--->: GS:3 SİVASSPOR:1
Sevgili yiğidolar, dün akşam ben de stadda idim. Sesim soluğum kesildi bağırmaktan. Sağolsunlar Sivastan gelen yaklaşık 90-100 kişilik gurup, Üsküdarlı 9-10 arkadaş ve İstanbul derneğinden 10-15 kişi takıma ellerinden gelen desteği vermeye çalıştılar. Yani toplam yaklaşık 150 kişilik bir gurup takımı sürekli destekledi.
Taraftarımızın toplamı 1000'den fazlaydı. Hep beraber tezahürat yaptığımız dakikalarda bütün GS tribünlerinin dikkatini çektik ve stadda sesimiz ciddi seviyede duyuldu. Ancak bu dakikalar gerçekten kısa sürdü. Ben diğer arkadaşların aksine taraftarımızı suçlamıyorum çünkü geçen yıllardaki maçlara göre önemli oranda ilerleme kaydedildiğini gördüm. GS taraftarının ilk dakikalarda gelen gollerle artan coşkusu, bizim taraftarımızın çöken morali ilk dakikalardaki coşkunun sürmesini engelledi.
Takıma gelince ilk 15 dakikada çok sıkı defans yapmamız gerekirken biz açık oynadık ve basit golleri yedik. Bu da sonun başlangıcı oldu bizim için...
Son olarak Mehmet Yıldız hakkında birkaç şey söylemek lazım: Beşiktaş maçından sonra birçok arkadaş Mehmet'i göklere çıkarırken ben yine de eleştirmiştim. Eleştirilerimde haklı olduğumu birkez de dünki maçta gördüm. Adam resmen top ezme makinesi. Fiziği gerçekten güçlü ama aldığı topları eziyor, teknik yönü çok zayıf olduğu için tehlikeli olabilecek bir çok pozisyon Mehmet Yıldız'la rakip takımın defansına hediye edilen toplara dönüşüyor.
Maçın başında Wooter oyuna girseydi emin olun sonuç çok farklı olabilirdi. Bülent Uygun'un bir an önce Wooter'la maça başlamayı kafasına sokması lazım.
Diğer bir sözüm aramızdaki Sivassporlu mu yoksa başka bir takımlı mı oldukları belli olmayan ne idiğü belirsizlere: Siz de bir an önce saflarınızı belli edin. Ya tam Sivassporlu ya tam GS'li, BJK'li, FB'li olun, ama Sivas tribününe tek bir aşkla tek bir renkle gelin. Ya da cehennemin dibine gidin, yüzünüzü görmeyelim sesinizi duymayalım...
|