Usta Yiğido
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 51
Mesajlar: 1.661
Thanks: 1.858
363 Mesajına 804 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 893
|
FTK,Galatasaray-Sivasspor haberleri
DİK DURMAK
Hah işte kaymayan bir zemin, pırıl pırıl ortam, bayram yeri gibi bir stadyum, maça her haliyle hazır bir taraftar.... Eee? Daha ne istiyorsunuz diye sormazlar mı adama? Ne tekme atılarak sağa sola dağıtılacak buz parçaları ne de abuk subuk kararlarıyla adamı tilt edecek bir hakem var sahada. Olmayan ne peki? Olmayan Galatasaray gibi bir takıma yakışmayacak o telaş ve intikam duygusudur. "Ahh beni bu telaş öldürecek!" demişti şair. Aynen öyle oldu. Sivaslılar bir kale gibi durdukça, Galatasaraylı oyuncular asap bozukluğu yaşadılar. Halbuki işi bilmeyenlerin bile söyleyeceği bir gerçek vardı sahada; ayağa top oynayacaksınız, top mümkün olduğu kadar ayağınızda kalacak, az top kaybı yaşayacaksınız ve gol yollarına garanti top oynayacaksınız. Çünkü böyle bir taktiğe bilgisayar olsa dayanmaz.
Anadolu'ya alkış...
Öyle olmadı tabii ki. İki gün önce oynadığınız bir takım karşısına hiçbir şey olmamış gibi çıkamazsınız. Tamam, belli bir gerginlik olacak, olmalı. Ama dozu kaçırılmış ve engellenemez hırsın varacağı yer keskin sirkeyle küpün ilişkisine dönecekti. Nitekim öyle de oldu. Bir önceki maçta kalmıştı Galatasaray. Hem de oyuncusuna kural hatasının doğrusunu söyleyemeyecek kadar. Unutmayalım, o maç tekrar gerektiren değil, gerektirmeyen bir hakem ihlali ile noktalandı. Eksik var doğru; gedik var o da doğru. Eksik Lincoln, Kewell gibi ustaların, Servet gibi bir savaşçının olmayışında. Sorun sadece bu eksikliklerde mi sizce? Durun hemen bağırış çağırış yanıtlamayın: Ali Sami Yen, Anadolu'yu alkışlıyor. Biraz dik durun.
Fotomaç..Hakan DİLEK.
TUR CEPTE DEĞİL
Üç gün önce lig maçında Sivas'tan boynu bükük dönen G.Saray, dün gece de beraberliği zor kurtardı. Hadi üç gün öncenin bahanesi boldu. Sakat ve kart cezalı oyuncuların sayısı 13'ü buluyordu. Sivasspor aslanlar gibi oynadı, iki net golle rakibini İstanbul'a kolu kanadı kırık gönderdi. Dün geceki maç G.Saray adına en azından bu yenilginin rövanşını hemen alma adına önemli bir fırsattı. Müzmin sakatların dışında üstelik takımda Sanctis, Lincoln ve Servet'in dışında eksik de yoktu. Ama G.Saray'da istek yoktu. Sivas, ilk yarıda sağlam oynadı, iyi kapandı rakibini sahasına sokmadı.
G.Saray'ın başı ağrıyacak
İkinci yarıda Bülent Uygun tıpkı Sivas'ta olduğu gibi yaptığı değişikliklerle takımına hayat verdi. Balili ve Kamanan'ı ikinci yarıda oyuna alan Uygun, Sivas'ı daha etkin kıldı. Sivas Balili ile golünü de buldu. Ayhan'ın uzatmalardaki golü sadece G.Saray adına teselli oldu. Kupa adına iki ayaklı maç olduğu için G.Saray'ın hâlâ rakibini eleme şansı var. Ama kimse şu gerçeği gözardı etmesin. Lincoln ve Servet bu takımın her şeyi. Ne yapıp yapıp bu ikili takıma hemen kazandırılmalı yoksa lig ve kupada G.Saray'ın başının ağrıyacağı kesin.
fotomaç Zafer ERTEM
TEMEL İLKELER
Uygun futbolun, temel ilkelerini... Belletmiş. Belletmekle kalmamış, uygulamayı da...
Öğretmiş...
Yetenekleri belli ekibi, yıldızları...
Yıldırıyor.
Görülmesi gerekli, bir teknik adam...
Hüneri...
Galatasaray amansız baskı kurdu...
Zannettik değil mi?
Evet... Pozisyonu var mı peki? Yok...
Baskı? Var. Var da... Ha bu baskı...
Ha kalp para baskısı.
Geçerliliği yok.
Mükemmel paylaşım ve savunma anlayışı.
Ters kademe dersi... Uygun’dan.
Herkese bir libero atamış sanki.
Sivas ne yapıp ediyor...
Mutlaka boş birini, devreye sokuyor.
Savunma da öyle...
Hücumda da böyle...
‘Ya herro ya merro...’
Skibbe de işler terso!
Uygun’dan ‘hücuma nasıl çıkılır?’
Dersi var şimdi.
Sivas havada, karada, buzda, asfaltta...
Hep aynı...
Uyanmak lazımmış, uyanamamıştım!
Balili uyandırdı! 0-1.
Ayhan mı? Eziyeti uzattı 1-1.
Çimende olmayan, buzda nasıl olacak?
Sanki Sivas’taki gibi olacak!
Fanatik...Oğuz DİZER
SİVASSPOR ŞAMPİYON OLSA
Sezon başlamadan flaş transferler yapılır, milyon EURO’lar harcanır, taraftar heyecanlanır. Yeni isimler, bazen kaliteli, çoğu zaman 3. sınıf yabancılar Süper Lig’e ayak basar. Dünyaca ünlü teknik adamlar zor bela ikna edilerek, güzide kulüplerimizin başına geçer. 4-5 hafta geride kaldıktan sonra ise yine aynı türküler söylenir; Bu hakemlerle lig bitmez! Bildiğimiz sahneler, kavga dövüş, sert açıklamalar, meydan okumalar hatta “Evden aldırırım seni” ayarında racon kesmeler.
Evet, senaryo bu, film her sezon aynı, değişmeyen ise tek bir şey; Türkiye’de şampiyon belli! Yanlış anlaşılmasın, tabii ki 4 Büyükler’i kast ettim. Bu karenin dışına çıkmadı bir türlü. Biliyor musunuz, kupa özgür olup, kareden, pardon aslında ‘şeytan üçgeni’nden kendini bir kurtarabilse, bir milat olur. Olmalı, çünkü böylece Türkiye’de ezberler de bozulur. Bu nedenle keşke bu sezon Sivasspor şampiyon olsa, veya Trabzonspor ya da ne bileyim Kayserispor. Artık sıkıldım yabancı meslektaşlarıma 3 Büyükler’i anlatmaya. Üzülüyorum derbilerdeki kavgalarının nedenlerini sorgulamaya. Biraz da bunun dışına çıkılsın istiyorum. Dün Yunan bir meslektaşım Sivasspor hakkında bilgi istemiş; Bütçeleri, hocası ve futbolcuların son durumu. Sivas kenti, yönetim tarzı. Hoşuma gitti.
Sivasspor’un şampiyonluğu mesela, rekabeti artıracaktır, diğer Anadolu kulüplerine örnek olacaktır. Bu yörelerdeki işadamları, “Demek ki top yuvarlakmış, Anadolu’dan bir takım şampiyon olabiliyormuş” moduna girip maddi sıkıntıdan ne yapacağını şaşıran kulüplerimize destek olacaktır. Ligimizin kalitesi artacak, futbolun marka değeri yükselecektir.
Ve son olarak; Türkiye Futbol Federasyonu’nun da işine gelecektir, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş dışında bir takımın özellikle de bu sezon mutlu sona ulaşması. “Neden?” diye soracak olursanız, Kulüpler Birliği 1 ay önce toplanıp hem federasyona hem de MHK’ya desteğini tazelemişti; Henüz 1 hafta geride kaldı, sözler unutuldu, hesap sormalar başladı.
Vizyon sahibi Mahmut Özgener ve yönetiminin devamlılığı için, inanın Sivasspor’un bir ilki gerçekleştirmesi süper olur; Şaka yapmıyorum, ben de bunu gönülden istiyorum!
Fanatik...Mehmet DEMİRCAN
GÜZEL BİR KUPA MAÇI
Fevkalade bir mücadele ve kupa çeyrek finaline yakışır bir futbol itişmesi oldu. Kalite ise olabildiğince iyiydi
Can sıkıcı derecede iyi iki savunma... Mehmet Yıldız için bütün tedbirleri almış Galatasaray’da Meira, Servet’in yokluğunda Servetvari bir durdurucuydu.
Bülent Uygun’un taktik ve stratejisi Mehmet Yıldız’ı yalnız bırakıyordu. Murat ve Abdurrahman çok ender yerlerini terk ettiler. 1 ya da 2 kez. Hem de toplamda.
Musa forvetin değil defansif orta sahanın parçasıydı. Mehmet Yıldız’ı yalnız bıraktılar. Balili oyuna girene dek. Balili oyuna girince de o bildiğimiz hücumcu Sivas orta sahasını meydanda göremedik. Gerçekten tam anlamıyla bir kupa maçı oynuyorlardı. Sonuna kadar savunma...
Arda, Aydın, Ayhan, Baros ve Barış’ın sadece ceza sahası önü verkaçlarla rakip savunmayı geçmekte ısrar edişleri de Sivas’ın oyun anlayışına tam oturdu.
Kendi karakterine bu kadar uzak bir savunma oyunuyla sahaya çıkan Sivas’ın en güçlü yerini, savunma göbeğini, başka tedbirlerle de güçlendirmişken bu ısrar çok anlaşılır değil tabii.
Hem de bu işi yaklaşık 7 yıldır bu görevi üstlenmeyen Ayhan’ın komutanlığında yapmaya çalışmak Skibbe hakkında kafamızda doğan en büyük soru işaretiydi. Biraz daha yayılmak, Arda ve Aydın’ı gerçek yerlerinde, kanatlarda kullanmak daha çözümcü bir yaklaşım olmaz mıydı? Skibbe’nin takımı öyle bir oyun denedi ki Bilica 20 metrekarelik bir alanda herkesi durdurdu. Alan daraltmaya çalışan rakibe karşı değil, rakibin yanında oynuyor gibiydiler.
Oyun topun sürekli Sivas yarı sahasında ve Galatasaraylıların ayağında olduğu bir oyuna dönüştü. Sürekli savunmaya çarpıp geri döndüler. Lincoln ve Kewell gibi çözücüler olsa durum farklı olurdu tabii. Ama onlardan birisi olsaydı Bülent Uygun takımını böyle mi sürerdi sahaya? Sanmıyorum.
Sonra inanılmaz bir olay oldu ve Mehmet Yıldız oyundan Kamanan için alındı. Mehmet sanki sahadan nasıl çıkacağını bilemiyor gibiydi. Daha önce hiç böyle bir şey olmuş muydu? Mehmet oyundan alınmış mıydı? Şaşırdı, pazu bandını ne yapacağını bilmedi. Kenara baktı, emin olmak istedi, kendini çimdikledi. Evet çıkıyordu.
Sivas için farkı yaratan da bu değişiklik oldu. Kamanan’ın Sabri’den muhteşem sıyrılışı ve Balili’ye verdiği pasla. Size de, Sabri sanki çalımı yerken bile itiraz ediyor gibi gelmedi mi? Kamanan farkı ikiye çıkarma şansını da buldu ama yanlış bir vuruş denedi. Dönüşünde de beraberlik geldi. Fevkalade bir mücadele ve kupa çeyrek finaline yakışır bir futbol itişmesi oldu. Kalite ise olabildiğince iyiydi.
Son olarak: Balili’nin golü sonrası yapılan tezahüratı ıslıklarla durdurmaya çalışanları kutluyorum. Bakalım onların sağduyusu çok büyük bir cezanın gelmesini önleyecek mi?
Milliyet...Mehmet DEMİRKOL
TUR ÇOK ZORDA
Galatasaray, Sivas gibi önemli bir takıma karşı oynarken yaratıcı oyuncularının eksikliğini çok hissetti. Bol pas yapması, ayağa oynaması avantaj gibi görünse de, aslında bal yapmayan arı misali. İleride bir tek Baros var. G.Saray sağdan soldan geliyor. Özellikle Sabri ile Aydın kendilerini parçalıyorlar. Ama yaptıkları ortalarda kafa üstünlüğü pek olmayan Milan Baros yalnız başına ne yapsın?
Baros gibi oyuncun varsa aralara oynayacaksın. Ama G.Saray onu da yapamadı. Peki şimdiye kadar nasıl yapıyordu? Cevabı çok basit. Lincoln gibi Kewell gibi kaliteli ve yaratıcı oyuncuları vardı da öyle yapıyordu. İlk yarı Sivas çok iyi kapandı ve aslında da biraz da kapanıp mahkum oynamak zorunda kaldı. Çünkü Topal olsun Meira olsun savunma yönleriyle Sivasspor gibi bir takımı çok iyi durdurdular. Galatasaray pas yaptı, topu gezdirdi ama hepsi o kadar.
İkinci yarı üç gün önceki benzer tabloyu izledik. Balili oyuna girdi ve Sivas istediği kontratakları bulmaya başladı. Sivas gibi bir takıma karşı yapılan anlık hatanın bedeli gol oluyor. Tıpkı dün geceki gibi.
HER MAÇ BÖYLE YÖNETİLSE
Bir tarafta Skibbe, Galatasaray'ın başında diğer tarafta Bülent Uygun. Skibbe, Baros'un yalnızlığına çare üretemiyor, ama Uygun, ikinci devre önce durdur sonra vur taktiğini Balili ve Kamanan'ı oyuna alarak çok iyi sergiliyor. Aslında bu Skibbe ile Uygun'u kıyaslamak değil. Felsefeleri mukayese etmek. Son saniyelerdeki Ayhan'ın golü olmasa G.Saray için tur çok zor olacaktı. Aslında hala da çok zor. Kış şartlarında Sivasspor gibi bir takıma karşı Sivas'ta oynamak her babayiğidin harcı değil.
Hakemlerin tartışıldığı şu günlerde Hüseyin Göçek'i çok iyi buldum. Bir iki ufak tefek yanlışa rağmen maçı fevkalade yönetti. Keşke her maç bu kadar başarılı yönetilebilse.
Sabah...Ahmet ÇAKAR
UYGUN MAT ETTİ!
Taktiksel olarak farklılığını ortaya koyamayan takımlar, Sivas'a karşı zor pozisyon üretirler, zor gol bulurlar. Bana göre Sivas, Süper Lig'de alan savunmasını ve taktik disiplini en iyi uygulayan takım. Sivas'ı yenmek için öncelikle taktik olarak güçlü bir hocaya sahip olacaksın. Skibbe'de bu zekanın olmadığı ve çapının G.Saray'ı yönetmeye yetmediği bir kez daha belgelendi. Bülent Uygun, zekasıyla ve hamleleriyle Skibbe'yi 3 gün arayla ikinci kez göstere göstere mat etti.
Bir hoca takımını bu kadar mı tanımaz? Skibbe, Aydın'ı çıkarıp santrfor Yaser'i oyuna alıyor, sonra da sağ tarafa koyuyor. Yaser sağda oynayacaksa o zaman Aydın neden çıkıyor? Yapılacak hamle şu: Ayhan ikili göbeğe çekilir, Barış sağa geçer Yaser de Baros'un yanına monte olur.
G.SARAY'IN KANATLARI İŞLEMEDİ
Bülen Uygun ne yaptı? Sivas'ı ilk yarı 1-8-2 oynatıp G.Saray'ın üzerine gelmesini bekledi. Mehmet Yıldız ve Tum'u önde top tutan adamlar olarak kullandı. Uygun bunu hep yapıyor. İlk yarı rakibi tartıyor, üzerine gitmiyor. G.Saraylı oyuncular ilk yarıda topa daha çok sahip olmalarına rağmen rakip kalede pozisyon üretemedi. Çünkü, Sivas savunmasını ileri çıkarmazken kanatları iyi kapattı. Arda orta yapacak ve çalım atacak boş alanı bulamadı. Kanatlar işlemeyince Baros, Ayhan ve Barış göbekten golü aramaya çalıştı ama 'huni' yi andıran Sivas savunmasının içine girip tıkandılar.
Bülent Hoca, ikinci yarı hızlı forvet Balili'yi oyuna alarak Sivas'ın hızlı hücuma çıkmasını sağladı. Onur'la da orta alanı güçlendirdi. Ve bu iki hamle Sivas'ın hücuma hızlı çıkmasını sağlarken Balili ile de gol geldi.
G.Saray fizik olarak Sivas'a çok iyi karşılık verdi ama saha içinde final paslarını atacak Lincoln gibi yaratıcı bir oyuncunun eksikliğini hissetti.
Sabah ..Levent TÜZEMEN
SİVASSPOR ARTIK TÜRKİYE'NİN BEŞİNCİ BÜYÜĞÜ
SİVAS’IN taktiği artık iyice yerleşmiş: Maçların ilk yarılarında kontrollü ve alan daraltarak oynuyor, defansta kalıp rakibin üzerine gelmesini bekliyor.. Böyle olunca -hele de karşında büyük bir takım varsa- gol atmak için efor harcayan ve sürekli saldırıp yorulmaya başlıyor.. Bülent Uygun ikinci yarıda karşı sahada doğacak boşlukları değerlendirmek için kontratak silahı Balili’yi sokup sonuca gitmeyi planlıyor.. Göze hoş gelen bir oyun yaratmayabilir ama çok gerçekçi bir futbol anlayışı.. Karşılaşacağı takımları çok iyi analiz etme özelliği bulunan Uygun da sonuçta elindeki kadronun Real Madrid olmadığını biliyor.. Haddini bilerek oynuyor..
SİVAS’IN böyle maçları kazanması için bir faktör daha gerekiyor.. O da hakemin korakor mücadelelere izin vermesi.. Nitekim dün Hüseyin Göçek ikili mücadelelerde topa yapılan sertliğe prim tanıdı.. G.Saray, fiziksel açıdan Sivas’a diş geçiremediği için sinirlendi, bu anlamsız sinir de yaratıcı arayışlara girmelerini engelledi.. Oysa (altını çiziyorum) topa sert oynayan Sivaslılar, hem fiziksel açıdan kemik gibi sağlam, hem de çok soğukkanlı davranıp hakemle veya rakiple oynamıyorlar.. Sadece işlerine bakıyorlar..
G.SARAY’IN en önemli silahlarının Lincoln ile Servet olduğu dün ortaya çıktı.. Biri mücadele gücüyle takımın arkasını toparlıyor ve caydırıcı oluyordu.. Öteki ise oyun kilitlendiği dakikalarda adam eksilterek ve topun yönünü çabuk değiştirerek rakip defansın dengesini bozuyordu.. İkisinin yokluğunda G.Saray hem savunmada hem de orta alanda sıradan kaldı.. Örneğin defanstaki yeni ikili Meira ile Emre’nin aralarında hiç iletişim yok.. Sivas’ın çift forvetle oynadığı ikinci 45 dakikada adam paylaşmayı beceremediler.. G.Saray kalesinde çok tehlike yaşandı, normal sonucun Sivas’ın galibiyeti olması işten bile değildi.. Çünkü yüzde 100’lük gol tehlikesi olarak nitelendirebileceğimiz pozisyonları daha çok onlar yakaladı.. Oyunun kontrolü genelde G.Saray’da gibi gözükse bile organize pozisyonlara giremediler.. Karambollerden fırsat yaratmaya çalıştılar.. Ama G.Saray’ın çift stoperinin aksine Sivas’daki Bilica ile Diallo çok iyi anlaştılar, üstüne dayanıklılıkları ile G.Saray’ın forvetlerini yıldırdılar..
SARI-kırmızılı ekibin atak organizasyonundaki temel eksiklik, hücumda gerektiği gibi çoğalamamak oldu.. Yan ortalarda Sivas’ın 7 kişilik savunma bloğu çok iyi bir yerleşimle sahayı parsellerken, G.Saray en fazla 2-3 kişiyle golü bulmaya çalıştı.. Bu sayısal eksikliğin temel sonucu şudur: Rakip defans bireysel hata yapmadıkça golü bulmanız zorlaşır.. Sivas ise ligin belki de en disiplinli, en az bireysel hata yapan takımı..
ARTIK şu gerçeği herkes kabul etsin.. Süper Lig’in kalburüstü takımlarından biri Sivas.. F.Bahçe ve G.Saray’ı iç sahada yendi.. Beşiktaş, Trabzon ve G.Saray ile deplasmanda berabere kaldı.. Her seferinde hiç yenilmedikleri gibi, şahsiyetli bir futbol ortaya koydular.. Üç Büyükler’in aklını başına toplaması gerekiyor.. Hakemler artık onları arkadan itmiyor ve çok ciddi rakiplerle karşılaşıyorlar.. Sivas’ın zirveye yürüyüşünü ayakta alkışlıyorum.. Son not: Sivas’ın yeni transferi Kamanan’ı beğendim.. Yine iyi bir futbolcu bulmuşlar..
Vatan..Sergen YALÇIN
UYGUN AĞIR BASDI
MÜKEMMEL bir maç oldu. Çatır çatır, kıran kırana, iki takımın hedeflerine yakışan, temponun düşük olduğu anlarda bile izleyicileri ayakta tutacak 90 dakika izledik. G.Saray için 3 gün içinde 2 Sivas maçında galibiyet alamamak nasıl özgüven kırıcıysa, 3 gün içinde de G.Saray’ı 1 kez yenip, 1 kere de Sami Yen’de kafa tutarak beraberlik almak Sivas için artı bir motivasyon. 2 maça da baktığımızda Bülent Uygun’un Skibbe’ye taktik bir üstünlük sağladığını görüyoruz. G.Saray’ın Türkiye standartları üstünde bir takım olan Sivas’ı çözemeyişi sadece zemin, hava ve hakem şartlarına bağlanmamalı. Skibbe’nin de büyük katkısı var. Aydın’la maça başlamak, Sivas’tan hiç ders çıkarmamak anlamına geliyor. Sivas’ın sertliğini hiç tanımamak, nasıl savunma yaptıklarını çözememek de demek aynı zamanda.
ARDA NİYE ARKADA?
G.SARAY kaliteli ayaklardan oluşan bir takım. Ama sahada yumuşadıkça bu kalitesini ortaya koyamıyor. Dün de böyle oldu. Krampon vidalarının çimlerden çok rakip bacaklara baktığı bir ortamda Aydın’ın saklanarak oynaması sarı-kırmızılıları adeta 1 kişi eksik bıraktı. Skibbe bunu seyretti. 2. yarının başında Balili girdi. Skibbe onu da seyretti. Hiçbir önlem almadı, değişikliğe gitmedi.
MESELA Alparslan’ı sola alıp, Arda’yı rakip ceza sahasına sokmak ve onun dar alandaki yeteneklerinden faydalanmak aklına gelmedi. Zaten kreatif anlamdaki en yetenekli oyuncusu Arda iken, onu kaleden uzak oynatmak, kargaşanın içerisinde enerjisini eritmek nasıl bir futbol görüşü, çözebilmiş değilim. Kewell, Nonda, Lincoln, Ümit yokken, Arda her zaman rakip ceza sahasının içinde kendi forvetine yakın oynar.
BERABERLİK aslında adil sonuç. Sivas da kazanmayı o kadar hak etmedi. Ama çok sağlam oynadılar. Sami Yen’de F.Bahçe kadar tepki çektiler, ki bu onlar için “olmuşlar” anlamına gelir. Fakat rakip kaleyi fazla düşünmediler. Özellikle ilk yarıda G.Saray ceza sahasının içine adım bile atmadılar. Ama Sivas’ta da böyle olmuştu. Taktik olarak bu onların elindeki bir güç. 2. maçta artık G.Saray için ne havanın ne de hakemin bir bahane olmaması lazım. Sadece Sivas’ı düşünerek oynamalılar. Çünkü ellerinde hâlâ bir Sivas galibiyeti yok. Ve G.Saraylılar şunu bilsinler ki; Sivas’ı yenemezlerse ligin geri kalanı da onlar için büyük bir ızdırap olacak. Çünkü Sivas geçen sene şampiyonluğu özgüven eksikliğinden kaybetmişti. Bu sezon ise bu eksikliği gidererek en büyük transferi yapmış olacaklar.
Vatan..Gökmen ÖZDEMİR
SİVASSPOR BİR ADIM ÖNDE
3 Gün önce ligde Galatasaray'ı yenen Sivas bu defa kupa mücadelesinde deplasmanda galibiyeti kaçıran taraf oldu. Sivas'taki lig maçında Galatasaray'ın 10 kişi kalmasından dolayı 2-0'lık galibiyetine gölge düşen Yiğidolar, dün akşam oynadıkları oyunla Sarı-Kırmızılılar'ı yenmelerinin sürpriz sayılmaması gerektiğini ortaya koydu. Sivas sergilediği oyunla hem çok iyi bir takım olduğunu bir kez daha gösterdi hem de çok iyi yönetildiğini ortaya koydu. Bülent Uygun'u da kutluyorum. Takımına müthiş bir oyun disiplini oturtmuş. İlk yarıda Galatasaray'ı durduran ikinci yarıda yaptığı değişikliklerle Sarı-Kırmızılılar'ı vuran oyun stratejisiyle övgüyü fazlasıyla hak ediyor.
Dün akşam özellikle ilk 45 dakikada çok gergin bir maç izledik. Bu gerginlikte Galatasaraylı oyuncuların 3 gün önce kaybetmesinin verdiği hırs ve evinde kazanma arzusu etkiliydi. Diğer bir neden de Sivasspor'un ilk yarıda antifutbol diyebileceğimiz rakibi durdurmaya yönelik oyun planıydı. İleride bir tek Mehmet Yıldız, geriye kalan 10 kişi Galatasaray'ın top oynayacağı bütün alanları kapattılar. Anti manti ama Sivasspor bu işi gerçekten iyi yapıyor. Özellikle Galatasaray'ın çok etkili olabileceği Arda'nın bölgesini tamamıyla kapattılar. Ama bu antifutbol ya bir oyun planıydı ya da Uygun da bu görüntüden hoşlanmamış olmalı ki ikinci yarı Balili, Onur ve daha sonra da Kamanan'ı oyuna sokarak bu defa rakip kalede daha fazla gözükmeye başladı. Yani, Sivas önce durdurdu, ikinci yarıda da vuracak bir oyun planı uyguladı ve vurdu da. Galatasaray'ın en zengin bölgesi hücumdu. Ama dün akşam Baros'un yanında eksikler nedeniyle Ayhan oynamak zorunda kaldı. Ayhan bu bölgeyi yadırgadı. Sağ tarafta oynayan genç Aydın da yeteneklerine rağmen telaşlıydı. Acemiliği bir türlü üzerinden atamamış bir görüntü verdi. Aslında Skibbe, Bülent Uygun gibi daha erken müdahale edebilse, Baros'un yanına Yaser'i erken alabilse Galatasaray daha erken golü bulabilir, galibiyeti bile yakalayabilirdi.
Sonuçta Sivas uzatmada galibiyeti kaçırdı ama bu bir kupa maçı ve rakip sahada gollü beraberlik önemli bir avantaj. Sivas, bu beraberlikle bir adım öne geçti diyebiliriz.
Takvim..Cüneyt TANMAN..
SABRİ HAGİ Mİ?Kulağı çekilmiş, tembel öğrencinin, can havliyle derslerine sarılması gibi, hırslanmış G.Saray, 3 gün önce lig maçında yenildiği Sivasspor’dan yine çok çekti, çok...
Ümit Karan‘ın, kırmızı kartla atılıp, zemin hazırladığı birkaç gün öncenin faturasını, hakeme çıkarıp, suçluluk duygusunu üzerinden atan G.Saray, bir devre üstün oynayıp, havaya girdiği maçın ikinci yarısında, Sivasspor teknik direktörü Bülent Uygun‘un Kamanan ve Balili değişiklikleri ile çok önemli ve anlamlı bir kupa yolunda büyük avantaj kaybetti...
Tekmelerin iyi niyet ölçülerini zorladığı ilk yarıda sarı-kırmızılı takım oyunu Sivasspor yarı sahasına yığarak, üstün gözüktü...
Ama koca 45 dakikada görüntü iyi olsa da, gol yönünden fukaralık çeken G.Saray, sadece Arda‘nın iki şutu dışında, Petkovic‘i rahatsız edemedi...
Barış ve Mehmet Topal‘ın sahayı enlemesine, boylamasına deparlarıyla arşınlayıp, Baros‘a yaklaştırdıkları topu, bu oyuncu klasına hiç yakışmayan hareketlerle bozuk para gibi harcadı...
İlk 45 dakikada, seyircisinin strese soktuğu G.Saray’dan zaten gol beklenemezdi ki...
İlk yarı tribün baskısı ve G.Saray’ın sert futbolunu, Sivasspor’un sakin şekilde yumuşatması ama bu arada golü hiç düşünmemesi, heyecanı getirse de, futbol fakirliğini bir zenginliğe dönüştüremedi...
Ligde şampiyonluk, kupada en büyük olmayı hedefleyen G.Saray’da, duran topların ustası (!) kimdi biliyor musunuz?
Sabri...
Hani, her düdükten sonra, hakeme el kol hareketleri ile diklenen, buna rağmen kaptanlık isteyen Sabri, dün gece G.Saray’ın sanki Hagi‘siydi!..
Hani topu iğne deliğinden geçiren, paslarıyla G.Saray’ı UEFA Kupası’na taşıyan Hagi‘si gibi, her duran topun başında Sabri vardı...
Doğru dürüst orta yapamayan ama horoz gibi diklenen Sabri...
İkinci yarıya Balili ile başlayan Sivas, oyunda dengeyi kurup, gol aramaya başladı...
Büyük fırsatlar yakaladı, Mehmet Yıldız‘a gol ikramlarında bulundu...
Ama Mehmet Yıldız hepsini kaçırdı...
Sonunda Balili, sazı eline aldı, hem çaldı hem oynadı...
Balili‘nin golüne, son dakikada Ayhan‘la karşılık veren G.Saray, maçı değil, az da olsa prestijini kurtardı sadece...
Dünkü maçın en adil skoru beraberlikti aslında...
Kim kaybetse yazık olurdu...
Türkiye...naci ARKAN.
__________________
.............BU TECRÜBE BU ÖMRE YETMEZ......
|