19.09.2005, 20:11
|
#1
|
Usta Yiğido
Üyelik Tarihi: 27.08.2005
Mesajlar: 1.438
Thanks: 55
46 Mesajına 134 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 860
|
ZARALI HALİL SÖYLER (İNCE HALİL) (1906-1964)
ZARALI HALİL SÖYLER (İNCE HALİL)
(1906-1964)
Türk Halk Müziğinin güçlü seslerinden biri olan Zaralı Halil, 1906 yılında Sivas'ın Zara ilçesinde doğdu. Asıl adı Halil Çataltepe'dir. Ancak zamanın kaymakamının ısrarı üzerine Çataltepe olan soyadını "SÖYLER" e çevirmiştir.
Zaralı Halil, ailenin 3. Çocuğudur. Kendisinden büyük iki ablası vardır. Halil doğunca erkek evlatlarının olduğu düşüncesiyle ailesi çok sevinmiştir.
Zaralı Halil zayıf bünyeli bir çocuktu, çabuk hastalanan, nazik bir ünyesi vardı. Annesi Gülsüm Hanım onun sağlıklı olması için her türlü çabayı harcıyor, "inşallah bu incik ölmez" diye dua ediyordu.
Öksüz kalan Halil, bir daha rahat yüzü görmez. Babası Halil İbrahim de kayalardan balyozla taş kırmaya çalışırken taş yığınlarının altında kalarak sakatlanır. İki yıl tedavi görürse de sonunda o da hayata gözlerini yumar.
Annesiz ve babasız kalan Halil, Sivas Yetiştirme Yurduna yerleştirilir. Halil yurda yerleşmekle yepyeni bir hayata başlar. Dayanışmayı, paylaşmayı, grupla bir arada yaşamayı öğrenir.
Dört yıl kaldığı yurtta saz çalmayı öğrenir. Sanatçı kişiliği ortaya çıkar. Zara'ya geldiğinde Zaralılar onu yalnız bırakmazlar, hemşehrilerine kucak açarlar, bağırlarına basarlar.
Saz çalmayı gittikçe geliştiren Halil, sesinin de güzelliği ile sıra gecelerinin, düğünlerin, eğlence merkezlerinin aranılan insanı olur. Annesi ona hep "incik" derdi. Bu incik halk arasında, kişiliğine de uygun olarak "ince"ye dönüştü. Artık adı Sivas'ta "İnce Halil" olmuştu. Herkes ondan "İnce Halil" diye bahsediyordu.
İl dışında ise adı Zaralı Halil'di. O yıllarda herkes doğru yer ile anılırdı. Diyarbakırlı Celal, Malatyalı Fahri, Divrikli Nuri Üstünses gibi...
Sırtı kamburdu Halil'in. Hatta o sıralar Sivas'ta Halil'in sesinden güzelliği ve gürlüğü sırtındaki kamburundan geliyor derlerdi.
Halil şöhretini pekiştirmek üzereyken bu sefer de askere alınır. Askerde de kendisini gösterir. Orada düzenlenen her eğlenceye salit olarak çıkar. Ama Halil hastadır. İçkiye düşkünlüğü vücudunu iyice yıpratmıştır. Gördüğü tedaviler onu iyileştirmez. Hastalık raporu alarak memleketi Zara'ya döner. Askerliğini de zar zor raporla, izinli bitirir. Önce Suşehri, Sivas, Erzurum gibi yerlerde kendini göstermeye başlar. Gittiği her yerde büyük ilgi görür, sesi çok beğenilir.
Artık büyük şehirlere açılma zamanının geldiğini düşünür. Kendisini çok seven ve beğenen manifaturacı Şükrü Efendi onun elinden tutup İstanbul'a götürür. Bir p lak şirketiyle anlaşır. Plak şirketi plak doldurduktan sonra vaat ettiği parayı vermez, mahkemelik olurlar. Ancak Halil'in doldurduğu plak büyük ilgi görür, Plakları yok satar. Şöhreti tüm ülkeye yayılır. Artık Halil plakçıların değil, plakçılar onun peşindedir. Eğlence dünyası onu Diyarbakırlı Celal ile Erzincanlı Şeref'le birlikte anmaya başlarlar. O günkü sanat dünyasının önde gelen isimlerinden Zehra Bilir, Muzaffer Akgün, Nurettin Dadaloğlu gibi dev sanatçılar Zaralı Halil'i grupları içine alıp yurt turnesine çıkarlar.
Şöhreti arttıkça Zaralı Halil'in içkiye düşkünlüğü de artar. Evini, ailesini, çocuklarını aramaz olur. Yedi yıl memleketine uğramaz. Ailesi ona hasret kalır. Sağlığı iyice bozulan Halil, sonunda yalnızlığa ve bekarlığa dayanamaz, memleketine döner. Ama hastalığı ilerlemiştir. Hiçbir tedavi onu iyileştirmez. Sonunda 15.01.1964 tarihinde Zara''a hayata gözlerini kapar.
Zaralı Halil'in yoğun bir duygu dünyası vardır. Merttir. Dostluklara büyük önem verir. Başkalarının sevinç ve acılarını paylaşmasını bilir. Zaralı Halil, hem o devrin büyük sanatçılarından ilham almış, hem de Sivas'lı sanatçılardan Hafız Halid Efendi, Feryadi, Hafiz Hakkı Bey, Divrikli Nuri Üstünses'le meşk ederek onlardan etkilenmiştir. Plaklarını okurken de kendisine o devrin en ünlü sanatçıları eşlik etmiştir.
Zaralı Halil'in TRT repertuarlarında sekiz türküsü bulunmaktadır. Bu türkülerin hepsi de merhum Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiş ve notaya alınmıştır. Ancak sanatçının bir çok türküsü de başka isimlerde başka yörelere mal edilmiştir. "Bu gün de günlerden cumadır Cuma" türküsü Binali Selman kaynak gösterilerek Bayrut yöresine, " Ey hamame bu hamama güzellerden kim gelir" isimli türküsü, Aşık Davut suları kaynak gösterilerek Erzincan yöresine mal edilmiştir. "Göç göç oldu göçler yola dizildi" türküsü ise Kükerrem Kemertaş kaynak gösterilerek Erzurum'a mal edilmiştir.
KARLI DAĞLAR KARANLIĞIN BASTI MI?
Karlı dağlar karanlığın bastı mı?
Kahpe felek ayrılığın vakti mi?
Karlı dağlar ne olur ne olur
Asker ağam gelse yaralarım ey olur.
Bir bulut kaynıyor Sivas elinde
Ucu telli mektup geldi yarimden
Karlı dağlar ne olur ne olur
Asker ağam gelse yaralarım ey olur
Allah şu askere ömürler vere
Tezkeresin alıp geriye döne
Karlı dağlar ne olur ne olur
Asker ağam gelse yaralarım ey olur
Kaynak:http://www.sivas.gov.tr/ozanlar/25_zaralihalilsoler.htm
__________________
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
|
|
|