.
.
O Belde
.
Denizlerden
Esen bu ince hava saçlarinla eglensin.
Bilsen
Melal-i hasret ü gurbetle ufk-i sama bakan
Bu gözlerinle, bu hüznünle sen ne dilbersin!
Ne sen,
Ne ben,
Ne de hüsnünde toplanan bu mesa,
Ne de alam-i fikre bir mersa:
Olan bu mai deniz,
Melali anlamayan nesle asina: degiliz.
Sana yalnIz bir ince taze kadin
Bana yalnizca eski bir budala
Diyen bugünkü beser,
Bu sefil istiha, bu kirli nazar,
Bulamaz sende, bende bir ma'na,
Ne bu aksamda bir gam-i nermin
Ne de durgun denizde bir mugber
Lerze-i istitar ü istigna
Sen ve ben
Ve deniz
Ve bu aksamki lerzesiz, sessiz
Topluyor bu-yi ruhunu guya:.
Uzak
Ve mai gölgeli bir beldeden cüda kalarak
Bu nefy ü hicre müebbed bu yerde mahkumuz...
O belde?
Durur menatik-i dusize-yi tahayyülde;
Mai bir aksam
Eder üstünde daima aram;
Eteklerinde deniz
Döker ervaha bir sükün-i menam.
Kadinlar orda güzel, ince, saf, leylidir,
Hepsinin gözlerinde hüznün var
Hepsi hemsiredir veya hud yar;
Dilde tenvim-i istirabi bilir
DudaklarIndaki giryende buseler, yahud,
O gözlerindeki nili süku:t-i istifham
Onlarin ruhu, sam-i mugberden
Mütekasif menekselerdir ki
Mütemadi sükun u samti arar.
Su'le-i bi-ziya-yi hüzn-i kamer
Mülteci sanki sade ellerine
O kadar natüvan ki, ah, onlar,
Onlarin hüzn-i lal ü müstereki,
Sonra dalgin mesa, o hasta deniz
Hepsi benzer o yerde birbirine...
O belde
Hangi bir kit'a-i muhayyelde?
Hangi bir nehr-i dur ile mahdud?
Bir yalan yer midir veya mevcud
Fakat bulunmayacak bir melaz-i hulya mi?
Bilmem... Yalniz
Bildigim, sen ve ben ve mai deniz
Ve bu aksam ki eyliyor tehziz
Bende evtar-i hüzn ü ilhami
Uzak
Ve mai gölgeli bir beldeden cüda kalarak
Bu nefy ü hicre müebbed bu yerde mahkumuz...
.
__________________
'' Dostluk, mantar yemeği gibidir. Zehirli veya zehirsiz olup olmadığı ancak yendikten sonra belli olur.'' eyupsabri
|