Mesai saatleri maalesef maçın tamamını seyretmeme mani oldu... Ama seyrettiğim kadarı ile antreman mahiyetinde ve fazla sıkmadan ''bak kardeşim bir atarsan iki atarım'' görünümlü bir maç oldu. Kart cezalılarımızın formlarının düşmemesi ve atmosferden kopmaması için bundan ideal bir hazırlık olamazdı. Ama açıkcası öğle maçlarının sonuçlarını görünce neden yalan söyleyeyim tedirgin olmadım değil. Aman Allahım Trabzon elenmiş
Birde onun sevinci de var işin içinde
Mini sohbette ve yazılanlardan gördüğüm kadarı ile Kamilin iştahlı bir ilk yarı geçirmesi beni hayli sevindirdi... İzlediğim bölümlerde özellikle Utakanın verimsizliği, Mehdinin çelimsizliği, Borjanın gereksizliği gözüme çarptı... Ama bir Niyazi girdi ki onada oldukça sevindim doğrusu... Ama özellikle Cicinhonun profesyonelliğine hayran kaldığım kadarı ile bu profesyonelliğinin uzağında kalan itiraz etme güdüsüde onun kariyerinde bir insana yakıştıramadım. Çünkü resmi müsabakalarda olur olmaz gereksiz kartlar, bizi takip eden diğer resmi müsabakalarda zor durumda bırakacağını bilmeli ona göre tutum sergilemeli diye düşünüyorum.
Bir sevindiğim noktada bizim maç haricinde 45 dakikasını özellikle Ahmet Aras için belirtmem gerekiyor. Zinde ve rahat oyunu beni mutlu ediyor. Ayrıca gol yollarındaki arayışlarıda cabası... Güzelde bir gol attı... Aferin ona...
Artık bu maçı geçtik guruplara kaldık. Öyle yada böyle yarı final görmeliyiz, geçtiğimiz yıllardaki çizgimizin bir tık üzerinde hedef belirlemeliyiz. Zaten buda bizim finale itecektir. Artık kupa statüsüde değişti. Eskiden final oynasak ve kaybettiğimiz takım UEFA veya Şampiyonlar Ligine katılmaya hak kazansaydı, biz gidebiliyorduk. Şimdi Kupayı kazanmak gerekiyor. Diğer durumlarda Lig sırlamasına göre Avrupaya gidiş olacak... Dikkat edilmeli, yaz-boz tahtası devamlı kontrol edilmeli...
Hafta sonunda çok önemli bir müsabakamız var. Üzerimizdeki naaş toprağını atmalıyız. Silkelenmeli puan veya puanlar çıkarmalıyız. Bu güç bizde var sadece inanmak kafi gelecek.. Haydi çocuklarrrrrr....