Yazar: Erkan Yıldız (Bizim Sivas)
Hayatın en beklenilmeyen zamanlarında ortaya çıkan bu ikilem her yerde olabileceği gibi bu hafta yeşil sahalarda yerini aldı. Tıpkı haftalardır olduğu gibi…
Varlığını ispatlamış olarak rahat bir konumda bulunan Sivasspor açısından fazla anlam ifade etmeyen yukarıdaki betimleme, seyircisiz oynama cezası alan Diyarbakırspor için çok şeyler ifade ediyordu. Taraftarsız oynadığı karşılaşmada mutlak 3 puan hedefleyen sıcak iklimiyle tanıdığımız Diyarbakırspor’u sıcak haftalar bekliyor artık.
Çırpındıkça daha da batan Diyarbakırspor, Teknik Direktör değişikliğine rağmen bu haftada istediğini alamadı ve bir anlamda sahasında yaşadığı olumsuzlukların cezasını toparlamaktan başka bir sonuca ulaşamadı.
Kendini ateş çemberinden kurtarmak için karşılaşmanın ilk dakikalarında can havliyle Sivas ceza sahasına konuşlandıran Diyarbakırspor, oyuna kontrollü başlamamanın cezasını Musa Kuş’un filelerle buluşturduğu topla ödedi.
İlk yarının hemen 7. dakikasında atılan golle oyunu rölantiye alan Sivasspor’un rahat sürdürdüğü ilk yarıda Diyarbakırspor’un bütün varyasyonları suya düştü.
Süper lige yükselme mücadelelerinde 4 Eylül stadından kalma bir hesabımız bulunan Diyarbakır’ı kendi evimizde ligin ilk yarısında eli boş göndermiştik. Hakem faciası yaşadığımız maçtan sonra o sezon Diyarbakır süper lig vizesi almış, ancak biz az farkla kaçırmıştık.
Akıllarda kalan bu anekdotla eski bir dosta! tabiri caizse kendi evinde dur ihtarı çektik. Sonra Diyarbakırspor’a ektiğini biçtirdik ve kendi sahasında yaşanan olayların semeresini çekmeye mecbur bıraktık.
Taraftarsız oynamaya mahkum olan Diyarbakırspor, cadı kazanı diye tabir ettiğimiz düşme hattında fokurdamaya devam ediyor.
Niçin kaç paragraftır Diyarbakırspor’dan yoğunlukla bahsediyoruz dersiniz sizce? Şöyle ki; ipini asıp, ununu sermiş bir Sivasspor rahat bir kafayla maça çıkarken Diyarbakırspor ise stres, baskı ve heyecanla karşılaşmadan mutlak 3 puan çıkarmanın gayreti içerisindeydi. Sivas kalesine gol atma uğraşısını ferdi becerilerle sürdürmeye devam eden Diyarbakırspor en fazla beraberlik golünü bulabildi.
Karşılaşmanın son çeyreğinde şuursuz ama ardı arkası kesilmeyen Diyarbakır ataklarında futbolun içinde olan, ama başımıza gelmesini istemediğimiz penaltı gibi, karambol gibi, kendi kalemize gol atmak gibi unsurların aklımıza gelerek bizi rahatsız ettiği anlarda yüreğimiz defalarca ağzımıza gelmedi değil.
Rakoviç – Ender değişikliğiyle hücum gücünü yükselten Diyarbakır karşısında iyice defansa çekilen Sivasspor’da gol yemeden ikinci golü bulmak için beklenen kontratak fırsatları da seri bir biçimde değerlendirilemeyince, hesaplarımız kah ofsayt, kah hatalı paslarla eridi gitti.
Büyük hesaplarla kadrosuna kattığı yabancı futbolcularla da istediği helvayı yapmayı başaramayan Diyarbakır, Sivasspor’un strese girmeden oynadığı karşılaşmada şans faktörüne de taraftarı gibi ceza verdi herhalde. Zira Sivas defansının duraksadığı anlarda yakaladığı müthiş fırsatları da lehine çeviremedi. Yeşil sahaların akıllarda kalan isimlerinden biri olan Oktay Derelioğlu’nun oyuna girmesi de pek fark etmedi doğrusu.
Karşılaşma da skor tabelası 3 dakika uzatmayla da değişmeyince geriye Diyarbakırspor’a uzun uzun düşüneceği zorlu haftalar kaldı…
Karambole geleceğimiz dakikaların yaşandığı maçın uzatma devresinde, ikinci yarıda oyuna giren DaSilva’nın yakaladığı pozisyon Metin Aktaş’ ın müdahalesine takıldı. Burada Diyarbakırspor, özellikle Balili’ye mutlak gol fırsatlarında gol şansı vermeyen Metin Aktaş’ a 1 puan için teşekkür etmeli.
*******
Çaykur Rizespor maçı öncesi haftayı zorlu Diyarbakırspor deplasmanından 1 puanla kapatmayı başaran Sivasspor ise, 9. haftada Gençlerbirliği deplasmanında almış olduğu deplasman galibiyetinin ardından 8 deplasmanda galip gelememe sendromunu da adeta geleneğe dönüştürdü ve Diyarbakır karşılaşmasında öne geçmesine rağmen bu üstünlüğünü koruyamayınca 9 deplasmanda da 3 puanla tanışamadı.
Karşılaşmanın 70. dakikasında maçın orta hakeminin işaretiyle yakılan Diyarbakır Atatürk stadının ışıkları düşme hattında bulunan ekibe ileriki haftalar için aydınlık olacak mı bilinmez.
Artık gelecek sezonun hesaplarını yapmaya başlayan Sivasspor için, kurt teknik direktör Werner Lorant’ ın önüne UEFA hesapları yapacak bir kadro sunulmak zorunda…
Bunu hem taraftar hak ediyor, hem de elindeki hamurla en iyisini yapmayı başaran teknik direktör Werner Lorant hak ediyor diye düşünüyorum. Şöyle bir geriye baktığımızda elde edilen başarının tesadüfi olmadığını artık herkesin anladığını görmenin hiçte zor olmadığı anlaşılıyor kesinlikle…
Bu arada Werner Lorant ile Diyarbakır’a kiralık verdiğimiz M.Ali Kurtuluş arasında var olduğu söylenen kırgınlık savı ne derece doğrudur bilemem ama, M.Ali Kurtuluş halen bizim için değerli bir oyuncu. M.Ali’nin bildik ve beğendiğimiz oyununu bu haftada sürdürmesi bizleri açıkça sevindirdi doğrusu.
Erteleme maçında Gaziantep’i konuk edeceğiz. Çarşamba günü oynayacağımız bu karşılaşma ile üst üste iki karşılaşmayı evimizde oynama avantajımız var. Zira Erciyes, Gençlerbirliği maçları gibi aksiyonu yüksek ve zevkli Gaziantep ve Rize maçları 4 Eylül stadında bizleri bekliyor.
Çarşamba günü oynayacağımız Gaziantep maçından sonra da Çaykur Rizespor’u evimizde konuk edeceğimiz hafta sonunu ajandanıza not etmeyi unutmayın.
Görüşmek dileğiyle…
.gif){kind=avatar}
Olmak… Ya da olmamak
.gif){kind=avatar}
Normal
