Kötü Olan Kaybetti..
Spikerin ses tonundaki soğukluk, bu saatte burda ne işim var gibi anlattığı maç sanki Sivasspor’unda özeti gibiydi… Ne işi vardı Aatıf’ınforvet’te… Ne işi vardı Mehdi’nin forvet arkasında…
Dizilişteki isimlerin farklı olması, taktik anlayışı da değiştirmeliydi.
Sivassporun’un sadece bir maçını izlemiş adama Sivasspor’u anlattıracak olsanız söyleyebileceği belli başlı şeyler vardır. Sağ kanattaki Cicinho – Burhan üretkenliği, Aatıf’ın birazda abartıya kaçarak yapacağı şahsi hareketler ve Aydın Karabulut ortaya çıkana kadar sol kanattaki Ziya etkisi. Bu varyasyonlar hep yarım forvet üzerine uygulanan ve çoğu kez fayda getirmiş etkinliklerdi. Köküne kıran mı girdi bilmiyorum, o yarım forveti dün akşam sahaya çıkaramadık. Maçtan önceki genel kanı iki yarım forvetin olmamasının bile takıma faydalı olacağı yönündeydi, çünkü haftalardır yarım forvetlerden sıkılmıştık. Yalnız bir gerçeği unutmuşuz onu da Akhisar bize hatırlattı, ‘Yarım forvet hiç forvetten iyidir’.
Futbolcularınızda çok iyi bir taktik disiplin yoksa, siz ne kadar ona ‘sol bek’te sen oynayacaksın, aman bu adamı kaçırma’ derseniz deyin adam sol açıksa yavaş yavaş kendini sol açığa doğru taşır, topu ayağına aldığında sol açık rahatlığıyla, sol açık düşüncesiyle hareket eder. Buna en iyi örnek bu haftaya kadar Ziya’nın yerine adapte edilmeye çalışılan Aydın’dı. Bu hafta aynı şeyi Aatıf için söylemek gerekir. Olması gereken bir yer var, ceza sahası yayının çevresi. Orda yarım tane adamınız olsa rakibiniz önlem almak zorunda kalacak, ceza sahası çevresinde yaptığınız paslardan rahatsız olacak.
Pas trafiğindeki anlamsız sorundan dolayı zaten oyunu rakibin sahasına yıkamamışsınız, nadiren gittiğiniz ceza sahası çevresinde durum şuydu. Topa bakan her an pas alıp birine vermeyi düşünen, topun çevresindeki 3 tane Sivassporlu başlarında 2 tane Akhisarlı. Penaltı noktası civarında bizim adımıza in cin top oynuyor.
Kaleye şut çekecek adam yok. 10 şut, 3 şutu kaleyi bulmamış. Geriye kalanlarda gol dışında şutu çekenin bile gol olmasını düşünerek vurduğu toplar değil. E şut çeksin gol atsın diye ileriye koyduğun adamdan sonra topta sende kalmamış. Topla oynaman, Antalya’dan kendi sahamızda 3 yerden %53, Galatasaray’a yenilirken %57 dün akşam %44.
Velhasılı kelam topu ayağında tutamamışsın, kaleye şut çekememişsin, rakipte iyi niyetli, dürüst, top oynamaya çalışan, çalışkan bir ekip olunca maç spikerin anlattığından da sıkıcı ve çekilmez oldu.
Netice itibarıyla Başkan’ın, yönetimin ve Hoca’nın bir şeye karar vermesi lazım. Saman alevi gibi 3 hafta parlayan 2 hafta bocalayan 1 hafta yenilmeyen 2 hafta yenemeyen bir Sivasspor bize yeter diyorlarsa ‘takımın forvete ihtiyacı yok’ desinler bizde ayaklarımızı yere basalım. Şu maçı da alırsak yukardaki dörtlüden kopmayız diyerek hesaplar yapmayalım.
Yok Başkan cesaretiyle şimdiye kadar yazdığı şiirin kafiyesini tamamlamak istiyorsa, Anadolunun sessiz çığlığı olmaya devam etmek istiyorsa, devre arasında yapacağı 1 tane forvet, 1 tane açıkla bu takıma bir kafiye koyabilir.
Son sözüm Carlos’a. Onun sempatisi, güler yüzü, iyi niyeti, artı futbol bilgisi, kariyeri gibi bir sürü iyi özelliğinin yanına OYUNU İYİ OKUR özelliğinin de olmasını çok isterdim. Ama bu konuda kendini geliştirmesi lazım diye düşünüyorum.
Saygılarımla…
Serdar CEMEK (Serdar63972)
|