Rahmetli babamın memuriyeti (öğretmendi) nedeniyle,
çocukluğum,
Antalya' nın
Elmalı ilçesinde ve köylerinde geçti.
Tam 9 yıl.
(Mursal, karamık, Kızılca)
Yazın kavurucu sıcaklığından bunalan sahil kesimin halkı,
Toros Dağlarının eteklerindeki bu köylere akın ederlerdi.
Sahilde kumsallarda serinlemeyi yeterli bulmayanlar,
bu köylere yaylalara gelirlerdi. Köylerin hemen yukarısında,
yaz ortasında kızak kaydığımız günleri hiç unutamıyorum.
Kızaklarımızı dipten alıp, yukarıya ıhılaya tısılaya çıkarken,
öyle yorulurduk ki, kan ter içinde kalırdık.
Ama, yukardan aşağıya kayarken ise, hiç zorluk çekmezdik.
Tam yaz ortasında, yine millet sıcaktan bunalmış ve
Finike sahillerinden bu köylere akın ederlerken,
Babam:
- Haydi oğlum hazırlan Finikeye gidiyoruz.
- Baba, hayırdır ne Finikesi ?
- Oğlum, Finike' de Deniz Bayramı var.
Sevinçle hazırlanmıştım ve motosikletimize atladığımız gibi,
Finike' nin yolunu tutmuştuk.
Finikeye vardığımızda gerçekten ortalık yanıyordu adeta.
Ama muazzam bir insan kalabalığı; müthiş bir panayır alanı.
Uzun bacaklı cambazları ilk orda görmüşütüm.
Su üstünde kayanları ve ağzından alev püskürteni de.
Her yaz
''Deniz Bayramı'' etkinlikleri kapsamında bu görüntüler olurmuş.
Sahildeki kalabalık heyecanla bir yarışmayı bekliyorlar.
Büyük bir tekne ve teknenin ucunda uzun bir
Yağlı Direk
ve direğin ucunda
Türk Bayrağı.
Kim bu yağlı direği tırmanıp bayrağı alırsa,
yarışmayı kazanıyor ve büyük ödülün sahibi oluyormuş.
Ve yarışma başladı
Yarışmacılar, 45 derece eğik rampalı bu direğe ellerini kullanmadan
sırayla tırmanıyorlar ve kimisi yarıya gelemeden,
kimisi bayrağa ramak kala, cumburlooomp denizeeee

Düşen tekrar sıraya giriyor ve tekrar...tekrar...
Belki burada tam tasvir edemedim ama izleyenlere müthiş bir heyecan ve zevk veriyor.
2,5 saat süren mücadelenin ardından sonunda birisi tam uca varıp sendeledi
ve düşerken bayrağa doğru hamle yaparak bayrağı kaptı ve yarışmayı kazanmıştı.
Şimdiiii, lafı şuraya getireceğim,
Hem kızak kaymak için,
tepeye meşaggatli bir yürüyüş gerekiyor,
hem de
Yağlı Direğin zirvesinde ki bayrağa ulaşmak için zorlu bir çaba...!
Her 2 durum için de, yukarı çıkmak zor...!
Emmeee, yukardan aşağı inişler hiç te zor değil...!
Hele hele, yağlı direğe tırmanış, bir başka zor...!
Emmeee, yağlı direkten aşağıya cumburlop düşüş ise öyle kolayki...!
Takımımız, şu anda
zirvede.
Her ne kadar bazı kendini bilmezler:
''tesadüf'' deselerde,
Yağlı direğe tırmanıştaki gibi zorlukları aşarak zirveye çıktık.
Ancaaak;
yağlı direkten düşüşün ne kadar kolay ve olay olacağını da gözardı etmemeliyiz...!
Kolaya teslim olup düşeceğimize;
Zora talip olarak, zirveye tırmanışımızı sürdürmeliyiz.
Finalde de zirve de olursak,
Yağlı Direk ne olacak derseniiiz :
''Tesadüfen burdasınız'' diyen,
uzun burunlu cambazlara hediye ederiz, olur biter.
