Gücünü bilmek
Çoşkun Özarı
cozari@fanatik.com.tr
26.11.2006
Dün akşam maç başlarken şöyle bir düşündüm: İstanbul’un nüfusu ne kadar, Sivas’ınki ne kadar... Sivasspor’un bütçesi ne kadar, Galatasaray’ınki ne kadar... Aradaki büyük farklar nedeniyle Sivasspor, Galatasaray karşısında daha mütevazı ve dikkatli oynamalıydı. Ama görüldü ki, Sivasspor aldığı birkaç başarılı sonucun ardından, biraz büyüklük kompleksine kapılmış ve de Galatasaray’ı, neredeyse, nasıl olsa yenerim havasıyla sahaya çıkmış. Böyle olunca da, aradaki ekonomik ve kadrosal farklar nedeniyle, kalesinde golleri gördü. Galatasaray takımında görülen iki ilginç durum vardı. Birincisi; taşlar yerine oturtulunca daha iyi futbol oynanıyor, daha iyi sonuç alınabiliyor. İkincisi de, Ergün Penbe izleyenlere, bir başka deyişle Gerets’e, ben bu takımdayken bu kanada başka adamlar aramak gereksiz mesajı veriyordu. Sivasspor’a gelince, büyüklük kompleksine kapılmazsa ve gücünü bilerek oynarsa, taş gibi bir takım. Futbolcularının hepsi iyi niyetle ve özveriyle oynuyorlar. Üstelik savunmalarında, bana göre, Süper Lig’in en iyi oyuncularından Servet Çetin gibi , hücumda da rakip savunmaları çok zorlayacak, güçlü ve kuvvetli Balili gibi bir futbolcuları var. Ama bu futbolcuları en verimli şekilde kullanacak oyun anlayışıyla sahaya çıkmalılar. Maçın hakemi, olayları yakından takip etti. Avantaj kurallarına uydu. Tek yanyışı, oyunun başlarında Galatasaray lehine olan bir penaltı hareketini görmemesiydi. Tabii, futbolda bunları normal karşılamak lazım.