Futbol severler için yeni sezon heyecanı nihayet geldi çattı. Bir sezon boyunca yaşanacak galibiyet sevinçleri, kaçacak gollerin ardından yaşanacak stres harbi. Veya da 90+'larda galibiyeti korumak için hakemin "son" düdüğünü çalması için edilen dualar. Alınacak beraberliklerin ardından sevinip üzülme arasında git geller ve alınan yenilgiler sonrası yaşanacak üzüntüler. İşte yine böyle bir heyecan ve merak sezonuna yeniden merhaba diyoruz. 18 takımlı Sivassporumuzun liginde hemen hemen tüm takım taraftarları takımlarını büyük bir merak içerisinde bekliyor. Ancak Sivasspor taraftarı takımını ne kadar merak ediyor burası meçhul. Yada 2 hafta sonra ne kadar merak etmeye devam edecek burası ayrı bir muamma.
Neden diye? soracak bir sürü arkadaşımız olacak. Bende herkes kadar merak ediyor ve sabırsızlıkla bekliyordum ama gördük ki, takımda değişen hiç bir şey yok. Yani geçtiğimiz sezondan arta kalan herşey "aynı tas aynı hamam"...Ee bunun neresi kötü diyeceğiz. Tabi ki güzel. Takımımızı Aydın dışında büyük ölçüde korumuşuz. Futbol mentalitemiz aynı. Yine aynı şekilde hücum futbolu sergiliyoruz. bunlar güzel olan şeyler. Ancak bardağın boş tarafına bakacak olursakda, yine aynı hatalar ve aynı hastalıklar hiç bir şekilde düzelmeden devam ediyor. Korcan kardeşimizin mücizevi kurtarışlarının yanı sıra basitlik kokan "buda yenir mi?" golleri ve hatalı yediği goller. Cumhuriyet Kupasında "biraz abartı olacak ama" neredeyse bazı kalecilerin yarım sezonda yediği kadar gol yedi. Bunlardan kaçtanesine Kaleci bir şey yapamaz denir bunuda artık sizin vicdanınıza bırakıyorum. Daha geçtiğimiz sezon bitmeden bizler kaleci ihtiyacı üzerinde sürekli durduk. Yönetimde Kaleci alacağız dedi ama lig başlayacak ama halen bu konuda bir gelişme olmaması da gerçekten komik bir durum. Takımın öncelikli transferleri genç yetenek veya "acabalarla dolu" futbolcular değil ilk icraati kaleci olması gerekirken bu konuda sınıfta kaldık ve kalemize de alacağımız kadar bol gol aldık.
Diğer konular ise defansta yine aynı özgüven ve rahatlık devam ediyor. Defansın ortasına atılan her topta kalede gol tehlikesi yaşıyoruz. İyi bir İbrahim Toraman bu derde belki çare olabilir ama geçen sezondan devam eden bu hastalığın bu sezonda düzelmemesi ayrı bir konu. Yani bu sezonda çok basit ve defanscılarımızın hatasından güzel goller izleyeceğimiz aşıkar tabi kalecimizin de katkılarıyla.
Heyecanla bekledik ve nihayet lig sezonunu açıyoruz dedik ama heyecan şimdiden kaçmış durumda. Keşke Cumhuriyet Kupası maçarı olmasaydı da heyecanımızı ilk haftalara taşısaydık der olduk. İbrahim Toraman dışında elle tutulur ve bilindik transferimiz yok. En azından direk kadroya girecek 11'i zorlayıp formayı kapacak bir isim yok. Kupa maçlarında bunu görmüş olduk. Geçen sezon bizden çok güçlü takımlar güçlerine güç katarken bizim yerimzde saymamız ne kadar doğru ve yedek transferleri yapmamız ne kadar mantıklı bu da Yönetimin kendisine sorması gereken bir soru. Batuhan'ı aldık diyeceğiz. Evet kalitesi tartışılmaz oynarsa tozunu attırır ligin ama kapalı kutu bu konuda şuan hiç bir şey söylemeyeceğim çünkü cv'si zaten belli bir isim. Macauley Chrisantus'u aldık gol sorunu çözelim diye. Ancak sorunumuzu ne kadar çözecek meçhul. En azından kupa maçlarındaki görüntüsüyle şuan bu mümkün değil.
En güçlü yanımız olan kanatlar da ise bir kanat kırık. Serdar Özkan'a güvendik ama o da zaten planlı şekilde Es-Es'e gitti.
AYDIN KAÇMAMALI
Bence en akıllı yapacağımız şey hazır takım arıyorken Aydın'ı yeniden almalıyız. en azından bildiğimiz birisi ve bizi bilen birisi. Küskünlük dargınlık profesyonellikte olmaz. Bizim formamız için mücadele edecekse heleki hiç kimsede bu olmaz. Bence kanatların işlemesi için Aydın şart. Neden böyle düşünüyorum derseniz ortadaki tabloya bakacak olursak iş işten geçmiş, en azından yaramıza merhem olsun derdindeyim.
Takımımızın şüphesiz artı yönleri ve var yok değil tabiki. Bu ise tartışmasız Utaka. Küllerinden doğdu demek haksızlık olur. Çünkü sakatlık Utaka'yı doya doya izlememize engel olmuştu. Kesinlikle takım için en iyi transfer durumunda. Üzerine koyarak oynayan nadir futbolcularımızından birisi. Atif ise bildiğimiz gibi önce ben sonra takım edalarında. Gerçi zaten bizde onu bu yönüyle seviyoruz. Bu nedenle Atif'ta bencilliği dışında üzerine koyanlardan. Kaptan Adem her zamanki gibi görev adamı. Ne dersen kusursuz ve alnının teriyle yerine getiriyor. Ziya aynı Ziya. tabiki daha tecrübeli...
En başta kendime olmak üzere söylüyorum. Kulağımıza küpe olsun, bu sezon yine çok yakarız. Ancak bir o kadar da canımız yanacak. Çünkü rakiplerimiz güçlü kadrolarını güçlendirirken yerinde sayan bir durumdayız Öz eleştiri olarak yine kendime söylüyorum. Takımımızı koruyacağımız belli ve nokta transferleri 3 ay önceden belirleyememiz ayrı bir konu. Yada halen kaliteli bir kaleci, en kalitelisinden orta saha ve hızlı bir defans transferi yapmamamız can sıkıcı. Diyeceksiniz ki bu ne kadar olumsuzluktur. Keşke ben haksız çıksam da göğsümü gere gere ben haksızım yanıldım desem. Ama bence bu yazdıklarım kulağımıza küpe olsun. En azından şimdilik..
Tekrar yeni sezonun bütün Yiğidolarımız için hayırlı olmasını en güzel duyguları yaşamamızı, istatistiklere imza atmamızı, adından söz ettiren bir sezon geçirmemizi, her vurduğumuzun gol olmasını, diliyorum. Son bir şey olarak ise asıl öz eleştiriyi gerektiren konu ise halen pasalig kartlarının ilgisizliği ve taraftarların ilgisizliği. Biran önce taraftarın patlama yapması ve tribünleri boş bırakmaması. Malum bu sezon çok daha fazla tribün desteğine ihtiyaç olacak. Tribünleri doldurmamız lazım, her ne kadar tribünleri dolduramak yada heyecanlandırmak için transferler olmasada Yiğido görevini yapmalı...
MUSTAFA YILDIZ