Usta Yiğido
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 38
Mesajlar: 1.206
Thanks: 1
12 Mesajına 24 Kez Teşekkür Edildi.
|
AMİRİM
Ah anam ahYine sana yazıyorum, yine sana döküyorum içimi,
senden başka kim anlar ki beni. Dün o fırtınalı gecede
eve giderken, karanlık kuytu bir köşede, bir adam çıktı
karşıma 'Beyim, beyim' dedi. Elindeki yarım sigarayı
göstererek ateş istedi. Tam sigarasını yakıyordumki,
parmağından yüzüğü görünce, o buz gibi elleri ta
ciğerimi yaktı. 'Bu yüzük' dedim, kafasını kaldırdı,
yüzüme baktı, 'dokunma' dedi. Hey Allah'ım bu o, Amirim.
Sarıldım boynuna, tanıyamadı, hatırlayamadı beni.
Yalvara yalvara zor razı ettim eve gitmeye. Soğuktu.
Bir Allah'ın kulu yoktu ortalıkta, Bizden ve peşimden
ayrılmayan siyah kediden başka. Eve varıncaya kadar
o günleri anlattım. Beni nasıl çatışmadan kurtardığını,
yüzüğü de o günün hatırası olarak parmağına taktığımı,
daha başka; Aydınlı plakacı 09 Osman'ı, Trabzonlu Laz
Dursun'u, Maraşlı Ede Ökkeş'i, Erzurumlu Yanık Ömer'i,
ama nerede, beni dinlemiyordu bile. Hep bir şeyler
mırıldanıyordu ağırdan ve sessiz. 'Gidenler gelmeyecek,
gidenler gelmeyecek.' Amirim başka dünyalardaydı. Eve
vardık, kediyi kucağına aldı, kediyi ısıtıyordu, halbuki
kendi titriyordu. Sobanın farkında bile değildi garibim.
Beraber çektiğimiz fotağrafları, bana hediye ettiği
cevşeni gösterdim oralı bile olmadı tedirgindi, bir
şeyler arıyordu, cebinden eski bir kağıt parçası çıkardı.
Baktı, baktı kül tablasına bıraktı. Fark ettirmeden
aldım, bir telefon numarası yazılıydı aradım. Telefona
çıkan karısıydı. Amirimin yanımda olduğunu söyleyince
kadın öyle bir çığlık attı ki; Kalp atışını yüreğimde
hissettim. Nasıl bu hale düştüğünü sorunca, kadın bir
ah çekip anlatmaya başladı. Teskeresi 12 gün geçen
fakat çatışmada olduğu için alayına dönmeyen, evli, 27
günlük yeni bebeği olan, bir evin bir oğlu, Sivaslı Ali
adında bir asker kucağında şehit olmuş. O anda şuurunu
kaybetmiş, velhasıl kafayı yemiş, vay be... Amirim ki -25
derecede Hakkari'nin dağlarında kara kışa ve haydutlara
karşı meydan okurdu. 'Vatan' dedi mi, bir 'Vatan' daha
çıkardı ağzından, zoru sevdirmişti, çileyi sevdirmişti. Ay
Yıldızlı bayrak için ölümü, ölümü sevdirmişti Amirim. Lafın
kısası güzel anam, bir sonra kadıncağız 2 çocuğunu da alıp
geldiler. O karşılaşma anı var ya, vicdansızı merhamete
getirecek bir an, karısını ve çocukları karşısında görünce,
o umursamaz adam, doğruldu, kanatlanacak kuş gibi öyle
bir atıldı ki çocuklarının üstüne, anlatamam. Ne kadar
ısrar ettimse de kalmak istemediler, vedalaştık. Kapının
önünde arkalarından bakakaldım. Kavuşmak ne güzel şey,
ah bir de ben sana koşabilsem ey güzel anam. Amirim
sanki bir şey unutmuş gibi birden geri döndü. Elini
omzuma koydu, gözlerini gözlerime dikti, yutkundu,
yutkundu ve şu okkalı sözler döküldü dudaklarından:
'Bir ağaçtan bir milyon kibrit çıkar,
bir kibrit, bir milyon ağacı yakar.'
ŞİİR: MUSTAFA YILDIZDOĞAN
|