|
Usta Yiğido
Üyelik Tarihi: 10.08.2007
Mesajlar: 6.006
Thanks: 3.350
1.269 Mesajına 946 Kez Teşekkür Edildi.
|
--->: Sivas'a Şiir
9 Aralık günü Sivas’taydık. Buruciye Şiir Akşamları’nın ikincisi düzenleniyordu ve biz, ta Bursa, İstanbul, K. Maraş, Van, Tokat, Adana, Ankara gibi diyarlardan, sultan şehir Sivas’a gelmiştik.
Aynı günün sabahında sayfa editörüm Bünyamin Yılmaz’la havaalanında vedalaşırken, Sivas’ta bizi kar ve soğuğun beklediğini düşünmüştüm. Yanılmışım. Samimi bir sıcaklıkla karşılaştık. Sıcakkanlı ve şiirsever güzel bir kitle vardı yanı başımızda. Madden üşümeyi beklerken, manen ılık bir bahar tadı.
Gençlik şiirlerimden birisini bu şehirde çıkan bir gazetenin ilavesinde yayımlamıştım yıllar önce. Ayrıca, günümüzde de şiir adına güzel işlerin yapıldığını gözlemliyorduk. Her ne kadar şehrin ulusal platformda temsilcisi olan Sühan dergisi şiir yayınlama konusunda ‘sıkı’ bir uygulama içinde idiyse de Sivaslı şairlerin önemli bir etkisi vardı şiirimizde. Fakat hadiseyi yerinde görüp incelemek apayrı bir durumdur. Evet, şimdi, şiirin Sivaslı haline canlı bir tanıklık yapacaktık. Gözlemlerimi sahnede şu sözlerle açıkladım: “Sultan şehir Sivas, şiirin de sultanlığını almıştır. Şiir konusunda Sivas altıncı değil, birinci şehirdir. Üstad Ahmet Turan Alkan, Tanpınar’ın Beş Şehir’ine telmihen Sivas’ı ‘Altıncı Şehir’ olarak tanımlasa da, şiir söz konusu olduğunda bu sıralama değişir ve birinci şehir olarak kaydedilir…”
Bu sonucu nereden çıkarıyordum? Elbette mülki ve idarî erkânından başlayarak şiirsever bir halkı bağrında barındırması, Sivas’ın şiirden müteşekkil yeni tahtını gündeme getiriyordu. Gerçekten de Sivaslı, şiiri bir ulvi söz gibi her ortamda dinliyor, dinletiyor. Şölenin yapıldığı salonun hâli buna şah örnektir: Salonun tıklım tıklım dolması, pek çok şiirseverin ayakta kalması ve bu ortamın üç saatlik zaman boyunca bu şekilde sürmesi…
Mülki ve idarî erkan dedim… Doğrusu adlarını anmadan geçmemiz mümkün değil: Belediye Başkanı Sami Aydın, Vali Veysel Dalmaz, Belediye Başkan Yardımcısı Erdoğan Tunç, Kültür Müdürü Kadir Pürlü… Mülki ve idarî amirlerin yaşadıkları şehirle bütünleşmeleri bu kadar olur. Misafirleriyle birebir ilgilenmeleri ise, aynı görevleri değişik şehirlerde sürdüren pek çokları için dört dörtlük örnek. Şöleni baştan sona takip etmeleri, bilim adamı, şair ve yazarlardan oluşan misafirleriyle sürekli bir arada olmaları… Kültür, sanat ve spor (özellikle Sivasspor) konularında yoğun ilgi ve birikimleri… Bu arada, Kültür Müdürü Kadir Pürlü’nün has bir “âşık” olduğunu, Pir Sultan ve Âşık Veysel geleneğini sürdürdüğünü, çalıp söylediği “Mihrali Türküsü” sayesinde öğreniyoruz. Yiğitler yurdu ve âşıklar yatağı Sivas’ı bu sahne ne de güzel yansıtıyordu: Bu ortamın yaşandığı “Abdi Paşa Konağı”nın ahşap doğramaları da bizim kalbimiz ile birlikte ince ince titreşmiştir sanırım…
Sivas’ta bulunuş sebebimiz elbette şiirdi. Fakat bu, şehrin şiire dönük diğer yüzlerini gezip görmemize engel değildi. Bu anlamda Mısmıl Irmak (Aksu Projesi), Paşa Bahçe ve Yukarı Tekke gezilerimiz önemliydi. Belediye’nin uygulamaya koyduğu Aksu Projesi sayesinde Sivas, sularla örülmüş bir ilkbahar mevsimine dönüşecek. Nasıl mı? Mısmıl ırmağın ve çevresinin düzenlenmesiyle ve bir kültür bahçesi haline getirilmesiyle. Paşa Bahçe de öyle. Yerel yönetimin halk için oluşturduğu sakin tabiat köşesi Paşa Bahçe, bundan böyle Sivaslıların uğramadan edemeyeceği önemli bir mesire yeri olacaktır… Mısmıl Irmak ve Paşa Bahçe gibi, Yukarı Tekke, diğer adıyla Abdulvahap Gazi Türbesi de birkaç bakımdan önemli. Afyon Bolvadin ve Bursa İznik’ten sonra üçüncü bir Abdulvahap Gazi türbesi ile karşılaştığınızı fark etmiş olabilirsiniz, bu önemli değil. Şehre hakim bir tepe burası… Ayrıca biliyor musunuz, bu tepede şiirimizin önemli isimlerinden Şehzade Beyazıt da medfun imiş… Onun için de ettik dualarımızı…
Şiirin, kültür ve sanatın beşiği olur da bir belde, orada yayıncılık güdük kalır mı? Ne güzel eserler yayınlanıyor Sivas’ta. Sühan’la Hüseyin Kaya’nın başlattığı edebiyat dergisi atılımına Buruciye de ilave edilmiş. Ve diğer dergiler: Sultanşehir kültür sanat dergisi, 4 Eylül Sivas Dergisi…
Sivas Belediyesi’nin yayıncılık konusundaki atılımları dergilerle sınırlı değil. Kitap yayıncılığı daha bir dikkat çekici dersek yanılmış olmayız: İlmî ve edebî eserler, kurulan Buruciye Yayınları ve Sultanşehir Kitaplığı ile okuyucuya ulaştırılıyor. İşte onlardan birkaçı: Kırk Hadis (Manzum, Alim Yıldız), Sâlnâme-i Vilâyet-i Sivas (1907 Sivas İl Yıllığı, Ebubekir S. Yücel), Nakşî Ali Akkirmânî Divânı (Hikmet Atik), İrade-i Milliye (Tıpkıbasım ve yeni harflerle, Sivas Kongresi’nin 88. Yılı Anısına, Komisyon)
Sivas’ta bulunduğumuz saatler içinde adını sıkça işittiğimiz iki de dernek vardı: Sultanşehir Derneği, Hayat Ağacı Derneği… Sosyal hayatla iç içe olan bu kurumların yaptığı hizmetlerin niteliğini burada anlatmama gerek yok; zira Sivas’ta sosyal yardımlaşmanın seviyesi ortadadır…
Burada, şölene büyük emeği geçen Sivaslı dostlarıma da yer vermek istiyorum. Önce, şair ve yazar arkadaşlarımı, Alim Yıldız, Bilal Tırnakçı, Hasan Hüseyin Cesur ve Hüseyin Kaya’yı Sivas için sergiledikleri yüksek performanslarından ötürü tebrik ediyorum. Bu isimlere küçük bir arkadaşımızı da eklemek istiyorum: Muhammet Fatih Tunç... Öğretmeni ona Türkçe dersinden peşinen 5 vermelidir. Zira, şairler onu güzel muhabbetleriyle hatırlayacaktır; ben ise Sivas’a ait gelenek görenekleri anlatmasıyla.
Son cümlelerim: Yöneticisi ve halkı ile bütün Sivas güzel bir etkinliği yüz akıyla tamamlamıştır. Sivas’ın öz kültürümüze, millî yapımıza sıkı sıkıya yöneldiğini sergilemiştir.
ŞİİR ŞÖLENİNİN KONUKLARI
Bahattin Karakoç, Nurullah Genç, Osman Sarı, Cevat Akkanat, Recep Garip, Yavuz Bülent Bakiler, Özcan Ünlü, Cumali Ünaldı Hasannebioğlu, Şaban Abak, Adem Turan, Hicabi Kırlangıç, Tayyip Atmaca, Müştehir Karakaya, Mevlana İdris, Mustafa Uçurum, Hüseyin Akkaya, Hüseyin Kaya, Berat Demirci, Hasan Hüseyin Cesur, Alim Yıldız ve Bilal Tırnakçı.
Sultanşehir mi, Şiiristan mı?..
BAŞKA şeyler söyleyecektim ama bu güzellik karşısında başka şeyden bahsetmek doğru olmaz. Bu güzel geceye emeği geçen herkesi kutluyorum. Salonu hıncahınç dolduran kalabalığa teşekkür ediyorum. Bu şehre bir ad bulmuşsunuz güzel bir ad bu Sultanşehir. Umuyor ve inanıyorum ki “şiiristan” da olacaktır.
(Bahaeddin Karakoç)
Şiirin yaşadığına şahit olduk
BİZLER için iki tarafı var bu programın birincisi organizasyonun içinde yer alıyor olmak. Diğeri ise şiirin şehirle yaşamasına katkı sağlamış olmak. Sultanşehri derneğimizin bir faaliyeti olarak icra ettiğimiz Buruciye Şiir Akşamlarına gösterilen ilgi bizi ziyadesiyle memnun etmiştir. Bu şehrin şiirle donanmış bir damarı olduğunu bilir ve yaşarım. Şehrimin her karış toprağı bir mısrayı barındırır ve insan yüzleri en güzel şiirdir. Sokaklarda gezinen o şiir yüzlüler şimdi salonu doldurdular. Ve bizden kendilerine, kendilerini anlatmamızı istediler. Kısaca ülkemizin çeşitli yörelerinden gelip şehrimizi şereflendiren dostlarımıza ve programdan birkaç saat öncesinden gelip salonu dolduran ve program bitinceye kadar nefes almadan programı izleyen tüm şiir severlere teşekkür ediyorum. Hep birlikte şiirin yaşadığına şahit olduk.
(Bilal Tırnakçı)
Sultanşehir mi, Şiiristan mı?..
MUHTEŞEM bir gece yaşanıyor şimdi burada. (…) Bunu kendi aramızda da konuştuk gerçekten muhteşem bir gece. Geceyi organize edenlere Sivas Belediyesi ve Hayat Ağacı derneğine ve katkısı olan herkese teşekkürler
|