Sivasspor’un gol krallığına koşan Faslı yıldızının ardında, şaşırtıcı bir futbolculuk geçmişi yatmakta…
''İsmim çok kısa ama soyadımdan çok çektim. Hayatım boyunca deli etti beni! Doğru yazabilmek için yıllarca uğraştım. Valla bak! Okulda arkadaşlarım ve öğretmenlerim yanlış yazdığımda bana çok gülüyordu. Ne anlama geliyor bilmiyorum. Babama sordum, o da bilmiyor. Babama soyadımızdan dolayı bana kısa bir isim koyduğu için ona minnettarım. “Şeeyşu” diye okunuyor, onu biliyorum. Araplar daha gırtlaktan söylüyor tabii. “Aatif” deyin siz en iyisi
Geçtiğimiz yıl dergimizde yayınlanmış röportajında, Hilal Gülyurt’un “İsminin anlamı ne, neden bu kadar çok harf var?” sorusuna böyle cevap vermişti Aatif. Hele de bugünlerimiz için bize büyük bir iyilik yapmıştı. Çünkü artık o, anlık çıkış yapan bir Anadolu yıldızı olmaktan çıktı. Adını çok daha sık andığımız, anacağımız günler yaşatmakta… Gol krallığına koşuyor ve dün de attığı iki gol gösteriyor ki pes etmeye de niyeti yok!
Roberto Carlos’la birlikte rakip kaleyi daha çok zorlayan, daha çok hücumu düşünen bir takıma dönüştü Sivasspor ve bu en çok da ona yaradı. Ataklara daha fazla takım arkadaşının katılıyor olması, onun işini kolaylaştıran başlıca etken… Çünkü öyle durumlarda kendini daha sık unutturuyor, rakip savunma adam paylaşımı yaparken, ona çalım atacak daha az savunmacı kalıyor…
Her iki ayağıyla da toplara çok iyi vurabilmesi ve kolay adam eksiltme özelliği, Aatif’i artık daha güçlü bir gol silahına dönüştürmekte.
Stoper olarak oynadığı dönemde, oradaki çalım (!) yeteneğiyle dikkatleri üzerine çekmesiyle başlıyordu onun tuhaf futbolculuk kariyeri. Evet tuhaf… Çünkü daha birkaç yıl öncesine kadar Aatif, bırakın Süper Lig’de dengeleri bozan bir oyuncu olmayı, işsizlik maaşı alan bir gençti! İlk profesyonel sözleşmesini yaptığı zamanlar ise yirmisini çoktan geçmişti…
21 yaşımda CS Sedan profesyonel bir mukavele teklif etti. O dönem birlikte çalıştığım menajerler beni kötü yönlendirdiler ve kabul etmememi söylediler. Onları dinleyerek kabul etmedim. Sonra da açıkta kaldım. Fransa’dan işsizlik yardımı alarak geçindim. Bir sene bu böyle sürdü. Hayatımın belki de en zor günleriydi.
Aatif’in bu günlere gelmesi hiç kolay olmamış. Paranın nasıl zor kazanıldığını tecrübe ettiği için, bugünlerde “Lüks arabalarla, kıyafetlerle işim olmaz!” diyor. Tek hayali, kazandıkça “işssizlik maaşı alırken de yanında olan” ailesine rahat bir yaşam sunabilmek. Ona kısaca Aatif demeye devam edeceğiz belki ama taşlı yollardan sapıp, geldiği bu seviyeyi gördükçe; devasa bir “helal olsun”u hakediyor…