Sivas'ın hocası Muhsin Ertuğral, takımının son iki yıl yakaladığı başarının bu sezon tekrarlanmasının zor olduğunu söylerken, “Mutlu olduğum konu, pes etmeyen ve koşan bir takım ortaya çıkardık” dedi.
Yıllarca yurt dışında teknik direktör olarak başarıyla görev yaptı. Bülent Uygun’un teknik direktörlüğü bıraktığı Sivasspor’da 9. haftada göreve başladı. 5 yaşında Türkiye’den ayrılan, Eskişehirspor’da futbol oynarken sakatlanıp, akademik kariyeri için Almanya’nın yolunu tutan bir isim, Muhsin Ertuğral... Köln Spor Akademisi Araştırma Merkezi’ni bitirdikten sonra Alman 4. Ligi’nde ilk deneyimini yaşayan başarılı hoca, ilginç fikirlerinden rakiplerine hazırladığı sürprizlere kadar birçok konuyla ilgili açıklamalarda bulundu... Ve söz Ertuğral’da...
Güney Afrika’da 6 sezon
“25 milyon taraftarı olan Güney Afrika’nın en büyük ekibi Kaizer Chiefs’te aralıklarla 6 yıl çalıştım. Kaizer’deki ilk 4 seneden sonra Arap Emirlikleri’nde çalışmaya gittim. Ardından Ajax beni altyapının başına getirdi. Ligi 9. sırada bitiren Kaizer, “Gel kurtar bizi” deyince, tekrar Güney Afrika’ya döndüm. 2 kupa kazandıktan sonra tam Asya takımlarını düşünmeye başlamışken, kendimi Ajax Cape Town’da buldum. 11. sırada aldığım takımı kupa finaline taşıdım, ligde de 3. sıraya...”
‘Futbol da bir bilim!’
“Türkiye’nin 2 kötü yanı var. Birincisi sabırsızız... Ferguson ilk 4 yılında Manchester’ı küme düşmemeye oynattı, durum şimdi bambaşka. Beckham’ın suratına kramponu vurduğunda bile arkasında durdular. Artık futbolcuyu dolduruşla bir yere getiremezsiniz. Herşey bilim oldu. Bizim çok rahat şekilde para kazandığımız gibi bir düşünce var. Ama ben uyanık olduğum tüm anlarda futbolu ve takımımı düşünüyorum. Her futbolcunun teker teker istatistiklerini çıkartıyorum. Ne kadar koşmuş, nerede koşmuş, defansa ya da hücuma yardım etmiş mi, nerelere ayak basmış, ne tarafa pas vermiş. Kendi oyuncularımı ayrı, rakiplerimizi ayrı analiz ettiriyorum. Bu işin ideali 8 kamerayla maçları takip ettirmek”
‘2 saat idman yetmez’
“Futbolcular günde 2 saat idman yapıyorlar ama benim için geri kalan 22 saat daha önemli. Bu işte artık büyük paralar dönüyor. Orta karar bir takımda 30-40 milyon Euro’luk bütçeler var. Bunlar büyük şirketlerin rakamları. Bir tenisçi günde 7-10 saat çalışıyorsa futbolcuların da bu şekilde çalışması gerek. Bunun içinde masajı da olmalı, analizleri de... Buna ayak uyduramayanlar artık yavaş yavaş ortalıktan çekilecekler. Büyükle küçük arasındaki uçurum giderek daha da açılacak
Türkiye’de hakemlik mi!
“Türkiye’de hakemin en ufak hatasında etrafını 4-5 oyuncu sarıyor ve çirkin şekilde itiraz ediyorlar. 3’üne kırmızı kart gösterin bir daha kimse itiraz edemez. İtiraz eden benim oyuncum bile olsa cezalandırılması gerek. Futbolcularımın hatalarını maçlardan sonra söylediğimde hep kendilerini müdafa ediyor ve bir bahane buluyorlar. Hatayı kabul etmek de bir erdemdir. Bahane uydurursan hatayı hep başkasında aradığın için tekrarlarsın.”
Pazartesi hocaları...
“Türk halkı futbolla yakından ilgili. Herkes kendini teknik direktör olarak görebiliyor. Ama televizyona çıkıp da yorumculuk yapan teknik direktörler var. Bana göre bu çok iyi bir davranış değil. Bir de pazartesi hocaları var ki, bunlar da asla maç kaybetmezler! Birşey olup bittikten sonra yol gösteren çok olur. 1997 yılında Türkiye’den ayrıldım ama geri geldiğimde hiçbir şeyin değişmediğini gördüm. Hala aynı yerdeyiz. Sivasspor’un geçen sezonu çok başarılı geçirmiş ve çıtayı çok yükseltmiş. Tekrar aynı yerlere gelmemiz çok zor olacak. Şu anda istenilen noktada değiliz ama Kayseri maçında 90+3’te 4-2 mağlup olmamıza rağmen gol için saldırıyorduk. Pes etmeyen ve koşan bir takım yarattık”
‘Altyapıya önem verilmiyor’
“Türkiye’de altyapıya çok fazla değer verilmiyor. Bizde bu kadar ilgi çeken ve sokaktaki herkes tarafından konuşulan futbol en azından Brezilya, İngiltere, İtalya ve İspanya gibi ülkelerdeki kadar ileri seviyede oynanmalı, ama düzen bozuk. Altyapıya Galatasaray dışında önem veren yok. Avusturya’da çalışırken kulüp başkanı bana, “Skorun çevrilemeyeceği durumlarda genç futbolcuları oyuna al da gelir elde edelim” demişti. Hem altyapıdan yetişen bir futbolcunun kulübüne gönül bağı da oluyor. Sivas’a da Yusuf ve Muhammet’i monte edeceğim.”
‘En büyük suçlu biziz!’
“2010’da Dünya Kupası’nda yokuz, yazık. Kendi insanımıza gereken değeri vermiyoruz. Benim düşünceme göre yabancı futbolcu transferinden biraz ödün verip, yerliye ve gençlere dönmeliyiz. Milli Takım’ın kurtuluşu ancak böyle olur. Türk futbolcularının bireysel yetenekleri çok üst seviyede ama futbol artık kollektif bir oyun. Ajax en iyi hocalarını 10-12 yaş takımına veriyor. Çünkü kollektif oyun anlayışı o yaşlarda oluşur. Sabır çok önemli. Uzun süre gerektiriyor. Belki de en büyük suçlu biziz. Değişim teknik direktörlerden başlayarak uygulanmalı ki ileri gidebilelim.”
Fanatik Özel / Serdar Dinçbaylı