Cevap: Osman Özköylü ve Ahmet Şahin Sivas'ta
haberin kaynağı olan ekrem önder çiftçinin osman özköylü ile yaptığı bu güzel röportajı okumanızı tavsiye ederim.
Almanya Futbol Federasyonu’na bağlı Bremen Eyaleti Futbol Federasyonu’nun davetlisi olarak Almanya’ya giden sonrasında Hollanda’ya geçen başarılı teknik adam Osman Özköylü, Almanya ve Hollanda’daki izlenimlerini Ekrem Önder Çiftçi ile paylaştı.
Hocam merhabalar, Almanya’ya gidip, Alman futbolu üzerine araştırma yapma fikri nasıl doğdu?
Son yıllarda Alman Futbolunun dünya futbolunda çok farklı bir konuma gelmesi, Milli takım ve kulüp bazında elde ettikleri büyük başarıların sırrını araştırma niyetim böyle bir seyahati gündeme getirdi.
Bremen Eyaleti Futbol Federasyonu’ndan davet aldığınız da ne hissetiniz?
Alman futbolundaki gelişim hakkında bilgi almak için başvurduğu Bremen Eyalet Futbol Federasyonu’ndan almış olduğum davet beni çok mutlu etti ve gururlandırdı. Alman futbolunun felsefesini, gelişimini, antrenman bilimini ve bu başarının sırrını yakından görmek için teklifi kabul ettim. Burada futbolun çeşitli kademelerinde görev alan önemli isimlerle bir araya geldim ve Alman futbolundaki başarının incelikleri hakkında ciddi araştırmalar yaptık. Farklı deneyimlerim ve keyifli sohbetlerim oldu.
Bu ziyaret sürecinde kimlerle görüştünüz?
Euro 2004’te Yunanistan’ı zirveye taşıyarak futbol tarihindeki en büyük sürprize imza atan Otto Rahagel ile tanışma fırsatım oldu. Birlikte yemek yedikten sonra Bayern Leverkusen maçını izledik.
Almanya’nın eski milli takım kaptanı ve şu an Werder Bremen yönetim kurulu başkanı olan, Trabzonspor’da oynadığım dönemlerde, sezon başında hazırlık maçlarında karşılıklı oynama fırsatı bulduğum Marco Bode ile bir araya geldim. Kendisiyle geçmişten günümüze futboldaki değişim sürecini ve oyun sistemlerini üzerine fikir alışverişinde bulunduk.
Eski Alman Milli takım gol kralı ve şu an Almanya U 21 Milli Takım Hocası olan Horst Hubresch ile tanışma fırsatı bulduk. Sohbet etme fırsatı buldu. Dünya futbolu ve alman futbol ekolünün üzerine konuştuk.
Bremen Futbol Federasyonu Başkanı Andreas Vogel Alman futbolunun detaylarıyla ilgili çok çarpıcı ve etkileyici açıklamalarda bulundu.
Bayern Leverkusen - Herta Berlin maçını izledim. Maç sonunda Ömer Toprak, Tolga Ciğerci ve Karim Bellerabi ile bir araya gelerek keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Daha sonra bir dönem ülkemizde Beşiktaş forması giyen aktif futbol yaşantısına Bayern Leverkusen’de devam eden Roberto Hilbert ile görüştüm. Türkiye’deki anıları ve Almanya’daki futbol yaşantısıyla ile ilgili sohbet ettik.
Sadece Alman futbolu üzerine mi araştırmalar yapıyorsunuz?
Hayır. Dünya futbolunda önemli ülkelerin altyapı modelleri, oyun felsefeleri, taktik ve teknik bilgileri, antrenman metotları gibi bir çok konu üzerine araştırmalar yapıyorum. Mesela Almanya’daki araştırmalarımı tamamladıktan sonra Hollanda’nın Arnhem şehrine geçtim.
Hollanda'da ne gibi araştırmalar yaptınız?
Hollanda Milli Olimpiyat Komitesi Performans Gelişim Laboratuvar’ını gezerek bilimsel metotlar ve kullanılan teknolojik cihazlar hakkında detaylı bilgiler edindim. Ardından Vitesse – Utrecht maçını izleme fırsatı buldum. Burada da Hollanda futbolu ile ilgili deneyimlerim oldu.
Yani dünya futbolunu yakından takip ediyorsunuz.
Tabi ki bunların yayında 15 gün önce yardımcılarımdan İlker Püren hocayı Almanya’ya göndermiştim. Burada futbol sistemi ve genç gurbetçi oyuncular hakkında geniş bir araştırma yaptı. Diğer yardımcım Fatih Çardak hocayı ise Barcelona’ya göndererek Barça’nın futbol felsefesi ve antrenman metotlarıyla alakalı rapor hazırlamasını istedim.
Yardımcınız Fatih Çardak Barcelona’da kimlerle görüştü?
Fatih hoca performans hocalarıyla görüştü. Barcelona’nın altyapıdaki başarısını, en alt kademeden A takıma kadar antrenman metotları, çalışma sistemlerini, tekniklerini yerinde inceledi ve rapor haline getirdi. Kendi açısından çok önemli bir tecrübeye sahip olurken hazırladığı rapor ile önemli bilgiler sahibi olmamıza vesile oldu.
Yaptığı bu ziyarette Barcelona’da forma giyen milli futbolcumuz Arda Turan’ı ile de bir araya geldi. İspanya futbolu ve Türk futbolu üzerine fikir alış verişinde bulundu. Barça altyapısında hakkında milli futbolcumuzun da görüşlerini aldı. Fatih Çardak hocam şuana Portekiz’de altyapı modelleri ve oyun sistemi ile ilgili araştırmalar yapıyor. Bunun yanı sıra Portekiz Premier Lig ve 2.Lig’de geniş kapsamlı bir şekilde oyuncu taraması yapıyor. Araştırmasını tamamladıktan sonra bunu rapor haline getirip bana sunacak.
Alman futbolundaki izlenimlerinizden biraz bahseder misiniz?
Yapmış olduğum analizleri kısaca şöyle aktarırsam; Almanya elit eğitime 2004 yılında geçmiş ve büyük bir gelişim projesi başlatmış. Elit eğitim 12 yaş sporcularıyla başlamış ve 10 yaşında bu oyuncuları doğal gözlem metoduyla izlenmiş. Bu sayede hangi sporcuları elit eğitime dahil edeceklerine karar vermişler. Bu sistemde futbol federasyonu, eğitim kurumları (Okul) ve kulüp işbirliği birinci planda tutulmuş. Zeki, eğitimli ve donanımlı futbolcular yetiştirmek; saha içersinde ve saha dışında değişen koşullara verebilmelerini adına çalışıyor. Bu mantalitede; sporcular yetiştirmek için eğitim Alman futbolunun olmazsa olmazı. Onlar için son derece önemli.
Almanya’da takım ayırt etmeksizin uygulanan bu eğitim sistemi sadece profesyonel kulüplere değil, ülkenin en ücra köşelerindeki amatör bir kulübe dahi aynı şekilde uygulanmış. Bu sayede hiçbir yetenekli oyuncu heba olmadan gelişimi sağlanmış.
Birçok takım ve farklı isimlerle bir araya geldiniz Almanya’da genç futbolcular ilgili izlenimleriniz neler?
Almanlar çocukların sosyal yaşamlarındaki değişimi fark ederek onları sosyal medya ve bilgisayar bağımlılığından kurtarmak için günde beş altı saat futbol oynamasını sağlıyorlar. Bu sayede okulda hem eğitim görüyor hem de futbol oynamasına olanak sağlanıyor. Genç sporcular okuldan çıktıktan sonra kulüpte futbol oynuyor ve bağlı bulunduğu federasyonda ekstra futbol eğitimine tabi tutuluyorlar. Bu süreç, oyunculara gündelik futbol ihtiyaçlarını karşılama ve gelişimlerini üst düzeyde sağlamak adına çok önemli bir imkan oluşturuyor.
Almanya’nın en ücra köşesinde bile mükemmel spor tesislerinin olması bu eğitim sistemini uygulamaları için en önemli öğelerin başında geliyor.
Gözlemlediğim en önemli tespitlerden bir tanesi de; bu ülkede yatırım ve harcanan para öncelikle alt yapıya yapılıyor. Bu yatırım sayesinde de iyi bir eğitime tabi tutulmuş, çok erken yaşlarda elit futbolcu olmaya aday, zeki, fiziksel olarak güçlü, her oyun sistemini rahatlıkla oynayabilecek kapasitede, tek pozisyona bağlı kalmadan alternatif 2-3 pozisyonda da görev alabilecek Milli takımlar bazında oyuncular yetiştiriliyor.
Eğer bu yatırım ve harcamalar Almanlara göre en başta üst yapıya yapılırsa, yani piramidin en üstüne, o yatırım alta inene kadar eriyip gider. Bu şekilde olunca da alt yapısı olmayan, oyuncu yetiştiremeyen, yetenekli oyuncuların kaybolup gittiği ve hiçbir ekolü olmayan futbol ülkeleri haline gelirsiniz diyorlar. Almanya da bunun farkına varan zengin kitle eğer yardım yapmak istiyorlarsa kulüplerin üst yapılarına değil alt yapılarına yardım yapıyorlar.
2006 Dünya kupasında Almanya bu organizasyona ev sahipliği yaptı ve turnuvada 3. oldu. Bu organizasyondan 60 milyon Euro gelir elde edildi. Bu parayı Almanlar tamamını alt yapılara harcadı. Bu para Almanya’nın son futbol köyüne kadar ulaştırıldı. Bu parayla mükemmel spor tesisleri yapıldı. Buradan elde edilen gelirin 25 milyon Euro poliüretan 3:3 - 4:4 oyun için standart sentetik sahalar yapıldı. Bu sahaların özelliği top hiç dışarı çıkmıyor ve oyuncular topla sürekli temas halinde oluyorlar
Bu güzel gezimin sonunda Almanya-Hollanda-İspanya ve Türkiye’de oynanan futbolu ve ekolleri daha yakından kıyaslama imkanı buldum.
|