Arkadaşların bu güzel düşüncelerini takdirle karşılıyorum.
İstedim ki; bu güzel düşünceleri paylaşayım, bir şeyler ekleyeyim.
Bizler O diyarın çocukları olarak, sevgimizi, özlemlerimizi, hasretlerimizi, coşkumuzu hatta öfkemizi yanık türkülerle, ezgilerle, folklorümüzle dile getirmişiz hep.
Evet, Sivaslımın bağrı yanıktır, yüreği dağlıdır, ekmeğini ve kuru soğanını yerken, gözleri paylaşabileceği birilerini arar. Gözlerindeki mahcup bakışlarının derinliğinde içtenlikle GARDAŞ diyebileceği birilerini arar hep. Varsın bazıları GARDAŞ kelimesinin sırrına eremesin,
Varsın birileri yiğidimi hor görsün,
varsın yarasa bakışlılar memleketime tepeden tepe takla tersten baksın,
Sen onurunu, duruşunu bakışını bozma yiğidim.
Kökü toprağın derinliklerinde; dalları gökyüzüne uzanan şanlı mazinle ol
Dur gardaş tanıdım seni,
Bir selam ver de geç dostuna.
duruşun endamın bize benziyor,
GARDAŞ SEN SİVAS'IN NERESİNDENSİN ?
ÖVÜNMEK GİBİ OLMASIN
SİVAS'LIYIZ GARDAŞ....
|