Tecrübeli Yiğido
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 44
Mesajlar: 867
Thanks: 0
9 Mesajına 29 Kez Teşekkür Edildi.
|
Gercekten cok guzel bir yazi dizisi. Yanilmiyorsam Aksam'da yayinlaniyor. Bazi arkadaslar yazmisti ama ilk iki bolumu soyleydi:
Başlarken
Ahmet Turan Alkan'a altıncı şehrin kitabını yazdıran Sivas, benim aklımı korumak için savunma mekanizmamdır.
Engin Ardıç'ın köksüz, eğitimsiz, işsiz, parasız, kafasız, ahlaksız, her an suça eğilimli, patlamaya hazır, tehlikeli kesim olarak adlandırdığı; tiksindiğim, yüzlerini gördüğüm zaman midemi bulandıran İstanbul'daki 'lumpen sınıfı' ile mücadelemde her mağlup oluşumda bir gün kesin dönüş yapma hayalini kurduğum şehirdir Sivas. Askerden sonra 1.5 yıl boyunca gidememiştim Sivas'a. Alaattin abi (Metin), 'Sivas'a gidiyorsun' deyince önce cennetle müjdelenmiş gibi hissettim kendimi. Yasin Yıldırım ile birlikte Sivas'ta geçirdiğimiz beş gün, dört gecenin ardından kaleme alınan bu yazı dizisinde; odağında Sivasspor bulunan, perspektif genişledikçe ise Sivas'ı tasvir eden bir tablo bulacaksınız.
Bozkırın ortasında yaşayan insanların Süper Lig gibi bir 'Ütopya'yı nasıl olup da peşinden koşulan bir 'Kızıl Elma'ya dönüştürdüğünü anlatmaya çalıştım.
Biliyorum ki 'Siz ne kadar bilirseniz bilin, anlatabildiğiniz karşınızdakinin anlayabildiği kadardır'. Bu, 'Uzun ince yolda' bana rehberlik eden Kemal Çağlayan ile Aydın Deliktaş'a şükran borçluyum. Bir foto muhabirinden çok deklanşöre bir sanatçının duyarlılığında dokunan Yasin Yıldırım'ın nefis enstantanelerinin takdirini ise sizlere bırakıyorum.
Sivas'ı ayağa kaldıran Hoca
'Tırnaklarımla kazıyarak bu noktaya geldim, başkaları gibi paraşütle gelmedim' diyen Kırmızı-Beyazlılar'ın genç teknik patronu gelecek sezon için net konuştu: Başarı hedeflenmiyorsa ne için mücadele vereyim, neyin mücadelesini vereyim
stasyon Caddesi'ndeyiz. Kaldırımlarda insan seli. Herkes tek bir yöne gidiyor hızlı adımlarla, geç kalmış gibi. Durmadan konuşuyorlar, hararetle, tek bir konuda.
Nazım'ın 'Bugün Pazar'ı gibi; 'Bu anda; Ne düşmek dalgalara, Bu anda; Ne kavga, ne hürriyet, ne karım. Toprak, Güneş ve Sivasspor... Bahtiyarım...' der gibiler.
İki saat sonra telefon çalıyor. Kemal Çağlayan arıyor. Stuttgart'tan. Yanında Abdüllatif Şener var. Almanya'daki işadamları ile Sivas için ne yapacaklarını konuşuyorlar. 'Kaç kaç' diye soruyor: '3-2 yenildik'.
Hayal kırıklığına uğramış insanlar şaşkın. Ağızdan ağza dolaşıyor iki kelime, durmadan, tekrarlandıkça büyüyen bir öfkeyle: 'Mardin'e yenildik'.
İlk şaşkınlıktan sonra bir suçlu aranıyor. Hemen bulunuyor: 'İsmail Kartal'.
'Yavuz fıtık, kardeşim. Akın'ı niye oynatmadı?'
Sivasspor tesislerindeyiz.
Hüzün kokuyor. Bayram için hazırlanmış duvarlar dilini yutmuş, susuyor. İsmail Kartal oturuyor, karşımızda. Üzgün. En az bu toprakların insanı kadar üzgün. Başını dik tutmaya çalışıyor. 'Yanlış zamanda geldiniz' der gibi.
Mardin'e neden yenildiklerini anlatırken, hayata bakışından ipuçları veriyor: 'Süper Lig'e çıkmak için mücadele eden futbolcular sorumluluk almalı. Daha yürekli, daha cesur futbol oynamalı. Kaleni aileni savunur gibi savunmalısın' sözlerinin ardından yine de futbolcularını savunuyor:
'Bu futbolcular her şeylerini verdiler. Kalan 6 haftada da her şeylerini verecekler Süper Lig için ve çıkacağız'.
Sezon sonunda Sivasspor'dan ayrılma kararını hatırlatıyoruz:
- 'Bugünkü Sivasspor sizin eseriniz. Dünyaya getirdiğiniz çocuğunuzu caminin kapısına bırakmıyor musunuz?'
- Hayır. O çocuğun büyümesi için mamaya ihtiyaç var. Çocuğu büyütecek ekonomik güç yoksa o çocuğa iyilik değil kötülük yapmış olursunuz. Tırnaklarımla kazıyarak bu noktaya geldim, başkaları gibi paraşütle gelmedim. Başarı hedeflenmiyorsa ne için mücadele vereyim, neyin mücadelesini vereyim.
-Rapid Wien'den sezon başında teklif almanıza rağmen Sivasspor'u tercih ettiniz?
-Fenerbahçe'de çalışırken 19 Yaşaltı takımı ile Almanya'da katıldığımız turnuvada şampiyon olduk. Ruslar turnuvaya milli takımlarını göndermişti. 12 bin kişinin önünde Rus Milli Takımı'nı yendik. Rapid'li yöneticiler turnuvaya genç yetenekleri seyretmeye gelmişti.
-Bizden, gençleri izlemeye gelen var mıydı?
-Hayır. Turnuva Daum'un evine çok yakın bir yerde yapılmasına rağmen gelmedi. Sadece Cemil Turan gelmişti. Rapidli yöneticiler menajerler aracılığıyla tekliflerini iletti. Tekliflerini ciddi bulmadım.
-Sezon içinde Süper Lig takımlarından teklif aldınız mı?
-Aldım. Ancak etik bulmadığım için kabul etmedim. 'Ben şu anda Sivasspor'u çalıştırıyorum, sizinle görüşmem' dedim. Şaşırdılar.
-Aziz Yıldırım, F.Bahçe'den ayrılırken size kal demedi mi?
-'Kal' dedi. Daum'un yardımcılığı gibi bir görev düşünüyordu. Başkan'a, 'Belli bir birikimim var. Bu birikimle, ortaya ne korum, nereye kadar gidebilirim, ne yapabilirim gibi konularda kendimi imtihan etmeye ihtiyacım var' dedim.
- 38 yıldır başarıya aç olan bu takımı nasıl bu hale getirdiniz?
-Galatasaray, Chelsea, Barcelona'nın nasıl oynadığını anlattım futbolculara. Ronaldinho gibi bir yeteneğin bile sistem içindeki görevini yerine getirmeye çalıştığını anlattım, kabul ettiler. 'Ben serbest oynarım' diyen futbolcular gerçekleri gördüler. Belli bir sistemin yoksa duvara toslarsın.
-Futbol felsefeniz?
-Herkesin oynadığımız futboldan keyif almasını isterim. Mardin yenilgisinden sonra soyunma odasına girdim. Futbolcularıma 'Oynadığınız oyundan memnun musunuz, mutlu oldunuz mu' diye sordum. Rakibe göre bir oyun sistemimiz yok. Kendi sistemimizi sahada sergilemek istiyoruz. Günü kurtarmak gibi bir amacımız yok.
Pazar günkü bu görüşmenin ardından İsmail Kartal, yaklaşık bir aydır hasret kaldığı eşi, çocukları ve hasta olan babasını görmek için İstanbul'a gitti.
Yokluğunda görevden alınması tartışıldı. Çarşamba akşamı Sivas'a döndüğünde ise arkasında bütün Sivas halkının desteği vardı. Pazar günü de Mersin'i Mersin'de yenip, Süper Lig kapısını açtı.
KIRMIZI 'kan'ımız BEYAZ 'kar'ımız
Necati Karadağ ile Ali İzgi'nin hazırladığı 'Üçyıldız'ın Öyküsü' isimli kitapta 1967'de Yolspor, Kızılırmakspor ve Sivas Gençlik Kulüpleri'nin birleşmesi ile kurulan Sivasspor'un renklerinin nasıl belirlendiği şöyle anlatılıyor: '...Toplantıya katılanların bir kısmı sarı-lacivert renkler, bir kısmı da siyah-beyaz renklerde ısrar etmektedir. Bu tartışmaları Hüseyin Yıldırım'ın biraz da latife kokan şu veciz sözleri noktalar: Kırmızı kanımız, beyaz karımız...'
SİVASSPORLU futbolcuların lakapları Kadir Bombacı
Hakkı Baba Hakkı
Hayrettin Ze Roberto
Serkan Ortega
İlhan Roberto Carlos
Ertuğrul Jay Jay
Mehmetn Vieri
Ufuk Golcü
Serdar Şaş, Dana
Murat Sızma
Ahmet Çakal
Vedat Kedi
Serdal Nesta
Yusuf Zidane
Sivas Belediyesi de taşın altına elini soktu:Yarım trilyonluk destek
Sivas Belediye Başkanı Sami Aydın'a Sivasspor üzerinden siyaset yapıp yapmadığını sorduk. Başkan, önce ceketinin yakasını gösterdi, 'Belediye başkanı seçilince yakamdaki parti rozetini çıkardım' dedikten sonra hedefinin sadece Sivas'a hizmet etmek olduğunu söyledi.
-Sivasspor'a ne kadar maddi yardım yaptınız?
-Parasal ve diğer hizmetler olarak yaklaşık yarım trilyon.
-Ekmek bulamayan insanlar size 'Biz yiyecek ekmek bulamıyoruz. Siz Sivasspor'a yarım trilyon veriyorsunuz' diye sormuyorlar mı?
-Çok karamsarsınız. Sosyal yardımlar elbette belediyelerin önemli görevleri arasında yer alıyor ve bu görevimizi yerine getiriyoruz. Ancak biz aynı zamanda insanlara balık vermiyoruz, onlara balık tutmayı öğretiyoruz.
-Sivas Eğitimspor, hentbolda Süper Lig'de. Eğitimspor'a hiç yardımda bulundunuz mu?
-Biz sporu semtlere yaymak istiyoruz. Semt sahaları ile herkesin spor yapmasını sağlamaya çalışıyoruz. Ancak Türkiye'nin de bir gerçeği var önce futbol gelir.
Hazırlayan: Bahri ÇİFTÇİ
Uyuyan dev uyanıyor!
Vali Hasan Canpolat, bu teşhisi yaptıktan sonra Sivasspor için 'Tan yeri ağarıyorsa ağarır, sen durduramazsın' dedi
Hasan Canpolat, 'Sivas bir ileri köy toplumu mu?' sorumuza öncelikle Sivas'ın geçmişten günümüze Anadolu'nun az sayıdaki yönetim merkezlerinden biri olduğunu vurgulayarak cevap vermeye başladı. Sivas Valisi, bu özelliğin erozyona uğramasını; kamusal ekonomiden, özel sektör ağırlıklı ekonomiye geçişin başarılamamasına bağladı ve Sivas'ı 'Anadolu'daki birçok şehirden daha çok kent kültürünü temsil eden bir yerdir' diye tasvir etti. Vali, 'Geçmişte yaşanan bir takım olaylar Sivas'ın gerçek kimliğini örtüyor, yaratılmış ya da yapıştırılmış, aksedilmiş bir kimlik olarak yapışıyor ve Sivas'ın insanları tarafından da kabul ediliyor. Biz bunu ortadan kaldırmaya çalışıyoruz' sözleri ile Sivas imajının doğuşunu anlattı.
- 'Kafalardaki Sivas resminin değişmesi açısından Sivasspor'un nasıl bir misyonu var?'
-Halk, özellikle profesyonel futbolu, her ilde tüm özlemlerinin bir sembolü olarak kabullenir. Sivas-spor da aynı. Sivas geçmişle övünen bir il, dolayısıyla hak etmediği bir yerde olduğuna inanıyor.
-Bu bir adalet arayışı mı?
-Yok, bu birikmiş beklentilerin arayışı. Son dönemlerde oluşan olumsuz bakış açısına da bir başkaldırı var. Oysa ki birçok ilimiz kültürün, sanatın hoşgörünün merkezi olarak algılanırken esas bu şekilde algılanması gereken Sivas'ın farklı şekilde algılanması büyük bir enerji biriktirmiş. Şimdi bunun Sivasspor'da açığa çıkmasını istiyorlar. Sivas'ta büyük bir enerji birikimi var, pozitif enerji birikimi var. Bunu birçok ilde göremezsiniz. Çünkü artık insanlar ümidi kesmiştir. Trend aşağıya doğrudur ve herkes aşağı doğru giden bu trenden kendisini bir an önce atıp kurtulmak gibi bir havadadır. Bu da olumsuz olaylarla açığa çıkar.
-Sivas'ta kamusal alanın yeniden inşası Sivasspor sayesinde oluyor, diyebilir miyiz?
-Yok. Şimdi şöyle söylenebilir; sivil toplumun kendisine hedef koyması, temsil etmesi, ifade etmesi anlamında bu konuyu konuşuyorsak elbette ki Sivasspor'un başarıya ulaşması sivil bir hedeftir. Şimdiye kadar kamusal bir takım hedefler konulmuş olabilir ama şimdi toplum öz kaynaklarıyla, kendi gücüyle yapabileceklerini ortaya koymak istiyor. 'Sivas'ın yeniden çıkışı başlasın' diyoruz 'Rönesansı başlasın' diyoruz, 'Uyuyan dev uyanıyor' diyoruz. Çünkü uyanmak da zorunda. Geçmişte yaşanan bir bolluk, refah, yükselme dönemi var. Sonra da bir gerileme dönemi olmuş. Bu bir süreçtir, bir takım acılar yaşanır, acılar hafifler, tekrar insanlar bir çıkış aramaya başlar. Biz bunu görüyoruz. Kiminle görüşürseniz görüşün sporda, sanatta, eğitimde, sanayide vakti zamanı geldi. Zamanı gelmeden hiçbir şey olmaz. Zamanı gelmişse tan yeri ağarıyorsa ağarır, sen durduramazsın. Türkiye'nin genel gidişi devam ederse Sivas'ta da bu gelişmelerin devam edeceğine inanıyoruz.
-Ne diyelim. İnşallah.
ATATÜRK NİYE SEÇTİ?
Sivas'ın Kurtuluş Savaşı'nda boşuna seçilmediğini savunan Hasan Canpolat, 'Milli mücadeleyi yürütenler buraya boşuna gelmemiş. Atatürk niye başka bir şehri değil de Sivas'ı seçmiş. Burada 108 gün kalmış, kalabilmiş. Toplumsal barış adına niye bir sıkıntı yaşanmamış. Ama bazen siz ne söylerseniz söyleyin, rüzgara karşı ıslık çalmış gibi oluyoruz' diyerek insanların beynindeki Sivas'la ilgili tabuyu yıkmakta çekilen zorluğu vurguladı.
--------------------------------------------------------------------------------
TOKAT'A GİDESİM GELMİYOR
Sivasspor'da oynadığı futbolla sezon boyunca Çanakkale, Mardin gibi takımlardan teklif alan Serdar, 'Tokatlıyım. Üç senedir buradayım. Kendi memleketim gibi oldu. Tokat'a gidesim gelmiyor' sözleri ile Sivasspor'un neden başarılı olduğunu gözler önüne serdi.
-Sivas'ta sosyal hayat nasıl?
-Bizde sosyal hayat ikinci plana atılıyor. Çocuklar haftada kaç gün baba yüzü görüyor? Burada futbol, hayat. Nereye gitsen burada futbol konuşuluyor. İki haftadan iki haftaya içeride maç oynanıyor. İnsanlar onu canla başla bekliyor. Galip geldiğimizde duygularını gözlerinden anlayabiliyoruz.
-Süper Lig mücadelenizde şaibe var mı?
-Sivas'ın üzerinde kesinlikle olamaz. Olmadı, olamaz. 3 senedir buradayım. Kesinlikle olamaz. Yönetim olarak, futbolcular olarak, teknik heyet olarak birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Kesinlikle buna izin vermeyiz.
--------------------------------------------------------------------------------
SİVASLILAR'IN GÖZBEBEĞİ
Ona 'Jay Jay' diyorlar. Seneye üç büyüklerden birinde Ertuğrul'u seyredebiliriz. Babası Hüsamettin ile annesi Yurdagül'e 'Dersaneye vereceğiniz para boşa gider' diyerek kaderini çizen genç yetenek Sivas doğumlu futbolcuların idolü. İbrahim Toraman ve Adem Dursun'un arkadaşı. Rıza Çalımbay'ın da Sivaslı olduğunu hatırlatıyoruz.
-Rıza Hoca Karagümrük maçına geldi. Ümit Özat da takımı ziyaret etti. İnşallah onlarla karşılıklı oynayacağız.
-Sivas'ta Sivassporlu futbolcu olmak zor mu?
-Maç kötü gittiğinde sokağa bile çıkmak istemiyorum. Bu yüzden yürekten oynuyorum. Sokakta bir tepkiyle karşılaşmadım. Sivas halkı maça geliyor o stresle ne varsa söylüyorlar. Stattan çıkınca unutuyorlar.
Bahri ÇİFTÇİ
|