Ana Sayfa  |  Site Haritası  |  Forum  |  Chat
‹ Anasayfaya geri dön  |  Sivaslilar.net  |  Sivastuning.com
Sivasspor


Hoşgeldiniz
Zurück   SivasSpor.com - Yiğidoların Özgür Sesi > Serbest Alan, Sivas Paylaşım, Sivas Forum, Sivaslılar > Kilitli Konular

Kilitli Konular Kilitlenmiş Konular

Konu Kapatılmıştır
 
Seçenekler Arama Stil

Alt 16.01.2006, 00:33   #11
drummer
Usta Yiğido
 
drummer - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 63
Mesajlar: 1.608
Thanks: 2
84 Mesajına 167 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 892 drummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDI
Standart


ikinci dünya harbinde ülkeyi harbe sokmayan ismet paşaya methiye

Türk Hava Kuşu

Yine yükselecek Türk Hava Kuşu
Ordular saracak düzü yokuşu
Şahinler ülkeye sokmaz baykuşu
Tecrübeler görmüş başkanımız var

Nur olsun Ata'nın yattığı yerler
Zaferler kazandı kahraman erler
Aslan toprağına giremez eller
Tecrübeler görmüş başkanımız var

Yine karşımızda sarpı yokuşu
Avrupa'yı sardı barut kokusu
Kahraman Türk cepheleri bekliyor
Yerinde otursun düşman ordusu

Başımızda olan İnönü İsmet
Batı cephesinde çok çekti zahmet
Türklerin babası İnönü İsmet
Vatanı kurtaran başkanımız var
__________________
HER İNSAN öLECEK YAŞTADIR
YÜKSELMEK İÇİN,ALÇALMAK GEREK
drummer isimli Üye şimdilik offline Konumundadır  
Alt 16.01.2006, 00:35   #12
drummer
Usta Yiğido
 
drummer - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 63
Mesajlar: 1.608
Thanks: 2
84 Mesajına 167 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 892 drummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDI
Standart

Gördüm Ki Gülşende Edersin Nida

Gördüm ki gülşende edersin nida
Yandırdım bağrımı gül yüzlü şeyda
Sen benim olmuştun dostun bağında
Bülbül seherde niçin ağlarsın
Konyalı Mahsuri dostum yaranım
Cellalulahdanh acı haber mi aldın
Mevla'nın aşkıyla derin mi daldın
Bülbül seherlerde niçin ağlarsın

Söylersin söylersin kendi dilinde
Uyanıp seherde vaktin gelince
Bülbül seherlerde niçin ağlarsın

Söylersin söylersin kendi dilinde
Uyanıp seherde vaktin gelince
Bülbül seherlerde niçin ağlarsın
Şu garip gönlümü niçin dağlarsın
__________________
HER İNSAN öLECEK YAŞTADIR
YÜKSELMEK İÇİN,ALÇALMAK GEREK
drummer isimli Üye şimdilik offline Konumundadır  
Alt 16.01.2006, 00:36   #13
drummer
Usta Yiğido
 
drummer - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 63
Mesajlar: 1.608
Thanks: 2
84 Mesajına 167 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 892 drummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDI
Standart

Yaylalar

Yaylalar yaylalar yüce yaylalar
Yaylanın bekçisi dumanlı yaylalar
Derdim var ağlarım gözümde yaşlar

Uçun turnalar uçun ben yaralıyam
Sorarsan aslımı ben Zaralıyam

Kalbiniz bu kadar katı mı sizin
Vicdanınız yok mu hiç birinizin
Merhameti yok mu hiç birinizin

Uçan turnam uçun ben yaralıyım
Sorarsan aslımı ben Sivaslıyam
__________________
HER İNSAN öLECEK YAŞTADIR
YÜKSELMEK İÇİN,ALÇALMAK GEREK
drummer isimli Üye şimdilik offline Konumundadır  
Alt 16.01.2006, 00:37   #14
drummer
Usta Yiğido
 
drummer - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 63
Mesajlar: 1.608
Thanks: 2
84 Mesajına 167 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 892 drummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDI
Standart

Zara'nın Üstü Dağdır


Zara'nın üstü dağdır
Bu ne cilveli bağdır
Ağlama kara gözlüm
Niceki canını sağdır
Başa bağlar ipeği
Martinlidir tüfeği
Beyim nasıl taşıyor
Beşyüzaltmış fişeği
__________________
HER İNSAN öLECEK YAŞTADIR
YÜKSELMEK İÇİN,ALÇALMAK GEREK
drummer isimli Üye şimdilik offline Konumundadır  
Alt 16.01.2006, 00:38   #15
drummer
Usta Yiğido
 
drummer - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 63
Mesajlar: 1.608
Thanks: 2
84 Mesajına 167 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 892 drummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDI
Standart

Elde Güzel Çokmuş

Pınarın başında esmesin yeller
Bir gün efkarlıyım toplanman eller
Gözümden akıyor kan gibi seller

Ne yandasın sürmeli gelin ne yanda
Elde güzel çokmuş bize ne fayda

Pınarın başında destin var idi
Beni öldürmeye kastın var idi
Senden olgun, olgun dostum var idi

Ne yandasın sürmeli gelin ne yanda
Elde güzel çokmuş bize ne fayda

Havuzun başında yedim hurmayı
Kılavuz gönderdim yare turnayı
Keklik nerden aldın sen bu sürmeyi

Ne yandasın sürmeli gelin ne yanda
Elde güzel çokmuş bize ne fayda
__________________
HER İNSAN öLECEK YAŞTADIR
YÜKSELMEK İÇİN,ALÇALMAK GEREK
drummer isimli Üye şimdilik offline Konumundadır  
Alt 16.01.2006, 00:39   #16
drummer
Usta Yiğido
 
drummer - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 63
Mesajlar: 1.608
Thanks: 2
84 Mesajına 167 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 892 drummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDI
Standart

Sarı Pınar

Sarı yerden sarı yerden
Su gelir sarı yerden
Felek gözün kör olsun
Ayırdın yari yardan

Şu dağlar meste gider
Dolanır yare gider
Dağda bir garip ölmüş
Sağ gelen hasta gider
__________________
HER İNSAN öLECEK YAŞTADIR
YÜKSELMEK İÇİN,ALÇALMAK GEREK
drummer isimli Üye şimdilik offline Konumundadır  
Alt 16.01.2006, 00:49   #17
avare
Usta Yiğido
 
avare - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 11.01.2006
Yaş: 53
Mesajlar: 1.113
Thanks: 117
195 Mesajına 296 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 839 avare kann auf vieles stolz seinavare kann auf vieles stolz seinavare kann auf vieles stolz seinavare kann auf vieles stolz seinavare kann auf vieles stolz seinavare kann auf vieles stolz seinavare kann auf vieles stolz seinavare kann auf vieles stolz sein
Standart

su daglarda kar olsaydim turkusude onun diyorlar dorumu acaba
avare isimli Üye şimdilik offline Konumundadır  
Alt 16.01.2006, 00:58   #18
drummer
Usta Yiğido
 
drummer - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 63
Mesajlar: 1.608
Thanks: 2
84 Mesajına 167 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 892 drummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDI
Standart

Alıntı:
avare Nickli Üyeden Alıntı
su daglarda kar olsaydim turkusude onun diyorlar dorumu acaba
hayır onun değil..
__________________
HER İNSAN öLECEK YAŞTADIR
YÜKSELMEK İÇİN,ALÇALMAK GEREK
drummer isimli Üye şimdilik offline Konumundadır  
Alt 16.01.2006, 01:09   #19
drummer
Usta Yiğido
 
drummer - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 63
Mesajlar: 1.608
Thanks: 2
84 Mesajına 167 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 892 drummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDI
Standart

Zaralı Halil'in Hayatı

Çocukluğu

Zaralı Halil'in doğum tarihi olan 1320 yani 1906 yılları Osmanlı İmparatorluğunun ekonomik, sosyal bunalımlar yaşadığı bölünme, parçalanma hatta yok olma noktasına geldiği dönemlerdir.
Bu tarihlerde Zaralı Halil'in annesi ve babasının erkek çocuktan umudunu kestikleri bir zamanda dünyaya gelmesi aile içinde büyük bir sevinç yaratır. Onu büyük bir sevgi ve şefkatle karşılarlar. Özenle yetiştirmeye çalışırlar. Ancak sanatçının çocukluğu öyle gürbüz sıhhatli ve neşeli değildir. Zayıf, kolay hastalanan, nazik bir bünyesi vardır.
Annesi Gülsüm Hanım onun sağlıklı olması için elinden geleni yapar. Bir yandan da "İnşallah bu incik de ölmez" diye Allah'a dua eder.
Kuvvetli, gürbüz, enerjisi olmayan ya da sakat anlamına gelen incik lakabı daha sonra "ince" şekline dönüşür. Yani duygulu, içli, hassas, romantik, anlamına…Zaralı Halil yedi yaşına geldiğinde büyük bir destek, sevgi, ve şefkat gördüğü geniş bir duygu dünyasına ve halk sahip annesini kaybeder.
Böyle bir olayın hem çocuk hem de sanatkar doğan Halil'in duygu dünyasında fırtınalar estirmemesi mümkün değildir. Ancak acı olaylar onun yakasını bırakmaz. Babası Halil İbrahim de kayalardan balyozla taş koparmaya çalıştığı sırada taş yığınlarının altında kalarak sakatlanır. İki yıla yakın bir süre içinde hastanede ve evde gördüğü tedavi cevap vermez ve ölür. Daha küçük yaşlarda abalarına rağmen tutacak dalı kalmaz. Yakınları ve çevresi onun için daha iyi bir ortam ararlar. Kabiliyetli ve hassas olarak değerlendirdikleri sanatçının daha az perişan olması için Sivas Yetiştirme Yurdu'na baş vurarak oraya yerleşmesini sağlarlar.
Yurt hayatı Zaralı Halil'in ruh ve sosyal yapısında yepyeni bir dönemdir. Bu dönem belki sanatçı olmaya aday olduğu nokta, belki de bütün hayatı boyunca sürecek psikolojik baskı. Ama Halil oraya kısa sürede alışır. Saz çalmasını, grup içinde yaşamasına öğrenir. On yaşından itibaren dört yıl kaldığı yurtta, küçük yaşlarda yüreğine yerleşen derin ızdıraplar, endişeler, korkular ve çaresizlikler böylece beceriye dönüşür. Toplum onu bu durumuyla yalnız bırakmaz. Zara'ya gittiğinde büyük bir ilgi ve yakınlık görür. Onun ileride büyük bir ses sanatçısı olacağını sezenler, elinden tutmaya ona yardımcı olmaya çalışırlar. Bu destek onu adım adım şöhretin basamaklarına götürecektir. Yaşadığı çevrenin dar ve ekonomik şartlarının zor olması onun şöhretlerin çıktığı büyük şehirlere gitmesine engel olmaz. Yardım etme, destek olma ve yüceltme gibi asil duygulara sahip olan Zaralılar, onu her fırsatta yalnız bırakmayacaklarını belirterek sanatçıya onun hayatını yönlendirecek bir güven aşılarlar.




Gençliği ve Olgunluk Dönemi

Zaralı Halil'in gençlik döneminde çevresi genişler. Sıra toplantıları, içki meclisleri, düğünler onsuz geçmez. Herkesin bildiği türküler yanında kendisi de yavaş yavaş türkü yakmaya, mani dizmeye başlar. Bu türkü ve manilerin sözlerinin oluşmasında, ezgiyi dönüşmesinde ablaları Şakire ve Fatime'nin de yardımları vardır. Yakınları Zaralı Halil'in ileride büyük bir sanatçı olacağına inanmaya başlarlar. Onu bir an önce büyük şehirlere göndermek için çare ararlar. İşte böyle bir ortamda henüz hayatını yönlendirebilme ya da olumlulukları seçme olgunluğuna erişmeden askere alınır. Askerlik onun için yeni bir hayatın başlangıcı olmuştur. Askerlikte düzenlenen eğlence gecelerinde Halil solist olarak çıkar. Bu durum onun hem sahne hayatını başlatır hem de disipline olmasını sağlar. Askerlikte sanatkarlıkta eğitilir ve belli bir düzene girer. Ancak hastadır. Gördüğü tedavilerle iyileşmez. Uzun süreli bir hastalık raporu alarak Zara'ya döner. Fakat yine askeriyede, Zara'da Sivas'ta tertiplenen gecelere katılarak türkü söyler. Askerlik sonrası tanımak, ses dünyasında söz sahibi olmak için arayışlara girer. İyice tanıdığı, beğenildiği Zara, Suşehri, Erzurum gibi yöreler onu tatmin etmez. Kendisine büyük bir yakınlık gösteren manifaturacı Şükrü Efendi onu İstanbul'a götürerek İstanbul'da ki çevresiyle tanıştırır. Her gittikleri yerde Halil'in sesi çok beğenilir. Plak doldurması için teşvik edilir. Bu Halil'in büyük şehirler de ilk çevre edinmesidir. Birlikte gittikleri bir plak şirketi Zaralı Halil'i dinler dinlemez hemen plak yapmayı kabul eder. Dolduracağı bir tek plaktır. Bunun karşılığında Halil'e verilmek üzere dörtyüz liraya anlaşırlar. Bu anlaşma sonucu Zaralı Halil belki de insan ilişkilerinde ilk kez hayal kırıklığı yaşar. Verilen söz ve yapılan anlaşma yerine gelmiyordu. Plak şirketi dörtyüz yerine elli lira veriyordu. Bu anlaşmazlık mahkemede paradan ziyade sözünde durma, durmama konusuna dönüşür. Zaralı Halil için önemli olan para değil, mertlik, dürüstlük ve sözünde durmaktır. Zaralı Halil'in bu şahsiyet çizgisini diğer hayat dönemlerinde de görmekteyiz.
Sanatçının piyasaya sürülen plakları kısa sürede ilgi görür. Artık plak şirketlerinin peşine düşmez. Aranılan bir sanatçı olur. Bu dönem Halil'in şöhret basamaklarını çifter çifter çıktığı olgunluk dönemidir. Çevresi genişler, tanıştığı sanatçı sayısı artar, yurdun çeşitli yörelerinde diğer tanınmış sanatçılarla konser turnelerine katılır. Eğlence dünyası onu Diyarbakırlı Celal Güzelses ve Erzincanlı Şerifle birlikte anmaya başlar. Zehra Bilir, Muzaffer Akgün, Nurettin Dadaloğlu, Aliye Akkuş gibi devrin meşhur ses sanatçıları Zaralı Halil'i grupları içine alırlar. Sanatçı onlarla arkadaşlık kurar ve turnelere çıkar. Bu dönem 1950 yıllarındadır. İstanbul Radyosu'nda söylediği türküler Anadolu'nun en uzak köşelerine kadar ulaşır. Büyük kentlerde birçok eğlence yerleri Zaralı Halil'i gazinolarda sahneye çıkarmak için adeta yarışırlar. Ulaştığı şöhret, kendisine karşı gösterilen ilgi bol miktarda aldığı bol miktarda alkolün zevk verici ve uyuşturucu yanının bünyesine hakim olması, onun ailesine karşı olan sorumluluklarını azaltır. Gerçi bu dönemde yedi yıldır görmediği karısına, çocuklarına hediyeler, geçimleri için para göndermektedir ama kendisi gitmemektedir. Ailesi ve çocukları Zaralı Halil'in sesini radyolardan duyarak, sağlıklı haberlerini dostlarından haber alarak avunurlar. Üç evlilik yapıp son karısı Kamer Söyler'den olan sekiz çocuktan hayatta olanlar ise onun yolunu gözler…


Memleketi Zara'ya Dönüşü ve Ölümü

Zaralı Halil, öksüz yetim kalmakla başladığı buruk hayatını şöhretle, yeni kazandığı dostlarla doldurmaya, renklendirmeye, zenginleştirmeye çalışmıştı yıllar boyunca.
Ama bir yandan da çevresinde oluşan olaylarla ilgisiz kalmamıştır. Derin ve hissi dünyasında bunları kendisine has üslupla yorumlayarak söze ve ezgiye dönüştürmeye çalışmıştır. Erzincan'da ve Suşehri'nde olan depremlerin açtığı zararlar, can kayıpları, sevdalıların çektiği ızdıraplar, savaşların yıkımları Türk'ün kahramanlığı onun kimi türkülerinde tema olmuştur.
Büyük sanayi, ticaret ve eğlence yerlerine çok uzak çok zor tabiat ve geçim şartları bulunan ancak zengin folklorik değerlerine, sağlam insan ilişkilerine sahip, yiğitliğin dürüstlüğün övüldüğü yer olan Zaralı Halil, ömrünün sonuna doğru memleketine döner.
Bu dönüş acaba bir hayal kırıklığı mı? Yoksa çocukluğunda bilinç altına yerleşen üstün değer yargıları mı? Veya bir insanın yuvasına tekrar sığınışı mı? Onu bilemeyiz.
Ancak o hayatı boyunca yaklaşık yüzelliye yakın türküyü seslendirmiş bunlardan büyük çoğunluğunun sözlerini yazmış ezgilerini hazırlamıştır.
Plak ve ses bantları koleksiyonları içinde tespit edilen altmış sekiz tane türküden ancak kırkbeş tanesi tespit edilebilmiş ve bunlardan bazıları notalara alınarak radyo repertuarına dahil edilmiştir.
Zara halkının ve orada görev yapan birçok kişinin sıcak ilgi ve desteği ile şöhret olan ve yurdun her köşesinde Zaralı Halil, İnce Halil diye anılan sanatçı ömrünün son aylarını Zara'da geçirir.
Tanınmışlığın ve imkanların zirvesinde olduğu dönemlerde mala mülke önem vermediği için son yıllarını yokluk içinde geçirmiştir.
15.01.1964 yılında Zara'da ölen sanatçı şimdi aramızda değil ama sesi ruhumuzu dalgalandırmakta "yazmanın alı, yola dizilen göçler, cilveli bağlar, dosta giden dağlar, çığrışan bülbüller, Kösedağı'nın suları, pınarın başında esen yeller, kaynayan bulutlar, ezim ezim ezilen yürek, nota olup benliğimizi sarmakta ve duygu dünyamıza kanat olmaya devam etmektedir.
__________________
HER İNSAN öLECEK YAŞTADIR
YÜKSELMEK İÇİN,ALÇALMAK GEREK
drummer isimli Üye şimdilik offline Konumundadır  
Alt 16.01.2006, 01:12   #20
drummer
Usta Yiğido
 
drummer - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 63
Mesajlar: 1.608
Thanks: 2
84 Mesajına 167 Kez Teşekkür Edildi.
Tecrübe Puanı: 892 drummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDIdrummer TAM BIR BEYEFENDI
Standart

Zaralı Halil Hakkında

Devrin en iyi icracılarından olan Zaralı Halil, ömrü boyunca pek çok halk türküsü dile getirmiş, umumiyetle çevresinde meydana gelen ya da başından geçen olayları eserlerinde bizlere nakletmeye çalışmıştır. Zaman zaman o devrin ünlü sanatçılarının ve meşk ettiği sanatçıların da eserlerine icra etmiştir. Kendisine ait türkü ve uzun havalarda yine zamanın güzide sesleri plak yapmışlardır. Türkülerinin bazılarının sözlerinin kardeşi Fadime Hanım'a ait olduğu söylenmektedir.
Zaralı Halil'in yetişmesi devrinin ünlü sanatçılarını dinleyerek ve Sivaslı sanatçılardan Hafız Halid Feryadi Hafız Hakkı Bey ve Divrikli Nuri Üstünses'le meşk etmiş, bu sanatçılardan etkilenmiştir. Daha doğrusu düzenli bir tahsilinin olmayışı ve nota bilmemesi kendisini kulak yoluyla yetiştirmeye sevk etmiştir. Bunda tambur, ud ve bağlama çalmasının rolü büyüktür.
Zamanın teknik ve ses kayıt imkanlarının yetersizliği plak kayıtlarında zayıf sesi olan bağlama yerine daha kuvvetli sese sahip halk tabiriyle ince saza yer vermiştir. Bu sazlar mızraplı ve yaylı tambur, cümbüş, kanun, klarnet, çalpara ve dümbelektir.
Devrinin ünlü sanatkarlarından Diyarbakırlı Celal Güzelses, Sivaslı Feryadi Hafız Hakkı Bey, Divrikli Nuri Üstünses, Tamburi Malatyalı Fahri Kayahan ve Erzincanlı Şerifle meşk ettiği, yine bu sanatçılardan feyz aldığını ve etkilendiğini söyleyebiliriz.
Sivas yöresinde hiçbir zaman Hoyrat okunmadığı halde Zaralı Halil. Celal Güzelses'in Diyarbakır yöresine ait "Kara Gözler" hoyratını Odeon plak şirketinde plağa okumuştur. Bu da meşk ettiği sanatçı arkadaşlarına bir nazire olsa gerek.
Plaklarına başta üstad kemani Erzurumlu Haydar Telhüner olmak üzere Kanuni Ahmet Yatman, klarnet Şükrü Tunar ve tamburi Malatyalı Fahri eşlik etmişlerdir. Plaklarını 1945-1958 yılları arasında okumuştur.
Zaralı Halil Söyler'in eserlerini devrinin bir çok ünlü sanatçıları da icra etmişlerdir. "Sabah güneşi doğmuş konaklara" türküsünü bayan sanatçı Nermin Yapar'la birlikte plağa okumuşlardır. Memleket içi konserlerinde ve gazino çalışmalarında Suzan Yakar'la birlikte olduğunu biliyoruz.
T.R.T. repertuarlarında sekiz türküsü bulunmaktadır. "Ağılın altı kenger (Mehmet Beye), Ezim ezim eziliyor yüreğim, kaşlarının karasına, çaya indim taşı yok, yüzük buldum kaşı yok, kiremit bacaları, tevekte üzüm kara, kaleden iniş mi olur ve sabah güneşi doğmuş boyalı konaklara" türküleridir.
Bu sekiz türkü Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiş ve notaya alınmıştır. Ne yazık ki diğer türküleri kaderine terk edilmiş ya da sahipsizlik nedeniyle başka sanatçılar tarafından kendine mal edilmektedir.
T.R.T. repertuarına girmemiş beş türküsü Sivas Belediye Konservatuarı öğretim üyelerinden Rıfat Kaya tarafından derlenip, Burhan Taraz tarafından otantik yapısına sadık kalınarak notaya alınmış, Sivas Zara yöresi ve kaynak olarak Zaralı Halil Söyler olduğu şeklinde bu türküler noterce tasdik ve tescil edilmiştir. En kısa zamanda T.R.T. repertuarındaki yerini alacaklardır. Bu türküler şunlardır; "Yağmur yağar bulut döner göllerce, gördük ki gülşende edersin nida, güzel bulmazsa eşini döker gözünün yaşını, duman olur dağlar başı, söğüt yaprağı yerde ben uğradım bir derde" türküleridir.
Devrinin meşhur sanatçılarından Erzincanlı Hafız Şerif, Zaralı Halil'in "Yavri yavri bir gül için bülbül giymiş kareler ve kaşların ince mince", Neriman Altındağ "Yün eğerdim kelep ettim", "Suzan Yakar "Ezim ezim eziliyor yüreğim" türkülerini plak yapmışlardır.
Ayrıca Urfalı Sanatçı Mükim Tahir, "Ağılın altı kenger" türküsünü, "Ayağında kundura" sözleriyle varyant olarak plağa okumuştur.
Yine Zaralı Halil, Divrikli Nuri Üstünses'in "Yandım Allah yandım", "Açıl mor menevşem bahar erişti" türkülerini Diyarbakırlı Celal Güzelses'in "Kara gözler" hoyratını plağa okumuştur.
Başkasına ve başka yörelere mal olan eserlerinin çok olduğunu belirtmiştik.
"Bugün de günlerden cumadır Cuma" türküsü Binali Selman kaynak gösterilerek Bayburt yöresine, "Ey hamamcı bu hamama güzellerden kim gelir adlı tatiyan formundaki türküsü aşık Davut Suları kaynak gösterilerek Erzincan yöresine mal edilmiştir. Zaralı Halil bu eserlerini plağa okuduğu zaman gerek Binali Selman ve gerekse Davut Suları belki saz çalmasını dahi bilmeyen çocuklardı. Çünkü Zaralı Halil'in muasırı değildi.
Son senelerde radyo ve televizyondan zevkle dinlediğimiz Zaralı Halil'e ait uzun hava olan "Göç göç oldu göçler yola dizildi" adlı eser konservatuarımız öğretim üyelerinden Rıfat Kaya tarafından 1976 yılında Erzurumlu rayda sanatçısı Mükerrem Kemertaş'a dinletilmiş Türkiye radyolarında ilk kez bu sanatçı tarafından banda okunmuştur. Sanatçı kendisini kaynak göstererek uzun havayı Erzurum yöresine mal etmiştir.
Zaralı usul yönünden ele alacak olursak eserlerinde 10/8'lik usul sıkça görülür. 7/8 usulde yaptığı tek eser olan kiremit bacalarında Karadeniz etkilenmesini görüyoruz. Öte yandan 6/8 usuldeki "sabah güneşi doğmuş boyalı konaklara" ve "mendilinde kar getir" türkülerinde bir Azeri etkilenmesi göze çarpmaktadır. Feryadi Hafız Hakkı Bey, seferberlikte doğu ve Kafkas cephesinde bulunmuş, bu bakımdan Azeri musikisiyle daha yakından ilgilenmiş, eserlerinde de bu havayı işlemiştir. Daha önce de belirttiğimiz gibi Zaralı Halil'in musiki şahsiyetinin oluşmasında Feryadi Hafız Hakkı Bey'in büyük tesiri olmuştur. Diğer kullandığı makam ve usullerin Sivas'a ve havasına uygunluğu bir hakikattir.


__________________
HER İNSAN öLECEK YAŞTADIR
YÜKSELMEK İÇİN,ALÇALMAK GEREK
drummer isimli Üye şimdilik offline Konumundadır  
Konu Kapatılmıştır


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © 2005
Bize Yazin  |   Sivasspor.com  |   Arşiv  |   Kullanım sözleşmesi  |   Yukarı Git