İşte Böyle Bir Şehirdir SİVAS !!!
(maıl adresime gelen Sivas ı anlatan daha dogrusu anlatmaya calısan bir yazı paylasmak ıstedım)
Sivas; hakkında konuşup yazmanın hem çok zor olduğu hem de insanın bir gönenç ve konuşkanlığa kapılıp gittiği her yönüyle farklı ve münbit bir şehirdir. Onun hakkında söz söylemek zordur; çünkü deneyimli, güngörmüş, nitelikli bir şehirdir.
Külyutmaz. Ucuz numaraları hemen fark eder. İkiyüzlülüğü sevmez. Aynı zamanda kolaydır; çünkü yüce gönüllüdür. Müşfik ve merhametlidir. Babacanlığıyla sarıp sarmalar, kusurunuzu uluorta yüzünüze vurmaz.
Yaşlanmayı unutan bir şehirdir Sivas. Bu yüzden hiçbir zorbaya, soytarıya, hödüğe, vefasıza, halden bilmeze eyvallahı yoktur. Harbidir. Delikanlıdır. Rol kesmez, olduğu gibi görünür hep. Kimsenin keyfi için dilini ve eğnini değiştirmez. Dimağını kirletmez. Safını, suyunu, sofrasını satmaz. Karnından konuşmaz. Doğruluğu alenidir, eğriliği âşikâr.
Bakınca içi görülen tiril tiril çocukların şehridir Sivas. Onlar ki kendi aralarında sürekli dövüşürler; fakat o dövüşü başkalarının ayırmasına da huylanırlar. Centilmendirler aynı zamanda. Ağzını burnunu kırdıkları adama bile “gardaş” diye seslenirler.
Bir doğa koalisyonudur Sivas. Dağlarla ırmaklar birbirleriyle hiç usanmadan oynaşıp durur onda. Keltoş arazilerle gür korular birbirlerini hiç yadırgamadan koyun koyuna uyurlar.
Sarhoşu, berduşu bile Allah’a düşkündür Sivas’ın. Bir haneden bir Pir Sultan ezgisi duyulur, bir diğerinden Kur’an âyetleri sökün eder. Veysel’in nağmelerini de pelesenk eder diline, Sarısözen’in içli ezgilerini de. Ulema vaazına da tanık olursunuz onda, usturuplu külhanbeyi narasına da.
Hitabeti düzgün, matematiği zayıftır Sivas’ın.
Nüfusu, parmak hesabına gelmeyecek kadar çoğalınca gurbete salar çocuklarını. Uzun uzun terk edilir. Yalnızlığa doymak bilmez yine de. Ama Sivas’ı unutmak mümkün değildir. Sivas’tan ayrılıp da Sivas’ı özlemeyen insan yok gibidir. Bu, herhalde hiçbir şehre nasip olmayan bir özelliktir.
Ona kızarak, söverek ayrılanlar bile onun suyunu, havasını, türkülerini, madımağını, ekmeğini, kelimelerini, yanık yüzlerini arar durur bir yerlerde. Adama yapışan, adam olanın yakasını kolay kolay bırakmayan bir şehirdir Sivas.
Döneriyle, etli ekmeğiyle, madımağıyla, itiyle, hıngeliyle övündüğüne bakmayın siz; iklimiyle ünlüdür Sivas. Binlercesini kolayca öğütüp gitse de adam yetiştiren büyülü, tuhaf, verimli havasıyla ünlüdür. İnsana bitimsiz bir tedirginlik ve evham üfleyen koca bozkırın ortasında inadına ‘enerjik’ bir şehirdir. İnsan tükenmez orda. Eli kalem, dili kelâm tutan insan kıtlığı yaşanmaz. Sözün semaveri boyuna kaynar durur.
Karlı bir gece vakti bir dostu uyandırarak sohbete koyulduğunuzda, hayat size “Üstü kalsın!” demekten başka bir çıkar yol bulamaz.
__________________
Bu kadar taraftarın ıcınde bız taraftar olamayız haydi eyvallah ;)
|