Usta Yiğido
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 62
Mesajlar: 1.608
Thanks: 2
84 Mesajına 167 Kez Teşekkür Edildi.
|
BU YAZIYI EDEBİYAT DERSİNDE YAZMIŞTIM,HOCAMIZ ÇOK BEĞENDİ.
BU ANLATTIĞIM OLAYLAR SADECE BENİM GÖZLEMİM.
60 YILLARIN SONUNU 70 YILLARIN BAŞINI ANLATIYOR.
BİLMİYORUM ARANIZDA O SOKAKTA YADA SOKAKLARDA YAŞAYANLAR OLDUMU.
BİZİM SOKAĞIMIZ AŞAĞIDA ANLATTIĞIM GİBİ BİR SOKAKTI.
VE SAMİMİYDİ İNSANLAR.SAMİMİYDİ SOKAKLAR.
TAVŞAN BAYIRI
Tavşan bayırı, daracık,adı üstünde bayır,biraz yokuşlu bir sokak,taşlarla döşenmiş,çakur çukur bir sokak işte.
Sokağa ilk adım attığınızda kapı önlerindeki büyük,düzgün oturak taşlarını görürsünüz.Aile reisleri mutlaka o taşları kapı önlerine koydururdu.Taşlar evin bir parçası gibiydi sanki.
O taşlar o kadar çok işe yarardı ki,gündüzleri hanımlar sohbet eder,geceleri ise erkekler.
O zamanlar televizyon denen illet alet yok.Babaların,dedelerin radyoda 19.30 ajansını dinleyip, yatsı namazını mescitte imamla kılıp geldikten sonra,toplanıp evlerden minderlerin alınıp üzerine oturdukları taşlar.
Çay kahve içerken büyük sohbetlerin edildiği,askerlik anılarının anlatıldığı,çocuklara imanları pekişsin diye zoraki dini hikayelerin dinletildiği,ana,baba hakkının çok geçtiği hadislerden örneklerin verildiği,çocukların kulaklarına küpe olsunda,büyüdüklerinde anaya babaya bakıp onları kimseye muhtaç etmesin diye öğütlerin verildiği yaz akşamlarının en gözde dinlenme yerleri taşlar.
O taşlar ne kadar işe yarardı,sokaktan geçen yaşlı teyze ve amcalar soluklanmak için oturup dinlenir,ev sahibinden geçmişlerinin hayrına bir bardak su isteyip yüreklerini ferahlattıkları güzide oturak yerleri.
Hemen her evin bir bahçesi veya avlusu vardı ve bu alanlarda mutlaka elma ağacı,erik ağacı,vişne ağacı bazen kayısı ağacıda görülürdü,ama olamazsa olmazı,kavak ağacıydı,her bahçede,kapı önünde mutlaka kavak ağacı.Hani bir söz vardır"kavak ağacını seven çok az kişi gördüm,çünkü dosdoğrudur"kimse sevmezdi bu ağacı ama her yere kavak ağacı dikilirdi nedense. Bahçelerde ve kapı önlerinde bir dürüstlük abidesiymiş gibi tüm heybetiyle kendini gösterirdi.
Bahçe deyip geçmeyin sakın!Orası ev halkının en önemli mekanlarından birisidir.Hanımlar bakır leğenlerinde Hacı Şakir sabunuyla(o zaman deterjan daha ya icat edilmemiş veya yaygınlaşmamıştı) ellerinde çitileyerek yıkadıkları,maltızın üzerinde,kaynar kazanlarda kaynatılıp,dezenfekte edilip,tertemiz çamaşırların asıldığı yerdir bahçeler.Güneşli günlerde hanımların börek,çörek yapıp yiyip içtikleri bir nadide yer.Baharda dikilen yeşil soğan,domates,hıyar,maydanoz,t ere,marul,nane gibi ürünleri yetiştirip yazları dalından kopartılıp salataları süsleyen o lezzetli,hormonsuz sebzelerin yetiştiği en gözde alandır bahçeler.Babaların çiçekler, güller yetiştirip her akşam işten gelip özenle hortumu çeşmeye takıp sebzeleri,çiçekleri,ağaçları suladıkları bahçeler.Kimi kamelyalı,kimi elkovanlı,kimi pencerelerine kadar sarmaşıkların sardığı bahçeler.
Her sokakta olduğu gibi Tavşan Bayırında da bir tatlı su çeşmesi vardı.O tatlı suyun etrafını bir hayırsever yaptırıp bilmem kimin hayratı diye sokak sakinlerinin hizmetine sunardı.O tatlı su gençler için işkence,hanımlar için bir keyif ve dedikodu yeriydi,belki de ev işlerinden yorulup dinlenebildikleri tek yerdi.
Artık o sokaklar yok o güzelim evler ve bahçelerde yok,o nur yüzlü ak sakallı yaşlı emmilerde,dayılarda yok.Kapı önlerinde oturan yaşlı teyzelerde yok.Eskiyi hatırlatan hiçbir şey yok.
Şimdi asfalt yollar,düzenli kaldırım taşları,üç yada dört katlı apartman denilen samimiyetsiz beton yığınları var.
Nerde o eski güzelim sokaklar.
6.4.2005
Reşat TAYDAŞ
__________________
HER İNSAN öLECEK YAŞTADIR
YÜKSELMEK İÇİN,ALÇALMAK GEREK
|