Çalışanın Risk Aldığı Şehir
Yazar : Osman Çelik
Yorum Sayısı : 1
Okunma : 52
Tarih : 06 Haziran 2012 22:12
İnsan yaşadığı şehrin varlık duruşunu algılayamaz mı? Yaşadığı şehrin modern bir gelişim evresine girmesi gerektiğini çözemez mi? Evet ben algılayamıyorum. Sivas, farklı bir anlayış ve yürüyüş içinde sevgili okurlar.
Nasıl ve ne maksatla olduğunun, analizi yapılması gereken bir iç sorun sarmalı ile, bu şehrin hareket kabiliyeti adeta sıfırın altında.Bir türlü, Sivas’ın harekete geçmesi için akil düşünce yaşam bulamamaktadır. Bir türlü, bu şehrin kalıplarını kırması için, bir ivedi aşk gerçekleştirilememektedir.
Sivas garip bir şehir. Garip olduğu kadarda, eğer gerekli hareket alnını bulursa ayağa kalkabilecek bir şehirdir.
Sivas’ta, yeterince çalışılmıyor. Sivas çalışmıyor. Herkes, adeta işin kolayına kaçarcasına laf üretiyor. Herkes her alanda uzman ve akılları şaşırtacak oranda bilgi ve hüner sahibi gibi.
Ama iş çalışmaya, üretmeye, risk almaya gelince, o susmayan diller, lal oluyor. O her şeyi eleştiren ve her şeyin en iyisini ben bilirim diyenler, sırra kadem basıyor, tatlı ılık sulara dalıyorlar.
Sivaslı sadece eleştiriyor. Her şeyi eleştiriyor. Ama, kendisi hariç. Bir tek kendini eleştirmiyor. Şehrin tamamın yakını, her şeyi eleştiriyor lakin, bir kendini eleştirmiyor.
Her kurum, her meslek gurubu yeterince çalışmıyor. Genelde gün kurtarılıyor, zaman doluyor.
Çalışan ise risk alıyor. Çalışan eleştiriliyor, sıkıntılar ile karşı karşıya kalıyor. Ama en rahat çalışmayanlar. Zira çalışmayanlar için, ben bir yaptırımı bu şehirde görmedim. Çalışma ama uyanık ol, çalışır gibi yap, günü kurtar anlayışı her yerde.
Çalışanların ise gözler üzerinde. Amacı ne, derdi ne, gayesi ne diye eleştirinin eleştirisi yapılıyor. Çalıştığı için toplum tarafından kabul görmüyor. Daha olmazsa bir kulp takılarak etkisizleştiriliyor.
Dedim ya, en rahatı çalışmayanlar. Çalışıpta risk almak yerine çalışmayıp da kafası rahat olma en kolayı.Çünkü çalışanın başı dertten kurtulmaz diye bir algı oluşmuş. Çalışmayan ise kafası ve gönlü rahat bir şekilde, dizi sıralamasında sayısız tercih ile karşı karşıyadır.
Sivas yıllardır bu açmazda sevgili okurlar. Çok çalıştığı ürettiği için, nice insanın çeşitli sıkıntılara gark olduğunu yakinen biliyorum. Çok gayretli nice insanın, bir yolunun bulunarak, tekerinin önüne taş konduğuna siz de şahit olmuşunuzdur.
Sivas çalışmıyor. Sivaslı çalışmıyor. Sadece konuşuyor. Yüze de konuşmuyor. Kapı arkasından konuşuyor. Karşılıklı olarak yüzlere hep gülünüyor ama, peşi sıra arkadan atma yavanlılığı kol geziyor.Bu bir handikap sevgili okurlar. Kadim bir geçmişi olan koca bir şehir, böyle yavanlıklar sarmalından kurtarılmalı.
Şehrin temel değerlerini ortaya çıkaracak, entelektüel bir bilgeli ve ufku önde tutmamız gerekirken, ardı arkası gelmez çekiştirmeler ve hantallıklar korkarım ki bu şehri tüketecek.Sivas bu hantallığı, bu yavanlığı, bu neme lazımcılığı hak etmiyor. Tarihin her döneminde başrol oynamış güzel bir şehrin, bugünkü hali gerçekten insanı üzüyor.
Sivas’ı yeniden okumalı, yeniden yorumlamalı. Ama lafla değil, çalışarak. Herkes kendi alanında, kendi çalıştığı işte en başı oynamalı. Herkes, en iyisinin en iyisini yapmak için elinden gelenin en güzelini gerçekleştirmeli...
Bu şehrin üretmeye, kalkınmaya ve modern şehirlerarasında, özgün yerini almaya ihtiyacı var. Bunu daha fazla geciktirmemeliyiz…
KAYNAK:http://www.sivastimes.com/yazar.asp?yaziID=428