Arkadaşlar aşağıda Sivas'ı Sivasspor vesilesiyle ziyaret etmiş ve kendince birtakım eleştirilerde bulunmuş bir yazarın yazısını alıntılıyorum. Elbette katılmadığınız noktalar olabilir ancak kendimizi daha iyi noktalara taşımak için bu gibi eleştirilerden faydalanmalıyız diye düşünüyorum. Haber7'den Erhan Çelik'in yazısı buyurun okuyun:
Yiğido, şimdilik vazgeç bu Avrupa sevdasından!
Yiğido, şimdilik vazgeç bu Avrupa sevdasından!
Her şey 'Bu maç kaçmaz' diyen 24'ün Haber Genel Yayın Yönetmeni Cengiz Er'in Sivas planıyla başladı. Önce akreditasyonlar yapıldı, ardından uçak rezervasyonları. Maça ilgi o kadar büyüktü ki, Sivas'a kalkan tüm uçaklar günler öncesinden dolmuştu. Birkaç gazeteci dışında tümü Ultraslan taraftar topluluğundan oluşan yolcularla bol tezahüratlı, keyifli bir yolculuk yaptık. İşte, hepsi bu kadar!
Hayır, havaalanında inip geri İstanbul'a dönmedik. Planın keyifli olan tarafı bu kadardı. Sivas'a iner inmez sabır taşını törpüleyen darbeler ardı ardına geldi. Bütün bunları geçip, kaseti ileri sardırarak hemen akşama geliyorum.
Maç saatine...
Sivas 4 Eylül Stadyumu 15 bin kişi kapasiteli. Şampiyonluk mücadelesi veren bir takıma yakışmıyor bu minyatür futbol arenası.
Tribünlerin yarısı açık. Amatör kümede oynayan Polatlıspor'un şehir stadından daha iyi bir tesise sahip değiller.
Sivasspor'u Avrupa kupalarında görmek değil ama İspanya La Liga'dan, İngiltere Premier Ligi'nden, İtalya Seri A'dan bir takımın burada futbol oynadığını hayal etmek neredeyse imkansız!
Sorun statla bitmiyor.
Yönetim organizasyonu tam bir felaket! Basın tribünü kulüp yöneticilerinin dost ve akrabalarına tahsis edilmiş durumda. Gazeteciler için ayrılan basın tribününde maç izlemek için Sivassporlu bir yöneticinin yakını olmak, sarı basın kartı sahibi olmaktan daha avantajlı bir durum.
Futbol Federasyonu yetkilisi ve TSYD görevlilerinin durum karşısında içine düştükleri acziyet bir başka tartışma konusu. İstanbul'dan gelen bir muhabir, futbolcuların sahaya çıktıkları körüğün üzerine oturup yayın yapabilir (ki bu oldu) ama dünyanın başka bir ülkesinden gelen hiçbir gazeteciye bunu yaptıramazsınız.
'Size tahsis edilen yerde şuanda kulüp yöneticimizin eşinin kardeşi oturuyor' sözünü Türkçe dışında bir dille ifade etmek zordur çünkü!!!
İşin özü şu...
Fevkalade sıcak, saygılı ve futbol dostu bir taraftarı var Sivas'ın.
Yiğido tabiri haksız değil yani. Ancak... Futbol, yüreğini ortaya koyan on bir altın adam demek değil sadece. Futbol için takımının renklerine gönül veren on binler de yetmiyor.
Çünkü futbol, bir organizasyonlar bütünü. Statla, tribünle, saha dışıyla...
Modern tesis, başarılı organizasyon ve profesyonel yönetici olmazsa olmaz! Nitekim olmadı da. Yetersiz tesisleri ve yöneticilerinin ilkel organizasyon teknikleriyle Avrupa'da mücadele etmesi Sivas'a ne kazandırır bilmem ama ülkeye kaybettirecek çok şeyi olduğuna eminim!
Bu nedenlerle...
Gel bu Avrupa sevdasından şimdilik vazgeç Yiğido.
Başarını, inancını, zaferini yetmiş milyon kabul ediyor.
Tüm bunların yanında, yukarıda saydığım o eksileri artıya çevirdiğin gün, işte o zaman ligin finalini birinci sırada göğüsleyebilirsin!
Bu sayede Anadolu gerçekten bir şampiyon çıkabilir!
Ama bugün değil!
Kaynak:
http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=142685