BASKETBOL

[TracyMcGrady58]

"Kendimi ispatlamak istiyorum"
Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı'nın yeni transferlerinden Gordan Giricek, sarı-lacivertli ekipte kendisini yeniden ispat etmek istediğini ifade etti.
Hırvat oyuncu ''euroleague.net''e yaptığı açıklamada, uzun süre NBA'de forma giydikten sonra Avrupa'da oynayacak olmanın kendisine büyük mutluluk vereceğini ifade etti ve, şunları kaydetti:

''Uzun süredir NBA'deydim ve açıkçası Avrupa basketbolundan oldukça uzak kaldım. Euroleague'e yeniden uyum sağlamak için biraz zamana ihtiyacım var. Daha önce Cibona Zagreb ve CSKA Moskova'da oynamıştım. Avrupa'ya yeniden alışıp, yeni sezonda takımıma elimden gelen katkıyı yapmak istiyorum. Fenerbahçe Ülker iyi bir takım. Burada kendimi yeniden ispat etmek istiyorum. Tüm NBA oyuncuları genelde para için Avrupa'yı tercih eder, ancak ben daha büyük başarılar yakalamak için Avrupa'ya döndüm.''

[TracyMcGrady58]

Başesgioğlu 12 Dev Adam'ı kutladı
Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, Avrupa Basketbol Şampiyonası finallerine katılma hakkı kazanan milli takımı yayımladığı mesajla kutladı.
Başesgioğlu mesajında, ''Avrupa Basketbol Şampiyonası elemelerinde, 5 maçta da göstermiş olduğunuz büyük çaba sonucunda aldığınız galibiyetlerle finallere katılmaya hak kazanmanızdan dolayı sizleri kutluyorum. Bu başarı grafiğinin şampiyonada da süreceğine olan inancımla emeği geçen teknik adam ve yöneticileri tebrik ediyorum'' ifadelerini kullandı.

[TracyMcGrady58]

"Bu performans başarı getirir"
2001'de Türkiye'de yapılan Avrupa Basketbol Şampiyonası Finalleri'nde 2. olan milli takımın başantrenörü Aydın Örs ile antrenörü Çetin Yılmaz, ''12 Dev Adam''ın eleme grubu maçlarında iyi bir performans sergilediğini, bu performansı 2009'daki finallerde de göstermesi halinde Avrupa Şampiyonası'nda da başarılı olacağını söyledi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Aydın Örs, (A) Milli Takım'ın Avrupa Şampiyonası eleme grubu maçlarında iyi bir takım anlayışı ortaya koyduğunu belirterek, ''Tecrübeli oyuncularla genç oyuncuların kombinasyonunu iyi gerçekleştirdiler. Savunmadaki yardımlaşma olsun, hücumda topu paylaşma açısından olsun sonuca gittiler. Burada önemli olan bunun sürekli hale gelmesi. 2-3 maçlık bir kendi seyircimiz önünde bunu gerçekleştirmek önemli bir şey, ama bunu Avrupa Şampiyonası Finalleri'ne de taşıyıp istikrarlı bir takım haline gelmek önemli'' dedi.

(A) Milli Takım'ın 1993'den beri Avrupa Şampiyonası Finalleri'ne aralıksız katıldığını hatırlatan Örs, ''Burada da hedef 2009 Avrupa Şampiyonası Finalleri'ydi, milli takım bunu gerçekleştirdi. Avrupa Şampiyonası, Dünya Şampiyonaları'ndan daha güçlü takımların, çok sayıda kaliteli takımın iştirak ettiği bir turnuva. Oradaki 11-12 takımın hepsi birer şampiyonluk adayı, ama çok da fazla abartmamak lazım diğer takımları. Bizim takımımız da yapılacak takviyelerle bu anlayışı bozmadan ortaya koyacağı performansla her neticeye, her sonuca aday diye düşünüyorum'' diye konuştu.

Aydın Örs, 2001'de elde edilen Avrupa 2.'liğinden sonra son 3 Avrupa Şampiyonası Finalleri'nde başarılı olunamamasıyla ilgili olarak, şunları söyledi:

''Avrupa Şampiyonası Finalleri kolay değil. Bir sürü faktör var. Siz çalışırsınız çalışırsınız, Avrupa Şampiyonası oynanacağı günlerde ortaya koyacağınız performans, sakatlıkların durumu, formsuzluklar, diğer sorunlar önemlidir. Her şeyden arınmış bir şekilde sahaya çıktığınız zaman başarılı oluyorsunuz. 2001'de iyi bir atmosfer yakalamıştık, bunu gerçekleştirdik. Yine aynı şey olabilir.''

-''HİDAYET ÖN PLANA ÇIKMADAN LİDERLİK YAPIYOR''-

Aydın Örs, milli takımın NBA'de forma giyen oyuncusu Hidayet Türkoğlu'nın elemelerde gösterdiği performanstan övgüyle söz etti.

''Hidayet'in benim dönemimde de ondan sonra da hiçbir zaman problem olduğunu görmedim, yaşamadım'' diyen Örs, ''Hidayet, Türk Milli Takımlarına, oynadığı sürece büyük katkılar yapmış bir oyuncudur. Özellikle benim dönemimde 2. olduğumuz, 2001 Avrupa Şampiyonası'ndaki katkılarını yadsıyamayız. Şimdi elemelerde daha da olgunlaşarak, hem lider, hem de yaşça büyük bir oyuncu olarak diğer arkadaşlarıyla her şeyi paylaşması, ön plana çıkmadan liderlik yapması bence en önemli özelliği. Kendisini tebrik etmek gerekir'' diye konuştu.

Şu anda bir takım çalıştırmayan Aydın Örs, yeniden bir takım çalıştırması için kafasındaki şartların oluşması gerektiğini, ''Ben her türlü göreve koşa koşa gidecek durumda değilim. Belli bir kariyere ve yaşa geldikten sonra kulüpte huzur ortamının oluşması gerekir ki ben çalışabileyim. Belli hedefleri olması gerekir, belirli sabırların gösterilmesi gerekir'' diyerek sözlerini tamamladı.

-YILMAZ: ''TAKIM İLERİSİ İÇİN ÜMİT VERİYOR''-

Çetin Yılmaz, ''12 Dev Adam''ın Avrupa Şampiyonası eleme grubunda oynadığı göze hoş gelen basketbolun savunma kaynaklı olduğunu belirterek, ''Yaptıkları savunmadan da kaptıkları topla hızlı basketbolu oynuyorlar'' dedi.

Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, milli takımın eleme grubundaki performansını beğendiğini ifade ederek, ''Şu anki takımın oynadığı basketbol bana finaller için ümit veriyor. Bu kadroya Semih, Ömer Onan, Ömer Aşık, büyük ihtimalle Serkan, Kaya ve Ermal, belki Mehmet Okur da girebilir. Bu oyuncuların da girmesiyle şu anki istek ve savunma arzusu bozulmazsa, bozulmayacağını da düşünüyorum, finallerde bu takım iyi performans verebilir'' diye konuştu.

Avrupa Şampiyonası Finalleri'nin elemeler gibi olmayacağını vurgulayan Çetin Yılmaz, şöyle devam etti:

''Umarım milli takım bu performansını finallere de taşır. Avrupa Şampiyonası, zaman zaman Dünya Şampiyonası'ndan çok daha sert oluyor. Dünya Şampiyonası'nda grubunuza bir Lübnan, bir Katar geliyor biraz daha nefes alabileceğiniz maçlar oluyor. Avrupa Şampiyonası'nda durum böyle değil. Nefes alabileceğiniz ancak ilk grupta belki bir maç oluyor. Ancak 11-12 takımın birbiriyle hemen hemen eşit olduğu Avrupa Şampiyonası Finalleri'nde milli takımın form durumu ve havası da çok önemli, ama şu anki görüntü pozitif.''

Çetin Yılmaz, Türkiye'nin NBA'de forma giyen oyuncularından Hidayet'in olgunlaşmış bir basketbol oynadığını kaydederek, ''Hidayet, takımı oynatmaya yönelik, sayı attırmaya yönelik oynuyor, kendisi de gerektiğinde sayıyı atıyor. NBA'de forma giyen oyuncularımızdan Mehmet Okur da bu çarkın içine girebilir. Umuyorum seneye daha çok NBA oyuncumuz olur. NBA oyuncularımızın katkılarının, istedikleri zaman iyi olacağına inanıyorum'' şeklinde konuştu.

Şu anda bir takım çalıştırmayan Çetin Yılmaz, teklif geldiği zaman yeniden takım çalıştırmayı düşüneceğini sözlerine ekledi.

[TracyMcGrady58]

12 Dev Adam Fransa'ya gitti
(A) Milli Erkek Basketbol Takımı, 2009 Avrupa Şampiyonası elemeleri (C) grubunda Fransa ile yapacağı son maç için bu ülkeye gitti.Eleme grubunu lider olarak tamamlamayı garantileyen milliler, 20 Eylül Cumartesi günü deplasmanda yapacakları maç için Atatürk Havalimanı'ndan Paris'e gitti.

Yolculuk öncesi açıklama yapan oyuncular, Fransa karşısında da kazanarak grup maçlarında 6'da 6 yapmak istediklerini belirttiler.

Federasyonun internet sitesinde açıklamaları yer alan basketbolculardan Oğuz Savaş, "Elimizden geleni yapıp Fransa'da da kazanmak için oynayacağız. 6'da 6 yaparak grubu bitirmek istiyoruz" dedi.

Uzun bir kamp döneminin ardından hedeflerine ulaştıklarını anlatan Ersan İlyasova ise şunları kaydetti:

"5'de 5 yaparak Polonya'daki Avrupa Şampiyonasına katılmayı garantiledik. Şimdi önümüzde Fransa ile oynayacağımız son maç var. Bu deplasmandan da aynı ciddiyetle oynayarak kazanarak dönmek istiyoruz."

Ender Arslan ise Fransa ile oynayacakları grubun son maçında iyi bir oyunla kazanmak istediklerini belirterek, "Elimizden gelen mücadeleyi göstermek ve galibiyetle dönmek istiyoruz" şeklinde ifadeler kullandı.

[TracyMcGrady58]

Hido Fransa maçında yok
Harun Erdenay, Hidayet Türkoğlu'nun 20 Eylül Cumartesi günü Fransa ile deplasmanda yapılacak grubun son maçında kadroda olmayacağını açıkladı. (A) Milli Erkek Basketbol Takımı Genel Menajeri Harun Erdenay, 2009 Avrupa Şampiyonası elemeleri (C) grubunda 5 maçta 5 galibiyetle çok iyi bir performans ortaya koyduklarını söyledi.

Erdenay, grup liderliği için yola çıktıklarını, ancak son maç öncesi yakaladıkları bu başarıyı tahmin edemediğini kaydederek, ''Bu kadar güzel bir oyunla, Fransa maçı öncesi grup liderliğini garantileyeceğimizi tahmin etmiyordum. İnanılmaz bir performans gösterdik. Her maçımızı 10 sayının üzerinde kazandık. 5'te 5 yaptık ve grup liderliğini garantiledik'' diye konuştu.

İstanbul'da yaptıkları maçlarda seyirciden de müthiş destek gördüklerini belirten Erdenay, ''Kazandığımız bu başarıda, evimizdeki maçlarda inanılmaz seyirci desteğinin de etkisi vardı. Şimdi Fransa'ya gidiyoruz. Orada yensek yenilsek fark etmiyor, ama hedefimiz 6'da 6 yapmak'' şeklinde konuştu.

HİDAYET TÜRKOĞLU FRANSA'YA GÖTÜRÜLMEYECEK

Erdenay, milli basketbolcunun 21 Eylül Pazar günü ABD'ye gideceğini, bu nedenle yorgun olacağı için Hidayet'e izin verdiklerini kaydetti.

[TracyMcGrady58]

İngiltere işi bitirdi!
Eurobasket 2009 elemeleri'nde artık Polonya vizesi alan ülkeler belli olmaya başladı. A Grubu'nda Sırbistan evinde Polonya'yı 92-66 yenerek şampiyonaya katılmayı bir maç kala garantilerken 15 dakika sahada kalan Efes Pilsen'in yeni guardı Milos Vujanic 1 sayıda kaldı.
Ya İtalya ya da Bulgaristan!

Gruptaki diğer maçta İtalya evinde, elemelere çok iyi bir başlangıç yapan ancak daha sonra düşüşe geçen Bulgaristan'ı 82-82 yendi ve grup maçlarını 8 maçta 4 galibiyetle tamamladı. Sırbistan'ın liderliğini garantilediği A Grubu'nda kader maçı Bulgaristan ile Sırbistan arasında Bulgaristan'da oynanacak maçla çözülecek ve bu maç sonrası ikinciliği İtalya veya Bulgaristan elde edecek. Pini Gershon yönetimindeki Bulgarlar, eski Tekelspor'lı Flip Videnov'un yokluğuna rağmen güçlü Sırbistan'ı devirmek zorunda.

İnatçı Portekiz!

B Grubu'nda ise lider Letonya evinde Estonya'yı 72-67 yenerek bir maç kala Eurobasket 2009 bileti yolunda önemli bir avantaj yakaladı. Biedrins ve arkadaşları gruptaki son maçta deplasmanda Portekiz'i yenerek lider olarak Polonya vizesi almayı amaçlıyor. Diğer maçta ise Portekiz evinde Makedonya'yı 81-71 yenerek arka arkaya ikinci galibiyetini elde etti. İlk iki şansı olmayan Portekiz, gelecek yaz düzenlenecek ek eleme turlarından Eurobasket 2009 vizesi almaya çalışacak.

Türkiye güle oynaya!

Türkiye'nin de bulunduğu C Grubu'nda ise Türkiye evinde Belçika'yı 80-64 yenerek grup lideri olarak Eurobasket 2009 vizesi aldı. Diğer maçta ise Fransa evinde Ukrayna'yı 87-83 yendi ve ikinciliğini garantiledi. Gruptaki son maçta Türkiye deplasmanda Fransa ile prestij mücadelesine çıkacak. Grup üçüncüsünü belirleneceği diğer maçta ise Ukrayna evinde Belçika'yı ağırlayacak.

Luol Deng farkı!

Eurobasket 2009 elemelerinde 17 Eylül Çarşamba akşamı Türkiye ve Sırbistan gibi Polonya vizesini alan bir diğer ülke de İngiltere oldu. Son yıllarda basketbolda kıpırdanma çabaları gösteren İngilizler, NBA patentli forvetleri Luol Deng önderliğinde bir maç kala D Grubu'nu lider bitirmeyi garantiledi.

Çarşamba akşamı Çek Cumhuriyeti'ne konuk olan İngiltere Luol Deng (21 sayı, 7 ribaunt) ve Nate Reinking 'in (20 sayı) üstün oyunlarıyla 67-63 galip gelmesini bildi.

Çek Cumhuriyeti'nde ise Jiri Welsch'in 28 sayı, 6 ribaunt, 6 asistlik çabası galibiyet için yeterli olmadı.

Grubun son maçında İngiltere deplasmanda Bosna Hersek ile prestij mücadelesine çıkarken İsrail evinde Çek Cumhuriyeti'ni ağırlayacak. Grupta son maçlara girilirken Bosna Hersek, İsrail ve Çek Cumhuriyeti 7'şer puanla İngiltere'nin iki puan altında sıralanmış durumdalar.

[TracyMcGrady58]

NBA takımları Avrupa yolcusu
Dünyanın en prestijli basketbol ligi olan Amerikan Profesyonel Basketbol Ligi (NBA) ve Euroleague arasındaki ortak organizasyon gereği 3 Avrupa takımı NBA takımlarıyla hazırlık maçları yapacak. Avrupa basketbolunun güçlü takımlarından CSKA Moskova, Barcelona ve Lietuvos Rytas, NBA ve Euroleague'in ortak anlaşması gereği bu 3 takımın 10-21 Ekim tarihleri arasında 5 NBA takımıyla 6 hazırlık maçı yapacağı açıklandı.
Euroleague'de geçtiğimiz sezonu şampiyon olarak tamamlayan Rus ekibi CSKA Moskova, milli basketbolcu Hidayet Türkoğlu'nun takımı Orlando Magic'le 10 Ekim'de bir hazırlık maçı yapacak. CSKA'nın bir sonraki rakibi ise NBA'in Kanada temsilcilerinden Toronto Raptors olacak. Toronto Raptors - CSKA Moskova maçı 14 Ekim'de oynanacak.

İspanyol ekibi FC Barcelona ise ABD'deki ilk hazırlık maçında 18 Ekim'de Los Angeles Lakers'la karşılaşacak. Barça, ikinci hazırlık maçında ise yine bir Los Angeles takımı Clippers'la 19 Ekim'de karşılaşacak.

Litvanya basketbolunun önemli temsilcilerinden Lietuvos Rytas ise NBA takımlarından Golden State Warriors'la 21 Ekim'de hazırlık maçında karşı karşıya gelecek.

Bu arada, NBA takımlarından Miami Heat, New Jersey Nets, New Orleans Hornets ve Washington Wizards, NBA'in Europe Live organizasyonu kapsamında Avrupa'nın Barselona, Berlin, Londra ve Paris gibi şehirlerini ziyaret edecekler ve buralarda hazırlık karşılaşmaları yapacaklar.

[TracyMcGrady58]

Arenas'tan kötü haber
Geçtiğimiz sezon sakatlıklar nedeniyle sadece 13 maçta forma giyebilen Gilbert Arenas'a doktorlardan kötü haber geldi.
Temmuz ayında 111 milyon dolarlık kontrata imza atarak Wizards ile yeniden anlaşan 'Agent Zero' lakaplı oyuncunun, takımının hazırlık kampında yer alamayacağı ve sezonun ilk ayını da kaçırabileceği belirtildi.

Sakat olan sol dizinden üçüncü operasyonunu geçiren Arenas, bu durumun sinir bozucu olduğunu ancak dizindeki sorununun artık tamamen düzelmiş olacağını söyledi.

[TracyMcGrady58]

Millilere pasaport işkencesi
A Milli Erkek Basketbol Takımı, 2009 Avrupa Şampiyonası elemeleri C grubunda Fransa ile yapacağı son maç için bu ülkeye gitti. Milli Takım kafilesi Limoges Havaalanı'nda pasaport krizi ile karşılaştı.

Fransa polisinin bilgisizliği yüzünden GRİ pasaportlu oyuncular ve yöneticilerin bulunması kafilenin alanda 1 saat fazladan bekletilmesine neden oldu. Gri pasaportlarda vize göremeyen Fransız polisler yetkililere haber verdi. Basketbol Federasyonu Dış İlişkiler Sorumlusu Ali Özsoy'un devreye girmesiyle, GRİ pasaport sahiplerinin vizelerinin olmasına gerek olmadığı anlaşıldı ve kafile pasaporttan geçirildi.

[TracyMcGrady58]

İlaç bulundu, ısrar şart!
18.09.2008
Körü körüne birşeyi ya da birisini eleştirirseniz doğru yapmazsınız.
Bu şekilde bir fikri savunmak da doğru değil. En azından ben öyle düşünüyorum.

Bunu söyleme nedenim, bu köşede sıkça eleştirdiğim Bogdan Tanjevic'i, zamanında nasıl eleştirdiysem şu an Eurobasket 2009'u garantileyen takımın head coachu olduğu için tebrik etmek içindir.
Eleme oynamamız aslında bu kalitedeki bir takım için başarısızlık olsa bile toparlanmak daha doğrusu silkinmek için böyle bir turnuvaya ihtiyacımız olmuşsa iyi olmuş.
Kim bilir belki de Tanjevic artık arayışlarını bu beş maç sonrası bitirip, ısrarla savunduğum kemiklemiş kadroyu belirlemiş oldu. En azından öyle olmasını ümit ediyorum!

Fakat geldiğimiz noktada şunları da hatırlatmamız lazım...
Milli takımda Hüseyin Demiral, Valentin Pastal ve daha adını saymadığım diğer bazı isimleri görüp "Hani Kerem Tunçeri, hani Ömer Onan" dediğimiz günleri dün gibi hatırlıyorum.
İşte Kerem Tunçeri geldi ve guard rotasyonumuz ilk defa oyunumuzda bu denli etkili oldu.

Az daha Hidayet'i bir hiç uğruna kaybediyorduk oysa biraz da onu dinleyip bu işi 'Vatan, Millet Sakarya' demeden çözmemiz lazımdı.
Hido'nun da oyun anlamında olgunlaşmasının da yardımıyla elemelerde harika bir Hidayet izledik.
Hido ve Ersan'dan oluşan kısa forvet rotasyonumuz da asla bozulmamalı!

İşte Tanjevic, geçmişte yapmadığı bu iki işi yaptı.
Kerem Tunçeri'yi ve Hidayet'i rotasyona dahil etti ve bunu yaparken "Siz bu takıma Polonya biletini kazandırıp yerinizi gençlere bırakacaksınız" demek yerine "Siz, hem 2009'da Polonya'da hem de 2010'da Türkiye'de bu takımın önemli parçaları olacaksınız." dedi.
Bu iki oyuncu ve Kerem Gönlüm'ün önderliğinde her topa atlayan, her maç farklı bir yıldız çıkaran bir milli takım ortaya çıktı.


San Antonio Spurs gibiyiz!
Tabii elde edilen başarının temelinde savunmanın rolü çok büyük.
Takımımız, beş maçı ortalama 15-16 sayı farkla kazanırken rakiplerine sadece bir kez 70 sayı barajını aştırmış.
Bu gerçekten çok güzel bir şey.

Hem bu savunma arzumuz ve başarımız hem de girenin çıkanı aratmadan gösterdiği performans, kullanılan top ve sayı dağılımlarıyla ve hatta bu müthiş top dağılımından ötürü istatistiklere yansımayan oyuncularımızla San Antonio Spurs'ü andırdık.

(5 oyuncumuz 13.2 sayı ile 10.2 sayı ortalama arasında sayı atmış!)
Zaten üst seviye basketbolda başarıya ulaşmamız da bu tür basketbol oynamakla mümkün olur.

Litvanya örneği her zaman hatırlanmalı. Turnuvalara müthiş başlayıp harika bir hücum performansı sergilerler ancak basketbolun iyiden iyiye sertleştiği yerlerde performansları düşer ve elenirler.


İstikrar şart!
Yine de tüm bu olumlu gelişmelerin Polonya'da karşılığını alabilmek için Bogdan Tanjevic'e bazı önemli görevler düşmekte.

Birinci ve en önemli görev; güven meselesi.
Tanjevic takımı bu noktaya getirdi ancak bunu istikrarlı bir biçimde sürdürmek zorunda.
Eurobasket 2009'a maksimum ciddiyeti gösterip, 2010 öncesi bir prova olarak görmemeli.
Bu elemeleri aşağı yukarı en iyi kadromuzla oynadık.
Polonya'da da bunu sürdürmeli ve Avrupa Şampiyonaları'ndaki şanssızlığımızı sona erdirmeliyiz.

Diğer konu ise kadroda olmayan isimlerin de milli takıma kazandırılması daha doğrusu milli takımdan soğutulmaması!

Geçmişte verdiği demeçler yüzünden kadroda olmadığı iddia edilen Kaya Peker, Serkan Erdoğan ve sakat Mehmet Okur, milli takıma küstürülmemeli.
Özellikle mevcut uzun rotasyonuna Ömer Aşık'ın da gireceği düşünüldüğünde Kaya ve Mehmet'e ihtiyaç yokmuş gibi fikirler ortaya çıkabilir ancak bu iki oyuncu eğer Hidayet gibi takıma kazandırılabilirse çok büyük katkı sağlarlar.

Hidayet'in elemelerde adının bile taktiksel anlamda büyük katkı sağladığını, rakip coachların Hido'ya endeksli savunma planlarında diğer oyuncularımızın rahatça ön plana çıkabildiğinden bahsetmiştim. Sağlıklı ve formda bir Mehmet Okur'un da benzer bir katkıyı yapabileceğini unutmayalım.
Ayrıca gelecek yaz mevcut uzunların sakatlık sorunları yaşamayacağını kim garanti edebilir?
Bu bakımdan kadroda olmayan ancak kadroya girebilecek kalitedeki isimleri kolay kolay kaybetmeyelim.

Uzun lafın kısası beşte beş yaparak Polonya vizesini aldık ancak bu çizgimizi koruyup arayışları sonlandırmak, bu başarının devamını getirmek, kısacası yükseldiğimiz noktada kalmak ve daha da yükselmeye çalışmak en büyük amacımız olmalı.