Sivasspor Teknik Direktörü Çalımbay, sezon başında Beşiktaş’ın kapısından döndüğünü açıkladı, “En çok istediğim şey yurt dışı... İçimde ukdedir. Avrupa olsun da neresi olursa olsun. Almanya olabilir, İsviçre olabilir. Yurt dışı için yeterliyim, hatta fazlayım bile” dedi
Beşiktaş’ta çalışkanlığıyla, devamlılığıyla, bitmek tükenmek bilmeyen hırsıyla öne çıkan ve taraftarların ‘Atom Karınca’ diye ünlendirdiği Rıza Çalımbay, şimdi Sivasspor’un başında...
On bir yaşına kadar burada yaşadı, sonrası malum, 20 yıllık Beşiktaş serüveni... Kupalar, kaptanlıklar derken teknik adamlık... Başarıya alışmış bir kişinin burada da iddiasız olması beklenemezdi. Bunu merak ettik ve sorduk, Rıza Çalımbay, geleceğe dönük hedeflerini Sivas’ta yakalar mı, yakalamaz mı? O başladı anlatmaya:
BİLAL MEŞE - ÖZEL RÖPORTAJ
Hedefim çok... Ancak kimse sakın alınmasın, gücenmesin, kafamdaki hedeflere burada ulaşmam gerçekten zor.”
Rıza, Türkiye’de şampiyonluk yaşamak, çalıştırdığı takımı Avrupa’ya taşımak istiyor:
“Geldiğimde takım küme düşmemeye oynuyordu. İlk hedefimiz takımı o girdaptan çekip almaktı, bunu başardık. İkincisi, play-off’a sokmaktı, bunu da gerçekleştirdik. Bu sezon ki en büyük hedefim Türkiye Kupası’nda çok iyi bir yere gelmek. Kupayı Sivas’a taşımak istiyoruz. Bunu da başaracak potansiyelimiz var. Yani işin özeti, Sivas’ı Avrupa’ya çıkarmak istiyorum”.
Bursa şampiyon oldu, Sivas niye olmasın?
“Tabii ki her teknik adam gibi, biz de Sivas’ı şampiyon yapmak istiyoruz. Ancak şu aşamada bunun çok zor olduğunu söyleyebilirim. Böylesi büyük hedefi yakalamak plan ve programlarla olur. Öyle pat diye olacak iş değil. Yani yönetim, takım ve kent olarak bu işe odaklanacaksınız. Altyapınız, kadronuz sağlam olacak. Alternatifi bol bir ekip olacaksınız”.
Kent olarak dezavantajların var sanırım.
“Var. Beğendiğiniz her oyuncuyu buraya getiremiyorsunuz. Ekonomik sorun önünüze çıkıyor. Bol paralı kulüp değiliz. Büyük takımlar istedikleri oyuncuları alabiliyor ya da başka Anadolu takımları. Ama yiğidi öldürüp, hakkını vermek gerekir. Türkiye‘de, Anadolu takımları içinde en iyisi burası... Hiçbir futbolcunun, ne parası kalır, ne primi... Buranın bir handikapı var. Sosyal yönden zayıf. Yabancı gelmiyor. Mesela beş verdiğiniz oyuncu, üçe İstanbul’a gidebiliyor. En önemlisi çocukları... Okul yok diyorlar, gelmiyorlar”.
Hocam Beşiktaş:
“Benim için ayrıdır, özeldir. Hayatımda tek forma giydim, o da SİYAH-BEYAZ’dır. Orada başladım, orada noktaladım. Yirmi yıl oynadım, en çok oynayan benim, en çok şampiyonluklar yaşayan benim, en çok formayı giyen benim. En uzun kaptanlık yapan yine benim. Her şeyimi Beşiktaş’a borçluyum. Çocuklarım orada doğdu, orada büyüdü. Beşiktaş’ı anlatmaya ne zamanım, ne de sayfalar yeter.”
Uzun vadede yine Beşiktaş’a döner misin?
“Dönerim, sezon başı zaten dönüyordum, ufak bir aksilik oldu, olmadı.
Aksilik...
“Bunu söylemek çok zor olur. Çünkü orada yıllarca kaptanlığımı yapmış Samet ağabeyim var. Yönetim kanadında kararsızlık oldu sanırım, ondan olmadı. Teklif geldiğinde Samet ağabeyim yoktu. Yani ismi gündeme gelmemişti. Bu kısmet meselesidir. Yani mutlaka Beşiktaş’a hoca olacağım gibi saplantım yok. En çok istediğim şey yurt dışı...Avrupa olsun da neresi olursa olsun. Almanya olabilir, İsviçre olabilir.”
Peki , yurt dışı için de yeterli olduğuna inanıyor musun?
“Evet inanıyorum. Yeterliyim, hatta fazlayım bile... Bütün Türk antrenörleri rahatlıkla yurt dışında çalışabilirler.”
Hocam, ligin ilk yarısındaki futbol?
“Futbol olarak kötüydük. Hiçbir takım üst üste galip gelemiyordu. Büyük takım diyorsun, bir bakıyorsunuz, evinde yeniliyor. Maalesef futbolumuzda istikrar yok. Sahasında yenilmeyen büyük takım var mı, yok. Eskiden büyük takımların sahasında puan almak mucizeydi. Şimdi gidiyoruz Fener karşısında galibiyete oynuyoruz”.
Ne değişti hocam?
“Bir kere kendilerine güveniyorlar. Artı, tüm teknik adamlar takım savunmasından çok ofansif oyunu tercih ediyorlar. Bir galibiyete 900 bin lira alıyorsunuz. Çok önemli ve ciddi bir rakam. Tabii ki güçlenmeleri de işin başka yönü. Büyük takımlar kadar büyük transfer yapma şansları yok, ama kimin kimi yeneceği belli olmayan bir lig yaşıyoruz.
Ligde müthiş Beşiktaş patentli teknik adam bolluğu var. Neye bağlıyorsun?
“Bir döneme damgasını vurmuş, başarılarla kucaklaşmış oyuncuların tamamı şimdi çalıştırıcı pozisyonunda olmaları. İyi insanlar, ahlaklı ve işine çok düşkünler. Bizler iyi hocaların elinde yetişmiş, iyi dersler almış öğrencileriz”.
Anadolu aslanları
Sivas’a gidilir de, kangal çiftliğine uğranmaz mı? Rıza hoca, ben ve takım arkadaşım Cengiz Malgır ile birlikte dağın tepesinde olan bir Kangal çiftliğinin yolunu tuttuk. Aman Allahım ne çiftlik... Müthiş bir hareketlilik yaşandı, her taraftan Kangal çıkıyor, irili, ufaklı, siz deyin elli, biz diyelim yüz... İnanılmaz köpekler... Önce biraz ürker gibi olduk, ama çiftliğin sahibi Hüseyin Yıldız, “Korkmayın, onlar dostturlar” dedi.
Kimlerden ne öğrendi?
Mustafa Denizli: Hırsı, yönetmeyi, sakin olmayı öğretti,
Fatih Terim: Hem hırsı, hem rahatlığı aldım.
Gordon Milne: Disiplin ve sakinliği alırsınız, Branko Stankoviç: Tam bir liderdi... Dört dörtlük bir insan, müthiş bir hocaydı, Christoph Daum: Antrenmanları on numaraydı,
Sepp Piontek: Türk futboluna en büyük katkıyı o verdi... En önemlisi bize güven aşıladı,
Sen hangisine benziyorsun peki?
“Ben kimseye benzemem... Yenilgiyi kabul edemem. İşimi ve de futbolu çok seviyorum. Başka bir işim yok, bundan başka bir iş de yapamam, beceremem.”
‘Fernandes’e hayranım’
Sivas’ta olmasına rağmen Beşiktaş’ın içinde biri olduğunu ifade eden Rıza Çalımbay, “Çok uzak sayılmam. Samet ağabey, Recep , Ulvi hepsi arkadaşım. Samet hoca ile sürekli görüşüyoruz, her fırsatta birbirimizi arıyoruz. Başkanı çok seviyorum, babasını da çok severim. Çünkü babasının yöneticiliği döneminde top oynuyordum Beşiktaş’ta... Fikret Orman ile çalışmak isterdim. Başkan bence başarılı, daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum. Takım, bence beklenenden daha iyi olabilir. Tek sorunları; şanssızlar. Üst üstte sakatlıklar yaşadılar. Şimdi Mustafa Pektemek, İsmail, Almeida olsa, bugün burada mı olurlardı? Almeida iyi forvet... Tabii ki havaya girerse... Pektemek, Türkiye’nin en iyi forvetlerinden birisidir. Ahh o sakatlık ahh!” dedi.
Fernandes’i öven Rıza hoca, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hayranım. Bu kadar sorumluluk alan bir oyuncu hayatımda görmedim. Top nerede, o orada. Kaçmıyor, saklanmıyor, topu sürekli istiyor. Onu belli kalıba koyamazsınız, serbest olduğu zaman yararlı olur. Kangal köpeğini evde beslemeye benzer. O da doğanın içinde olacak. Hilbert, görünmeyen kahramandır. Beşiktaş’ın en büyük artısı, takım ruhunu yakalamış kadrosu var.”
ÇALIMBAY’IN GÖZÜNDEN...
GALATASARAY
Geniş bir kadrosu var. İnşallah Avrupa’da başarılı olurlar. Geniş kadro elbette iyi, ama bazen de kötü... Herkes, Galatasaray şampiyon olur diyor ama demekle bu işler olmuyor. Her şey sahada bitiyor.
FENERBAHÇE
Aykut hoca çok taktir ettiğim bir fotoğraftır. Sıkıntılı dönemlere karşın ayakta kalmasını bildi. Fenerbahçe büyük bir camia ve çok farklı bir kulüp. Üç büyüklerden hep başarı bekleniyor. İkincilik ve üçüncülük taraftarı asla tatmin etmiyor, haklılar.
TRABZONSPOR
Şenol hocamız, Trabzon’un yetiştirdiği ender kişilerden biridir. Öyle bir karar aldığına göre, canını sıkan birşeyler olmuştur. Tolunay hocanın göreve gelmesi bence Trabzon için büyük bir şans. Şu aşamada ondan fazla bir şeyler beklemek yanlış olur. Çok hırslı yapısı var, biraz sabır göstermek şart.
ANTALYASPOR
Bir mağlubiyet alırsınız, o mağlubiyetten sağlam dersler çıkarırsınız, en az beş maçı kazanırsınız .Ders çıkaramıyorsanız, ne yaparsanız yapın, başarısız olursunuz. Biz Samsun’u yendik, Antalya kümede kaldı. Mehmet Hoca o kötü sezondan müthiş dersler çıkardı, bugünkü başarısını da o derslere borçludur