Ana Sayfa  |  Site Haritası  |  Forum  |  Chat
‹ Anasayfaya geri dön  |  Sivaslilar.net  |  Sivastuning.com
Sivasspor


Hoşgeldiniz
Zurück   SivasSpor.com - Yiğidoların Özgür Sesi > Serbest Alan, Sivas Paylaşım, Sivas Forum, Sivaslılar > Diğer Konular

Diğer Konular Diğer konular. Yukarıda bulamadığınız konular hakkında burada yazabilirsiniz.

Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil

Alt 16.01.2006, 12:16   #41
Kaptan-58
Usta Yiğido
 
Kaptan-58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 39
Mesajlar: 1.206
Thanks: 1
12 Mesajına 24 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 861 Kaptan-58 ist jedem bekanntKaptan-58 ist jedem bekanntKaptan-58 ist jedem bekanntKaptan-58 ist jedem bekanntKaptan-58 ist jedem bekanntKaptan-58 ist jedem bekannt
Pfeil

bende yorumumu yaptım...
__________________
BİR HİLAL UĞRUNA YA RAB NE GÜNEŞLER BATIYOR !!!

http://img88.imageshack.us/img88/1423/6a82d9d035wv4.gif
Kaptan-58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16.01.2006, 12:41   #42
DJMuRaT
YASAKLI ÜYE
 
DJMuRaT - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 2.139
Thanks: 0
7 Mesajına 8 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 0 DJMuRaT ist zur Zeit noch ein unbeschriebenes Blatt
Standart

Hadi arkadaşlar forumlarda gereken ilgiyi göstereleim...
DJMuRaT isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16.01.2006, 12:57   #43
casus84
Usta Yiğido
 
casus84 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 35
Mesajlar: 1.324
Thanks: 157
140 Mesajına 217 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 862 casus84 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart

gereken ilgiyi gösterelim
__________________
http://erdalguler.sitemynet.com/myne...por/dernek.gif
İSTANBUL SİVASSPOR TARAFTAR DERNEĞİ
ÜnSaL YILDIZ
casus84 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16.01.2006, 13:00   #44
casus84
Usta Yiğido
 
casus84 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 35
Mesajlar: 1.324
Thanks: 157
140 Mesajına 217 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 862 casus84 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart

Sivas'ın kronolojik tarihi

MÖ 7000-5000 Sivasta İlk yerleşim dönemi
MÖ 1600-884 Hititler dönemi
MÖ 800-695 Firigler dönemi
MÖ 700-546 Lidyalılar dönemi
MÖ 550-332 Persler dönemi
MÖ 333-MS 17 Kapadokya dönemi (Makedonyalılar)
17-395 Romalılar dönemi
395-1075 Bizanslılar dönemi
658 Sivasın Emevilerin eline geçmesi
1059 Sivasın Türkler'in eline kısa bir dönem için geçmesi
1071 Danşmentliler (1080-1175 Beylik Merkezi)
1143 Yağıbasanın Sivasa egemen olması
1175 Sivasın Selçuklular'ın eline geçmesi (1220 Başkent)
1197 Sivas Ulu Cami'nin yapılması
1224 Sivas Kalesi surlarının 1. Alaattin Keykubat tarafından yaptırılması
1232 Moğolların Sivasa saldırısı
1243 Sivasın Moğolla'ca yağmalanması
1256-1353 İlhanlılar dönemi
1271 Gökmedrese, Çifte minare ve Şifahiye Medreselerinin yapımı
1343 Sivasta Eretna Beyliği'nin kurulması (Beylik Merkezi)
1378 Kadı Burhanettinin Eratna Beyliği'nde vezir olması
1381 Sivasta Kadı Burhanettin Devletinin kurulması (Beylik Merkezi)
1383 Sivas surlarının Kadı Burhanettin tarafından onarılması
1388 Memluklular'ın Sivası kuşatması
1389 Sivasın Osmanlıların hakimiyetine geçmesi
1400 Timurun Sivası istilası
1418 Çelebi Mehmetin Sivas kalesini ve şehri onarması
1473 Fatihin Sivasa gelmesi
1472 Akkoyunlular'ın Sivası yağmalaması
1512 Yavuz Sultan Selimin Sivasa gelmesi
1516 Sivasın Eyalet-i Rum olarak Genel Valilik olması
1533 Kanuninin Sivasa gelmesi
1564 Meydan Camisinin yapılması
1868 Sivasın il oluşu
1878 Sivasta ilk matbaanın kuruluşu
1908 Ziyabey Kütüphanesi'nin açılışı
1919 Atatürkün Sivasa ilk gelişi (27 Haziran)
1919 Sivas Kongresi (4 Eylül)
1919 İrade-i Milliye Gazetesi'nin yayını
1927 Sivasta ilk kazı ve araştırmanın Vander Osten tarafından yapılması
1930 Sivas-Ankara demir yolu hattının açılması (30 Ağustos)
1932 Sivas-Samsun demiryolunun açılması
1932 Sivas elektrik şebekesinin kurulması
1934 Tavra deresine elektrik santralının kurulması
1938 Divriği Demir-Çelik madenlerinin işlemeye açılması
1939 DDY Cer Atölyesi'nin kurulması
1943 Çimento Fabrikası'nın hizmete girmesi (6 Haziran)
1950 Ulaş Devlet Üretme Çiftliği'nin kurulması (l Mart)
1953 Sivas Numune Hastanesi'nin kurulması
1955 Sivas SSK Hastanesi'nin hizmete girmesi
1963 Sivas içme suyu şebekesinin kurulması
1966 Sivas Havaalanı'nın yapılması
1967 İl Halk Kütüphanesi'nin yapılması
1972 Sidaş İplik Fabrikası'nın kurulması
1973 Sivas Tıp Fakültesi'nin hizmete girmesi (29 Ekim)
1979 Sivas Beton Travers Fabrikası'nın üretime başlaması
1982 Cumhuriyet Üniversitesi'nin açılması
1985 Sivas Hazır Giyim Fabrikası'nın kuruluşu
1987 Sivas Demir-Çelik Fabrikası'nın açılması
1989 Kangal Termik Santrali'nin açılışı
1990 Kılıçkaya Hidro Elektrik Santrali'nin açılışı
1992 Gazibey Barajı'nın açılışı
1993 Hanlı-Bostankaya arası çift hatlı demiryolunun açılışı
1993 4 Eylül Barajı inşaatının başlaması
1997 Sivas Devlet Tiyatrosu'nun açılışı
__________________
http://erdalguler.sitemynet.com/myne...por/dernek.gif
İSTANBUL SİVASSPOR TARAFTAR DERNEĞİ
ÜnSaL YILDIZ
casus84 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16.01.2006, 13:04   #45
casus84
Usta Yiğido
 
casus84 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 35
Mesajlar: 1.324
Thanks: 157
140 Mesajına 217 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 862 casus84 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart

Memleketimin kültürel yapısı

Sivas , yazısız ve yazılı tarih dönemlerinin çeşitli uygarlık izlerini ve eserlerini taşımaktadır.Özellikle Anadolu topraklarının, Selçuklu Türklerinin egemenliğine girmesinden sonra Sivas, Selçuklu Devletinin bir ilim ve kültür merkezi olmuştur. Osmanlılar yönetiminde eyalet merkezi olan Sivas; aynı zamanda bölgenin büyük bir kültür merkezi durumuna gelmiştir. Türk Milletinin İstiklâl Mücadelesinde 4 Eylül Kongresini yaparak Atatürkü bağrına basmış, Anadolunun kurtuluş meşalesini tutuşturmuştur
__________________
http://erdalguler.sitemynet.com/myne...por/dernek.gif
İSTANBUL SİVASSPOR TARAFTAR DERNEĞİ
ÜnSaL YILDIZ
casus84 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16.01.2006, 13:05   #46
casus84
Usta Yiğido
 
casus84 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 35
Mesajlar: 1.324
Thanks: 157
140 Mesajına 217 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 862 casus84 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart

Memleketim Sivas

memleketim,köklü bir tarihe sahip eski Anadolu kentlerindendir. Üzerinde nice kavimler yaşamış, birer uygarlık kurmuş, iz bırakmışlardır. Bugün birçok azı ve incelemeler sonucu yeni yeni uygarlık kalıntıları ortaya çıkaralımktadır. Bunlar, toprağın altında gömülü kalmış aletler, süs eşyaları, heykeller gibi insanloğlunun alın teri sonucu ortaya çıkan birer tarihi sanat eserleridir. Ancak bazı sanat eserleri vardır ki bugün varlığını halen sürdürmektedir. Bunlar Selçuklu ve Osmanlılardan miras kalan tarihi eserlerdir: Camiler, türbeler, çeşmeler, han ve hamamlar gibi...

Bir de tarihin izlerini canlılıkla sürdüren bazı el sanatları vardır ki, bunlar elan Sivas hakkının birer geçim kaynağını teşkil etmektedirler. Sivasa ileri teknoloji batı kentlerimize girdiği kadar girmemiştir. Bu nedenle geleneksel hüviyetlerin ihalen sürdürmektedirler.

Eskinin izlerini taşıyan bir yapıda olan el sanatları, Osmanlıdaki Ahi Esnaf Birlikleri düzenini son zamanlara kadar kaybetmeyip, bugün bir toplumsal değişimin izlerini, eski ve yeninin bir karışımı olan yapıyı çok net olarak yansıtmaktadır.

Araştırmam dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde sivas hakkında öz bilgiler yer almakta. İkinci bölümde El sanatlarının çşetili tanımları, kapsamı, Türkiyede el sanatları, Sanayi devrimi ve esnaf-zenaat hayatı hahakkında yorumlar yer almakütadır. Üçüncü bölümde sivas El sanatları hakkında önce kuramsal kaynaklara dayalı tarihsel, dökümantal, bilgilerle, sivastaki geleneksel el sanatlarının araştırmalarıma dayalı bilgileri yer almakta. Bu bölümde el sanatları tek tek ele alınıp, incelenmekte, haklarında tarihsel, sosyal, ekonomik, teknolojik, turistik vb. bilgiler verilmektedir.

Son olarak dördüncü bölümde araştırma verilerinin sosyal, ekonomik, teknolojik yorumları yapılmakta, sorunlar ortaya konulmakta, yararlı ve zararlı sosyal, ekonomik değişikliklere dikkat çekilerek, çözüm yolları ele alınmaktadır.
__________________
http://erdalguler.sitemynet.com/myne...por/dernek.gif
İSTANBUL SİVASSPOR TARAFTAR DERNEĞİ
ÜnSaL YILDIZ
casus84 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16.01.2006, 13:10   #47
casus84
Usta Yiğido
 
casus84 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 35
Mesajlar: 1.324
Thanks: 157
140 Mesajına 217 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 862 casus84 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart

M e m l e t i m i n H a l k O y u n l a r ı

Memleketimin Halk Oyunları Halay grubuna girmekte ve günümüzde halayların merkez bölgesi Sivas sayılmaktadır. Halaylar İç Anadolu Bölgesi nin bir bölümü ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde oynanmaktadır. (Çorum, Diyarbakır, Bitlis, Bingöl) Bu yörelerde halay kelimesi; alay, aley, haley olarak değişik biçimlerde kullanılmaktadır. Birlik ve beraberlik, dayanışmayı ifade etmektedir. Halaylar, asırlardan beri gelen karakteri ve yapısı itibariyle alelade eğlence oyunlarından ayrılan sosyal yaşantının jest, mimik ve figürlerle ifadesidir.

Sivas Halayları içe dönük yapısıyla diğer illerimizden ayrılmaktadır. Oyun düzeni, oyun formları, dizilişleri, oynanış şekli diğer halaylara pek benzememektedir.



Sivas Kız ve Erkek oyunları kendine has tavrı, üslubu, estetik güzelliği bakımından göz kamaştırıcıdır. Kızlar ve erkekler ayrı ayrı halay çekmektedir. Alaca (karma) diziliş Sivas yöresinde görülmemektedir. Bazı oyunlar alaca dizi şeklinde kapalı mekanlarda, aile içerisinde oynanmaktadır.

Kız ve erkek oyunlarında baştaki oyuncuya Halay Başı veya Baş çeken sondaki oyuncuya pöççük veya pöçük ismi verilmektedir. Halayları erkekler mendille, bir savaş, döğüş anındaki hareketi canlandırır gibi kılıç, değnek kullanıyormuşcasına çevirirler. Kadınlar krep kullanmaktadır. Sivas halaylarında oyuncu sayısında sınırlama görülmemektedir. Ancak; oyunların zorluğu dikkate alındığında 7-12 kişi arasında çok rahat oynandığı görülmektedir. Erkek oyunları genellikle düğün ve eğlencelerde oynandığından açık hava tercih edilmektedir. Bunun için Sivas halayları meydan ve harman oyunları olarak anılmaktadır. Oyunlara eşlik eden mahalli çalgı; davul, zurnadır. Kaba zurna tercih edilmektedir. Bazen ince sazla da oynanmaktadır.

Sivas halayları genellikle 2-4 bölümden meydana gelmektedir. Bu bölümler; 1. Ağırlama, 2. Yanlama (Sıkıştırma), 3. Tek ayak (Oynatma), 4. Hoplatma (Yeldime, tezleme) ismini almaktadır. Her bölümde figürler ve musiki değişmektedir. Oyunlar ağırdan başlayıp, gittikçe tempo artarak hızlanmakta, hoplatma bölümünde coşku doruk noktasına ulaşmaktadır.

Ağırlama, aczin ve çaresizliğin; yanlama, birlik, beraberliğin; hoplatma, sevincin, mutluluğun ve zaferin ifadesidir.

Sivas halaylarının bir diğer özelliği, bilinen bütün oyun formlarının kullanılması, sergilenmesidir. (Sır, düz diziliş, hilal veya yarım ay, halka dizilişi) Yüzyıllar önce, bilinmeyen halk sanatçıları sanki bilinçli olarak Sivas halaylarında koreografik düzenini oluşturmuşlardır. Bu sebeple oyunlar Türkiye genelinde bozulmadan otantikliğini muhafaza ederek yaşatılması bakımından da dikkate değer bulunmaktadır.

Sivas yöresi oyunlarında tabii faktörlerin hepsi görülmektedir. Çiftçilik, iş tabiattaki bitkiler, hayvan taklidi oyunların ortaya çıkmasında ve oynanmasında etkili olmuştur.

Halay Türleri

1. Erkeklerin oynadığı halaylar

Yöre oyunlarının tüm karakteristik özelliklerini taşıyan asıl halaylardır. Figürlerin zenginliği, hareket kabiliyetinin üstünlüğü, duygu ve düşüncenin ince estetik bir biçimde, belli bir eda ile icra edilmesi, oynayanı, seyredeni coşturmaktadır. Erkek halayları; Sivas Halayı, Köy Ağırlaması, Abdurrahman Halayı, Kızık, Karkın (Garkın) vb.

2. Kızların oynadığı halaylar

Erkek oyunlarına göre daha kolay oyunlardır. Türkülü (çevirmeli), türküsüz olarak oynanmaktadır. Hareketler daha yumuşaktır. Kız halayları : Hanımesme, Sarıkız, Yanlama, Karamuk, Madımak, Pınarınbaşı vb.

3. Erkek ve Kızların oynadığı halaylar

Bu halayları hem kızlar hem de erkekler oynamaktadır. Figürlerde ufak tefek farklılıklar görülmektedir. Genellikle kızlar türkülerini söyleyerek oynamaktadır. Bu halaylara; Sarıkız, İş halayı, Zara Karahisarı, Sivas Halayı, Tersbico, Maro vb.

Sivas yöresinde halk oyunları kıyafetleri yörelere göre çeşitlilik arzetmektedir. Erkekler; yemeni, aynalı çorap (yün), zıvga, şal, yelek, gömlek, köstek (bazen fes takıldığı üzerine hindi, yazma sarıldığı da görülmektedir.)

Kızlar; üçetek, şalvar, çorap, işlik (gömlek), önlük, pöçüklük (arkalık), yanbağ, çarık, fes, tepelik, pullu yazma (bazen kemer takıldığı da görülmektedir.)

Sivas Halayları isimlerini bazen oynanan yörenin, ilçe ve köyün ismini almaktadır. (Kızık, Karkın) Bazen insan isimlerinden (Abdurrahman), bitkilerden (madımak, karamuk) bazen de hayvan isimlerinden (çekirge, horoz, kartal, turnalar) son bölümdeki oyunlar taklidi oyunlardır.

Sivas Yöresinde Oynanan Halk Oyunları
Sivas Halayı, Köy Ağırlaması, Abdurrahman Halayı, Karahisar, Temürağa, Harami, Hoş Bilezik, Özenteki, Tamzara, Sarıkız, Karkın Halayı, Kızık Halayı, Kabak Halayı, Kartal Halayı, Sallangel, Ahçik, Maro, Yanlama, Tozan Halayı, Arnavut Halayı,Çekirge Halayı, Hanım Esme, Hayda Bico, Ters Bico, horhon Bico, Çedene, Çemberim, Karamuk, Madımak, Turnalar, Pınarınbaşı, Çökelek, Köy İş Halayı, Karaduman, Şeyhani, Nenni Nenni, Dik Oyun, Deveci Emmi, Kol Oyunu, Meral Halayı, Ellik, Samahlar, Omuz Halayı, Garipler Semahı, Ireşvan, Pabuç Çitir, Kafe Çeçen, Onbaşı Oyunu
__________________
http://erdalguler.sitemynet.com/myne...por/dernek.gif
İSTANBUL SİVASSPOR TARAFTAR DERNEĞİ
ÜnSaL YILDIZ
casus84 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16.01.2006, 13:11   #48
casus84
Usta Yiğido
 
casus84 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 35
Mesajlar: 1.324
Thanks: 157
140 Mesajına 217 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 862 casus84 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart

Asrın büyük ozanı
Aşık Veysel Şatıroğlu


Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın

Can bedenden ayrılacak
Tütmez baca, yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak
Dostlar beni hatırlasın...


Aşık Veysel, hayatini anlattığı bir şiirinde "Ücyüz-onda gelmiş idim cihana" diyor. Yıl 1894 oluyor hesapça. Sivas'a bağlı Şarkışla ilçesinin Sivrialan Köyünde dünyaya gelmiş. Anası Gülizar, bir yaz günü köy dolaylarındaki Ayıpınar merasına koyun sağmaya gittiğinde; oracıkta bir yol üstünde doğurmuş Veysel'i. Göbeğini de kendi eliyle kesmiş. Yaman kadınmış Gülizar ana. Bebesini bir çaputa sarıp yürüye yürüye köye dönmüş. Babası Ahmet; bebenin adını Veysel koymuş. Yıllar geçmiş aradan büyümüş, konuşmuş, yürümüş Veysel çocuk. Böylece yedi yaşına varmış. O yıl bir çiçek hastalığı salgını olmuş Sivas'ta. Küçük Veysel de yakalanmış. Sol gözünde, çiçegin beyi çıkmış kendi deyimiyle... Göz akıp gitmiş. Sağ gözüne de perde inmiş, önceleri. Yalnız ışığı seçebiliyormuş, bu gözüyle. Babasına "Çocuğu Akdağmadeni'ne götür, orada bu gözünü açacak bir doktor var." demişler. Sevinmiş Ahmet emmi. Gel gör ki talihsizlik yine yakasını bırakmamış Veysel'in. Bir gün inek sağarken babası yanına gelmiş. Veysel ansızın dönüverince; yakında bulunan bir değneğin ucu öteki gözüne girivermiş. O göz de akıp gitmiş böylece. Veysel'in Ali adında bir ağabeysi ve Elif adında bir kız kardeşi varmış. Hepsi çok üzülmüşler Veysel'in kötü kaderine.

Babası meraklı adammış. Halk ozanlarından şiirler okuyup ezberleterek avutmaya çalışmış oğlunu. Sivas'ın köyleri saz sairleriyle dolu. Onlar da ara sıra gelip Ahmet emminin evine uğrarlarmış. Veysel ilgiyle dinlermiş calip söylediklerini. Babası, oğlunun ilgisini görünce; bir saz alıp vermiş ona. İlk saz derslerini, babasının arkadaşı olan Çamşıh'lı Ali Ağa'dan almış. Ve gitgide, kendini iyice saza vermiş Veysel. Ünlü Halk ozanlarının şiirlerini çalıp söylemiş bir zaman. Yirmibeş yaşındayken (1919) anası, babası Veysel'i Esma adında bir kızla evermişler ve kısa sure sonra ikisi de göçüp gitmiş bu dünyadan (1921). Acı üstüne acı gelmiş, ama bitmemiş talihin kötü oyunu. İkinci çocuğu on günlükken, anasının memesi ağzına tıkanarak ölmüş, ardından da karisi yanaşmalarıyla evden kaçmış. Bu olay çok koymuş Veysel'e. Daha dertli olmuş ve iyice içine kapanmış. Karısı koyup gittiğinde bir kızı varmış Veysel'in. Daha bir yasini bile bitirmemiş. İki yıl kucağında gezdirmiş Veysel, ne çare o da yaşamamış. Bu sıralar Veysel'i yeniden evermişler. Bu karisi çocuk vermiş Aşığa. Biri olmuş, iki oğlan, dört kız, altısı sağ. Onlar da 18 torun vermiş Veysel'e.

Aşık Veysel, Cumhuriyetin Onuncu yıl dönümüne rastlayan 1933 yılına kadar, başka ozanların şiirlerini çalıp söylemiş. Kendi deyişlerini söylemekten utanır, çekinirmiş. O yıllarda sairlerimizden rahmetli Ahmet Kutsi Tecer tanımış Veysel'i. Onun ışık tutuculuğuyla Veysel'in şiirleri aydınlığa kavuşmuş. Veysel; şairliğinin gelişmesinde Tecer'in büyük yardımlarını gördüğünü söylerdi her zaman. Veysel'in gün ışığına çıkan ilk şiiri Gazi Mustafa Kemal Pasa için söylediği: "Türkiye'nin ihyası Hazreti Gazi" mısrasıyla başlayan şiirdir. Bundan sonra bütün yazdıklarını calip söyler olmuştu. 1933 yılına kadar, köyünden dışarı hemen hemen hiç çıkmadığı halde; bundan sonra bütün yurdu dolaşmış, yurdunun çeşitli şehirleriyle kasabalarını, köylerini yakından tanımıştır. Halk ozanlarından en çok Karacaoglan'i, Yunus'u, Emrah'i, Dertli'yi severdi. Çağımızın ozanlarından Ahmet Kutsi Tecer'in ayrı bir yeri vardı Veysel'de. Onun aracılığıyla Koy Enstitülerinde bir sure saz öğretmenliği de yapmıştı Veysel. Sırasıyla Arifiye, Hasanoğlan, Cifteler, Kastamonu, Yildizeli, Akpınar Koy Enstitülerinde bulunmuştu. 1952 yılında İstanbul'da büyük bir jübilesi yapılan Aşık Veysel'e 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, "Anadilimize ve Milli Birliğimize yaptığı hizmetlerden dolayı" özel bir kanunla vatani hizmet tertibinden aylık bağlamıştı.

Veysel'in bir başka özelliği daha vardı; köyünde ve çevresinde ondan önce bir tek meyve ağacı olmadığı halde, Sivrialan'da ilk meyve bahçesini o yetiştirmişti. Hem öyle bir bahçe ki, içinde elmadan kayısıya, kirazdan cevize kadar turlu turlu meyve ve çiçek vardı. Veysel, kardeşlerinin yardımıyla bu bahçeyi yapmaya başladığı zaman köylüleri "Atalarımız bunca yıl böyle bir is yapmamışlar, su kor adam onlardan iyi mi bilecek ki böyle ise kalkıştı?" demişler. Birkaç yıl sonra ağaçlar yetişmiş, meyve vermiş. Köylüler önceki dediklerini hatırlayıp utanmışlar ve bu defa "O kor değilmiş, meğer kor olan bizmişiz diyerek Aşık Veysel'i kutlamışlar. iste böylesine uzağı gören bir insandı o... Yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşadı (ölümü 21 Mart 1973). Fakat karanlık gözlerindeydi yalnız, içi apaydınlıktı, şiirleri de öyle... Halk şiirimizin bu güçlü ozanı yarim yüzyılı aşkın bir sure yazdıklarıyla, calip söyledikleriyle çevresine ışıklar saçtı. Sanırım simdi de mezarında son uykusunu ışıklar içinde uyuyordur. Yalnız çağımızda yasayanlar değil, bizden çok sonra yasayacaklar da "Dostlar Beni Hatırlasın" şiirini unutmayacaklar ve her zaman rahmetle anacaklardır.
__________________
http://erdalguler.sitemynet.com/myne...por/dernek.gif
İSTANBUL SİVASSPOR TARAFTAR DERNEĞİ
ÜnSaL YILDIZ
casus84 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16.01.2006, 13:12   #49
casus84
Usta Yiğido
 
casus84 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 35
Mesajlar: 1.324
Thanks: 157
140 Mesajına 217 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 862 casus84 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart

Zaralı Halil Söyler



Zaralıların radyodaki türkü programları sırasında defalarca "işte Halil Emminin türküsü!" diye birbirlerine hatırlatmalarına sebep olan Halil Söyler, Zara'nın yetiştirdiği en meşhur şahsiyetlerden birisidir. Zaralı Halil 1906 yılında zayıf bir çocuk olarak dünyaya gelir. Ömür boyu yakasını bırakmayan bu çelimsizlik nedeni ile "ince Halil" olarak da bilinmiştir. Önce annesini, sonra da babasını kaybedince ondört yaşında Sivas'ta Yetiştirme Yurduna yerleştirilmiştir. Burada bağlama çalmayı öğrenmiştir.

Müzik formasyonunda Sivasli Hafız Halıd, Feryadi Hakkı ve Divrikli Nuri (Üstünses) önemli rol oynamışlardır. Daha sonra ustalık zamanında devrinin diğer ünlü isimleri Malatyalı Fahri, Erzincanlı Şerif ve Diyarbakırlı Celal ile meşk etmiştir. Odeon plaklarına okuduğu ilk eser, Celal Güzelses'in "Kara Gözler" adlı hoyratıdır.

Zara, her ne kadar Kangal ve Divriği folkloruna yakın örnekler çıkarsa da Halil Söyler, farklı musiki anlayışıyla karşımıza çıkar. Halil Söyler, müziklerini ince saz dediğimiz enstrümanlarla dile getirmiş, oldukça popüler olmuştur. Okuduğu türküler, o dönemin belli isimleri Diyarbakır'lı Celal Güzelses, Malatya'lı Fahri Kayahan ve Urfa'lı Hacı Baki Yurtsever'in okumuş oldukları türkülerle aynı tarzda olmuş, aralarında büyük etkileşim dolmuştur. Celal Güzelses "Ayağında Kundura" isimli türküyü okurken, Zaralı Halil aynı ezgilerle "Ağalın Altı Kengel" isimli türküyü okumuştur.

Zaralı Halil'in eserlerini radyoda Neriman Altındağ, Nermin Yapar, Zehra Bilir gibi sanatçılar icra etmişlerdir. Zaralı Halil, 15 Ocak 1964 yılında vefat etmiş, geride eşi Kamer Hatun ve sekiz çocuğunu bırakmıştır.
__________________
http://erdalguler.sitemynet.com/myne...por/dernek.gif
İSTANBUL SİVASSPOR TARAFTAR DERNEĞİ
ÜnSaL YILDIZ
casus84 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16.01.2006, 13:13   #50
Arif Coşkun
Usta Yiğido
 
Arif Coşkun - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 62
Mesajlar: 2.313
Thanks: 164
138 Mesajına 217 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 964 Arif Coşkun isimli Üye Tecrübe Puanınızını Kapatmıştır.
Standart

Bende üye olamıyorum nedenini anlayamadım,
__________________
"Dilin düşünceden önce haraket etmesin"
Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © 2005
Bize Yazin  |   Sivasspor.com  |   Arşiv  |   Kullanım sözleşmesi  |   Yukarı Git