Cevap: Acı yanımız...
[QUOTE=sivasfutbol;937936]Üzülerek bu konuyu açıyorum, üzülerek bu konuyu gündeme getirmek istiyorum. Sivassporumuz ile Galatasaray maçında ilk golü yiyene kadar coşkuyla takımımızı desteklemeye çalışırken(taraftar grupları içerisinde) ilk golü yedikten sonra moralimiz bozuldu sustuk ... QUOTE]
Küfredenler hep vardı, biz ancak sayılarını azaltabiliriz ikna ettiklerimizle. Ama, bence asıl acı yanımız gole endeksli seyirci kültürümüzdür. Tribün klasiğimiz şu: Takımımızı maça başlatıyoruz. Sonra yerimize oturuyoruz. Önümüzdekileri de uyarıp oturtuyoruz. Çekirdeğimizi alıp 'yazlık sinema' formatına girip maçı seyrediyoruz. Maalesef her maç böyle.
Biz bu döngüyü kırmadıkça takıma katkı veremeyiz.
Maçı değerlendirirken de yazmıştım. Bu maç özellikle 2-1 geriye düştükten sonra maraton tribünü tamamen sessizleşti. Baktım maç göz göre göre gidiyor. 55. dakika falandı. Amigo Sebo da ortalarda olmayınca Maraton D'nin önüne kendimi attım. bağır, çağır, hadi derken 58. dakika şovuna katıldık. Bir süre sonra 3. yeyince tam sessizlik çöktü zaten. 85'de 3-2 olunca aynı tribün yeniden kmıldadı biraz ama geç kalınmıştı. Deplasmanda yendiğimiz Konyaspor'un 20000 kişilik seyircisinin hepsi 90 dakika ayakta ve tezahüratı bırakmayarak maçı bitirdiler. Skor onlar için önemli değildi. Demekki anormallik bizim taraftarda. Bunu çözmeliyiz. Bunu çözersek küfür de kendiliğinden biter. Çünkü, normal tezahürata, şarkılara katılan taraftar aynı anda küfür edemez. Küfrün ilacı doğru taraftar kültürü ve planlı proğramlı bir tribün anlayışıdır. Küfür boşluktan doğar ve beslenir. Tribün boşluğuna son vermeliyiz.
|