Cevap: Milli Takım Yine Döktürüyor.
Milli takımda sorumlu belli!
Milli takımda sorumlu belli!
Fatih Terim, tartışmasız Türk futbolunun gelmiş geçmiş en başarılı teknik direktörü. Ancak son dönemde, bu başarıları getiren özelliklerinin dışına çıktı. Belli oyun şablonuna bağlı kalan, sisteminden taviz vermeyen İmparator, sadece 45 dakika denediği 3-4-3’le İzlanda karşısına çıkarak oynadığı kumarı kaybetti. Formayı adaletli dağıtmasıyla bilinen Terim, bu kez hakkaniyetli davranmadı. Tercihini ‘formsuz ama isimli’ futbolculardan yana kullandı. Tabi rüzgar da unutulmamalı!
Bir anda değişen taktik
Milli takımlar taktik seçiminde iki yolu benimser. Ya futbol karakteristiklerine uygun bir dizilişi seçip uzun yıllar bunu uygularlar. Ya da o dönemde ülke futbolunu domine eden kulüplerin sistemlerini kullanırlar. 2002’de Dünya 3.’sü olan Türkiye’nin Galatasaray, son yıllara damga vuran İspanya’nın Barcelona merkezli kadro ve diziliş kullanması gibi... Fatih Terim, İzlanda maçı öncesinde bir anda 3-4-3 taktiğine geçmeye karar verdi. Üstelik bunu sadece Danimarka ile oynanan hazırlık karşılaşmasının ikinci yarısında denemiş olmasına rağmen... Tabii ki değişimler olabilir. Ancak madem böyle bir planı vardı, bunu neden Mayıs-Haziran dönemindeki hazırlık maçlarında oturtmaya çalışmadı?
Forma adaleti nerede?
Fatih Terim için yapılan yorumlarda yıllardır değişmeyen konulardan biri, her zaman formayı adaletli dağıtmasıdır. Ancak İzlanda karşısında bu durum da değişti. Aylardır formsuz olan Selçuk İnan, sakatlıktan yeni çıkan ve doğru düzgün oynamayan Arda Turan ilk 11’de sahaya çıktı. Belki de şu anda Türkiye’nin en formda ve hazır isimleri olan Olcay Şahan ve Mustafa Pektemek gibi isimler yedek bekledi. Fatih Terim, kaleyi Onur Kıvrak’a emanet ederek ne kadar doğru bir karar aldıysa, formsuz isimlerden vazgeçmeyerek de o kadar yanlış tercih yaptı. Bunun sonucunda mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Tabi nereye eseceği belli olmayan rüzgârı da unutmamak gerek!
‘3 büyükler’in takımı!
Milli takımlar, en iyilerin ve en formda oyuncuların seçilmesiyle oluşur. Bizde maalesef böyle değil. Örneğin Olcan Adın’ın Ay-Yıldızlı formayı giymesi için Trabzonspor’da harikalar yaratan performansı yeterli olmazken, Galatasaray’a transferi ilk 11’de oynamasını sağlıyor. Ya da Mert Günok, Fenerbahçe’de kulübede oturmasına rağmen milli takıma seçilirken, Bursasporlu Harun Tekin, Kırmızı-Beyazlı formayı rüyasında bile göremiyor. Yani milli takımdan çok 3 büyüklerin takımı kuruluyor... Bu konudaki belki de tek istisna, Volkan Babacan.
Kontenjan ters tepiyor
Türk Milli Takımı’nın kadro değeri, İzlanda’nın 6 katı. Ancak onların 23 kişilik kadrosundaki oyunculardan 20’si başka liglerde oynarken, bizde bu rakam sadece 4 (Ömer, Hakan Çalhanoğlu ve Mevlüt ise yetiştikleri ligde oynuyorlar). TFF’nin yerli oyuncu kalitesini artırmak için getirdiği yabancı kontenjanı kuralı tam tersi sonuçlar doğuruyor. 3 büyükler, sırf kadroda bulunsun diye Anadolu’da parlayan isimleri transfer edip adeta çürütüyor. Birçok yerli oyuncu da Avrupa’ya gidip futbollarını geliştirmek yerine, kontenjan nedeniyle hak ettiklerinden kat kat fazlasını kazanmak için Türkiye’de kalıyor. Galatasaray’ın başındayken bu kurala en çok karşı çıkan isim olan Fatih Terim, şu anda imkanı olmasına rağmen bunu değiştirmek için hiçbir şey yapmıyor.
Arda Erol (FANATIK)
__________________
>> halilxx58 <<
|