Bizim gençlerin de büyük oynama vakti gelmedi mi?
Futbolseverler, Avrupa'daki genç teknik adamların başarılarını gördükçe, "Bizimkiler neden büyük takımların başına getirilmiyor?" diye soruyor. Rijkaard, Manchini, Deschamps genç kuşağın parlayan yıldızları. Türkiye'de ise Dilmen, Çetin ve Çalımbay deneyimleri bizim genç teknik direktörlerin işini zorlaştırdı. Yeni gözdeler, Ertuğrul Sağlam, Bülent Uygun ve Bülent Korkmaz.
Avrupa futbolunda son dönemdegenç teknik direktörleri, büyük takımların başına tek sorumlu olarak getirme geleneği başladı. Birçok ülke de, bu uygulamadan gayet memnun görünüyor. Türkiye'de ise büyük takımların yöneticileri, bu genç teknik adamların başarılarına imrenerek bakıyorlar, ancak iş kendi gençlerimize gelince, cesaret edip de görev veremiyorlar. Gerekçe ise "Henüz daha erken" kelimesinden başka bir şey olamıyor.
İtalya'da, Almanya'da, İspanya'da, Hollanda'da, Fransa'da; bünyeden yetişmiş ve futbolu yeni bırakmış yıldız oyuncular, kısa bir süre sonra takımın başına getiriliyor. İspanya'da Rijkaard, İtalya'da Manchini, Fransa'da Deschamps, Hollanda Milli Takımı'nda Van Basten, Alman Milli Takımı'nı çalıştıran Klinsmann'ı genç teknik direktörler listesinin başında sayabiliriz. Öte yandan Türkiye'ye bakarsak, bizde de genç teknik adamlara büyük takımlarda görev verildiğini; ancak, yabancılar kadar sabırlı olunmadığını görüyoruz. F.Bahçe'de Rıdvan Dilmen, Oğuz Çetin, Beşiktaş'ta Rıza Çalımbay, Galatasaray'da Gheorghe Hagi... Ancak Türkiye'de kalıcı olmanın tek yolunun şampiyonluktan geçiyor olması, bu isimlerin, üç büyük takımda istikrarlı olmasına zemin tanımadı. Bu denemelerin ardından, üç büyüklerde oynayan yıldız futbolcuların, formalarını ıslattıkları kulübe teknik adam olarak dönme ümitleri yok denecek kadar azaldı.
Avrupa, genç hocalara güveniyor
Almanya'da Jurgen Klinsman futbolu bıraktıktan sonra Alman Milli Takımı'nın başına getirildi. Dünya şampiyonasında iyi de maçlar çıkarılmasına rağmen, Klinsman kendi isteği ile milli takımı bıraktı. Yerine, yine genç sayılan ve bizim de tanıdığımız bir isim; Joachim Löw getirildi. İtalya'da ise Mancini, İngiltere'nin Leicester City takımında futbol oynarken, kendisine bir anda Lazio teknik direktörlüğü teklifi geldi. Yeni sezonda ise Fatih Terim'in bıraktığı Fiorentina'yı devraldı ve Terim'in kulpundan tuttuğu İtalya Kupası'nı kaldırdı. Ardından yeniden Lazio'ya geçti ve iki sezon sonra da Inter'in başına getirildi. Bu sezon da şampiyonluğa ulaştı.
Barcelona yönetimi de, bir dönem takımın formasını giyen Hollandalı Frank Rijkaard'ı teknik patron olarak getirdi. Kısa bir bocalamadan sonra Rijkaard da başarılı oldu. İspanya şampiyonluğu, kupa ve Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu...
1998'de dünya şampiyonu olan Fransa'nın takım kaptanı Didier Deschamps, 2001'de Valencia'da futbolu bırakmasının hemen ardından ülkesinde Monaco'nun başına getirildi. Monaco'ya tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi finali oynattı. Geçen sezon da şike skandalı sebebiyle küme düşürülen İtalyan takımı Juventus'un başına getirildi ve bu takımı yeniden Serie-A'ya çıkarmanın arefesinde bulunuyor.
Futbol hayatının en başarılı yıllarını Galatasaray'da geçiren Gheorghe Hagi ise Sarı-Kırmızılı takımda başarılı olamadı ve bir sezon sonra görevi bırakmak zorunda kaldı. Yöneticilerin sürekli tedirgin olması ve medyanın baskısı Rıdvan Dilmen, Oğuz Çetin ve Rıza Çalımbay'a da Fenerbahçe ve Beşiktaş'ta fazla gün yüzü göstermedi. Şimdilerde ise Ertuğrul Sağlam, Bülent Uygun, Bülent Korkmaz gibi genç teknik adamların ismi Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'la birlikte anılıyor. Ancak her üç takımın yönetimi, bunun için henüz vaktin erken olduğunu ağız birliği yapmışçasına dile getiriyorlar. Üç kulübün yöneticileri ve taraftarları, takımlarının oynadıkları futboldan (şampiyon olunmasına rağmen) memnun değiller; gelecek sezon için teknik adam arayışlarına lig devam ederken başladılar. Listelerine bakıldığında gündemlerinde yerli çalıştırıcı yok. Rıdvan'ın, Oğuz'un, Rıza'nın yaşadıkları ise Bülent Uygun, Bülent Korkmaz, Ertuğrul Sağlam'ın önünde bir duvar gibi duruyor. Bülent Uygun, Fenerbahçe'yi şampiyon yapabileceğini söylerken; Bülent Korkmaz, karşısındaki duvarın büyüklüğünü görerek "Benim için büyük takımda teknik patronluk yapmak erken; ama bir gün mutlaka Galatasaray ile yolum kesişecek." diyor. Korkmaz, Kayseri Erciyes'teki başarısının henüz Sarı-Kırmızılı takım için yeterli olmayabileceğini açıkça söyleme cesaretini gösteriyor. Ertuğrul Sağlam'a ise Galatasaray ve Beşiktaş'tan, dolaylı yollardan da olsa teklifler gittiğini futbol kamuoyu biliyor.
[GÖRÜŞLER]
Kulüplerde 'bizim oğlan' sorunu var
Bir dönemin yıldızı olan futbolcuların neden üç büyüklerde yeterli şansı bulamadığını yöneticilere sormak lazım. Benim çalıştığım dönemde en büyük sorun medya baskısıydı. Medyanın baskısında kalan yöneticiler vardı. Bir de kulüp içinde "Bizim oğlan" olayı var. Beşiktaş hâlâ Del Bosque ile sorun yaşıyor; ama Rıza Çalımbay ile sorun yok. Bizim oğlan olduğu için tazminat meselesi de yok. Bir de yabancı teknik adamlara güven veriliyor, arkasında duruluyor. Yerli çalıştırıcılarda ise bu destek o kadar yok. Hatta rahat çalışmasına engeller koyuluyor. Rıdvan Dilmen (Teknik direktör)
Yerli çalıştırıcıya karşı sabır yok
En büyük sorun yönetimin yerli teknik adamlara yeterli desteği vermemesidir. Yerli çalıştırıcıların yabancılardan kapasite olarak hiçbir eksiği yok hatta artıları var. Yerli çalıştırıcılara sabredemiyorlar. İki maç kötü gidince bir eleştiri furyası başlıyor. Tam destek vermeden hep başarı istiyorlar. Yeni gelen teknik adamların başarılı olması için yöneticilerin kafa yapısını değiştirmesi lazım. Yabancılara para ve imkân veriyorlar, arkasında duruyorlar. Yöneticiler de medyanın yerli hocaya yaptığı baskıyı göğüsleyemiyor... Rıza Çalımbay (Ç.Rizespor Teknik Direktörü)
Yerli hocayı yürekli başkanlar getirebilir.
Birincisi, yöneticilerimiz gelecek yerli teknik adama tam destek vermeli. Alınacak her türlü kötü sonuçta hocasının arkasında durmalı ve onun başarılı olması için desteği kesmemeli. İkincisi de büyük takıma gelecek teknik adamın kendisini iyi yetiştirmesi gerek. Medya eleştirilerinden ve olumsuzluklardan etkilenmeyecek, sadece işine konsantre olacak. Mustafa Denizli ve Fatih Terim dışında bunu başarabilen de çıkmadı. Yerli hocayı ancak yürekli başkanlar getirebilir. G.Saray, Fatih Terim'e sahip çıktı, UEFA Kupası'nı aldı.
Bülent Uygun (Sivasspor Teknik Direktörü)
Hem Türk olsun hem de tecrübeli
Türk teknik adamların önünün açılması için her zaman taraf oldum. Kendi takımlarında yıldız olan oyuncuların daha sonra teknik adam olarak geri dönmesinde bir sakınca görmüyorum. Ertuğrul Sağlam bizim evladımız. Yönetim içinde herkesin düşünceleri olumlu. Fakat birkaç sene daha pişmesini istiyoruz. Bizim kapımız Ertuğrul'a açık, eğer şimdi o gelirse eleştiriler karşısında ayrılmak zorunda kaldığında bir daha geri dönmesi kolay olmaz. Biz hem Türk olsun hem de tecrübeli olsun istiyoruz. Levent Erdoğan (Beşiktaş Asbaşkanı)
Temel Yirmibeşoğlu
18/05/2007
kaynak:
Zaman Gazetesi
Bizim gençlerin de büyük oynama vakti gelmedi mi?
Normal
