağına rağmen balıkların nereden bulunduğuna dair sorular sorulduğunda, Sivas’a gönderilen bu balıkların sevk irsaliyelerinin ve faturaların ortaya konması istendiğinde, mahkeme bu talepleri reddediyor.
Ayrıca bu konuşma tapesinde konuşmanın yapıldığı yer ile karşı tarafın yeri “baz istasyonu kaydı tespit edilemedi” denerek sansürleniyor. Mahkeme, bu baz istasyonu kayıtlarının ortaya çıkarılmasına yönelik talepleri de reddediyor.
Birileri korunuyor. Suçlar görmezden geliniyor ve suçlular kayrılıyor.
Fenerbahçe Sivasspor’u yendikten ve şampiyon olduktan yaklaşık on gün sonra Mithat Halis, Nevzat Şakar’ı arıyor ve bu konuşma emniyet kayıtlarına geçiyor;
Sadri Şener’in açıkladığına göre Trabzonspor Kulübü, lig bittikten sonra 30.05.2011 tarihinde federasyona başvurup, ligde şike olduğunu, bu yüzden de ligin tescil edilmemesi gerektiğini söyleyen bir dilekçe yazıyor. Bu dilekçenin federasyona verilmesinin ardından birkaç saat sonra, saat gece yarısını geçtikten sonra, Mithat Halis isimli menajer, 01 Haziran 2011 tarihinde, saat 00:23’de Nevzat Şakar ile yaptığı konuşmada Sivasspor’a giden teşvik parası ile alakası olmadığını iddia edip, Fenerbahçe’ye iftira atıyor. Nevzat Şakar da emniyet kayıtlarına geçmesi için önceden ayarlanmış gibi duran cümleleri kurup, “Öyle şey mi olur biz o işlere karşıyız ya” şeklinde karşılık veriyor.
Daha birçok kanıt göstermektedir ki, lig bittikten sonra Trabzonspor yönetimine yapılacak operasyon haber veriliyor. Ve belki de daha önemli kanıtlar yok ediliyor. Bu kurgu konuşmalar da emniyet kayıtlarına geçiyor. Nitekim 3 Temmuz 2011’de Nevzat Şakar ile Sadri Şener arasındaki konuşmalar da, şahıslara bu operasyonun yapılacağının günler öncesinden haber verildiğini kanıtlıyor.
Ek klasörlerde birçok konuşma tapesi dosyalardan çıkarılıyor ve yok ediliyor. Bu durumu tespit eden tutanaklar da ek klasörlerde yer alıyor.
Fenerbahçeli yöneticilerin telefon kayıtlarının içlerinden aleyhlerine yorumlanabilecek olanlar seçilip, parantez içleri doldurularak klasörlere konulurken, telefon edildiği yer ile edilen yerler baz istasyonları aracılığı ile belirlenirken, operasyonda görevli 15 polis, Fenerbahçeli yöneticileri, camları siyah filmlerle kaplı arabalarla takip ederken, sadece 29 gün dinlenen Trabzonspor yöneticilerinin bu kadar günahının, emniyet ve savcılık tarafından fiziki takibe alınmaması adalet adına utanç vericidir.
Ek klasörlerden çıkarılmayan bir konuşmada yine ligin son maçı olan ve şampiyonu belirleyecek Sivasspor-Fenerbahçe ve Karabükspor-Trabzonspor maçı öncesinde gerçekleşiyor.
20 Mayıs 2011’de merkezi, Avni Aker Stadı’nda olan Trabzonspor Profesyonel Futbolcular Derneği’nde çalışan Reşat Sezer isimli şahıs ile Trabzonspor Asbaşkanı Nevzat Şakar arasında gerçekleşen konuşmada, Reşat Sezer öncelikle Nevzat Şakar ile görüşebilmek için SMS mesajı atıyor, ardından 10 dakika sonra Reşat isimli şahıs Nevzat Şakar’ı arıyor;
Nevzat Şakar: Alo
Reşat Sezer: Nevzat abi ben Reşat
Nevzat Şakar: Ha Reşat buyur.
Reşat Sezer: Demin aradım da her halde müsait değildin.
Nevzat Şakar: He he değildim.
Reşat Sezer: Konuştuk kendisiyle
Nevzat Şakar: He
Reşat Sezer: Dedi 300
Nevzat Şakar: 300 ne?
Reşat Sezer: Bin lira
Nevzat Şakar: 300 milyar mı?
Reşat Sezer: He he
Nevzat Şakar: Tamam iyi bir düşüneyim ben
Reşat Sezer: Düşün ona göre bende cevap vereceğim eğer yani he dersen gelecek
Nevzat Şakar: Parayı peşin mi istiyor
Reşat Sezer: Yok abi iş bittikten sonra öyle peşin ne alakası var
Nevzat Şakar: İyi bir düşüneyim bakayım.
Reşat Sezer: Bi düşünde ben de ona göre cevap vereyim akşama otobüsüyle çıkar gelir
Nevzat Şakar: Tamam
Reşar Sezer: Tamam abi
Nevzat Şakar: Tamam sağol.
Bu konuşmadan bir gün sonra Trabzsonspor Profesyonel Futbolcular Derneği’nde çalışan Reşat Sezer isimli şahıs, yine Trabzonspor Profesyonel Futbolcular Derneği’nde sekreter olarak çalışan Şeyda Erdiker isimli şahısla konuşuyor. Konuşmada Nevzat Şakar ile bağlamaya çalıştığı konunun taraflarının olaydan vazgeçtiği belirtiliyor;
Reşat Sezer: Efendim Şeyda
Şeyda Erdiker: Ne yapıyorsun?
Reşat Sezer: İyi yalıdayım
Şeyda Erdiker: Yalıdasın
Reşat Sezer: Hı hı
Şeyda Erdiker: Bir bomba patlattın devamını getiremedin çatladım meraktan
Reşat Sezer: Bırak ya bırak ya bırak boş ver bunlar şerefsizler
Şeyda Erdiker: Ne oldu?
Reşat Sezer: Birilerinin yanında duydum konuşuyorlar son anda vazgeçtiler ne olacak bilmiyorum.
Şeyda Erdiker: Ney?
Reşat Sezer: Düne kadar iyiydi
Şeyda Erdiker: Adam mı vazgeçmiş?
Reşat Sezer: Ya bana söylettirme boş ver ya
Şeyda Erdiker: E ne oldu oğlan mı vazgeçmiş verecek olan mı vazgeçmiş
Reşat Sezer: Hem verecek olanlar hem de alacak olanlar arasında ne geçti bilmiyorum.
Şeyda Erdiker: … o olacak o öyle belliydi o yani senden daha üstün durum da o
Reşat Sezer: Birebir zaten birebir şahittim ama olmadı
Şeyda Erdiker: Anladım da karşı taraf senden daha üstün para konusunda
Reşat Sezer: Biliyorum.
Şeyda Erdiker: Sen 1 verirsen o 5 verir
Reşat Sezer: Orasını biliyorum.
Şeyda Erdiker: İyi bakalım Allah’a kaldı işimiz zaten
Reşat Sezer: Öyle öyle düne kadar öyleydi dün bozuldu bitti yani
Şeyda Erdiker: Anladım iyi kendine
Reşat Sezer: Ne yapalım iyi hadi görüşürüz
Şeyda Erdiker: Kısmet hadi görüşürüz
Reşat Sezer: Tamam
Bu iki şahıs arasındaki konuşmadan bir gün sonra Reşat Sezer isimli şahıs bu defa Trabzonspor Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı Serdar Bali ile bir telefon görüşmesi yapıyor;
Serdar Bali: Ne yaptınız aklıma geldi
Reşat Sezer: Neyi abi?
Serdar Bali: E ebeninkini ne yaptın?
Reşat Sezer: Ha ben onu fiyat söyledim onları dedi ki bana böyle böyle düşüneyim ondan sonra daha ses seda yok bugünde konuştum ben dedi yapacağımı yaptım dedi
Serdar Bali: Hı
Reşat Sezer: Ver verirlerse de olur vermezlerse … Allah dedi razı olsun ama dedi aynı şekil gidecek dedi senin dediğin gibi dedi.
Serdar Bali: Ya s.ktir **** ya neyse tamam (Gülüyor)
Reşat Sezer: Valla billa
Serdar Bali: Ya tamam
Reşat Sezer: Bana öyle söyledi ben dedi senin şeyine yaptım dedi sen dedi çok rica ettin yalvardın senin hatrına dedi versin de vermeseler de umruumda değil artık dedi
Serdar Bali: Ne vermiş ne… istedi ki?
Reşat Sezer: 300
Serdar Bali: 300 ne?
Reşat Sezer: 300 bin lira milyar yani
Serdar Bali: Ebenin a.ı o ya ha s.ktirsin
Reşat Sezer: Niye niye
Serdar Bali: İbne futbolcu satın alınıyor ya
Reşat Sezer: Öyle abi
Serdar Bali: Tabi ya…
Reşat Sezer: 90 trilyon da öyle abi çok
Serdar Bali: Çok
Reşat Sezer: 90 trilyonda çok öyle değil mi abi
Serdar Bali: Öyle he tamam hı
Reşat Sezer: (Gülüyor) Ama bana aramadın yani aramayınca bende daha bir şey demedim.
Serdar Bali: İyi tamam
Reşat Sezer: Ama inşallah öyle bitecek görürsün de bakarsın
Serdar Bali: İyi hadi bakalım …hadi görüşürüz.
Reşat Sezer: Tamam
Sivasspor-Fenerbahçe ve Karabükspor-Trabzonspor maçı öncesinde Reşat Sezer isimli şahıs ile Trabzonspor Asbaşkanı Nevzat Şakar arasındaki konuşmada, Nevzat Şakar, Reşat isimli şahsın kendisine, birinden 300 milyarlık bir teklif getirmesi üzerine düşünmek için süre istiyor.
3 Temmuz öncesinde Trabzonspor Profesyonel Futbolcular Derneği’nde sekreter olarak çalışan, 3 Temmuz’dan sonra ise Trabzon CHP teşkilatında göreve getirilen Şeyda Erdiker adındaki şahsın, Reşat Sezer ile yaptığı konuşmadaki “Anladım da karşı taraf senden daha üstün para konusunda, sen 1 verirsen o 5 verir” şeklindeki cümlelerde kastedileni Reşat Sezer isimli şahıs emniyetteki ifadesinde; “Görüşmede geçen karşı taraf ile anlatılmak istenen Fenerbahçe Spor Kulübü’dür. Burada anlatılmak istenen Fenerbahçe kulübünün ekonomik olarak daha güçlü bir kulüp olmasıdır” şeklinde açıklıyor.
Reşat Sezer isimli şahıs emniyet ifadesinde Nevzat Şakar ile yaptığı konuşmanın Sivasspor-Fenerbahçe maçına dair olduğunu da itiraf ediyor. Ancak 300bin liralık teklifin şike ya da teşvik için değil, ‘büyü’ için yapıldığını iddia ediyor;
Reşat Sezer ile Trabzonspor eski futbolcusu ve Trabzonspor Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı Serdar Bali arasında geçen konuşmada, Serdar Bali’nin “futbolcu satın alınıyor ya” şeklindeki cümle de Reşat Sezer isimli şahıs tarafından, ‘büyü parasını çok buldu’ şeklinde açıklanmaya çalışılıyor.
Trabzonspor Asbaşkanı Nevzat Şakar isimli şahısın, CHP teşkilatlarında çalışan bir adam olarak, bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek için cinci hoca peşinde koştuğunu iddia etmek, yine Fenerbahçe-Ankaragücü maçı öncesi Ankaragücü’nde oynayan bazı futbolcuların menajerliğini yapan Mithat Halis’i arayarak maçın Trabzonspor’a yarayacak şekilde bitmesini sağlayacak şekilde dua etmesini istemek, dini kavramların şikenin ve teşviğin kodlandırılmasında kullanıldığını açıkça göstermektedir. İnşaat işi ile uğraşan Fenerbahçeli yöneticilerin inşaat terimleri ile konuşmasını, ya da 1 numara, CEO gibi başkanı işaret eden alelade terimleri, suç örgütü terimleri gibi gösterenlerin, Trabzonsporlu yöneticilerin aralarında konuştukları, “balık, dua, nefesin kuvvetli mi” gibi terimleri yorumlamaması yine adalet adına utanç vericidir.
Ortada suça dair bu kadar delil varken, soruşturmanın derinleştirilmemesi, bağlantıların saptanmaması, kararın alelacele verilmesi, suçun üstünün örtülmesine vesile olmuştur. Bu da adalet adına utanç vericidir.
Ve tüm bunlar olduktan sonra dün Mecnun Otyakmaz savcılık soruşturması sırasında verdiği ifadedeki, “o sıra bilmediğim” dediği ismi sonradan Trabzon doğumlu futbolcusu Abdurrahman Dereli’den öğrendiğini açıkladı. Bu isim Trabzonspor’un meşhur “balık” konuşmasını gerçekleştiren Recep Denizer ve ona aracılık yapan kişi Abdurrahman Dereli’nin Akçaabat Sebatspor’dan eski takım arkadaşı Trabzon doğumlu eski futbolcu Semavi Uzun… Bu konuşmalar dışında isimleri henüz ortaya çıkmamış kişiler olduğunu da düşünüyorum. Zaman onları da açık edecektir.
Şimdi dün ortaya çıkan isimlerle, tüm süreç boyunca ortada olmasına rağmen saklanan yukarıdaki delilleri yan yana koyduğunuzda ülkedeki adaletin nasıl kirli olduğunu, adamına göre muamele yaptığını, hedefe koyduğunu, masum olsa da suçlu çıkarmanın bir yolu nasıl bulduğunu, aklamak, kayırmak istediğini tüm suç ortada olmasına rağmen nasıl temizlediğini görebilirsiniz.
Trabzonspor’un diğer şike, teşvik, terör eylemi, hırsızlık, silah çekme, yalan haber yaptırma, noterden sahte belge çıkartma ve cinayete teşebbüs eden suçluyu saklama gibi suç eylemlerine ilişkin konu ve delilleri Direniş adlı kitabın “Günahların Yönetimi” bölümünden okuyabilirsiniz:
DİRENİŞ @gokhanbarlas