1 Ağustos 1971 tarihinde Sakarya'da doğdu Bülent Uygun. Güreş milli Takımlarında hocalık yapan babası Fikret Bey gibi minderde bir gelecek ve madalyalar düşlemişti. Babasının etkisiyle 7 yaşından 14 yaşına kadar güreş sporuyla uğraştı.
Güreşçi olmak isterken, futbola tamamen bir tesadüf sonucu başladı. Arkadaşlarını izlemek için gittiği antrenman maçının hayatını değiştireceğini nereden bilebilirdi. Bir kişinin eksik olması nedeniyle antrenör Ekrem Karaberberoğlu'nun isteği üzerine maçta oynadı ve beğenildi. Ailesinden izin çıkınca, futbolu seçti.
Futbola 14 yaşında Sakaryaspor minik takımında başladı, 17 yaşına kadar yeşil-beyazlı ekibin genç takımlarında oynadı. Hakan Şükür, Oğuz Çetin gibi yıldız isimlerle birlikte Ekrem Karaberberoğlu'nun teknik direktörlüğünde yetişmesi en büyük avantajıydı.
Sakaryaspor'da forma giymesinin zor olacağını düşünüp, Ankara Şekerspor'a gitti. Burada 1 yıl oynadıktan sonra Kocaelispor'da ilk kez profesyonel oldu. Başarılı bir orta saha oyuncusu olan Bülent Uygun, kısa sürede kendini gösterdi, '4 büyükler'in transfer listesine girdi.
Galatasaray yöneticisi Adnan Polat'la transfer görüşmesi yaparken objektiflere yakalandı ve bu görüntüler, ilk yarıyı lider bitiren Kocaelispor’da olumsuz bir atmosfer yarattı. Kocaelispor ikinci yarı hızla gerilere düştü ve ligi üçüncü sırada bitirdi.
1993'te eski takım arkadaşı Oğuz Çetin'in çabalarıyla Fenerbahçe yılları başladı. İlk sezonunda 30 maçta 22 gol atarak, Türkiye Birinci Ligi gol kralı oldu. Türkiye'de orta sahada oynayıp, gol krallığı unvanını elde eden tek futbolcu olma başarısını gösterdi.
Dönemin Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Şen tarafından takımdan gönderildi. Ali Şen, şok kararını "Bülent'e Oğuz'u(Çetin) marke et dedik, edemedi" sözleriyle açıkladı. Ancak bu açıklama kimseyi tatmin etmedi, Ali Şen'in, Bülent'i Sakaryalı olduğu için gönderdiği bile iddia edildi. Sarı-lacivertli takımda forma giydiği 4 sezonunda 107 lig maçına çıktı ve 39 gole imza attı.
Attığı her gol sonrası tribünlere verdiği asker selamı ile ünlendi. Yaratıcı gol sevinci nedeniyle 'Asker' lakabıyla hafızalara kazındı. Futbolculuğunun yanında efendiliği ve mütevazi kişiliği ile taraflı tarafsız herkesin takdirini kazandı.
Bir sonraki durağı eski takımı Kocaelispor oldu. Ayağı kırılan futbolcular kervanına katıldı, 1,5 yıl sahalardan uzak kaldı. Ardından Dardanelspor, Trabzonspor, Zonguldakspor ve Sivasspor formalarını giydi.
Trabzonspor'a transfer olduğunun 15. gününde 1999 depremi meydana geldi. Depremde birçok arkadaşını, evini ve mal varlığını kaybetti. Kendine olan güveni ve futbol aşkı sayesinde kısa sürede küllerinden yeniden doğmayı başardı.
Ocak 2003'te henüz 30 yaşındayken profesyonel futbol kariyerine nokta koydu. Bir süre Zaman Gazetesi'nde spor yazarlığı yaptı. Gökdeniz Karadeniz ve Fatih Tekke gibi ünlü futbolcuların menejerliğini de yaptı.
11 kez A, 17 kez Ümit, 13 kez A Genç ve 14 kez B Genç olmak üzere toplam 55 defa milli oldu. Milli forma altında 8 gole imza attı.
Bir dönem Sivasspor'un genel menajerliği görevini yürüttü. Bu süre içerisinde Kemal Kılıç, İsmail Kartal, Werner Lorant ve Karol Pecze gibi isimlerle çalışarak, teknik direktörlük konusunda tecrübe kazandı. 2006'da Pecze ile yollarını ayıran Sivasspor'un başına getirildi. 35 yaşında bu görevi üstlenerek, Süper Lig'in en genç teknik direktörü oldu. Takımı ligin 16. sırasında teslim aldıktan sonra sezon sonunda ligi 48 punla 7. sırada tamamlamasını sağladı.
İlerisi için iki hedefini şöyle sıraladı; "Birincisi Fenerbahçe takımında genel menajerlik ya da teknik direktörlük. Diğeri ise Milli Takım'da genel menajerlik ya da teknik direktörlük."
Takıma ait bir otobüs olsun diye Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) yetkilileri ile kıran kırana pazarlığa bile girişti. Otobüs alınması durumunda buna kendisinin de 50 bin YTL katkı sağlayacağını açıklayarak, kulübe ve Sivas şehrine olan bağlılığını gösterdi.
Takımının liderliğe yükseldiği Vestel Manisaspor maçı öncesi saygı duruşu ve İstiklal Marşı sırasında asker selamını verirken, göz yaşlarını tutamadı. Bu görüntüsü ile sevenlerinin gönlünde bir kez daha taht kurdu. Karşılaşma sonrasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt telefonla arayarak, Bülent Uygun'a teşekkür etti.
Bülent Uygun yönetimindeki Sivasspor, bu sezon 17 maçta 12 galibiyet, 4 mağlubiyet ve 1 beraberlik aldı, ligin ilk yarısında 37 puanla zirvede yer aldı. Sivasspor'u, kuruluşundan bu yana ilk kez Süper Lig'de liderliğe taşıyan teknik adam olarak tarihe geçti.
Yeşil sahada Sivas'la tarih yazarken, çatıda intihar etmek isteyen vatandaşın da yardımına koştu. BOTAŞ'tan 123 bin YTL'lik alacağını tahsil edemeyen ve iflas eden Ali Osman Öksüz adlı işadamı rehin kaldığı otelin çatısına çıkarak intihara kalkıştı. Olay yerinden tesadüfen geçen Bülent Uygun, polisin vazgeçiremediği işadamını ikna ederek, çatıdan indirmeyi başardı.
"Şampiyon olmayacağız, bizim böyle bir iddiamız yok. Bununla ne demek istediğimi anlayan anladı. Ben şampiyonlukta falan yokum kardeşim. Ben futbolun gereğini yapmakta varım" şeklindeki açıklması spor medyasında büyük yankı buldu.
Galatasaray-Sivasspor maçı sonrasında basın toplantısına kızıyla birlikte çıktı. Kızı Almina Tude, G.Saray'ın maçı kazandığı halde tarfatarların babasına neden küfür ettiğini anlamadığını söyledi, Bülent Uygun, "Söz konusu dört büyüklerse gerisi teferruattır" sözleriyle bir kez daha gündeme oturdu.
Hürriyet